- İzmir
- 16.05.2025 13:37
Çeşme’de birkaç gün önce gerçekleşen ve 3 kişinin hayatını kaybettiği orman yangının küllerinin arasından yeni kayıplar ortaya çıkmaya devam ediyor. Çeşme’nin yöresel kekik balını üretmek için bölgede bulunan arıcıların kovanları yangında küle döndü.
Muhabir- Berkay Erden / İzmir’in Çeşme ilçesinde gerçekleşen ve 3 kişinin de yaşamını yitirmesine neden olan orman yangınında yeni kayıplar gün yüzüne çıkmaya devam ediyor. Yangından önce yöresel bal üretimi için bölgeye kovanlarını getiren arıcılar, alevlerin kovanlarını yutması sonucu çok büyük zarar gördü.
Yöreye özgü kaya kekiği balını üretmek için Çeşme Deliklikoy civarına kovan yerleştiren arıcılardan biri olan Arıcı Devrim Kıyak yaşanan felaketin ve yaşadıkları kayıpların yeni bir iyileşme sürecine dönüşmesini dileyerek, “Çeşme, Deliklikoy civarındaydı arılarımız. Burada Çeşme’ye özel bir kekik balı olan kaya kekiği dediğimiz özel bir kekik türü var ve aromasıyla, tadıyla özel bir bal. Bu özelliğinden dolayı Çeşme’de ilgili merciler bunun yerel tescilini yapmaya çalışıyorlar. Pazarda da tutulan bir ürün. Bu nedenle biz arılarımızı bölgeye getirmiştik. Bir yangın çıktı. Yangında 3 kişi hayatını kaybetti. Bu yangına sebebiyet verenlerden 5 kişi gözaltına alınmıştı ve bunların üç tanesi tutuklandı. Biz ertesi gün yaşanan zararın kayıt altına alınması için başvuruda bulunduk çeşitli bürokratik süreçler yaşandı. O da büyük oranda aşıldı bugün itibariyle tutanaklar tutuldu. Bizim için kilit nokta şu; kayıt altına alındı başvurumuz tarım, gıda ve hayvancılık müdürlüğü bu konudaki başvurularımızı sonuçlandırdı” dedi.
Yangında yaşadıkları kayıplardan bahseden Kıyak, yaşadıkları zararın ne zaman karşılanacağını merak ettiklerini belirterek, “Fakat yaşanan zararın ne kadar sürede ve nasıl karşılanacağı konusunda ortada somut bir durum yok. Biz bu konuda dönüş yapılmasını bekliyoruz. Arıcı arkadaşım Yaser Çıtgiden’in 26 kovanı komple kül oldu. Yine arıcı arkadaşım Nihat Bey’in 48 tane kovanı tamamen kül oldu. Kovanlar yandı, içindeki petekler, arılar yandı. Her kovanda yaklaşık 15 kilo bu yöreye özel bal vardı onlar yandı. Tüm bunları topladığımız zaman asgari hesaplarla 11 bin ile 15 bin arasında kovan başına bir zarar söz konusu. Ve yalnızca biz 3 arkadaşın kovanları yoktu orada 300’ün üzerinde kovan vardı orada. Bu arkadaşlarımızın hepsinin kovanları zarar gördü. Diğerlerinin zararlarını elbette birebir söyleyemem ama gördüğüm kovanlarda yalnızca sadece kapakların sacı kalmıştı. Tüm arkadaşlarımızın zararlarının karşılanması yönünde bir sürecin yaşanmasını bekliyoruz” ifadelerinde bulundu.
Arıcı Devrim Kıyak paylaştığı görüşlerinde bölgeye hızlıca yangına dirençli ve ekonomik getirisi yüksek ağaçlar dikilmesi gerektiğini aktararak, “Daha sonrasında da bölgenin doğru bir ağaçlandırma yapılarak yeniden canlandırılması gerekiyor. Tabi orada ağaçlandırma dediğimiz şu; çam ağacı kadar hızlı alev almayan ağaç türlerinin dikilmesi. Örneğin kestane böylesi bir ağaç. Kestane ile ağaçlandırma yapıldığı takdirde hem bölge halkı kestaneden yararlanacak hem kestane ahşap olarak, mobilya olarak kullanılıyor hem de arıcılar için çok kaliteli bir bal üretimi kapısını açmış olacak. Keza ıhlamur da hem ağacı itibariyle hem de meyve itibariyle çok değerli ve çok ciddi bir bal kaynağı. Keçiboynuzu da böyle bir karaktere sahip. Gerek hünnap olarak gerek pekmez olarak, gerekirse de meyve olarak satılıyor ve arı için de çok kaliteli bir bitki. Bu bölge kekiğiyle ünlü bir bölge kekik balı Mono Floral bir bal özel bir Aroma ve tada sahip bölgede kekik, lavanta, adaçayı gibi otsu bitkilerin ekimi hem bölgenin turistik değerini hem de balın kalitesini çok daha yükseltecektir” şeklinde konuştu.
Bölgede yapılacak iyileştirme faaliyetlerinin koordineli bir şekilde ve herkesin katılımıyla yapılacak bir kampanya olarak yapılması gerektiğini belirten Devrim Kıyak, yapılacak bu iyileştirme organizasyonun Türkiye’de örnek bir çalışma olmasını arzuladıklarını belirterek, “Bizim beklentimiz şu; öncelikle arıcıların zararlarının karşılanması ve bunun zamana yayılmadan, ötelenmeden yapılmasını bekliyoruz. Ardından da bu tarz bir ağaçlandırmanın bir kampanya şeklinde gerek arıcılarla, gerek bölge halkıyla gerekirse de tabiatı, ormanı, doğayı seven herkesin desteklediği bir kampanya olarak yürütülmesini bekliyoruz. Tarım bakanlığı bunu yapabilir, orman bakanlığı bunu yapabilir, kaymakamlık bunu yapabilir veya belediye olabilir. Kim yaparsa yapsın biz buna destek sunarız. Önemli olan bu tip felaketleri toplumsal bir dayanışmaya dönüştürerek çözüme kavuşturabilmek. Biz esasında bu sürecin anlamlı bir şekilde geliştirilmesini ve tüm Türkiye açısından da örnek bir projenin kapısının aralanmasını istiyoruz. Yani bu olduğunda sorun çözüm noktasına ilerleyecek. Bu olduğunda böyle bir felaketten herkesin artı sonuç elde edebileceği bir süreç yaşanacak. Bunların yapılabilmesi için kamuoyunun desteğine ve herkesin bir parça katkısına ihtiyacımız var. ‘Yoksa yanan yandı ah vah’ etmek arkasından da yanık simsiyah bir arazi bırakıp oranın karşısında hüzünlenmek hiçbirimiz ve ülke için de anlam ifade etmiyor. Fakat dediğimiz tarzda gerek TEMA vakfıyla gerek belediye ile gerek kaymakamlıkla gerek tarım gıda gibi kurumlarla gerekse de arıcılar birliği gibi bu konuda duyarlı sivil toplum örgütleriyle böylesi bir süreci başlatabilirsek işte o zaman hem yaralar sarılmış olacak hem de önümüzdeki süreç açısında kuraklığın bu kadar ilerlediği bir dönemde kendi doğamızı ve arı meralarımızı hazırlamış olacağız ve bir felakete en anlamlı yanıtı vermiş olacağız. Bunu yerelde zarar gören bizler ve yetkili kurumlarla birlikte herkesin desteğiyle yapmamız lazım yoksa sadece biz altından kalkmaya çalışırsak bu çok yıpratıcı olur ve bunu ne kadar becerebileceğimiz de tartışma konusu. Önceliğimiz Çeşme için güzel bir adım atmak, Çeşme’nin verilen katkıyla yeniden yeşermesi ve arıcılık için özel olan bu floranın yeniden hayata dönmesi. Biz arıcılık kayıt sistemi üzerinden tarım, gıda ve hayvancılık müdürlükleri ile çalışıyoruz. Arılarımız bu sisteme kayıtlı ve tüm sürecin ilerleyişini müdürlüklerle çalışıyoruz. Bizim için önemli olan desteğin ivedilikle yapılması ki biz arılarımızı hazırlayabilelim. Bu destek gecikecek olursa biz arılarımızı toparlayamayız ve bu yıl arıcılık yapamayız zaten çok kıt ve kurak bir mevsim yaşıyoruz bu durumun düzelmesin için sürecin kampanya havasında gerçekleşmesi gerekiyor. Çağrımız şudur yaşanan felaket yeni bir sürecin başlangıcı olsun hem ağaçlandırma anlamında hem de arı meralarının geliştirilmesi anlamında bir başlangıç olsun.” şeklinde görüşlerini paylaştı.
Yangından geriye kalan arılarını toparlamak ve tekrar üretim yapabilecek kadar iyileşmeleri için ovalara geçiş yapacaklarını dile getiren Kıyak, bundan sonra yapacakları hakkında şu bilgileri paylaştı; “Birey olarak bölgede en az zarar gören kişi benim. Çünkü benim 3 tane kovanım kül oldu diğer 43 kovanımın ise kapakları plastikti bunlar güneşten ve sıcaktan koruma sağlayan straforlu kapaklardı. Benim bu 43 kovanımın kapakları ve uçuş tahtaları zarar gördü ve bunlar kısmen yandı ama diğer arkadaşlarımın kovanları tamamen kül oldu. Zaten tarım müdürlüğünden arkadaşlarda bunları kayıt altına aldı. Bundan sonra öncelikle kalan arılarımızı kurtarmaya çalışacağız. Onları bir bakım sürecine almamız gerekiyor. Daha sonra da doğru meraların geliştirilmesi için bir kampanya başlatacağız. Daha önceki belediye başkanı Tunç Soyer'in bu konuda çalışmaları olmuştu fakat bunu daha da geliştirmek gerekiyor. Bundan sonra ne yapacağız; biz de merayı kontrol ediyoruz bu yıl çok kurak geçti nisan ve mayıs yağmurları bizim için çok önemliydi ama bu anlamda çok zor bir yıl geçiriyoruz iklimsel koşullardan dolayı. Bundan sonra büyük olasılıkla Menemen Ovası tarzında Torbalı Ovası tarzında geniş ovaların olduğu yerde arının toparlanmasını sağlamaya çalışacağız. Eğer arıyı hazırlayabilirsek, gücünü toparlayabilirsek çam için Sipil, Kemalpaşa ve Yamanlar tarzında çam balının olduğu yerleri tercih edeceğiz. Ama bunun için öncelikle arımızın bir güce ulaşması lazım. Nasıl bir kuzu ilk doğduğunda süt vermiyorsa arı da belli bir güce ulaşmadan bal yapamaz o verimlilikte olması için sayısal bir çoğunluğa ulaşması lazım. Bunun için de doğru meralarda olması lazım.”