- İzmir
- 16.06.2025 22:01
Finansal okur yazarlığın arttırılması yönünde eğitimleri içeren protokolün imzaları TÜRKONFED ve SPK arasında imzalanırken; imza töreni öncesi konuşma yapan Süleyman Elban sahip olunan gücün kontrol edilebilir olmasının önemini vurguladı.
Berkay Erden İzmir Sanayici ve İş İnsanları Derneği (İZSİAD) ev sahipliğinde, Türkiye İş Dünyası Konfederasyonu (TÜRKONFED) iş birliğiyle düzenlenen “Finansmana Erişim ve Halka Arz Bilgilendirme Toplantısı” Alsancak’ta yer alan Dokuz Eylül Üniversitesi (DEÜ) Rektörlüğü’nde gerçekleşti. Düzenlenen Toplantıya İzmir Valisi Dr. Süleyman Elban, Ticaret Bakanı Yardımcısı Mahmut Gürcan, Cumhuriyet Halk Partisi İzmir İl Başkanı Şenol Aslanoğlu, Sermaye Piyasası Kurulu (SPK) Başkanı İbrahim Ömer Gönül, TÜRKONFED Yönetim kurulu Başkanı Süleyman Sönmez, İZSİAD Başkanı Hüseyin Cengiz, İZSİAD Denetim kurulu Başkanı Hasan Küçükkurt, Batı Anadolu Sanayici ve İş İnsanları Dernekleri Federasyonu Başkanı Semiha Güneş, siyasi parti ve iş dünyası temsilcileri katılım gösterdi. Konuşmalarını gerçekleştiren protokol üyeleri finansal okur yazarlığın finansmanın doğru kullanımı ve kalıcılığı açısından önemine dikkat çekerken; Elban bu konuda verilecek eğitimlerin SPK gibi yetkin bir kurum tarafından verilecek olmasının önemli bir adım olduğunu vurguladı.
Bizim ülke olarak genelde en büyük avantajlarımızdan en büyük şanslarımızdan birisi iş insanlarımızın inanılmaz bir yatırım iştahı olması. Bu bulunduğumuz zor coğrafyada çok ciddi riskler altında olmamıza ve dünyanın çoğu zaman yaşadığı büyük sıkıntılara rağmen birçok sıkıntıyı çok çabuk halletmek, çözmek çözümler bulmak konusunda bize inanılmaz bir güç veriyor. Ama her güçte olduğu gibi bu gücünü de kontrolsüz olmaması gerekiyor. Aslında ekonomide yaşandığımız sıkıntıların bir kısmı da buradan kaynaklanıyor. Çünkü finansal Okur yazarlığı konusunda belki eksiklikler olabilir. Ama onun dışında bildiğini doğru uygulama konusunda da sıkıntılarımız maalesef. Çünkü her şeyden önce hep finansman ihtiyacının ortaya çıkmasıyla ilgili gerçek bir durum var mı yok mu ona bir bakmak gerekiyor. Çünkü her halükarda yatırım yaparız ama o yatırımla ilgili ciddi manada araştırma yapılıp o yatırma ihtiyacımızın olup olmadığı konusunun ciddi manada ilgilenmediğimiz konusunda bir şüphe barındırıyoruz. Her yeri kendi istediğimiz gibi idare etmeye çalışıyoruz ve finansman konusunda faizler biraz yükseldiğinde alternatif finansman modellerini aradığımızda bugün olduğu gibi hemen ilk akla gelen SPK’ya gidip halkı arz olalım diyoruz. Tabii biz böyle hızlı, çabuk hareket eden bir millet olduğumuz için bu işin bir kuralı var ve bu kuralla tanışıyoruz. SPK mali kurallar var bunlara uyman gerekiyor diyor ondan sonra biraz da şeffaflaş bir görelim diyor. Bütün bunların hepsi finansal okur yazarlık konusunda konuya hakim olmanın yanında bu işi hakikaten tüm bileşenleriyle vergi ve enstrümanlarıyla doğru bir şekilde uygulamaktan geçiyor. Dolayısıyla bugünkü toplantımızda konu olan bu eğitimin yetkin kurum olan ve otoriter kurum olan SPK tarafından yine bu eğitime ihtiyacı olan insanların çatı örgütüyle beraber yapıyor olmasının önemli bir adım olduğunu düşünüyorum” ifadelerini aktardı.
Bakanlık olarak firmalara finansman anlamında destekler sunmaya devam edeceklerini aktaran Gürcan, son yıllarda artan halka arzların toplumun sermaye piyasalarına olan güveninin yansıttığını belirtti. Elde edilen finansmanı kalıcı olabilmesi için finansal okur yazarlığın önemini vurgulayan Gürcan, “Bugün şirketlerimizin karşı karşıya olduğu stratejik başlıklardan biri finansal kaynaklara erişimdir. Bu bağlamda sermaye piyasaları özellikle halka arz süreçleriyle firmalarımıza uzun vadeli ve kurumsal bir finansman imkanı sunmaktadır. Ancak bu sürecin başarıya ulaşabilmesi hem yatırımcıların bilinçli olması hem de şık SPK rehberliğinde şeffaf, hesap verilebilir ve sürdürülebilir bir altyapıya kavuşmasıyla mümkündür. Son yıllarda artan halka arz aslında toplumumuzda sermaye piyasalarına yönelik güvenin bir göstergesidir. Ancak bu güvenin kalıcı olabilmesi için finansal okur yazarlık kültürünü yaygınlaştırmak yatırımcıyı ve girişimciyi bilgilendirmek finansal okuma yetkinliğini arttırmak zorundayız. Ticaret Bakanlığı olarak özellikle KOBİ'mizin ve girişimcilerimizin rekabet gücünü arttırmak, onları hem iç hem dış piyasada daha sağlam temellilere oturtmak amacıyla finansal erişimlerden dış ticaret altyapısına kadar pek çok alanda destekler sunuyoruz. Özellikle kobilerimizin ihracat yapan firmalarına Ticaret Bakanlığı olarak çok ciddi desteklerimiz var. Bu desteklerimizi her yıl daha da arttırarak devam etmeye çalışıyoruz Düşük maliyetli kredilerden, uluslararası pazarlarda güvence sunan çeşitli finansman enstrümanlarına kadar geniş bir yelpazede tuttuğumuz çözümlerle 2024 yılında ihracatçılarımıza 48,7 milyar dolarlık destek olduk. Bu rakamı 2025 için 52 milyar dolara çıkarma hedefindeyiz. İhracatçılarımızın küresel ticarette daha rekabetçi kılmak adına karanlıkla yoluna devam etmesi için desteklerimizi sürdürmekteyiz. Yine faaliyetlere kısa bir süre önce başlayan Türk Ticaret Bankası önümüzdeki dönemde ihracatçılarımıza finansmana erişimde kolaylaştırmak çeşitlendirmek adına önemli bir rol üstlenecek. Bu desteklerin kalıcı faaliyete dönüşmesi için şirketlerin finansal anlamda daha bilinçli hareket etmeleri veriye ve bilgiye dayanan kararlar alabilmeleri büyük önem taşımaktadır” diye konuştu.
Finansal okur yazarlığın şirketler açısından önemini vurgulayan Cengiz, halka arz olan şirketlerin kurumsallaşma yolunda önemli bir adım attığını belirtti. Ekonomi yönetimi tarafından yatırımlara yapılan teşvikleri de desteklediklerini açıklayan Cengiz, “Değerli misafirler, dünyada ve ülkemizde ekonomik koşulların giderek zorlaştığı, belirsizliklerin bu zaman diliminde arttığı üretmek, ticaret yapmak, işgal yapmak ciddi bir cesaret, kararlılık ve özveri gerektirdiği bu dönemde iş insanlarına, bu zorlu yürüyüşlerinde yalnız olmadıklarını göstermek, yeni yollar açmak, rehberlik etmek üzere birçok çalışmaya imza attık. Bugünkü toplantımızda bu vizyonumuzun değerli bir parçasıdır. Nobel Ekonomi Ödülü’nde dendiği gibi finans insanlara umut yaratma sözüdür. Umut yalnızca bireysel değil toplumsal dönüşümün egemenliğidir. Bu yönüyle yaşam becerisidir. Bu nedenle bugün bir araya gelerek yalnızca şirket bilançolarını okumayı değil aynı zamanda zihinsel sermayemizde zenginleştirmeye geldik çünkü biliyoruz ki iş dünyasında artık bilgiyle kurulan bağda geleneksellik dışındaki alternatiflik artık bir lüks değil biz zorunluluk. Bu süreçte özellikle Borsa İstanbul'da açılması planlanan girişim sermayesi pazarını büyük bir umut ve heyecanla bekliyoruz. Bu pazar teknolojik yatırımlara, üretim altyapısına ve ihracata can suyu olacak. Rahmetli Sabancı’nın dediği gibi anasız babasız büyürsünüz ama ortaksız büyüyemezsiniz. Biz iş dünyasında yalnız kahramanlıkları değil birlikte kazanmanın birlikte büyümenin kıymetini de anlatıyoruz. Yolumuza İş birliğiyle ve cesaretle güç katacağımıza inanıyorum. Sevgili dostlar, İzmir tarihten bugüne liman şehri olmuştur. Bugün de bu ruhu yeniden canlandırmak, İzmir'den ülkenin dört bir yanında bir vizyon damgası göndermek bizim elimizde. Bu vizyonun içinde okur yazarlıkla donanmış iş insanları sermayeye erişim yollarını bilen girişimciler ve halka arzı sadece bir finansman aracı değil bir kurumsallaşma stratejisi olarak gören şirketlerimiz olmalıdır. Geçen haftalarda açıklanan yatırımlarda devlet yardımları hakkındaki kararı önemsiyoruz, destekliyoruz. Çünkü biliyoruz ki tütmeyen her fabrika bacasından sonra oluşacak işsizlik nedeniyle evlerindeki ocakların yanması de zorlaşacaktır. Yapılacak yardım ve destekler için şimdiden teşekkür ediyor, ekonomi yönetimimizin iş dünyasına tedbirlerini devam etmesini umuyor ve bekliyorum” dedi.
Finansal okur yazarlığın krizleri fırsatlara çevirmek konusundaki önemine dikkat çeken Küçükkurt, imzalanacak protokolün firmalara bilinçli yönetim konusunda katkı sağlayacağını belirterek; “Finansal okur yazarlık artık yalnızca bilanço okumayı bilmek değil aynı zamanda marjinal fayda hesabı yapabilme becerisidir. Bu da firmaların yalnızca muhasebe departmanlarıyla kalmayan tüm organizasyona yayılan bir finansal seferberlik demektir. İşte bu eğitim programları bu konuda kritik bir rol üstlenecek. Stratejik karar alırken mali verileri doğru okuyan bir yönetici grubu, kriz dönemlerini yalnızca atlatmakla kalmaz bu dönemlerde fırsatları da okuyabilir. Kısıtlı kadronun karar alma alışkanlığı belirsizlik dönemlerinde firmaları büyük risklerle karşı karşıya bırakabiliyor. Oysa çağımızda kararları şekillendiren en büyük bileşen veridir. Bu sebeple bu protokol iş yerlerimizde yalnızca bilgi değil, aynı zamanda bu bilgiyi stratejiye dönüştürme gücü kazandıracaktır. Finansal okur yazarlık aynı zamanda kurumsallaşmanın da temelidir. Kurumsallaşma yalnızca proje yapmak değil, bilinçli karar alıcı bir empati sistemi kurmaktan geçer. Bu eğitimlerin yaygınlaştırılması yalnızca şirketlerin değil bölgesel ve ulusal ölçekte ekonomi gücünün artması anlamına gelir. Çünkü bilgi tabanlı bir sanayi kültürünün güçlü ve sürdürülebilir bir ekonomik kalkınmanın temel taşının oluşturduğunu düşünüyorum. İZSİAD olarak ev sahipliğini üstlendiğimiz bu önemli protokol töreninin Firmalarımızda bilinçli yönetime açılan bir kapı olacağına yürekten inanıyorum. Katkı sunan herkese ve bu iş birliğine imza atan tüm paydaşlara teşekkür ediyor, etkin hayırlı uğurlu olmasını diliyorum” şeklinde konuştu.
Kamunun finansman konusunda özellikle ihracat sektörünü desteklemesinin önemini belirten Güneş, kamu bankaları aracılığı ile sunulan desteklerin genişletilmesi gerektiğini söyledi. Halka arzın firmalar birçok değer kattığını da dile getiren Güneş, “İş dünyasının en önemli gündemlerinden biri olan firmalarımızın alternatif finansman yöntemlerini çok önemli buluyorum. Açıklanan verileriyle Türkiye'de ticari kredilerin faiz oranları yüzde 50 üzerinde seyretmekte. Bu ortamda yatırım yapmak isteyen bir sanayici işletmesini büyütmek isteyen bir girişimci yalnızca finansmana ulaşırken değil aynı zamanda o finansmanı sürdürülebilir kılmaya çalışırken de bu noktada açıkça ifade etmek gerekir ki devlet iş dünyasının finansmana erişiminde daha aktif rol üstlenmelidir. Özellikle ihracat odaklı üretim yapan sektörler ciddi anlamda desteğe ihtiyaç duymaktadırlar. Sektörel bazlı teşvik paketleri, kamu bankaları aracılığıyla sağlanacak faizi yatırım ve işletme kredi garantisi probleminin kapsamının genişletilmesi gerekiyor. Bugün bir diğer önemli başlık ise halka geleneksel finansman yöntemleri dışında sermaye piyasalarına anlatmak ve halka arz yoluyla finansmana erişim sağlamak yalnızca işletmelere alternatif paylar sunmakla kalmamakta aynı zamanda şeffaf kurumsallaşma, sürdürülebilirlik gibi uzun vadeli kazanımları da beraberinde getirmektedir. Halka arz olan bir firma yeni yatırımcıları bünyesine katmakta ve aynı zamanda finansal raporlama, denetim gibi konularda arttırmak durumunda kalmaktadır. Kurum sonucunda işletmeler marka değerine ve uzun vadeli rekabet gücüne ciddi katkılar sağlamaktadır. Sadece kısa vadeli kaynak bulma değil. Aynı zamanda uzun vadeli olarak da halka aracı görmeliyiz. Bildiğiniz gibi Borsa İstanbul'da işlem gören şirket ve bunun yanında yatırımcı sayısı son yıllarda rekor seviyelere ulaştı. Değerli iş insanları, bu toplantılar yalnızca bilgi paylaşımı değil, aynı zamanda yol gösterici rehberlik anlamı da taşıyor. Bu kapsamda bugün yapılacak sunumların Özellikle kobilerin finansal okul yazarlığını arttırmak doğru bilgiye ulaşmalarını sağlamak ve bu süreçlerde doğru adımlar atmaları açısından büyük katkı sağlayacağına inanıyorum” ifadelerini aktardı.
Federasyon olarak Türkiye ekonomisinin büyük bir kısmını temsil ettiklerini belirten Sönmez, yapılacak eğitimler ile federasyon üyelerinde bilinçli bir dönüşüm yaşanacağını belirtti. Güçlü bir ekonomi için tüm unsurların bir arada çalışması gerektiğini dile getiren Sönmez, “Bugün önemli bir iş birliği yapacağız. Finansal üyelerimize bugüne kadar sunduğumuz eğitimleri daha da ileriye taşıyacağız. Bunu güçlü Türkiye vizyonuna uzanan örnek bir model olarak görüyoruz. İstanbul ve Anadolu sermayesini tam manasıyla Türkiye ekonomisini temsili olan bir kuruluş olarak bünyemizdeki 31 federasyon ve 340 dernek üzerinden 100 bini aşkın işletmeyle Türkiye'nin en büyük örgütü konumundayız. Bu işletmelerin gücüyle Toplam 7 milyon kişiye istihdam sağlıyor. Türkiye dış ticaretinin yüzde 82’sine imza atıyoruz. Bu gücümüzü ülkemiz katkı sunmak için ve her yıl onlarca projeyi hayata geçiriyoruz. TÜRKONFED olarak yine burada başlattığımız yuvarlak masa toplantılarında Türkiye'nin pek çok farklı bölgesinde olduğu gibi iş insanlarının önündeki en büyük engelleri finansman, çalışan maliyetleri ve yetenekli iş gücü açığı olarak tespit ediliyor. Konu bir şekilde her zaman finansal okur yazarlığa geliyor. Bugüne kadar yaptığımız çalışmalarımız biliyoruz ki bu eğitimler federasyon üyelerimizin hem kendi yapılarını güçlendirecek hem de etki alanlarında yer alan bir bilinç dönüşümü yapacaktır. Bu eğitimler finansal araçların daha iyi tanınmasını, doğru zamanda doğru kaynağa kavuşmasını ve finansal sağlığını daha uzun vadeli şekilde planlanabilmesini sağlayacak. İmzalanacak protokol sonucunda günümüz dünyasındaki ilişkileri ve fırsatları daha şeffaf şekilde görecek, daha aktif ve daha özgüvenli olacaklarına da inanıyoruz. Sayın Cumhurbaşkanımız son 2 gündür telefon görüşmeleriyle bölgesel çatışmaların küresel ekonomiye ve barışa etkisi yönünde çağrılar yapıyor. Bu tür girişimlerin başarılı olabilmesi için yalnızca diplomasi değil aynı zamanda ekonomik gücün arkasında durması gerekir. Türkiye'nin stratejik kalkınma ilkesini önceleyen bir yaklaşımla hareket etmesi dışa bağımlılığını azaltan teşvik eden krizlere karşı güçlü bir ekonomik inşa etmesi gerekiyor. Bu da ancak kamu özel sektör ve sivil toplumun ortak hareket etmesiyle olacağını düşünüyoruz. Bu düşüncelerle Türkiye'nin en büyük bağımsız iş dünyası örgütü olarak Türkiye'nin finansal mimarisinde kilit role sahip olan SPK gibi kamu otoriterleriyle iş birliği yapmanın çok iyi olacağına inanıyoruz” şeklinde konuştu.
Konuşmaların ardından protokol üyeleri tarafından plaket takdimleri yapılırken akabinde kurumlar arasında imzalar atıldı.
Kurum olarak piyasaların sağlıklı büyümesi için çalıştıklarını aktaran Gönül finansal okur yazarlığın yaygınlaşması için yürüttükleri projelerden bahsetti. İzmir’in ekonomide ve sermaye piyasasında önemli bir yeri de olduğunu söyleyen Gönül, “Geçen yıl 14 milyar dolarlık ihracatla ekonomiye katkı sağlayan İzmir, sanayi ve ihracattaki büyük performansını sermaye piyasalarında da gösteriyor. Sermaye piyasasında İzmir’den 43 firma var. Bu sayının katlanarak artmasını temenni ediyoruz. SPK olarak Piyasaların sağlıklı büyümesi, gelişmesi yatırımcının bilgilendirilmesini misyon edindik. Ülkemizdeki her kesimi, ulaşılabilir finansal bilgi ile donatmak ve kavramlar hakkında farkındalık oluşturmak için çalışıyoruz. 22 Mayıs Finansal Okuryazarlık Günü ilan edildi. Biz de koordinatörüyüz. Sosyal medya platformlarında yayılan hatalı bilgilere karşı bilinçli olunmalı. Bu konuda borsada tasarruflarını değerlendirenlerin finansal okuryazarlıklarını artırmak için hazırladığımız kamu spotu 60 milyonun üzerinde görüntülendi. Aynı zamanda 22 Mayıs 2024 tarihinde Finansal Okuryazarlık platformunu da hayata geçirdik. Platform, iş insanlarının ve özellikle gençlerin eğitilmesi konusunda gelişmeleri önemli noktaya taşıdı. Bunların dışında finansal okur yazarlığın yaygınlaştırılmasına yönelik protokoller yapıyoruz” dedi.