Hepimizin söyleyecek sözü var!

Görev süresinde kadınların daha görünür hale geleceğini belirten Kurun, bunun da kadınlara daha fazla sorumluluk vererek olacağını ifade ederek, “Çünkü kadınların hepsi çok güçlü ve hepimizin söyleyecek çok net sözleri var” dedi


  • Oluşturulma Tarihi : 13.07.2024 08:10
  • Güncelleme Tarihi : 13.07.2024 05:10
  • Kaynak : HABER MERKEZİ
Hepimizin söyleyecek sözü var! haberinin görseli

SEMİ TEKTAŞ-ÖZEL HABER Cumhuriyet Halk Partisi’nde (CHP) 28 Mayıs Milletvekili ve Cumhurbaşkanlığı seçimlerinin kaybedilmesinden sonra başlayan kurultay süreci mevcut Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu ile Grup Başkanvekili ve Manisa Milletvekili Özgür Özel arasında gerçekleşmişti. Özgür Özel, 13 yıllık CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nu delege onayıyla geçerek, koltuğu devralmıştı. 31 Mart Mahalli İdareler seçimlerinin bitmesiyle beraber de Kadın Kolları ve Gençlik Kolları kurultay süreci başlamış oldu. CHP İzmir Kadın Kolları, 30 ilçede kadın kolları başkanı seçimlerinin ardından yeni il başkanını seçmek için 6 Temmuz’da sandık başına gitti. Gerçekleştirilen kongrede Buca İlçe Kadın Kolları eski Başkanı Zahide Kurun ile Karabağlar İlçe Kadın Kolları eski Başkanı Pınar Sert Ceylan başkanlık için yarışmış ve 166 oyla Kurun ipi göğüslemişti. Seçim sürecinin ardından ilk röportajını İLKSES Gazetesi’ne veren Kurun, Kurultay sürecinden kadın temsiliyetine, kadın kollarının kaldırılma iddialarından kongreye dışardan bir baskı olup olmadığına kadar kafalardaki soru işaretlerinin tamamına yönelik açıklamalarda bulundu. Görev süresinde kadınların daha görünür hale geleceğini belirten Kurun, bunun da kadınlara daha fazla sorumluluk vererek olacağını ifade ederek, “Çünkü kadınların hepsi çok güçlü ve hepimizin söyleyecek çok net sözleri var” dedi

zahide

ADAYLIK SÜRECİ

Başkan adaylığı sürecini anlatan Kurun, “2012-2017 yılları arasında Buca İlçe Kadın Kolları Başkanlığı görevini yürüttüm. Başkanlık görevi öncesi ve sonrasında da hep aktif siyasetin içerisinde olmaya devam ettim. Her ne kadar yönetimsel anlamda görev almamış olsam da mücadeleye her zaman hazır oldum. Aynı zamanda da parti okulu eğitmenliği görevini de yürüttüm. Parti okulu eğitmenliği ve kadın kolları başkanlığı sürecim aynı döneme denk geldiği için ve eğitmenlik görevimi biraz daha pasifize ettim ve kadın kolları başkanlığı üzerinden yürüdüm. 2017 yılında aktif olarak görevi bıraktım. Üçüncü döneme diğer arkadaşlarımın da sorumluluk ve görev alması gerektiğini düşündüm için aday olmadım. Ama arka planda sürekli arkadaşlarıma destek amaçlı aktif olarak devam ettim. Bu süreçlerde arkamızda neyi bıraktık ve bu bıraktığımız izlerin bize nasıl kılavuz edecek diye düşündük. Bundan sonraki süreçte bazı güzel işler becerdik, yaptıklarımız artık ileriye dönük bir adım atmamız gerektiğini bize gösterdi. Bu anlamda da artık bir adım ileriye gitmek, yaptıklarımızın bir tık üstüne çıkmak için İzmir İl Kadın Kolları sürecimizin başladığını düşündük. Arkadaşlarımızla hep beraber oturduk. Bundan sonraki süreci nasıl yönetebiliriz, nasıl yürütebiliriz? Ortak bir karar ile İl Kadın Kolları adaylığım başlamış oldu” diye konuştu.

zahide

31 MART’TAKİ BAŞARI DEVAM ETMELİ

CHP’nin ilk genel seçimlerde iktidara yürüyebilmesi için nasıl bir strateji izleyecekleri hakkında bilgi veren Kurun, iktidara yürümenin yolunun kadınları örgütleyebilmekten geçtiğini ifade etti. Kurun, “Öncelikle kadın kollarımızın, kadınlarımızın çok güçlenmesi gerekiyor. Bütün Türkiye’nin gözü İzmir’de çünkü İzmir demokrasinin lokomotifi, İzmir Türkiye’nin Ege’nin incisi, İzmir Cumhuriyet Halk Partisi’nin kalesidir. İzmir kadın siyasetinin çok aktif olduğu bir yer. Kadınlarımızın daha da güçlenmesi, daha fazla aktif rol alması, sorumluluk ve yetki alanlarının artırılması, eşit temsiliyet noktasında ilerlemesi gerektiğini düşünüyoruz. 31 Mart yerel seçimlerinde çok güzel bir ivme ve başarı yakaladık. Bunu genel siyasete ve genel iktidara artık ilk seçimlerde taşımak gerekiyor. Bu konuda da biz kadınlara çok büyük sorumluluklar düştüğünün farkındayız. Genel Başkanımız Özgür Özel’le birlikte onun yanında, onun projeleri ve eylemleri doğrultusunda, söylemleriyle birlikte ilerlememiz gerektiğini düşünüyoruz. İktidara yürüyebilmenin yolu da yelpazeyi genişletmekten, kadın örgütlemesini güçlendirmekten geçiyor. Bu anlamda da kadın örgütlememizi hem üye sayımızı artırarak hem de üyelerimizi daha aktif hale getirerek mücadele edeceğiz. Kadınları güçlendirerek, yetki ve sorumluluklar vererek bunu başaracağız” değerlendirmesinde bulundu.

CHP ÖNCLÜĞÜNDE ŞİDDET BİTİRİLECEK

Kadınlara yönelik artan şiddet hakkında konuşan Kurun, şiddetin CHP öncülüğünde bitirileceğini ifade etti. Kurun, “Kadın şiddeti, kadın ölümleri, çocuk istismarı, çocukların; çocuk gelin ve çocuk anne olmaya zorlanması, özellikle 4+4+4 sistemiyle başlayıp şimdi de ÇEDES denilen bir ucube uygulamayla çocuklarımızın, tarikatların kucağına itilip akıbetinin belli olmadığı bir süreç maalesef yaşanılıyor. Kadınlara ve Cumhuriyet Halk Partisi’ne büyük sorumluluk düşüyor. Sesimizin daha gür çıkması gerekiyor. Yapılacak olan eylemlerle orta daha net tavır koymamız gerekiyor. Bunları da sadece Cumhuriyet Halk Partisi olarak değil, evet bizim öncülüğümüz de ancak kadın muhtarlarımız, kadın kooperatiflerimiz, iş insanları-kadınları, toplumsal her alandaki her kadın arkadaşlarımızı eylemsel anlamda birlikte hareket etme yönünde organize etmemiz gerekiyor. Kollektif bir çalışmayla ancak başarılı olabiliriz. Sadece kadın ve çocuk yönelik şiddet değil bugün eğer mutfağımızda tenceremiz kaynamıyorsa, eğer çocuğumuza okula giderken bir harçlık veremiyorsak, eğer üniversitede okuyan çocuğumuz gece çalışmak zorunda kalıyorsa, konforlu bir yaşam içerisinde eğer okumasını sağlayamıyorsak ebeveynler olarak bu bizim ciddi kanayan yaramız oluyor. Söyleyecek sözümüzü söyleyebilecek platformlarımızın olması gerekiyor. Bunun öncülüğünü Cumhuriyet Halk Partisi İzmir Kadın Kolları olarak bizim üstlenmemiz gerekiyor. Çünkü bir kurumsal yapıya ihtiyaç var. Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde sesimizin daha güçlü duyulabilmesi adına projelerle yola çıkacağız. Bu projelerde tabii ki de büyük eylem planları olacak. Kadınlar daha görünür hale gelecek. Bu da ancak kadınlara daha fazla sorumluluk vererek, yetki alanlarını daha fazla açarak, bir kişinin 3-5 görevi alması değil de her kadının bir görevde olması, karar verme ve karar alma mekanizmalarında etkin rol alması ve ‘Masada biz de varız, bizim de söyleyecek sözümüz var, biz de sesimizi duyurmak istiyoruz’ deyip daha güçlü bir şekilde yol almamız gerekiyor. Bu anlamda da çoğalmamız gerekiyor. Çünkü kadınların hepsi çok güçlü ve hepimizin söyleyecek çok net sözleri var” ifadesini kullandı.

DIŞARIDAN BASKI YOK

İl Kadın Kolları seçiminde dışardan bir baskının olduğu ve Parti Sözcüsü Deniz Yücel’in Kurun’u İzBB’nin rakip adayı desteklediği iddiaları hakkında konuşan Kurun; “Kongreye aslında biz üç adayla başladık. Mevcut başkanımız Nurdan Hanım, Pınar Hanım lehine çekildi. İki aday ile kongre süreci başlamış oldu. Ben siyaseti bir bütün olarak görüyorum. Kadın kolları, gençlik kolları, ana kademe veya erkek siyaseti gibi ayrı olarak baktığımız zaman ilerleyemiyoruz. Ancak kadın kolları kongrelerinde biz kadınların demokratik yarışı içerisinde tamamen gerçekleşti. Dışarıdan bir müdahale söz konusu değil. Belki gönüllerinde beraber çalışmak istedikleri bir aday vardı. İki adaydan biri ile çalışmak istemiş olabilirler ama herhangi bir müdahale söz konusu değil. Arka perdede herhangi bir müdahale olmadı” dedi.

HENÜZ KARAR VERMEDİK

Ağustos ayında yapılacak olan CHP Kadın Kolları Başkanlığı seçimlerinde hangi adayı destekleyecekleri hakkında açıklamalarda bulunan Kurun, “Büyük kurultay ile ilgili henüz delegelerimizle bir görüşme gerçekleştirmedik. 28 kurultay delegesi arkadaşımız var. Delegelerimizle, yönetimimizle oturup ortak bir karara varacağız. Şu anda mevcutta gördüğümüz kadarıyla iki adayımız var. Mevcut Kadın Kolları Genel Başkanımız Aylin Nazlı Aka ve Merve Kır adaylığını açıkladı. Bu süreç içerisinde başka adaylar çıkar mı ya da iki adaylı bir seçim mi olur henüz belli değil. Uyumlu çalışabilecek, ortak noktalarda, ortak faydalarda buluşabilecek bir adayı destekleme yönünde mutlaka bir kararımız olacaktır” açıklamasında bulundu.

TÜZÜK KURULTAYI BEKLENTİSİ

Eylül ayında yapılacak olan Tüzük Kurultayı’nda kadınlar olarak beklentileri olduğunu söyleyen Kurun, kurultaydan kadınlar için imza yetkisi istediklerini belirtti. Kurun, “Kadın kolları olarak biz her zaman yan kol olarak kalıyoruz ve bu anlamda da evet söyleyecek sözümüz oluyor, sözümüzü söylüyoruz ancak bir imza yetkimiz yok. İmza yetkimizin mutlaka olması gerekiyor ki söylediğimiz sözler ve aldığımız kararlar resmi olarak da kayıt altına alınmış olsun. Bu anlamda imza yetkimizi çok önemsiyorum. Ayrıca eşit temsiliyet noktasında evet, fermuar sistemi geldi fakat sonrasında bu biraz ötelendi. Çünkü erkek egemen siyaseti yapıyoruz. Bu siyaset içerisinde biz kadınların yer bulması biraz daha zorlaşıyor. Bu anlamda eşit temsiliyetin mutlaka uygulanması gerekiyor. İzmir’de gerçekten çok değerli, siyaseti gerektiği gibi yapan ve yapacak çok değerli kadınlarımız var. Kadınların siyasette daha fazla yer bulması gerektiğini düşünüyorum. Bir de tabi bütçe konusu var. Bizim ayrı bir bütçemiz yok. Kadın kollarının ayrı bir bütçesinin de olması konusunda bu tüzük kurultayında mutlaka beklentimiz var” şeklinde konuştu.

KADIN KOLLARI GÜÇLENDİRİLMELİ

CHP İzmir Milletvekili Yüksel Taşkın’ın Kadın Kolları kapatılmalı önerisi hakkında konuşan Kurun; “Kadın kolları güçlendirilmeli diye düşünenlerdenim. Kadın kolları, partinin dinamitleridir. Bu dinamitler içerisinde kapatıldığı takdirde alan çalışmalarında ya da daha görünür olma konusunda kadınların biraz daha geri plana itileceğini düşünüyorum. Onun için kapatılmak yerine güçlendirilmesi, partide yetkilerle güçlendirilmesi, donatılmasını önemsiyorum” şeklinde konuştu.

Erken seçim ihtimali hakkında konuşan Kurun, yarın seçim olma ihtimali gibi çalıştıklarının altını çizdi. Kurun, “Biz çalışmalarımızı yarın seçim olacakmış gibi yapmaya devam edeceğiz. Seçim ne zaman olur bilemiyoruz. Genel başkanımızın dediği gibi ‘Geçim yoksa seçim var.’ Bunu bütün platformlarda biz de dile getiriyoruz. Eğer tencere kaynamıyorsa, eğer insanlar açlıktan ölüyorsa, sefalet içerisindeyse buna dur demek gerekiyor. Biz de sandıktaki demokrasiye inanan bir parti olduğumuz için mutlaka halkın önüne sandığı koymamız ve sandıktaki karara uymamız gerektiğini düşünüyorum” değerlendirmesinde bulundu.

DEĞİŞİM GEREKLİYDİ

CHP’deki 28 Mayıs seçimlerinden sonra başlayan ‘değişim’ süreci hakkında konuşan Kurun; “Değişim her zaman enerjiyi ve sinerjiyi getirir. Onun için çok önemli bir şeydir. Önceki Genel Başkanımız Kemal Kılıçdaroğlu, 13 yıllık genel başkanlık sürecinde gerçekten çok büyük ve güzel projelere, eylemlere imza attı. Hafızalardan silinmeyecek adalet yürüyüşü bunlardan biriydi. Belki de en önemlilerinden bir tanesi. Ancak dediğim gibi değişim mutlaka gerçekleşmeliydi. Bir enerji getirir, bir sinerji getirir ve bununla birlikte sadece isim değişikliği değil, belki biraz yol haritasının değişmesi, belki bakış açısının değişmesi, biraz gençleşmesi gerekiyordu. Kadınlarla ve gençlerin daha aktif hale gelmesi bu anlamda da çok önemli olguydu bizim için” diyerek sözlerini noktaladı.

Yazarımız Kim ?

HABER MERKEZİ