- İzmir
- 19.04.2025 23:50
AK Parti İzmir 8'inci Olağan İl Kongresi’ne iştirak eden Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, gerçekleştirdiği konuşmasında, “Bir zamanlar medeniyet sembolü İzmir, tarihinin en karanlık, en bakımsız, en perişan devrini yaşıyor” dedi
Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, AK Parti İzmir 8’inci Olağan İl Kongresi iştirak etti. Cumhurbaşkanı Erdoğan yaptığı konuşmada İzmir’in mevcut durumuna sert eleştiriler yöneltti. Kentin tarihi boyunca bir medeniyet sembolü olduğunu vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, bugün altyapı eksiklikleri, yerel yönetimlerin yetersizliği ve kötü yönetim nedeniyle İzmir’in en perişan dönemini yaşadığını ifade etti. CHP’li belediyelerin şehre yeterince hizmet sunmadığını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, vatandaşların siyasi tercihlerinde ideolojik yaklaşımdan çok hizmet odaklı bir anlayış benimsemesi gerektiğini söyledi. İzmir’in her alanda gerilediğini dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu kötü gidişatın kader olmadığını ve AK Parti’nin şehri hak ettiği noktaya taşımaya kararlı olduğunu söyledi. Erdoğan, “Bir zamanlar medeniyet sembolü İzmir, tarihinin en karanlık, en bakımsız, en perişan devrini yaşıyor” dedi.
,
İzmir’de yerel yöneticilerin hizmet azminde olmadığını vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Türk tarihinde, daima yekvücut olmanın, istiklale ve ecdadın mirasına sahip çıkmanın timsali olduğu için o kara günlerde milletimiz, İzmir'e böylesine sıkı sıkıya sahip çıkmıştır. Biz de İzmir'e Çakabey nasıl sahip çıktıysa, Gazi nasıl sahip çıktıysa, Menderes nasıl sahip çıktıysa öyle samimiyetle sahip çıktık. Tabii İzmir'e sahip çıkmak, bu şehre aşkla hizmet etmekle olur. Bugün yerel yönetimlerin ve şehrin temsilcilerinin çoğunun İzmir'e sahip çıkma azminde olmadığını üzülerek görüyoruz. Mehmet Akif bir zamanlar İstanbul için şöyle demişti, ‘Bizim mahallede İstanbul'un kenarı demek, sokaklarından geçilmez ki yüzme bilmeyerek’ Akif'in 110 yıl önce İstanbul için yaptığı tespitin örneklerini 2025'in İzmir'inde hemen her alanda görmek mümkün” dedi.
İzmir'in hemen hemen tüm mahallelerinin, caddelerinin, sokaklarının ve denizinin perişan vaziyette olduğunu dile getiren Erdoğan, “Tek işi vatandaşa hizmet etmek ve şehri yaşanılır kılmak olanlar maalesef vatandaşa hizmetten başka her işi yapıyor. Yağmur çiselese İzmir'i su basıyor, umurlarında değil. Rüzgâr kımıldasa, İzmir yaşanmaz hale geliyor. Altyapı deseniz zaten hiç mevcut değil ki üzerinde konuşasınız. Bir zamanlar medeniyet sembolü İzmir, tarihinin en karanlık, en bakımsız, en perişan devrini yaşıyor. Sadece şu son 10 yılda yaşananlar bile şehrin CHP'li yerel yöneticiler ve siyasetçiler tarafından nasıl bir garabet sarmalına sokulduğunu göstermeye yeterli. Haklarını isteyen işçileri sokağa atarlar. İzmir Körfezi'nin kötü kokudan yanına yaklaşılamadığı halde kıllarını kıpırdatmazlar. Körfezin temizlenmesinin asli sorumlusu, millete olan saygısından dolayı bu meseleye çözüm arayan bakanlığın toplantısına katılma lütfunda dahi bulunmazlar” diye aktardı.
Yerel yönetimin ülkenin en pahalı suyunu İzmirlilere içirdiğini ifade eden Erdoğan, “İlçelerine hizmet etmeleri için seçilen başkanlar İstanbul'da siyasi ikbal peşinde koşarlar. Kötü yönetimden dolayı işçi maaşlarını ödeyemedikleri için temel hizmetler bile aksar. Kentsel dönüşüm projelerindeki dolandırıcılıkların arkasında kendi partililerinin sureti belirir. Eski ve yeni başkanların şehre zerre kadar faydası olmayan kişisel kavgaları ayyuka çıkar. Hakaret suçundan yargılanan edepsizleri önce protokole alıp başköşeye oturturlar, sonra özür dilerler. Karşımızda neresinden tutsanız elinizde kalan bir İzmir fotoğrafı var. CHP Genel Başkanı bile bu durumun farkına varmış olmalı ki İzmir'in temsilindeki sorunları ikrar etmek mecburiyetinde kaldı. Kendi görevlerini yapmaktan aciz yönetimlerin başarısızlıklarını Atatürkçülük maskesiyle, ilericilik örtüsüyle, çağdaşlık perdesiyle gizlemeye çalışması da ayrı bir hastalık. İzmir her alanda sürekli geriliyor. Ama bunlar ilericilik kisvesi altında yağma düzenlerini devam ettirmek için canla başla uğraşıyorlar. Bu kötü gidişat İzmir'in kaderi değil. AK Parti ve Cumhur İttifakı olarak bu tabloyu değiştirmek boynumuzun borcu. Tabii bunun için önce İzmir'deki vatandaşlarımızı siyasi tercihlerini ideolojik saiklerle değil, eser ve hizmet merkezli olarak yapmaya ikna etmemiz gerekiyor. Yıllar sonra bizzat işin sahiplerinin Atatürkçülüğü ve Kemalizm’i Menderes'e karşı mücadele edebilmek için 'Biz icat ettik' dediği bir fanatizm, Menderes'in tüm kalbini adadığı şehir olan İzmir'i esir alamaz” ifadelerini kullandı.
İZMİR-ANKARA TREN HATTI'NI 2027 YILINDA BİTİRMEYİ HEDEFLİYORUZ
İzmir'e son 22 yılda toplam 2 trilyon 275 milyar TL tutarında kamu yatırımı yaptıklarını vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “115 spor tesisi inşa ettik. 132 sağlık tesisi yaptık. Şehir hastanemiz 1 yıldan beri vatandaşlara hizmet veriyor. İzmir'deki 5 millet bahçesi projemizden birini bitirmek üzereyiz, diğerlerinin çalışmaları sürüyor. Demiryollarında İZBAN projesini hayata geçirdik. İZBAN 136 km'lik güzergahta şu anda hizmet veriyor. İzmir'e çok daha fazla eser ve hizmet kazandıracağız. İzmir-Ankara Yüksek Hızlı Tren Hattı'nı 2027 yılında bitirmeyi hedefliyoruz. Enflasyonla mücadelemizin somut sonuçları bu yıl sonuna doğru daha iyi görülecek. Makroekonomik verilerimiz gayet olumlu seyrediyor. Ekonomik programımız hedeflerine ulaştıkça sabit ve dar gelirlilerden başlayarak herkesin refah seviyesini daha da yükseltecek adımları sıklaştıracağız” dedi.
HER İZMİR'E GELİŞLERİNDE YEDİLER
Mustafa Kemal Atatürk’ün ‘Benim en büyük eserim Cumhuriyettir’ sözünü hatırlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bunların Cumhuriyetin gelişmesine, kalkınmasına zerre kadar katkıları olmadı. Tam tersine, affınıza sığınarak söylüyorum, kendilerine ‘Mustafa Kemal'in itleri’ diyenlerle birlikte belediyelerde soygun düzeni kurmayı ‘Kent Uzlaşısı’ adı altında meşrulaştırma çabasına girdiler. Kimi zaman seçim kazanmak, kimi zaman ceplerini doldurmak için yıllardır Gazi Mustafa Kemal'in mirasını yağmalamaktan bıkmadılar. Bir de utanmadan, arlanmadan, haya etmeden çıkıp bizim terörsüz Türkiye çabamızla kendi suç ortaklıklarını bir tutmaya kalkıyorlar. Muhalefeti alternatif vizyon ve program üretme sorumluluğu olmaktan çıkartıp, Türkiye ve Türk milletinin düşmanı kim varsa onların değirmenine su taşıma aracı haline bunlar getirdi. Eski Genel Başkanları bu şehrin milletvekili oldu. Yeni genel başkanları güya kendisini İzmirli olarak görüyor. Peki, buradan size ve tüm İzmirlilere soruyorum; Topunun birden İzmir'e tırnak ucu kadar bir faydası, hizmeti dokundu mu? Var mı bu Genel Başkanlar şehrimize şunları kazandırdı diye üç beş başlık sayabilecek birisi? Yok. Çünkü yapılan hiçbir şey yok. Belki geride hiçbir eser, hiçbir hizmet bırakmadılar. Ama her İzmir'e gelişlerinde yediler, içtiler, dağıldılar. Gazi'nin emaneti olan Cumhuriyete en büyük zararı, sorsanız Atatürkçülüğü ve Kemalizm’i kimseye bırakmayan işte bu mirası yediye tayfa vermekte” sözlerine yer verdi.