Çalışma Hayatının Geleceği Konak’ta Masaya Yatırıldı

Çalışma hayatındaki hızlı değişimin ele alındığı Dönüşen Çalışma Hayatında İşçi-İşveren Buluşmaları’nda yeşil dönüşüm, dijitalleşme, nitelikli işgücü ihtiyacı ve geleceğin mesleklerine uyum için uygulanacak politikalar masaya yatırıldı

  • Oluşturulma Tarihi :
  • Güncelleme Tarihi :
  • Kaynak : BERKAY ERDEN
Çalışma Hayatının Geleceği Konak’ta Masaya Yatırıldı haberinin görseli

Dönüşen Çalışma Hayatında İşçi-İşveren Buluşmaları Konak’ta düzenlendi. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Prof. Dr. Vedat Işıkhan’ın İzmir Programı kapsamında katılım gösterdiği buluşmaya Bakan Işıkhan’ın yanı sıra İzmir Valisi Dr. Süleyman Elban, Adalet ve Kalkınma Partisi (AK PARTİ) İzmir Milletvekili Ceyda Bölünmez Çankırı, Dokuz Eylül Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Bayram Yılmaz ve meslek odaları başkanları katıldı.

Türkiye’nin çalışma hayatında yaşanan hızlı dönüşümün etkilerinin ele alındığı buluşmada, yeşil ve dijital dönüşüm sürecinin işgücü piyasasına yansımaları, nitelikli istihdam ihtiyacı ve mesleki becerilerin geliştirilmesi gibi konular masaya yatırıldı. Toplantıda hem işverenlerin hem de çalışanların yeni döneme uyum süreci değerlendirilirken, hükümetin bu alandaki politikaları ve İzmir’in bu dönüşümde üstlendiği rol ön plana çıktı.

IŞIKHAN: DÖNÜŞÜME UYUM TERCİH DEĞİL, ZORUNLULUK

Yeşil ve dijital dönüşümün önemine vurgu yapan Işıkhan, hükümetin bu konuda attığı adımlardan bahsetti. Asgari ücretin belirlenmesi için de Aralık ayını işaret eden Işıkhan, “Hepinizi sevgi ve saygıyla selamlıyorum. Bugün, güzel İzmir’imizde, ‘Yeşil ve Dijital Dönüşüm Sürecinde, İşçilerin Beceri Uyumlarının Geliştirilmesi Projesi’ kapsamında, ülkemizin dört bir yanında sürdürdüğümüz ‘Dönüşen Çalışma Hayatında İşçi ve İşveren Buluşmaları’ projemizin 10’uncu durağında, sizlerle bir aradayız. Bu toplantı serisi; Türkiye’nin yeşil ve dijital dönüşüm sürecinde; çalışma hayatının tüm taraflarını aynı platformda buluşturan, bu dönüşüme ilişkin farkındalığı ve ortak anlayışı artıran, sürecin farklı bölgelerde ve sektörlerde nasıl yaşandığını görmemize imkân sağlayan ve sosyal diyaloğu güçlendiren önemli bir istişare mekanizmasıdır. İzmir, ülkemizin en hızlı gelişen, dinamik üretim merkezlerinden birisidir. Biz de burada, çalışma hayatımızın geleceğini, doğrudan etkileyecek stratejik bir konuyu ele almak üzere sizlerle bir araya geldik. Amacımız; yeşil ve dijital dönüşümün; işgücü piyasalarına etkilerini, sunduğu fırsatları ve beraberinde getirdiği riskleri kapsamlı biçimde değerlendirmek, işçilerimizi, işverenlerimizi ve tüm paydaşlarımızı bu sürece en güçlü şekilde hazırlamak olacaktır. Giderek hız kazanan bu dönüşüm, yalnızca üretim süreçlerini değil; istihdamın yapısını, meslekleri, beceri profillerini ve çalışma biçimlerini de yeniden şekillendirmektedir. Bu nedenle dönüşüm sürecine uyum sağlamak, artık bir tercih değil; ekonomik rekabet gücümüzü korumanın önemli bir zorunluluğu ve gereğidir. Cumhurbaşkanımızın ortaya koyduğu, Türkiye Yüzyılı vizyonu doğrultusunda, 12. Kalkınma Planımız; iklim değişikliğiyle mücadeleyi, yeşil dönüşümü, dijital altyapının güçlendirilmesini ve beceri uyumunun artırılması gibi hedefleri belirlemiştir. Plan, aynı zamanda, 2053 net sıfır hedefi doğrultusunda, adil geçiş yaklaşımının vazgeçilmez olduğuna da vurgu yapmaktadır. Bakanlık olarak bizler, ‘kimseyi geride bırakmadan’ bu dönüşümü adil, dengeli ve kapsayıcı bir biçimde yönetmeyi, tarihi bir sorumluluk olarak görüyoruz. Bu yıl, kamuoyuyla paylaştığımız, 2025–2028 Ulusal İstihdam Stratejisi, çalışma hayatındaki dönüşüme ilişkin yol haritamızı net bir şekilde ortaya koymaktadır. Stratejimizin temel ilkeleri; Bütüncül yaklaşım ve uyum, Kapsayıcılık ve fırsat eşitliği, Sosyal diyalog ve özendirici yaklaşım, İnsana yakışır iş, Sürdürülebilirlik ve Risk yönetimi temelli yaklaşımdır. Bu stratejinin temel eksenlerinden biri de ‘işgücü piyasalarında, yeşil ve dijital dönüşüm süreci ile beceri uyumunun geliştirilmesi’ dir. Bu eksen; beceri ekosisteminin güçlendirilmesi, dönüşümün çalışma hayatına etkilerinin tüm yönleriyle analiz edilmesi, adil geçiş politikalarının oluşturulması ve sektörel/bölgesel düzeyde, beceri uyumunun artırılmasına yönelik istihdam politikalarının etkinliğinin geliştirilmesini bir hedef olarak ortaya çıkmaktadır. Bugün İzmir’de sahada yürüttüğümüz ‘Yeşil ve Dijital Dönüşüm Sürecinde İşçilerin Beceri Uyumlarının Geliştirilmesi Projesi’ de Stratejimizin ilk uygulamalarından biridir. Bu proje; aynı zamanda insanı merkeze alan, kamu politikalarımızın da güçlü bir yansımasıdır. Bu kapsamda; Mesleki Yeterlilik Kurumumuz, yeşil dönüşümle ilgili yeni mesleklerde, ulusal meslek standartları hazırlamaktadır. İŞKUR, yeşil işlere yönelik mesleki eğitimler ve beceri kazandırma programlarıyla çalışanlarımızı, geleceğin işlerine hazırlamaktadır. Çalışma Genel Müdürlüğümüz, dönüşümün istihdam üzerindeki etkilerini bilimsel analizlerle ortaya koyarak politika süreçlerimize önemli katkılar sağlamaktadır. Bakanlığımız bünyesinde kurduğumuz ‘Çalışma Hayatında Dönüşüm Daire Başkanlığı’ ise, özellikle yeşil ve dijital dönüşüme ilişkin tüm politika ve uygulamaların koordinasyonunu sağlamak üzere çalışmalarını başarılı bir şekilde sürdürmektedir. Bu birim; beceri uyumu, mesleki eğitimin geliştirilmesi, istihdamda kapsayıcılığın artırılması, sosyal korumanın güçlendirilmesi, sosyal diyaloğun derinleştirilmesi ve iklim değişikliğine uyum gibi kritik alanlara öncelik vermekte ve stratejiler geliştirmektedir. Bu çalışmalar, dönüşümün çalışma hayatına etkilerinin adil ve dengeli bir biçimde yönetilmesine yönelik yol haritamızın ana çerçevesini oluşturmaktadır. Çalışanlarımızın yeni beceriler kazanması, kırılgan grupların desteklenmesi, sosyal tarafların karar alma süreçlerine aktif katılımı ve kimseyi, geride bırakmayan bir dönüşüm için, kararlılıkla çalışıyoruz. Aynı zamanda işgücüne katılımı artırmak ve istihdamı geliştirmek için birçok projeyi hayata geçiriyoruz. Geçen yıl hayata geçirdiğimiz önemli programlarımızdan bir tanesi de; ‘Aday havuz sistem’ dir. Bugüne kadar 35 binden fazla işveren bu sistemi kullandı, yaklaşık 2 milyon çalışan araması gerçekleştirildi ve 100 binden fazla vatandaşımız bu sistem üzerinden işe yerleştirildi. Bu sistem, işverenlerimize ilan vermeden, İŞKUR’un veritabanındaki yaklaşık 3 milyon aktif iş arayan kişiyi tarama imkanı sunuyor. İşverenler; meslek, eğitim, sertifika, yabancı dil, yaş ve şehir gibi birçok filtre ile arama yapabiliyor, kişisel bilgileri görünmeden adayın niteliklerini inceleyebiliyor ve değerlendirme yaparak adayımıza teklif dahi gönderebiliyor. Özel istihdam bürolarına ilan vermenin ücretli olduğu bir ortamda aday havuz sistemi işverenlerimiz için ciddi bir zaman ve maliyet avantajı sağlamaktadır. Hayata geçirdiğimiz programların; iş gücü piyasasında ve iş gücü verilerinde önemli katkılar sağladığını görmekten dolayı da büyük bir mutluluk duyuyoruz. Emek, üretimin en değerli unsurudur. Emeği göz ardı ederek, sürdürülebilir büyüme sağlamak ve toplumsal refahı artırmak mümkün değildir. Bu nedenle hükümet olarak, Saygıdeğer Cumhurbaşkanımızın liderliğinde tüm politikalarımızda, emeği merkeze alan, sosyal diyaloğu önceleyen ve insan onurunu yücelten bir yaklaşımı benimsiyoruz. Bugüne kadar, çalışma hayatında gerçekleştirdiğimiz tüm reformların odağında; insan ve emek vardır. Bildiğiniz gibi; asgari ücret, çalışma hayatımızda en temel ücret seviyesini ifade eden bir göstergedir. Bu yıl da; Aralık ayının başlarında ‘Asgari Ücret Tespit Komisyonu ’muz toplanarak ; işçi ve işveren temsilcilerimizle yeniden bir araya gelecek. Bu süreçte; temel önceliğimiz, sosyal diyalog çerçevesinde tarafların ortak akılla uzlaşmaya varmasıdır. Komisyondan; hem çalışanlarımızın refahını koruyan hem de işverenlerimizin üretim ve istihdam gücünü gözeten, optimal bir seviyenin ortaya çıkacağına inanıyorum. Her mesele gibi dönüşümün başarıya ulaşması; birlikte düşünmek, birlikte karar almak ve birlikte uygulamakla mümkündür. Burada da bizimle birlikte olan sürece katkı sağlayan, tüm kurum ve kuruluşlarımıza, sosyal paydaşlarımıza, akademisyenlerimize, sahada özveriyle görev yapan ekiplerimize ve emek veren tüm teşkilatımıza, Çalışma Genel Müdürlüğümüze teşekkür ediyorum. Projemizin ve bugün gerçekleştirdiğimiz istişarelerin, hem İzmir’e hem ülkemize önemli katkılar sağlayacağına yürekten inanıyorum. Dönüşen dünyada, güçlü Türkiye’nin güçlü emeği için hep birlikte çalışmaya, üretmeye devam edeceğiz.

ELBAN: İŞÇİDEN BEKLENTİLER FARKLILAŞTI

Hayatın çok hızlı değiştiğine dikkat çeken Elban, pandemiyle birlikte “iş yeri” kavramının değiştiğini söyledi. Sıradan iş yapanların yerini makinelerin alacağını söyleyen Elban, “Artık öyle bir dönemdeyiz ki, neredeyse bir gün içinde yaşanan değişim bile geçmiş yıllardaki değişimlerden daha büyük. Bu değişim her şeyi etkilediği gibi çalışma hayatımızı da, işverenlerimizi de, doğal olarak çalışma mevzuatını da etkiliyor. 1990’ların ortalarına kadar en çok bildiğimiz şey telefonla konuşmaktı. Ancak o dönemden itibaren teknoloji öyle bir noktaya geldi ki, biz o günler için gülerek konuştuğumuz birçok şeyi 10-15 yıl sonra yaşamaya başladık. Aynı cihazlarla bankacılık işlemleri yapar hale geldik. Hayat öyle hızlı değişmeye başladı ki birkaç yıl önce hayal bile edemediğimiz ya da çok uzak gördüğümüz şeyler bugün hayatımızın sıradan bir parçası oldu. Özellikle pandemiyle birlikte çalışma hayatında radikal bir dönüşüm yaşandı. Artık “iş yeri” kavramı yeniden sorgulanıyor. Bugün dünyanın birçok ülkesinde, özellikle Avrupa ülkelerinde, kamu kurumları haftanın belirli günlerinde uzaktan veya evden çalışma sistemini pandemiden sonra kabul etmiş durumda. Bununla birlikte teknolojideki hızlı gelişmeler ve dijitalleşme nedeniyle bazı meslekler dönüşmek, hatta yok olmak durumuyla karşı karşıya kaldı. Bu durum çok endişe verici ya da dramatik bir tablo mudur? Hayır. Eğer bir mesleğiniz ve bir beceriniz varsa endişeye gerek yok. Ama sıradan bir iş yapıyorsanız, yerinizi makine ya da yapay zekâ alabilir. Ancak bir yeteneğe, beceriye dayalı bir iş yapıyorsanız merak etmeyin; bu dönüşüm en az yirmi–otuz yıl daha idare edebilir durumda olacaktır. Endişe etmeye gerek yok. Fakat her hâlükârda yaptığınız işin de dönüşeceğini hesaba katmak zorundayız. Belki meslek yok olmayacak ama mutlaka dönüşecek. Dolayısıyla meslekler dönüşüyor, bazıları yok oluyor; işlev kavramı değişiyor, işveren–işçi anlayışı değişiyor. Endüstri 4.0 ile birlikte hayatımıza giren ‘Karanlık fabrikalar’ sayesinde artık işverenler daha çok makineden, daha az hatayla üretim bekliyor. İşçiden beklentiler ise farklı alanlara kaymaya başladı. Tüm bunlar işçi, işveren, iş yeri, üretim kavramlarını ve çalışma hayatındaki alışkanlıkları tamamen değiştirdi. Bu durum karşısında hem çalışma hayatını düzenlemek hem de yeni ortamlara uyum sağlayacak şekilde insanlarımızı yetiştirmek zorundayız. Örnek olarak şunu söyleyebilirim: Son iki yıldır gençlerimizin bir meslek ve beceri kazanması için yoğunlaşmış durumdayız. 2023’te ilimizde yüzde 30 civarında olan meslek lisesi oranı bugün yüzde 65’e ulaştı. Çünkü bir mesleği ve becerisi olan kişinin mesleğinin yok olmayacağını biliyoruz. Gençleri yalnızca iş hayatının ihtiyacı olan elemanlar olarak yetiştirmek için değil; geleceğe güvenle bakabilmeleri, beceri kazanmaları ve değişen şartlarda uygun mesleklerle var olabilmeleri için destekliyoruz” dedi.

ÇANKIRI: OSB’YE AÇILAN OKULLAR ÇÖZÜM OLUYOR

Rekabet gücü korunurken, çalışanların haklarının savunulmasının da önemine vurgu yapan Çankırı, “Kıymetli Bakanım, dönüşen çalışma hayatında işçi ve işveren buluşmaları kapsamında bir araya gelmemiz, sadece bir toplantı değil; iş dünyamızla çalışanlarımız arasında güçlü bir iletişim köprüsü kurmak, fikir alışverişinde bulunmak ve ortak çözüm yolları üretmek için çok değerli bir fırsat. Hepimizin bildiği gibi teknoloji, küresel rekabet ve ekonomik dönüşümle şekillenen yeni çalışma modelleri, bizlerden daha fazla esneklik, uyum ve işbirliği talep ediyor. İşverenlerimizin rekabet gücünü korurken çalışanlarımızın haklarını ve güvenliğini sağlamak artık geçmişe kıyasla çok daha kritik bir hale geldi. Bu noktada hükümetimizin attığı adımlar büyük önem taşıyor. Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın liderliğinde çalışma hayatında hak ve adalet dengesini gözeten, sosyal güvenliği güçlendiren ve istihdamı artıran politikalar hayata geçirildi. Bugün burada, bu politikaların işverenlerimiz ve çalışanlarımız açısından somut yansımalarını birlikte değerlendirme fırsatı bulacağız. Sayın Cumhurbaşkanımızın vizyonu, sadece ekonomik büyümeyi değil, çalışma standartları konusunda da ortak bir rota oluşturmayı hedefliyor. Değerli Bakanım, bu toplantıya katılımınız benim için ayrıca çok kıymetli. İzmir’de sanayi, ticaret, esnaf ve meslek örgütleriyle uyumlu bir işveren–işçi çalışma kültürü görüyoruz; kendileri her platformda sorunları dile getiriyorlar, bizler de şehrin temsilcileri olarak elimizden gelen desteği sunmaya çalışıyoruz. Bakanlığınız başta olmak üzere tüm ilgili bakanlıklarımızla sürekli istişare halindeyiz. Bu işbirliği, karşılaştığımız sorunların çözümünde önemli bir rehberlik sağlıyor. Mesleki yeterlilikler ve mesleki eğitim konusunda OSB’lerimizin içinde açılan nitelikli okullar, Türkiye’nin en önemli sorunlarından biri olan nitelikli işgücü meselesine güçlü bir yanıt oluşturuyor. Bu okulların değeri tüm Türkiye’ye örnek olacak niteliktedir” şeklinde konuştu.

Kaynak : BERKAY ERDEN

Okumaya Devam Et

Aşağı kaydırmaya devam edebilir veya ilgi alanınıza göre seçim yapabilirsiniz.