ÇED’siz gemi sökümü Aliağa’yı çevresel krize sürüklüyor

İzmir Gemi Söküm Koordinasyon Grubu, Aliağa’daki gemi söküm tesislerinde denetimsiz faaliyetlerin devam ettiğini belirterek, ÇED sürecinin zorunlu hale getirilmesi ve kuru havuz yönteminin uygulanması gerektiğini vurguladı


  • Oluşturulma Tarihi : 05.03.2025 13:49
  • Güncelleme Tarihi : 05.03.2025 13:49
  • Kaynak : HABER MERKEZİ
ÇED’siz gemi sökümü Aliağa’yı çevresel krize sürüklüyor

KEMAL ÖZKURT / Aliağa’da faaliyet gösteren gemi söküm tesisleri için uygulanan ÇED muafiyetinin kaldırılması yönündeki dava devam ederken, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı'nın internet sitesinde "Gemi Söküm ve Gemi Geri Dönüşümü Faaliyeti Alan Artışı Projesi" adıyla yeni bir ÇED sürecinin başlatıldığını duyurdu. Bu gelişme üzerine, çevre, halk ve işçi sağlığını ilgilendiren sürece dikkat çekmek ve mücadeleyi büyütmek amacıyla Çevre Mühendisleri Odası İzmir Şubesi, konuyla ilgili bir basın açıklaması gerçekleştirdi. Basın açıklamasını okuyan TMMOB İzmir İl Koordinasyon Kurulu Genel Sekreteri Aykut Akdemir, “Bakanlık tarafından verilen ÇED kapsam dışı belgeleriyle sürecin işletilmeye devam ettiğini görüyoruz. Gemi söküm tesisleri için ÇED süreci zorunlu hale getirilmeli, çevre ve işçi sağlığı açısından en az riskle faaliyet gösterilebilmesi için kuru havuz yöntemi uygulanmalıdır" dedi.

YASAL PROSEDÜRLER UYGULANMALI

Aliağa da gerçekleştirilen gemi sökümü sürecinde, izin ve raporlardaki eksiklikler, uygunsuz çalışma şartları, yetersiz denetim ve alınmayan çevresel önlemlerin çevre ve halk sağlığını tehdit  ettiğini belirten Akdemir, "Bakanlık tarafından verilen ÇED kapsamdışı belgeleri ile bugüne kadar Çevresel Etki Değerlendirilmesi (ÇED) süreci işletilmeksizin çalışmaya devam eden gemi söküm tesisleri için ÇED süreci işletilmesi gerektiğine ilişkin EGEÇEP, İzmir Barosu, TMMOB Mimarlar Odası, İzmir Tabip Odası ve 8 yurttaş, 10 OCAK 2025 tarihinde Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığına karşı açtığı dava süreci devam ederken, "Gemi Söküm Ve Gemi Geri Dönüşümü Faaliyeti Alan Artışı Projesi" adı ile ÇED sürecinin başladığı duyurusu Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği İl Müdürlüğü sayfasında paylaşıldı. Geçtiğimiz günlerde ise Aliağa Gemi Söküm Bölgesi alanının Aliağa Belediyesine devredildiğine dair haberler paylaşıldı. Devir işlemlerinin hangi koşullarda gerçekleştiği, Aliağa Belediyesi tarafından alanla ilgili ne planlandığına dair henüz resmi bir açıklama yapılmadı. Gemi söküm sektöründe sorunların çözümü için tek başına ÇED prosedürünün işletilmesi yeterli değildir. Gemi söküm tesislerinin çevre ve işçi sağlığı açısından en az riskle faaliyet göstermesi için kuru havuz yöntemi zorunlu tutulmalıdır. Gerekli çevresel önlemler alınmalıdır. Bu kapsamda öncelikli olarak bölgenin ihtiyaçları belirlenmeli, bu doğrultuda bir ÇED süreci planlanmalı ve ÇED muafiyetlerinin halihazırda mevcut koşullar dikkate alınarak iptali gerekmektedir. ÇED süreci "yasal prosedürün kağıt üzerinde tamamlanması" şeklinde gerçekleşmemeli, bu süreçte çalışma yöntemi, alınması gereken önlemler, kontrol ve denetim mekanizmaları sorgulanmalıdır” diye konuştu.

ÇALIŞMALAR KONTROLSÜZ OLARAK DEVAM EDİYOR

Gemi geri dönüşüm tesislerinin Çevre İzin ve Lisans Yönetmeliğine göre çevreye kirletici etkisi olan işletmeler olarak tanımlanmasına rağmen, gemi geri dönüşümü ile ilgili özel mevzuat düzenlemesi yapılmadığını, denetimsiz ve kontrolsüz olarak çalışmaya devam ettiğine dikkat çeken Akdemir, "Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı tarafından; Gemi Geri Dönüşümü ile ilgili usul ve esaslar, tesislerin özellikleri, İşletme koşulları, çevre kirliliği kapsamında alınması gereken önlemler, denetimi ile ilgili hususları içerecek şekilde uluslararası düzenlemelere uyumlu olarak yayınlanmalıdır. Gemilerin sökülmesi sürecinde tehlikeli madde envanter raporları, söküm planları, atık yönetim planları, asbest ve radyoaktivite ile ilgili özel mevzuat kapsamında gerekli envanter ve ölçüm raporları istenmeli ve konusunda uzman olan personel tarafından titizlikle incelenmelidir. Söküm için getirilen tüm gemilerin fiziki koşullarının sunulan belgelerle uyumlu olup olmadığı, söküm işlemleri sırasında gerekli önlemlerin alınıp alınmadığı denetlenmelidir. İşçi sağlığı ve güvenliği ile ilgili İLO tarafından hazırlanan rehber dokümanlar ışığında ve yasal mevzuat kapsamında gerekli önlemler alınmalıdır" dedi.

ALİAĞA KAPASİTESİNİ AŞTI

Aliağa' da çevresel yük ve kirlilik taşıma kapasitesinin aşıldığına dair defalarca rapor yayınlandığını hatırlatarak özel işletim koşullarının gerekli olduğunu söyleyen Akdemir, "Gemi söküm tesisleri demir çelik tesisleri ile birlikte Aliağa bölgesinde en önemli kirletici kaynaktır. Şeffaf, çalışan sağlığı, çevre ve halk sağlığı ile doğayı koruyan bir perspektifle süreç yürütülmelidir. Yaşanan olumsuzlukların tekrarlanmaması için, gerekli yasal düzenlemeler yapılmalı, hem gemi söküm tesislerinin hem de tüm Aliağa'da bulunan ağır sanayi tesislerinin işletim koşulları etkin bir şekilde denetlenmelidir. Gemi Sökümü süreci; bilimsel ve teknik değerlendirmeleri ile etkin bir kamusal denetimle yürütülmelidir. Çevresel yük ve kirlilik taşıma kapasitesi aşılmış olan Aliağa'da gemi geri dönüşüm tesislerinde kapasite artırımına gidilmesi kabul edilemez. Çevresel etki değerlendirmesi yapılmadan, çevre izin lisansı olmadan denetimsiz ve kontrolsüz olarak çalışan gemi söküm tesisleri faaliyetten men edilmelidir. Aliağa bölgesindeki gemi söküm çalışmaları başta olmak üzere, kentte insan ve çevre sağlığını tehdit eden tüm çalışmaların bilime, hukuka, kamu ve çevre sağlığına uygun hale getirilmesi nihai hedefimizdir" diye belirtti.

BÜYÜKŞEHİR DERHAL RUHSAT DENETİMİ YAPMALI

Avukat Arif Ali Cangı, gemi söküm tesislerinin iş yeri açma ruhsatı konusunda İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin denetim yapması gerektiğini vurgulayarak, “Şu ana kadar ÇED muafiyetine karşı dava açtık ve dava İzmir 2. İdare Dairesi Mahkemesinde sürüyor. Yürütmeyi durdurma kararı çıkarsa, bu karar sürecin yönü için belirleyici olacak. Bu tesislerin kapasitesi defalarca artırılmışken, 7 Şubat 1993’ten önce faaliyete başlamış olmaları, ÇED muafiyetini geçerli kılmamalı. Şu ana kadar yapılan başvurular, hatalı uygulamaları gizlemeye yönelik bir çaba olarak değerlendirilebilir. Bu durum, gemi söküm tesislerinin sorumluluğunu ortadan kaldırmaz. Kapalı havuz sistemini tartışmaya başlıyoruz; ancak, tüm tarafların katılımıyla ÇED sürecinin nasıl atlatılacağı ve nasıl bir yol izleneceği açıkça tartışılmalıdır. Tarafların katılımı çok önemli. Ruhsat verme yetkisi İzmir Büyükşehir Belediyesi’nde olup, gemi söküm tesislerinin ruhsatı büyükşehir tarafından derhal denetlenmeli ve gerekirse faaliyetleri durdurulmalıdır” dedi.

HABER MERKEZİ

Yazarımız Kim ?

HABER MERKEZİ