- İzmir
- 22.03.2025 00:40
Gediz Nehri’nde görülen kirlilikle ilgili açıklamalarda bulunan İzmir Büyükşehir Belediye Meclisi ve Menemen Belediye Meclisi CHP’li Üyesi Uygar Kanmış, “Menemen’deki tarımın yok edilmesi için elden gelen yapılıyor” dedi
HAYRİYE GÜLPERİ TİBİN – ÖZEL HABER - İzmir Körfezi’ne dökülen en büyük nehir olan Gediz Nehri’nde görülen kirlilik, gündemdeki yerini koruyor. Son olarak bölgede gerçekleştirilen keşif gezisinde suyun rengindeki yoğun değişim, su dibindeki siyah balçık, kötü koku ve bölgede balıkçılık ve tarımla geçinen vatandaşların mağduriyeti kayda geçti. Bunun ardından İzmir Büyükşehir Belediye Meclisi ve Menemen Belediye Meclisi CHP’li Üyesi Uygar Kanmış, bölgede görülen kirlilikle ilgili açıklamalarda bulundu.
AK Parti’nin İzmir’de yönetim koltuğunu aldığı tek belediye olan Menemen Belediyesi’nde konuyla ilgili yürüttükleri çalışmalardan bahseden Kanmış, “Mecliste komisyon kurulması için ısrarcı ve ricacı olduk. Lakin kendileri İzmir Körfezi’ndeki kirliliğin Gediz’den kaynaklandığı yönünde çokça dile getirilen hususlar olması sebebiyle komisyon kurulmasına müsaade etmediler. Gediz üzerinde o kadar çok kirlilik mevcut; özellikle Manisa kısmından itibaren. Buradan çıkacak komisyon raporunun kendilerini siyaseten zor durumda bırakacağını bildikleri için komisyon kurulmasına müsaade etmediler. Özellikle Manisa’nın çöp tesisinden sızıntıların olduğu çokça dile getirilir. Zaten Menemen sınırlarına girdikten sonra kirleniyor, evet doğru ama Menemen’den önce de çok fazla sanayi tesisinin yoğun baskısı altında hayat buluyor” dedi.
Kanmış, şunları kaydetti: “Gediz Nehri’nden etkilenen Kuş Cenneti’nde de endemik kuş türleri mevcut. Özellikle vatandaşımız da bu konuda ciddi bir hassasiyet gösteriyor. Ne yazık ki hükümetin Gediz kirliliğini görmezden gelip bunun yerine sadece İzmir Körfezi’nin kirliliğini İzmir Büyükşehir Belediyesi’ne yükleme gayreti engel oluşturuyor. Sadece Gediz’deki bu kirlilik araştırılsa suçun Büyükşehir üzerinde siyasi malzeme olmasından ziyade vatandaşımızın, ülkemizin ve coğrafyamızın geleceği korunmuş olacaktır. Bu yönden de ne yazık ki bir çalışma gayreti göremiyoruz biz. Kuş Cenneti endemik kuş türlerine sahip. Burası ciddi büyük bir havza aynı zamanda. Bu konuda bir hassasiyetleri yok, gayret yok. Bakan Bey’in İzmir Körfezi’nden götürdüğünü iddia ettiği su şişesini biz gördük ama kendisinin Gediz’den bir pet şişe su istemesini ben isterdim. Bunu da bizden değil burada AK Parti’deki siyasi isimlerden isteyip Gediz’in içler acısı halini görsün.”
Gediz Nehri’nde suyun kirliliğinden dolayı vatandaşın yaşadığı sağlık sorunlarına dikkat çeken Kanmış, “Gediz’le ilgili yıllardır vatandaşlarımız ciddi bir serzenişte bulunuyor. Bu nehirde daha önce ciddi bir balık popülasyonu olduğundan, suyun berraklığından bahsedilir. Ama şu an Gediz simsiyah ve berbat bir kokuyla can çekişiyor. Buna yönelik olarak biz hükümet tarafından herhangi bir adım atıldığına şahit olamadık. Özellikle Menemen Ovası gerçekten büyük bir bölgedir. Çeşitli tarım ürünlerimiz hasat edilir ve son derece de verimli topraklardır buralar. Ne yazık ki Gediz’den sulama yapmak istemiyor vatandaşlarımız. Ciddi el ve ayak hastalıkları başladı Gediz Nehri’ndeki suyla temas eden vatandaşlarımızda. Bundan dolayı da sondajlara yöneldi” diye konuştu.
Kanmış, Menemen Belediyesi tarafından usulsüz şekilde ruhsat izni verilen depolarda fabrika faaliyetlerinin yürütüldüğünü anlattı. Söz konusu oluşumların da çoğaldığından bahseden Kanmış, şöyle devam etti: “Bölgenin en verimli topraklarından bahsediyoruz. Ancak bir taraftan Gediz’in kirliliği üretimi etkilerken ve kısıtlarken diğer taraftan da AK Partili Menemen Belediyesi tarafından verilen depo ruhsatıyla kısıtlanıyor. Bu İZBAŞ’ın içerisinde üretim yapan firmalara sağladıkları açık ve kapalı depolar. Soğuk hava deposu olarak verilen depo ruhsatlarının amacı dışında üretim faaliyetleri yürüten bildiğimiz fabrika haline getirildiğine şahit oluyoruz. AK Parti hükümetine ait İzmir’deki tek belediye olan Menemen Belediyesi’nin usulsüz uygulamaları mevcut. Bununla ilgili de herhangi bir adım atmıyorlar. Menemen’deki tarımın birilerinin eliyle yok edilmesi için elden gelinen yapılıyor. Bir taraftan Gediz’deki kirlilik görmezden geliniyor, diğer taraftan tarım arazilerinde vatandaşların üretim yapmasına destek verilmiyor. Bir de üzerine bu Gediz’deki kirliliği görmezden gelinmesi, özellikle İZBAŞ’ın orada tekrardan bir deşarj oluşturması artık köylülerin, ‘Hükümetten destek görmüyoruz bari bizi koruyun’ mantığında ifade ettikleri serzenişlerinin duyulmaması insanlarımızı tarımdan uzaklaştırıyor.”
İZBAŞ’ın Menemen Serbest Bölgesi’nde yapılan üretim sonucu ortaya çıkan atık suların Gediz Nehri’ne deşarjını da değerlendiren Kanmış, şunları kaydetti: “İZBAŞ’ın Gediz’in denizle buluştuğu noktaya deşarj ettiği ve üzerinde yeni hat döşediği son istasyonun olduğu kısma gitmiştim. Oradaki yeni hat koruge borularla döşendi. Serbest bölge gibi son derece geniş güce sahip bir kuruluşusun gelip orada koruge borularla tarlaların içerisinde yeni bir hat döşemesini mantık çerçevesinde değerlendiremeyiz zaten. Mevcut hattın neden iyileştirilmediği konusunda bir cevapları da yok. Koruge boruların sağlıklı bir şekilde inşası da yapılmadı. Üzerinde ne sıkıştırma işlemleri yapıldı ne de bunun bağlantısı doğru düzgün bir şekilde yapıldı. Tarlaların içinden, kıyısından, köşesinden bu hattı götürüp Gediz’in daha önceki bir noktasında suya vermeyi amaçlamışlar. O noktayı da seçmelerinde tesadüf yok. Şöyle ki, Gediz’in kendi içerisinde belli noktalarda kaynakları da var. Bu atık suyu da götürüp oradan deşarj etmek istiyorlar. Sebebi de şu, buradan numune alındığında seyreltilmiş oluyor aslında. Yani çok stratejik bir noktayı seçmiş İZBAŞ. Vatandaşlarımızla birlikte bölgeden üç defa farklı numune alındı test için. Üçünde de değerlerin kötü olduğu ortaya çıktı. Burada bir sanayi alanı İZBAŞ’ın kullandığı, bu araziler de tarım alanları. Burada sıkıştırma da yapılmadan bu borular takıldı. Normalde altyapı işlerinde önce yataklama yaparsınız sonra koruge borunuzu koyarsınız, üzerini uygun malzemeyle kapatırsınız. İZBAŞ, tarım toprağını kaldırdı, korugeyi koydu ve tekrar tarım toprağını bastı. Güzergahı da düz bir güzergah değil zaten. O kadar çok kıvrımlara sahip ki belli noktalarda sadece beton noktalar inşa ettiler birbiriyle bağlantılarını sağlayabilmek için. Burada sızıntılar da olacak ve bu sular da yer altına karışacak. Ciddi problemlere sebebiyet verecekler.”