- İzmir
- 02.05.2025 14:11
İzmir’in ‘Kanal İstanbul’u’ olarak bilinen Çeşme Projesi’nde İzmir 2. İdare Mahkemesi’nin bilirkişi kararı doğrultusunda verdiği kararın ardından TMMOB’den açıklama geldi. Açıklamayı yapan İzmir Baro Başkanı Sefa Yılmaz, “İzmir 2. İdare Mahkemesinde açtığımız dava neticesinde mahkemece nitelikli doğal sit alanlarını turizm yapılaşma ve kullanımına imkan veren sürdürülebilir alanlara dönüştüren işlem hukuka aykırı bulunarak iptal edilmiştir. Çabalarımız sonucu halkımızın yaşam alanlarına sermayenin saldırısı şimdilik durdurulmuştur” dedi
Cumhurbaşkanı Kararnamesi ile ilan edilen İzmir Çeşme Kültür ve Turizm Koruma ve Gelişim Bölgesi ile ilgili flaş bir gelişme yaşandı.
İzmir’in ‘Kanal İstanbul’u’ olarak bilinen proje, açıklandığı günden bu yana tartışmaların odak noktalarından olurken çevre gönüllüleri, STK’lar ve İzmir’deki yerel yönetimlerin tepkisini çekmiş ve proje, İzmir Büyükşehir Belediyesi, meslek odaları ve çevre örgütleri tarafından yargıya taşınmıştı.
Projenin bölgeye büyük yapılaşma getireceği, su kıtlığı yaratacağı ve doğa tahribatına neden olacağı gerekçesiyle açılan davada, Danıştay 6. Dairesi geçtiğimiz aylarda bilirkişi heyetinin ‘kamu yararına aykırı’ raporuna rağmen Çeşme Projesi için ‘hukuka uygun’ kararı vermişti.
Karar tepki toplarken projeye ilişkin flaş bir gelişme daha yaşandı. Çeşme Projesi’nin önünü açan SİT değişikliğinin iptali için açılan davada mahkeme kararını verdi. İzmir 2. İdare Mahkemesi, bilirkişi kararı doğrultusunda bölgenin bir bölümünde SİT derecesinin düşürülmesi ile ilgili iptal kararı verirken bir diğer kısmı ile ilgili de iptal kararını reddetti.
Kararın ardından ise TMMOB, düzenlediği basın toplantısıyla kararı değerlendirdi. Açıklamaya, TMMOB İzmir Dönem Sekreteri Aykut Akdemir, İTO Başkanı Süleyman Kaynak, İzmir Baro Başkanı Sefa Yılmaz ve CHP İzmir Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Cemil Tugay katıldı.
Açıklamayı yapan İzmir Baro Başkanı Yılmaz, mahkeme tarafından verilen kararla birlikte Çeşme’yi talan edeceği ifade edilen projenin bir süre için de olsa durdurulduğunu belirterek mücadelenin devam edeceği mesajını verdi.
YARGILAMALARIN SONUÇLARI BEKLENİYOR
Alana ilişkin yargı süreçlerinin devam ettiğinin altını çizen Yılmaz, “Karşımızda, çevreyi talan etme, havamızı suyumuzu kirletme ya da bunca zamandır halka ait olan alanları birtakım hırslara kurban etmeye karşı bir oluşum var. Çeşme Yarımadasında çoğunlukla orman ve doğal sit alanı niteliğindeki 16 bin 140 büyüklüğünde, deniz alanı ile birlikte adaları ve 42 Kilometre kıyıyı kapsayan devletin hüküm ve tasarrufunda olup kamuya ait devasa bir alan Turizm Bölgesi ilan edilmişti. Bu alanların mülkiyetinin özel kişilere devri ile buralarda mega yat limanları, alışveriş merkezleri, oteller ve turizm tesisleri yapılması ve bu alanların tamamen halka kapatılarak imtiyazlı kişilerin kullanımına tahsis edilmesi yönündeki Turizm Bölgesi ilanı işlemine karşı kurumlarımızca açılan davalarda yargılama devam etmekte olup Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu’nun işlemi hukuka aykırı bulan kararı yönünde yargılamaların sonuçlanması beklenmektedir” dedi.
SERMAYENİN SALDIRISI ŞİMDİLİK DURDURULMUŞTUR
Halkın kullanım alanlarının bir dizi zengin azınlığa kurban edildiğini belirten Yılmaz, “Bu süreçte Çeşme Turizm Bölgesi sınırları içinde kalan; insanların tahribatından uzak kalmış, nadir bir eko sisteme sahip Alaçatı-Zeytineli arasında kalan kıyı kesimi, buradaki üç adet ada ve kıyının gerisinde kalan 8 bin hektar büyüklüğündeki nitelikli doğal sit alanı vasfındaki koruma alanının koruma statüsü Çevre Bakanlığı tarafından düşürülerek alan mega yat limanları ve her türlü yapılaşmalara açık hale getirilmiştir. Amaç nadir türlerin yaşadığı el değmemiş koruma alanını, turizm görüntüsü altında sermayenin tükenmez hırslarına feda etmektir. Kurumlarımız, dernekler ve bir kısım yurttaşlar tarafından İzmir 2. İdare Mahkemesinde açtığımız dava neticesinde mahkemece nitelikli doğal sit alanlarını turizm yapılaşma ve kullanımına imkan veren Sürdürülebilir alanlara dönüştüren işlem hukuka aykırı bulunarak iptal edilmiştir. Çabalarımız sonucu halkımızın yaşam alanlarına sermayenin saldırısı şimdilik durdurulmuştur. Kentimizin yaşam alanlarının korunması konusundaki çabalarımız bundan sonra da kararlılıkla devam edecektir” ifadelerini kullandı.
ERLAT: HUKUK DÜZENİ AYAKLAR ALTINA ALINDI
Yılmaz’ın ardından söz alan ve yargı sürecinin başından sonuna takipçisi olan avukat Ömer Erlat, hukukun üstünlüğünün çiğnendiğini belirterek şunları söyledi; “Bu kararın önemi şu… Çeşme Turizm bölgesi alanın kuzey kesiminde Mersin bölgesi ve çevresi yılardır korunan alanlar. Birinci derece doğal sit statüsündeki alanlardır buralar. Ancak 2018’de bakanlık burayı nitelikli doğal koruma alanı ilan edildi. Çevre Mühendisleri bu karara karşı dava açtı ve 2021’de mahkeme bir karar vererek ‘burası nitelikli doğal koruma alanı’ dedi. 2021 Kasım’da bu karar kesinleşti. Bakanlık daha sonra bir rapor hazırlayarak bölgenin koruma statüsünü süründürülebilir koruma alanı olarak değiştirdi. İdare mahkemenin kesinleşmiş kararıyla nitelikli koruma alanı olarak belirlenen yere, karardan 1 ay sonra sürdürülebilir alan statüsü verdi. Hukuk devleti ilkesi ihlal ediliyor. Burada hukuk ayaklar altına alınıyor. Hukukun korunması lazım. Hukuk düzeni ayaklar altına alındı. Bunu yapan da bakanlık.”