Sayfa Yükleniyor...
Urla’da trol balıkçılığı, denizdeki tüm popülasyonu tehlikeye atıyor. Urlalı balıkçılar, devletin Marmara ve Karadeniz bölgelerinde olduğu gibi Ege Denizi’ne de el atılmasını bekliyor.
SEMİ TEKTAŞ-ÖZEL HABER - Urla’da son yıllarda artan trol balıkçılığı ile Ege Denizi’nde hem balık stoku hem de balık çeşitliliği giderek azalmaya devam ediyor. Trol balıkçılığı ile ağ atılan yerlerde bulunan yavru balıklar dahil tüm balıklar toplanarak denizde balık bırakılmıyor. Artan avcılık nedeniyle balık popülasyonu ise son yıllarda dibe vurmuş durumda. Urlalı balıkçılar, belirtilen 10 metre yasal sınırın üstüne çıkamadıklarını belirtirken, trol balıkçılarının ise rahatlıkla denizde avcılık yapmasından şikayetçi. Marmara ve Karadeniz bölgelerinde trol balıkçılığının yasal yollarla engellendiğini belirten balıkçılar, aynı yasal düzenlemenin Ege Denizi’nde de uygulanmasını istiyor. Aksi takdirde düşen balık popülasyonunun yanı sıra tutulacak balık bile kalmayacağı dile getiriliyor.
Urla’da uzun yıllardır balıkçılık yapan bir balıkçı, trol avcılığı ile ağ atılan yerlerde yavru balıklar dahil tüm balıkların toplandığını dile getirirken, denetimlerin daha sık yapılması gerektiğinin altını çiziyor. Balıkçı, “Makine ile en dipten tüm balığı toplayarak geliyorlar. Yavru balık demeden her şeyi topluyorlar. Balık popülasyonunu en dipten zedeliyorlar. Bu durum Marmara ve Karadeniz’de de vardı ama orada önüne geçip engellediler. Şimdi yapamıyorlar ama Ege’de engellemiyorlar. Denizde balık kalmadı. Eskiden buralarda çok çeşit balık vardı ama bu troller yüzünden artık balık çeşitliliği yok. Önceleri çok fazla balık vardı ama şimdi sadece belli dönemlerde balık var, o da eskisi kadar değil. Kanto sahipleri de gazino sahipleri de bu işi yapıyor. Toplanan balıklar açık artırma ile satılıyor. Yasal olarak satılıyor. Sahil güvenlik bunları görmüyor. Bizi 10 metreye sıkıştırdılar. 15 metreye çıktığımızda ağlarımızı toplayıp götürüyorlar. Geçenlerde 6 metre açıldım, gelip ağlarımı aldılar. Devlet sıkıştırıyor, birkaç gün çıkmıyorlar, sonra hemen tekrar açılıyorlar. Göz yumuluyor. Akşam hava kararınca bir bakıyorum, 6 tekne birden çıkmış. Kimse buna dur demiyor. Sahil güvenliğin önünden geçip gidiyorlar. Sahil güvenlik, trolü görüyor, seni de görüyor ama gelip sana ceza yazıyor. Bana evrak soruyor, kontrol edeceğim diyor. 20-30 yıldır bu durumla karşı karşıyayız. Balığa çıkan troller ağlarımızı deliyor, zedeliyor ama masrafımızı bile karşılamıyorlar. Ağımızın zedelenmesiyle kalıyoruz. Denize bir çıkıyorlar ama etrafta ne varsa hepsini toplayıp götürüyorlar. Bir yerde 12 balıkçı var, bir yerde 100 balıkçı var, hepimiz bu durumdan şikayetçiyiz” dedi.
Yeri geldiğinde 6 trol teknesinin aynı anda avcılığa çıktığını dile getiren başka bir balıkçı ise, “Eskiden buralarda dil balığı oluyordu. Biz 15 metreden sonra ağ atamadığımız için dil balığını tutamıyoruz. Tarla gibi sürüyorlar denizi. Balığı tüketiyorlar. Eskiden çok güzel balıklar vardı ama şimdi yok. 6 tane tekne yan yana balık tutarsa, ta dipten başlayıp, balık mı kalır ortada? Hava çok bozuk olunca ve akşam saatlerinde mutlaka çıkarlar. Kimse çıkmıyor o havalarda, onlar bunu fırsat bilip çıkıyorlar” ifadelerini kullandı.
Yavru balıkların avcılık sırasında öldüğünü belirten bir diğer balıkçı ise bu durumun devam etmesi halinde Ege Denizi’nde balık kalmayacağını söylüyor. Balıkçı sözlerinin devamında, “Bu balıklar balık manavlarında satılıyor. Güzelbahçe Balık Hali’nde balık satanların büyük çoğunluğu trol balıkçılarından. Tarım İl Müdürlüğüne şikâyet edilirse ancak gelip bakıyorlar, aksi takdirde bakan yok. Bu memlekete yazık. Bizim yaşımız geldi, zamanımızın dolması yakındır. Gelecek nesillere bir şey kalmadı. Barbunun boyu belli bir santimin altındaysa avlanması yasaktır. Tekrar denize atılması gerekiyor. Şimdi bununla ilgili istendiğinde kanun yapılıyor, o zaman diğer balıklar için de bu kararlar alınsın, yazık günah değil mi? Açığa çıkıp ağ atamıyoruz balıkçılar olarak. Troller ağlarımızı hemen alıp götürüyor. Buralara gelip ağ atmamamız için tehdit ediyorlar. Göz göre göre malımızı yok ediyorlar. Trolleri molotof kokteyli ile yakmayı bile düşündük. Ama yapmadık çünkü çözüm değil. Bizi buraya mahkûm ettiler. Karides, kalamarı artık tutamıyoruz. Bizi 1 saat uzaklıktaki yere gönderiyorlar. Bize bir sınır çiziliyor, o sınırın içine giremiyoruz. 30 motor Ege Denizi’ne hükmediyor. İstenilse dronlarla anlık olarak tespit edilebilir. Küçük balıklar hep ölüyor. Denize atıyorlar ama artık balık yaşamıyor ki. Ölü balığı denize atıyorlar. Güzel ülkemizi yok ediyoruz. CİMER’e bile yazdım, beni tehdit ediyorlar, diyorum gelsinler” şeklinde konuştu.
HABER MERKEZİ