Gökhan Günaydın: Türkiye’de medyanın yüzde 90’ı yandaşlılaştırıldı

'Türkiye’de Gazeteci Olmak: Zorluklar ve Mücadele' adlı panelde yaptığı konuşmada gazetecilerin tutuklanmasına tepki gösteren Gökhan Günaydın, “Bugün basının yüzde 90’ından fazlası yandaşlaştırıldı. Peki neden iktidar geriye kalanlar ile bu kadar uğraşıyorlar? Çünkü geriye kalan yüzde 10’luk kısım onlardan daha etkin. O yüzden gazetecilerin üstlerine geliniyor” dedi.


  • Oluşturulma Tarihi : 03.02.2025 20:47
  • Güncelleme Tarihi : 04.02.2025 08:01
  • Kaynak : HABER MERKEZİ
Gökhan Günaydın: Türkiye’de medyanın yüzde 90’ı yandaşlılaştırıldı

AYSELİN UZUN / Konak Belediyesi tarafından, Selahattin Akçiçek Kültür Merkezi’nde ‘Türkiye’de Gazeteci Olmak: Zorluklar ve Mücadele’ başlıklı bir panel gerçekleştirildi. İzmir Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Dilek Gappi’nin moderatörlüğünü üstlendiği panele, konuşmacı olarak; Cumhuriyet Halk Partisi Grup Başkan Vekili Doç. Dr. Gökhan Günaydın, Gazeteci Özlem Gürses, Halk TV Ege Bölge Temsilcisi Mustafa Akbaş ve BirGün Gazetesi Genel Yayın Koordinatörü Dursun Yaşar Aydın yer alırken, İzmir eski Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu, Karabağlar Belediye Başkanı Helil Kınay, CHP Konak ilçe Başkanı Ozan Ali İlgazi gibi isimler katılım gösterdi.

panel

GEREKEN ŞEY DAYANIŞMA

Panelde konuşan Konak Belediye Başkanı Nilüfer Çınarlı Mutlu, siyasi baskıya karşı ‘Dayanışma’ çağrısında bulunarak, “Ülke olarak gerçekten çok zor günlerden geçiyoruz ve tüm bunlar meydana gelirken yapılması gereken şey dayanışma. O yüzden bugün burada halkın haber alma özgürlüğünün temsilcisi gazetecilerin sorunlarını ele alacağız. Maalesef biz özgürlükte sürekli geriye giden ülkemizde. Artık tahammülümüzün kalmadığı bir noktadayız. İktidar diktatörlüğe giden yolun son taşlarını döşediler. O yüzden yolumuz demokrasi. Buradan tüm basın emekçilerine selamlar olsun. Gerçeklere kelepçe vurulamaz diyor ve tutuklanan gazetecilerimize en kısa zamanda görüşmek dileğiyle diyoruz. Ayrıca buradan bir kez daha haykırıyoruz; ya hep beraber ya hiç birimiz” açıklamasında yaptı.

panel

ÖZGÜRLÜĞE VURULMUŞ BİR DARBE

Başkan Dilek Gappi, “Sadece bir ayda 14 gazeteci tutuklanmıştı, geçenlerde 15 oldu. 17 meslektaşımız tutuklanmıştı, önceki gün 18 oldu” diye başladığı konuşmasına “Gecesi gündüzü olmayan bir meslekte özgürlük mücadelesi veriyoruz. Bizler baskılara ve sıkıntılara alışkınız ama iktidar artık Türk medyasının üzerinde sistematik bir cezalandırma sistemi kurulduğunu görüyoruz. Bu aslında bize değil tüm halkın düşünce özgürlüğüne vurulmuş bir darbe. Türkiye artık gerçeklerin ne olduğu hakkında fikir edinmenin gittikçe güçleştiği hakikatin kaybolduğu, hakikat sorunu yaşayan bir ülke haline geldi. O yüzden ben tüm meslektaşlarıma hakikat savaşçıları diyorum” diye konuştu.

İKTİDARIN EN BÜYÜK HASARI

Türkiye’de iktidarın halka uyguladığı siyasi baskı nedeniyle ülkenin büyük bir kısmının sesiz istifada olduğuna dikkat çeken Özlem Gürses, “Bugün şimdi sizi görünce biraz duygusallaştım. Şu an İzmir’de sizlerle olmak isterdim. Ben ve birçok meslektaşım bunu hak edecek hiçbir şey yapmadık. Zoruma giden şey bu aslında. Ne kadar tuhaf günler içerisindeyiz. Asla anlayamıyorum. Sanki olağan akışı buymuş gibi davranıyoruz ama değil. Bana elektronik kelepçe takıldı ve 44 gündür ev hapsindeyim. 44 gündür kelepçeli bir şekilde evde olmamın sebebi iddianame yazılmaması. Ancak zoruma giden bu değil. Asıl sorun biz bu kötülük ile bu ahlaksızlık ile nasıl mücadele edeceğiz? Yine biz yayınlarımızı yapıyoruz ve halk bizi izliyor ama asıl olan insani düzene geri dönmemiz lazım. Fakat bu durum dünden bugüne olan bir şey değil. Bu 22-23 senede olan bir şey olduğu için inşalar her şeyi normalleştiriyor. Bu ülke yıllardır kendi enkazını devir alıyor. Hukuk bitmiş, ekonomi bitmiş. Ancak her seçim döneminde bir enkaz oluşturup yine kendi enkazlarını devir alıyorlar. Türkiye’de herkes sesiz istifada çünkü gençlerin hiçbirinin bir hayalı, bir planı yok. İşte bu iktidarın ülkeye en büyük hasarı bu. İnsanları kendi ülkelerinden bağını kopardılar” ifadelerine yer verdi.

İTİRAZ EDENLER BİRLEŞMELİ

Türkiye’de özellikle ezilen ve susturulmaya çalışılan kesimlerin bir araya gelip dayanışa başlaması halinde birçok şeyi başarabileceklerine değinen Mustafa Akbaş: “Ben bugün çok duygusalım çünkü Suat Toktaş tuhaf bir gözaltının ardından tutuklandı ve bugün tutuklanmasının üzerinden 5 gün geçti. Suat Toktaş çok saygın işler yapan bir ustadır. İşinde inanılmaz disiplinli olan bir meslektaşımızdır. Böyle bir insanın hukuksuz bir şekilde tutuklanması biz gazetecilere verilmiş bir gözdağıdır. Aslında bize ‘Siz Suat Toktaş gibi habercilik yapmayın’ diyorlar. Ancak her türlü baskıya rağmen bu ülkede gazetecilik yapmak isteyen insanlar trol olmayacak ve bu yolda ne bedel ödenmesi gerekiyorsa ödeyip, gazeteciliğin bayrağını yüksekte tutacak. Bu ülkede umut hiçbir zaman bitmez. Biz bunu 1919’da da gördük. Bu mücadele bitmez. Türkiye’de çok zayıfta hissetsek, bütün yasalar onlara da çalışsa bu ülkede itiraz edenlerin birleşmesi halinde yapamayacağımız şey yok. Ancak dayanışma olmazsa karanlığında daha karanlığı vardır” dedi.

BASINA OTOSANSÜR UYGULATIYORLAR

Türkiye’de gazetecilerin büyük bir kısmının kendine otosansür uygulamak zorunda kaldığını belirten Gökhan Günaydın, “Siyasi iktidarlar her zaman önce gazetecileri hedef alır. Türkiye’de de baktığımızda durum böyleydi. Geçmişe baktığımızda onlarca gazeteci öldürüldü, hapse atıldı. Daha da önemlisi artık gazeteciler otosansür yapmaya zorlandı. Bugün basının yüzde 90’ından fazlası yandaşlaştırıldı. Peki neden iktidar geriye kalanlar ile bu kadar uğraşıyorlar? Çünkü geriye kalan yüzde 10’luk kısım onlardan daha etkin. Çünkü halk onların yerine muhalif basın ve gerçeğin peşinde olan gazetecileri dikkate alıyor. O yüzden gazetecilerin üstlerine geliniyor. Asıl istedikleri basın hiçbir meselenin üstüne gidemesin, haber alma özgürlüğü olmasın ve böylece gazetecilere oto sansür uygulatalım niyetindeler. Artık rıza ile kontrol edemedikleri halkı baskı ile kontrol etme derdindeler. Bu memleket bu tabloyu daha önce de gördü. Daha önce de belediye başkanlarımızı içeri attılar. Bunu geçmişte nasıl aştıysak şimdide aşacağız. Bundan hiç şüpheniz olmasın” diye konuştu.

 OLAĞANÜSTÜ BİR SÜRECE GİDİLİYOR

AK Parti iktidarının özellikle son seçimlerde oy kaybetmesi sebebiyle olağanüstü uygulamalara başvurduğunu dile getiren Yaşar Aydın, “Bugün memlekette sadece gazeteciler değil işini iyi yapan, işini hakkıyla yapan herkes bu durumu yaşıyor maalesef. Bakıldığında iyi bir doktor ya sürgün ediliyor ya dayak yiyor. Ya da iyi bir öğretmenin Milli Eğitim tarafından ataması yapılmıyor. O yüzden bizim başımıza gelenleri aslında şöyle değerlendirmek lazım; 22 yıldır öyle bir rejimde yaşıyoruz ki adalet yok, yoksulluk dizboyu, yani  doğal olarak böyle bir ülke haline geldik. Rejim var rıza yönetemiyor toplumdan hiçbir destek görmüyor. Öte yandan seçime normal koşullarda giderse kaybedecegini biliyor, doğal olarak otoriterleşiyor. Tek çıkış yolu bu. İktidarda kalmak için bunu yapmak zorunda. Çünkü devleti bir suç örgütü haline getirmiş. Büyük kabahatler işlemiş Ve büyük yolsuzluklara imza atmış. O yüzden o koltukta kalmaya mecbur. Zaten bu sebeple bu denli otoriter bir rejim hakim. Türkiye’deki rejim böyle ise aslında bize yaptıklarına şaşırmamak lazım. Çünkü böyle bir rejim hangi ülkede yaşanıyorsa, gazetecilerin başına gelen bu tarz şeylerdir. Orada da gazeteciler öldürüldü ya da tutuklandı. Ben daha 18 yaşımda cezaeviyle tanıştım. Ancak biz buna alışmayacağız. Bunu kabullenmeyeceğiz. Bu seçim sistemi ile toplumun yüzde 50’sini arkasına alarak seçimi alamaz. Artık bunun farkında. O yüzden şimdi olağanüstü bir sürece gidiliyor. Ancak bugün Türkiye hala altında sığanacağımız bir ağaç kaldıysa bu da yine direnen kadınların ve gençlerin, köylülerin sayesinde. Çünkü bu coğrafya direnişi bilen bir coğrafya. O yüzden her şeye rağmen yüzüne aydınlığa dönmüş bir coğrafya” açıklamasında bulundu.

HABER MERKEZİ

Yazarımız Kim ?

HABER MERKEZİ