- İzmir
- 05.06.2025 08:53
İzmir Büyükşehir Belediyesi ile DİSK’e bağlı Genel-İş Sendikası arasında yürütülen TİS görüşmelerinin tıkanmasının ardından gündeme gelen bordro tartışmalarına yanıt veren DİSK Ege Bölge Temsilcisi Memiş Sarı, “Yalan söylemedik. Her sözümüzün arkasındayız. Bir yere gitmedik, kaçmadık” dedi
İzmir Büyükşehir Belediyesi ile DİSK’e bağlı Genel-İş Sendikası arasında yürütülen ve yaklaşık 23 bin işçiyi ilgilendiren toplu iş sözleşmesi (TİS) görüşmelerinde yaşanan tıkanma nedeniyle başlatılan grev, 6’ncı gününde devam ediyor. Greve giden işçiler belediye hizmet binası önünde toplanarak hem maaş taleplerini yineledi hem de masaya dönülmesi çağrısında bulundu. Sendika temsilcileri, sürecin ailelerine yönelik kişisel saldırılara dönüştürülmesini sert dille eleştirirken, “Bu bir siyaset ya da kişisel hesaplaşma değil, eşit işe eşit ücret mücadelesidir” mesajı verdi. DİSK Ege Bölge Temsilcisi Memiş Sarı, grev kararlılıklarını vurgularken, “Yalan söylemedik. Her sözümüzün arkasındayız. Bir yere gitmedik, kaçmadık. İzmir halkının gözü kulağı bu grevde. Gelin bu mağduriyetleri giderelim” diyerek müzakere çağrısını yineledi.
Bordro tartışmalarına yanıt veren ve yalan söylemediklerini vurgulayan DİSK Ege Bölge Temsilcisi Memiş Sarı, “Bugün dördüncü gruptaki birçok arkadaşımızın eline geçen net maaş 36 bin TL. Gerçek budur. Dün birçok ziyaretçi geldi. CHP İl Başkanı ve yönetim kurulu aradaki yanlış anlaşılmaları gidermek için bizi ziyaret etti. Kapımız herkese açık. Söylediğimiz her sözün arkasındayız. Bir yere gitmedik, kaçmadık. Buradayız grevimize devam ediyoruz. Şimdi çağrıyı sen yaptın ben yaptım tartışmasına girmiyoruz. Bir sürü söylenti var. Bakın şu anda daire başkanlarımız bir uzlaşı görüşme içerisinde. İzmir halkının gözü kulağı bu grevde. Biz masadan çekilen taraf değiliz sabaha kadar diyorsanız sabaha kadar. Gelin bu mağduriyetleri giderelim diyoruz” ifadelerine yer verdi.
6 gündür masanın sağlıklı kurulamadığını vurgulayan DİSK/Genel-İş İzmir 2 No’lu Başkanı Ercan Gül, “Her iki tarafın da söylemleri ağırlaşıyor. Bundan kaynaklı dedik ki araya birileri girsin. Bir uzlaşı sağlanmak isteniyorsa birilerinin girmesi bekleniyor. Dün itibariyle bazı kurum temsilcileri her 2 tarafla görüşme sağladı. Dün daire başkanlarımız işverenle görüşme yaptılar. Bu görüşmenin adı bugün için masa oluşması. Bu masanın da artık sonuca varması. Sonuca varmadıkça İzmir halkı zarar görüyor. Artık sonuç alınması gerekiyor. Bugün saat 11'de daire başkanlarımız bürokratlarla görüşme yapıyorlar. Gün içinde şube başkanlarıyla görüşme yapılacak. Haberin gelmesi değil sonuca varılması güzel olur. Artık sonuç istiyoruz. Sonuç olmadığı takdirde önümüzdeki bayramın kimseye zehir olmasını istemiyoruz. İlk günden beri 4 şube başkanımız, genel merkezimiz, temsilci arkadaşlarımızla dik duruyoruz. Sizlerin bize verdiği güçle dik duruyoruz” dedi.
Algı yapıldığını vurgulayan Gül, “Dün Cumhuriyet Meydanı'nda bir konuşma yaptık. Her konuşmamız farklı yerlere çekiliyor. Çöp toplanırken belediye başkanımıza söyledik, daire başkanlarına söyledik, şeflere söyledik. Halkın dışında alakası olmayan birileri vardı, ben onlara, 'zibidi' dedim. O kişiler, orada bir kadın arkadaşımıza elinde sopa ile, 'kafanı patlatırım' dedi. Sanki biz bu söylemi onlara değil de vatandaşa söylemişiz gibi 2 gündür algı yapılıyor. Linç girişimi yapmaya çalışıyorlar. Vatandaşa laf etmeye hiçbirimizi haddi de hakkı da yok. Bizim söylemimiz orada bireysel çıkarları, menfaatleri için ekmeğimize zarar verenlere hem de kadın arkadaşımızı darp etmeye çalışanlaraydı. Hiçbir arkadaşımızı zan altında koymak istemiyoruz. Bize HİM'den telefon gelmiyor. Bizim telefonları bürokratlar vermiş, bizim sendikamızı arıyorlar. Yasa gereği orada çalışan arkadaşlarımızı zan altında bırakmak istemiyoruz” diye belirtti.
Sözlerinin devamında ise Gül, şu sözlere yer verdi: “Ekmeğimize tekme atıldı. Direniş alanındayız. Ekmeğimizi elimizden toplamaya çalıştılar. Canlar acımış ki gecenin saat 2'sinde bir gazetede yaşamımıza kadar dokunmuşlar. Ailemize dil uzatır hale gelmişler. Hiçbir bürokratın, başkanın kimsenin ailesiyle ilgili söylemde bulunmadık. Ancak dün gece Sözcü Gazetesi'nde, 'Ercan Gül'ün eşi belediyede çalışıyor, Ercan Gül'ün 58 akrabası belediyede çalışıyor' diye haber yapılıyor. Bu haber ayağını denk al haberiyse şunu biliyorum. 2 sene önce bu yola çıkarken de eşim belediyede çalışıyordu. Ben eşimin belediyede çalışmasına istinaden yarınlarda bir direniş olduğunda, bir mücadele verildiğinde eşim işiyle tehdit edilir korkusuyla bu yola çıkmadım. Varsa eğer böyle bir düşünce yarınlarda gerekirse eşim işinden olsun. Söz veriyorum bu yoldan kimse döndüremez. Bu kadar ahlaksızlaşmanın alemi yok. Bir gazete bir haber aldım diyor. Birileri söylerse haberin olur. Birileri söylemeden nasıl bu bilgiye ulaşırsın? İnsan kaynaklarından belediye bürokratlarından bilgi almadan sen böyle bir bilgi bulamazsın. Burada yapılmak istenenleri biliyoruz. Biz bireyselleştirmemek için elimizden geleni yapıyoruz. Bu kavga Ercan'ın, Memiş'in, Engin'in, Serap'ın değil. Buraya çekmeye çalışıyorlar. Bizler tam tersi burada ekmek kavgası var diyoruz. Eşim grevin ilk gününden beri aranızda. İlk günden beri benimle mücadele ediyor. Yarın o da ekmeğinden olacaksa varsın olsun.”
Konunun grevden ve toplu iş sözleşmesinden çıkıp ailelere kadar inmesinin kabul edilebilir olmadığını belirten DİSK/Genel-İş 1 No’lu Şube Başkanı Engin Topal, “Burada 23 bin kişi anayasal hakkını kullanıyor. Bazı kurumlar bu konuyu ailelerimize kadar getirdiler. Benim eşime sorsanız belediyenin kapısında girmemiştir ama onu da belediye çalışıyor diye yazıyorlar. Kaldı ki belediyede çalışsa bu o gazetelerin sorunu değil. Bizim derdimiz masada greve taşınan toplu sözleşme. Şu anda daire başkanlarımız toplu iş sözleşmesi görüşmesinde. Sağ duyu içerisinde masaya davet edilerek masada bitmesini 5 ay öncesi söylemiştik. Toplu iş sözleşmesinin biteceği tek yer var o da masada uzlaşı. Birbirimize bir yerlerden haber göndermemize gerek yok. Taraflar burada. Bir araya gelip bu işe son vermek lazım. Eşit işe eşit ücret talebimiz var. Bu talebi tartışırken bunun birçok yolu yöntemi vardır. Belediye bürokratlarının grev öncesi iki günde çabası çok yüksekti. Gelin yine o çabayı bu sefer bayram öncesi sarf edelim. Emekçimiz de bayrama güler yüzlü girsin. Bunun tek çaresi masada uzlaşmak. Eğer bu uzlaşı çağrısını bizim tarafımızdan yapılmasını bekliyorsanız biz yine yeniliyoruz. Gelin masada uzlaşalım biz masadan kaçan taraf olmayacağız. Ancak uzatılması durumunda biz bu çıktığımız yoldan asla vazgeçmeyeceğiz” diye aktardı.
DİSK/Genel-İş İzmir 3 No’lu Şube Başkanı Serap Yılmaz ise, “Bizim derdimiz siyaset değil. Biz ekmeğimizi büyütmek için uğraşıyoruz. 2 gündür akıl tutulması yaşıyoruz. Biz ekmeğimizin mücadelesi için buradayız. Biz bu grevi her ay yapalım da maaşlarımız yükselsin diye yapmıyoruz. Burada alacağımız karar 2 yılımızı etkileyecek. Bizim derdimiz ekmeğimiz, alın terimiz. 22 bin TL asgari ücret olanlar içinde yürüdük, emekliler için de yürüdük vergide gelirde adalet istedik. Biz yıllardır TİS yapıyoruz, neden bu zamana kadar ücretlerimizi sormadınız? Neden o zaman tartışmadınız? Evet, biz belediyenin silkelendiğinin bilincindeyiz. İlk basın açıklaması yapan da bu işçilerdi” diye aktardı.
Son 2-3 gündür sendika temsilcilerinin ailelerinin hedef alındığını dile getiren DİSK Genel- İş Sendikası 9 No’lu Şube Başkanı Sedat Kenar, “Müzakerelerini gerçekleştirdiği masayı kurarlar, samimi duygularıyla otururlar, bizler de gideriz, oralarda sizlerin haklarını güvence altına almanın mücadelesini vermeye devam ederiz. Özellikle son 2-3 gündür, bölge başkanımız ile başlayan Engin Başkanımızın ailesine dil uzatmakla sonrasında dün gece itibariyle Ercan Başkan'ın aile hayatına varan söylemler üzerinde bir süreç bu noktaya evrilmeye ya da bilerek çekilmeye, bilerek kamuoyu yaratılmaya çalışılıyor. Bu kadar da olmaz. Bu krizin tek bir sebebi var. Ne bir siyasi düşünce ne bir siyasi kavga ya da bireysel kişiselleşmiş hesaplar üzerinden yapılan görüşmelerin sonucunda bu greve çıkmadık biz. Güvenceli bir çalışma hayatı istediğimizden ve o para, bu para değil ‘eşit iş ve eşit ücret’ istediğimizden dolayı bu noktaya geldik. Alıp krizi derinleştirip farklı noktaları çekmenin hiç kimseye bir faydası yok. Ya biz zarar vermeyelim diyoruz. Bu noktada bu imalde hareket ediyoruz ama sizin yaklaşımlarınız bu halka zarar verir hale geliyor. Daire başkanlarımızın olduğu o görüşmeden umarız bir masa kurulacağı haberi gelir” ifadelerini kullandı.
İzmir'de Orta Asya Mutfağı!
İzmir’de bir okulda yağmur suyu hasadı