- İzmir
- 05.11.2025 15:46
Deprem riski taşıyan binalar iki yıldır yıkılmadı
Sayıştay, İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin deprem riski taşıyan Gaziemir yerleşkesindeki üç binayı yıkmadığını, ayrıca büyük ova ve doğal sit alanlarındaki imara aykırı yapılarla ilgili yasal süreci işletmeyerek kamu yararını zedelediğini tespit etti
- Oluşturulma Tarihi :
- Güncelleme Tarihi :
- Kaynak : HABER MERKEZİ
KEMAL ÖZKURT - Sayıştay Başkanlığı'nın 2024 yılı İzmir Büyükşehir Belediyesi Düzenlilik Denetim Raporu, Gaziemir yerleşkesinde Büyükşehir Belediyesi’ne tahsisli üç taşınmazın yıkım işlemlerinin yapılmadığını tespit etti. Rapora göre, teknik raporlarla depreme dayanıklı olmadığı belirlenen yemekhane, ek bina ve ana bina isimli bu yapıların tahliye edilerek yıkılması yönündeki Başkanlık Makamı Kararı, Aralık 2022'de alınmasına rağmen aradan geçen sürede uygulanmadı.
BİNALAR NEDEN YIKILMALIYDI?
Maliye Hazinesi adına kayıtlı olup 2017 yılında Büyükşehir Belediyesi’ne tahsis edilen bu üç bina (yemekhane, ek bina ve ana bina) üzerinde yapılan incelemeler, yapıların can güvenliği açısından tehlike arz ettiğini ortaya koydu. Teknik raporlar, binaların depreme yeterince dayanıklı olmadığını tespit etti. Güçlendirme maliyetinin, yeni yapım bedelinin yüzde 57,33’üne ulaşması nedeniyle, Sayıştay fayda/maliyet açısından kamu zararı oluşmaması için yıkım kararının doğru olacağı kanaatine varıldığını belirtti. Bu tespitlerin ardından Büyükşehir Belediye Başkanlığı Makamı, 6 Aralık 2022 tarihinde binaların tahliye edilerek yıkılmasını resmen onayladı ve tahliye için 60 günlük süre tanındı.
BİNALARI BİR AN ÖNCE BOŞALTIP YIKIN
Yasal olarak 12 Aralık 2022 tarihinden itibaren 60 gün içinde boşaltılması istenen bu binalarla ilgili, denetim tarihine kadar herhangi bir yıkım işlemi yapılmadı. Sayıştay, İdarenin bu süreçte hareketsiz kaldığını tespit etti. İç yazışmalar binaların sorumluluğunu farklı birimler arasında gösterse de, bu durumun tahliye ve yıkım sürecini geciktiremeyeceği vurgulandı. İdare, gecikmeye gerekçe olarak İzmir Valiliği'nden gelen, valilik ek binasının yapılmasının beklendiği yönündeki cevabı gösterdi. Sayıştay ise bu cevabın, riskli ilan edilmiş yapıların yıkılmama nedeni olamayacağını açıkça ifade etti ve kimin kullandığından çok, binaların bir an önce boşaltılıp yıkılmasının aciliyetini belirtti.
BÜYÜK OVA SINIRLARI İÇİNDEKİ İMARA AYKIRI YAPILARLA İLGİLİ SÜREÇ İŞLETİLMEDİ
Sayıştay Denetim Raporu, Büyükşehir Belediyesi'nin büyük ova sınırları içindeki imara aykırı yapılarla ilgili yasal süreci işletmediğini tespit etti. Rapor, 5216 sayılı kanuna göre ilçe belediyeleri görevini yapmadığında Büyükşehir Belediyesi'nin yıkım ve idari para cezası verme yetkisi olduğunu vurguladı. Ayrıca, 5403 sayılı Toprak Koruma Kanunu uyarınca büyük ova koruma alanlarında izinsiz yapıların yıkılması ve arazinin tarımsal üretime uygun hale getirilmesi gerektiği, yıkımın yapılmaması durumunda masrafların %100 fazlasıyla belediyeden tahsil edileceği belirtildi. Büyükşehir Belediyesi'nin bu yetkilerini kullanmaması, mevcut aykırı durumun sürmesine yol açarak kamu yararını zedelediği ifade edildi. Rapor, belediyenin ilgili kurumlarla iş birliği yaparak imara aykırı yapıların ortadan kaldırılması için derhal işlem başlatmasını tavsiye etti.
DOĞAL SİT ALANLARINDA İMARA AYKIRI YAPILARLA İLGİLİ SÜREÇ İŞLETİLMEDİ
Sayıştay Denetim Raporu, Büyükşehir Belediyesi'nin doğal sit alanlarında imara aykırı olarak inşa edilen yapılarla ilgili yasal süreci işletmediğini tespit etti. Rapora göre, ilçe belediyeleri aykırılıkları gidermediği halde, Büyükşehir Belediyesi, 5216 sayılı kanundan kaynaklanan denetim ve yaptırım yetkisini (yıkım ve idari para cezası) kullanmamıştır. Oysa 2863 sayılı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanunu bu alanlarda ruhsatsız inşaatı yasaklamakta ve cezai yaptırım öngörmektedir. 3194 sayılı İmar Kanunu da, aykırı yapıların tespitinden sonra en geç altı ay içinde yıkılmasını zorunlu kılmakta, yapılmaması durumunda masrafların yüzde 100 fazlasıyla belediyeden tahsil edilmek üzere Bakanlıkça yıkım yetkisi tanımaktadır. Büyükşehir Belediyesi'nin, elindeki listelere rağmen harekete geçmemesi, hukuka aykırı yapılaşmanın devam etmesi algısını güçlendirmiştir. Rapor, belediyenin ilçe belediyeleri ve Tabiat Varlıklarını Koruma Genel Müdürlüğü ile iş birliği yaparak aykırı yapıları derhal ortadan kaldırması gerektiğini vurgulandı.
İMARA AYKIRI YAPILARLA İLGİLİ YASAL SÜREÇ İŞLETİLMEDİ
Sayıştay Denetim Raporu, Büyükşehir Belediyesi'nin sınırları içerisindeki imara aykırı yapılarla ilgili gerekli yasal süreci işletmediğini ortaya koydu. 5216 sayılı Büyükşehir Belediyesi Kanunu, ilçe belediyelerinin 3 ay içinde imara aykırılığı gidermemesi durumunda, Büyükşehir Belediyesi'ne bu aykırılıkları giderme yetkisi vermektedir. Ayrıca, Büyükşehir Belediyesi'nin bu durumda 3194 sayılı İmar Kanunu'nun yıkım (Madde 32) ve idari para cezası (Madde 42) yetkilerini kullanma hakkı bulunmaktadır. İmar Kanunu, ruhsata aykırı yapıların tespitinden sonra en geç altı ay içinde yıkılmasını şart koşmakta; bu sürede yıkım yapılmazsa masrafların yüzde 100 fazlasıyla belediyeden tahsil edilerek Bakanlıkça yıkılabileceğini hükmetmektedir. Raporda, Büyükşehir Belediyesi'nin tespiti yapılan bu yapılar için ilçe belediyeleri harekete geçmemesine rağmen, yasal yetkilerini kullanmayarak gerekli işlemleri yapmadığı belirtilmiştir. Bu durum, idarenin hareketsizliği nedeniyle hukuka aykırı yapılaşmanın sürdürülmesi izlenimini yarattığı ve "İyi Yönetişim İlkesi"ne aykırı olduğu sonucuna varılmıştır. Raporda, Büyükşehir Belediyesi'nin bu yetkisine dayanarak ilçe belediyeleri ile birlikte imara aykırı yapıları ortadan kaldırma ve gerekli idari yaptırımları uygulama yükümlülüğünü hatırlatıldı.
Kaynak : HABER MERKEZİ