CHP İzmir sokağa döküldü: Adalet için acil çağrı!

CHP İzmir İl Örgütü’nün düzenlediği eylemde konuşan CHP Genel Başkan Yardımcısı Ulaş Karasu, “Hiçbir suçu olmayan belediye başkanlarımızdan gazetecilere kadar uzanan bir baskı dalgası var” dedi

  • Oluşturulma Tarihi : 13.08.2025 21:27
  • Güncelleme Tarihi : 13.08.2025 21:27
  • Kaynak : HABER MERKEZİ
CHP İzmir sokağa döküldü: Adalet için acil çağrı! haberinin görseli

CHP İzmir İl Örgütü, İZBETON ve kooperatif soruşturmasında tutuklanan CHP İzmir İl Başkanı Şenol Aslanoğlu, İBB soruşturmaları kapsamında tutuklanan ve sağlık sorunları yaşayan Beylikdüzü Belediye Başkanı Murat Çalık ve gündeme dair yaşananları protesto etmek amacıyla harekete geçti.

Örgüt, “Adalet için acil çağrı” sloganıyla bir yürüyüş düzenledi. ÖSYM binası önünde başlayıp Türkan Saylan Kültür Merkezi önünde tamamlanan yürüyüşe, İzmir Emek ve Demokrasi Güçleri tutuklu Beylikdüzü Başkanı Murat Çalık'ın annesi Gülümser Çalık ve tutuklu CHP İzmir İl Başkanı Şenol Aslanoğlu'nun eşi Duygu Aslanoğlu, CHP Genel Başkan yardımcısı Ulaş Karasu, İzmir Tabip Odası Başkanı Yüce Ayhan, İzmir Baro Başkanı Avukat Sefa Yılmaz, DİSK Ege Bölge temsilcisi Memiş sarı ve çok sayıda yurttaş katılım gösterdi.

KARASU: BİR BASKI DALGASI VAR

Yürüyüş sonrasında açıklamalarda bulunan CHP Genel Başkan Yardımcısı Ulaş Karasu, cezaevinde tutulan belediye başkanları ve ülke gündemindeki hukuksuzluklara ilişkin tepki gösterdi. Karasu, “Yolumuz Mustafa Kemal Atatürk’ün yoludur. Başta İzmir İl Başkanımız Şenol Aslanoğlu olmak üzere, Beylikdüzü Belediye Başkanımız Mehmet Murat Çalık’ın tutukluluğu hukuksuzdur. Hiçbir suçu olmayan belediye başkanlarımızdan gazetecilere kadar uzanan bir baskı dalgası var” ifadelerini kullandı.

ORMAN YANGINLARI ÜZERİNDEN İKTİDAR ELEŞTİRİSİ

Öte yandan Karasu, iktidarı orman yangınları üzerinden eleştirdi. Yaşananların ardından hiçbir sorunlunun istifa etmediğine dikkat çeken Karasu, “Orman yangınlarında uçak nerede, helikopter nerede? Eğitilmiş, çalışacak personel nerede? Bir istifa geliyor mu? Gelmiyor. Yaşanan tüm bu felaketlere rağmen sorumluluk alan yok” dedi.

ADALETSİZLİKLERİ GÖRMÜYORLAR

Siyasi sahtecilik iddialarına da değinen Karasu, “İmzaları kopyalıyorlar, imzayı veren PKK başkanının bile imzasını kopyalıyorlar. Sahte diplomalar havada uçuşuyor. İstifa geliyor mu? Yok. Yaşanan hukuksuzlukları, adaletsizlikleri görmüyorlar” diyerek tepki gösterdi.

BOZUK DÜZENEN TESLİM OLMAYACAĞIZ

Son olarak cezaevindeki belediye başkanlarının direnişine de değinen Karasu, “Onlar cezaevinden direniyor, tüm dostlara selam gönderiyor. Hakemlerin bozuk düzenine teslim olmayacağız. Bu belediyeler hiçbir zaman AKP’nin olmamıştır, bundan sonra da olmayacaktır. Bizim yolumuz Yörük Ali Efe’nin, Demir Ayşe’nin yoludur. Bizim yolumuz Mustafa Kemal Atatürk’ün yoludur” açıklamasında bulundu.

AYHAN’DAN ÇALIK İÇİN ÇAĞRI

İzmir Tabip Odası Başkanı Yüce Ayhan, yürüyüş sonrası konuştu. Cezaevinde tutulan kişilerin sağlık hakkına ilişkin standartları hatırlatan Ayhan, “Cezaevi idaresi, hükümlü ve tutukluların sağlık durumundan birinci derecede sorumludur. Kişiler, cezaevine girdiklerinden daha kötü olmayan bir sağlık durumuyla oradan çıkmalıdır. Hukuki süreçleri devam eden ve ağır hastalıkları bulunan tutukluların durumları insan hakları açısından acilen değerlendirilmelidir” dedi.

Ayhan, 29 Temmuz 2025’te İstanbul’da gerçekleştirilen ve hükümetler birliğinin de gündeme geldiği basın açıklamasına değinerek, Mehmet Burak Çalık hakkında hazırlanan ve sayfalarca süren raporun kamuoyuyla paylaşıldığını belirtti. Ayhan, “Bu rapor, cezaevlerindeki sağlık hakkı ihlallerini ve mevcut standartların uygulanmadığını gözler önüne seriyor” diye konuştu.

Ayhan ayrıca Murat Çalık'a verilen adli tıp raporunu okudu.

YILMAZ’DAN ADİL YAŞAM VURGUSU

İzmir Baro Başkanı Sefa Yılmaz, cezaevlerindeki hak ihlallerine, adalet sistemindeki sorunlara ve hukukun üstünlüğü ilkesine vurgu yaparak açıklamalarda bulundu. Yılmaz, “Selçuk söylemişti, kutsal olan yaşamın kendisi değil, adaletli bir yaşamdır. Kutsal olan geleceği olan bir yaşamdır. Eğer yurttaşını yurtdışına, ölüme terk ediyorsa, orada verilecek ve alınacak hesaplar vardır. Kimliğimiz, kişiliğimiz, siyasi görüşümüz, cinsiyetimiz, inancımız önemli değil. Hepimiz hak için, hukuk için, adalet için, özgürlük için mücadele ediyoruz. Hukukun üstünlüğü için mücadele ediyoruz. Geleceğimiz güvende olsun diye mücadele ediyoruz. 17 ve 28 Asliye Ceza Mahkemesi’nin hakimlerini başka mahkemelere atayarak, verdikleri kararları etkilemek istiyorlar. Açtıkları telefonlarla, verdikleri talimatlarla yargıyı dalgalı bırakanlar, hukukun üzerinde baskı kuruyor" dedi.

SONUNDA YURTSEVERLER KAZANACAK

Fransız yazar ve düşünür Romain Gary’nin sözlerine atıfta bulunan Yılmaz, konuşmasını şöyle noktaladı:

“Faşizm konuşma yasağı değil, söyleme mecburiyetidir. Bugün Türkiye bunun en ağır noktasını yaşamaktadır. Muhalif olan, farklı söyleyen, farklı düşünen kim olursa olsun, başkalarının gözünde vatan hainidir, suçludur, tutuklanmalıdır. Bugün cezaevlerinde sanatçıları, gazetecileri, yapımcıları, devrimcileri, yurtsever insanları görürsünüz. Ancak onlar gibi düşünenler dışındaki şiddet uygulayanları, çocuk istismarcılarını göremezsiniz. Cezaevleri, devleti eleştirenlerin tutulduğu yer haline geldi. Kimse merak etmesin, bu ülke için umutlarımız var. Hayallerimiz var. Ne tutsaklar ne gözaltılar bizi bir adım geri adım attıramaz. Sonunda özgürlük mücadelesini veren yurtseverler kazanacaktır. Susmuyoruz, korkmuyoruz, boyun eğmiyoruz.” 

Kaynak : HABER MERKEZİ