Sayfa Yükleniyor...
Dokuz Eylül Üniversitesi Hastanesi acil servis hizmetlerinin yürütülemez noktaya geldiğini kaydeden hekimler, “Görevli öğretim üyeleri, üniversitelerden istifa etmeye ve emekliliğe zorlanmaktadır” dedi
İzmir Tabip Odası Yönetim Kurulu, Dokuz Eylül Üniversitesi Hastanesi acil servisindeki sorunların külfeti ve sorumluluğunun hekimlere yüklendiğini gündeme getirdi.
Yazılı bir açıklama yayımlayan hekimler, “Dokuz Eylül Üniversitesi Hastanesi, bir hizmet hastanesi değildir… Bilimsel açıdan tartışmalı ve baskıcı tutumları fakültelere de yansımaktadır. Tıp fakültesinde görevli öğretim üyeleri baskıcı ve bilimsel olmayan politikalar sonucu üniversitelerden istifa etmeye ve emekliliğe zorlanmaktadır” mesajını verdi.
HEKİMLER BASKILAR NEDENİYLE İSTİFA ETMEK ZORUNDA KALDI!
Açıklamada, “Dokuz Eylül Üniversitesi Tıp Fakültesi Acil Tıp Anabilim Dalında görevli 2 öğretim üyesi ve 17 asistan hekim, son 1 yıllık süre içinde, üniversitedeki ve fakültedeki yönetimsel sorunlar ve baskılar nedeniyle istifa etmek zorunda kalmıştır. Üniversiteler öncelikle olarak araştırma, geliştirme, eğitim öğretim ve yeni öğretim üyelerinin yetiştirilmesi amacıyla kurulmuş akademik kurumlardır. Bu kurumlarda çalışmayı seçen öğretim üye yardımcıları, uzmanlık öğrencileri, öğretim üyeleri mesleki seçimlerini yaparlarken bu kriterleri göz önünde bulundurarak seçerler. Tıpta Acil Hekimliği özel bir ihtisas dalıdır ve bu ihtisas dalında ilerlemek ve kariyer yapmak isteyen hekimler, üniversitelerin ‘Acil Tıp Anabilim Dalı’ bünyesindeki araştırma görevliliğini de daha sonra diğer basamakları tercih ederek ilerlerler ve yaşamlarını buna göre düzenlerler” denildi.
TUS SINAVLARINDA YETERLİ TERCİH YAPILMIYOR
“Tıpta Uzmanlık Sınavı sonucu hekimlerin DEÜ Acil Anabilim Dalından ayrılmaları yanı sıra, TUS sınavlarında da yeterli tercih olmaması nedeniyle Acil Tıp Kliniği kadroları da boş kalmıştır” ifadelerinin yer aldığı açıklamada, “Dokuz Eylül Üniversitesi Hastanesindeki acil servis hizmetleri, bir süre az sayıdaki öğretim üyesi ve asistan hekimle yürütülmeye çalışılmış, diğer kliniklerden acil rotasyonu adı altında yapılan görevlendirmelerle acil servis hizmetlerinin devamlılığı sağlanmaya çalışılmıştır. Nihayetinde Acil Tıp Anabilim Dalında yeterli öğretim üyesi ve uzmanlık öğrencisi olmaması nedeniyle hastane acil servis hizmetleri yürütülemez noktaya kalmıştır. Sorunların içinden çıkılmaz bir hal alması üzerine, Tıp Fakültesi Dekanlığı ve Hastane Yönetimi, fakültedeki diğer ana bilim dalı başkanlıklarına, öğretim üyelerine ve asistan hekimlere baskı yaparak, asistan hekimlerin acil servis nöbetine dahil edilmesini istemeye başlamıştır. Bu hafta içinde ana bilim dalı başkanları ve asistan hekimlerle toplantı yapan yönetim, asistan hekimlerin acil servis nöbetine dahil edileceğini, itiraz edenler hakkında idari işlem yapılacağını bildirmiştir” bilgisi paylaşıldı.
BİLİMSEL AÇIDAN TARTIŞMALI VE BASKICI TUTUMLAR
Üniversitelerin, aklın ve bilimin öncülüğünde, bilimsel yönetim ilkeleri çerçevesinde yönetilmesi beklenen akademik yapılar olduğunu kaydeden hekimler, şöyle devam etti: “Üniversitelerdeki tasarrufların, üniversitelerin bilimsel niteliği göz ardı edilmeden ve popülist politikalara hizmet etmeden, aklın ve bilimin ışığında yapılması gerekmektedir. Üniversite hastanesinde görev alan, tercihlerini bu yönde kullanan kişiler, hizmet hastanesi modeli yerine akademik ilkelerle yönetilen bir kurumu tercih etmiş kişilerdir. Dokuz Eylül Üniversitesi yönetiminin bilimsel açıdan tartışmalı ve baskıcı tutumları fakültelere de yansımaktadır. Tıp fakültesinde görevli öğretim üyeleri baskıcı ve bilimsel olmayan politikalar sonucu üniversitelerden istifa etmeye ve emekliliğe zorlanmaktadır. Uzmanlık öğrencileri, ağır iş yükü, baskılar ve uzmanlık eğitimindeki eksiklikler nedeniyle uzmanlık eğitimini yarıda bırakmaktadır. Dokuz Eylül Üniversitesi Tıp Fakültesindeki bazı uzmanlık kadroları, TUS sonucu tercih edilmemektedir.”
GÖREVLENDİRMELER HUKUKA AYKIRI
Acil servis hizmetlerinin yürütülemez noktaya geldiğini kaydeden hekimler, “Üniversite yönetiminin hataları, kamu sağlık hizmetlerinin aksamasına neden olmaktadır. Tıp fakültesinde, temel tıp anabilim dallarında görevli asistan hekimler başta olmak üzere diğer ana bilim dallarındaki asistan hekimlerin acil serviste nöbet tutmaya zorlanması hukuka, uzmanlık eğitiminin niteliğine ve bilimsel ilkelere aykırı bir uygulamadır. Tıpta ve Diş Hekimliğinde Uzmanlık Eğitimi Yönetmeliği’nin 11. Maddesinde, uzmanlık öğrencilerinin, uzmanlık eğitimi uygulamasından sayılmayan işlerde görevlendirilemeyeceği açıkça düzenlenmiştir. Bu kuralın istisnası olarak, deprem, sel baskını ve salgın hastalık gibi olağandışı koşullar düzenlenmiştir. Bu olağandışı koşullar dışında, uzmanlık öğrencilerinin, uzmanlık eğitimi programında yer almayan ve uzmanlık eğitimi uygulamasından sayılmayan işlerde görevlendirilmesi mümkün değildir. Benzer konuda açılan davalarda yargının yaklaşımı da görevlendirmelerin hukuka aykırı olduğu yönündedir.”
DEÜ HASTANESİ, BİR HİZMET HASTANESİ DEĞİLDİR!
DEÜ Tıp Fakültesinde görevli uzmanlık öğrencilerinin acil serviste görevlendirilmesinin yürürlükteki mevzuata ve yargı kararlarına açıkça aykırı olduğunu kaydeden hekimler, “Dokuz Eylül Üniversitesi Hastanesi, bir hizmet hastanesi değildir. Dokuz Eylül Üniversitesi Hastanesi, yükseköğrenimin ve bilimsel çalışmaların ayrılmaz bir parçası olmak üzere uygulama ve araştırma merkezidir. Dokuz Eylül Üniversitesi Hastanesi acil servisine hasta kabulü, Acil Tıp Anabilim Dalı’nda uzmanlık eğitiminin devamlılığını sağlayacak sınırlı sayıda hasta kabulü ile sınırlandırılmalıdır. Acil Tıp Anabilim Dalı’nın kapasitesini aşan sayıdaki hasta kabulü sonlandırılmalıdır. Hastaneye hasta kabulünün sınırlandırılması yerine diğer anabilim dallarındaki asistan hekimlerin acil servise görevlendirilmesi mevzuata aykırıdır. Yanı sıra, acil sağlık hizmetleri konusunda hiçbir bilgi ve tecrübesi olmayan asistan hekimlerin acil serviste görevlendirilmesi, hasta güvenliğini riske etmekte ve hekimleri hukuki sorunlarla karşı karşıya getirmektedir. Üniversite yönetimini hukuka ve bilime saygı göstermeye, sorunları sağ duyu ve hekimlerin katılımı ile çözmeye davet ediyoruz. Hukuka ve bilimsel olmayan uygulamalara karşı yasal yollara başvuru konusunda meslektaşlarımızın yanında olduğumuzu vurgulamak istiyoruz” çağrısında bulundu.
HABER MERKEZİ