İç körfezdeki kirlilik: Tam bir kayıkçı kavgası!

İzmir Körfezi’ndeki kirliliğin; sonucu olmayan, bıktırıcı bir tartışmaya dönüştüğünü kaydeden Kesici, “Körfezde adeta ekosistem çökmesi sonucu algleri yiyecek fauna (hayvan) kaybı yaşanıyor” dedi


  • Oluşturulma Tarihi : 18.11.2023 08:29
  • Güncelleme Tarihi : 18.11.2023 08:54
  • Kaynak : HABER MERKEZİ
İç körfezdeki kirlilik: Tam bir kayıkçı kavgası!

Türkiye Risk Kalkanı Modeli Bilim Kurulu Üyesi ve Türkiye Tabiatını Koruma Derneği Bilim Danışmanı Erol Kesici, yıllardır konuşulan ancak çözüme kavuşmayan İzmir Körfezi’ndeki kirliliğe ilişkin görüş bildirdi. Yerel yöneticilerin, körfezin kirli olmadığına dair sunduğu görüşlere tepki gösteren Kesici, “ ‘Körfezde sorun yok’ demek bilime aykırıdır ve geleceğe kötü bir mirastır… Bu ne doğaldır, ne de doğa olayıdır. Bunun sorumlusu ne küresel ısınma, ne de kuraklıktır. İzmir Körfezi, onlarca yıl önce insanların önlem almama etkisiyle acımasızca kirletildi” dedi.

erol kesici

Öte yandan, yüzeye vuran ölü balıkları işaret eden Kesici, “Körfezde adeta ekosistem çökmesi sonucu algleri yiyecek fauna (hayvan) kaybı yaşanıyor. Öte yandan, dip çamurunda meydana gelen depolanma, körfezin yılın büyük bir kısmında sürekli renk değiştirmesine neden oluyor” sözlerini kullandı.

 

SONUCU OLMAYAN, BIKTIRICI BİR TARTIŞMA

“İzmir Körfezi’ndeki kirlilik; sonucu olmayan, bıktırıcı bir tartışmaya dönüştü” ifadelerini kullanan Kesici, “Deyim yerindeyse tam bir kayıkçı kavgası! Son verin artık, bilinen çözümlere başlayınız! Çözüm bu tür bir siyasette değil, bilimde… Gerçek bilime inanmak sözü, benim için yıllarca üzüntü kaynağı olmuştur hele ki uygulamalı bilimlerde. Fikirler tartışılır ama gözle görülen, deneylerle desteklenen, yaşanan sonuçlarla gerçekler hiç kimse için saptırılmamalı. Saptırma, demagoji ve inkar, sorunları çözümsüzlüğe ve çok daha tehlikeli sonuçlara götürür. Türkiye’nin önemli bilim kurumlarının ismine atıfta bulunarak, körfezin kirliliğini görmezden gelemeyiz. İzmir Körfezi’nin kirlilik sorununun temelinde; körfezin kirlilik sorununu ciddiye almamak  (temiz demek) ve oluşan kirlilikte bilimsel çalışmalara, bilime inanmak yerine politik karmaşa  ( çamur atma) yaratmak yer almaktadır. Oysaki çok hassas ve çok kolay kirlenmeye hazır olan İzmir Körfezi doğanın değil, insanın giderek artan her türlü baskısı altında her an kirlenmektedir. Çözüm ise İzmir Körfezi’nin doğal yapısını unutmadan, çevresindeki yoğun baskı sonucunda gelişen bilimsel olaylar zaman kaybına uğramadan her an araştırmak-  kontrol altına almakla mümkündür” eleştirisinde bulundu.

deniz kirliliği

KÖRFEZDE GİDEREK ARTAN BİR YÜK

“Kıyısız bırakılan körfez kirlenir” diyen Kesici, “İzmir Körfezi’ndeki kirlilik çok uzun yıllardır, süregelen ve çok ciddi sonuçlara neden olan insan kaynaklı bir kirliliktir. Körfez çok hassas bir yapıya sahiptir ve çevresindeki insanın baskısını kaldıramamaktadır. İzmir Körfezi çok yoğun insan yerleşiminin bilinçsizce yarattığı hava, su ve toprak kirliliğinden diğer doğal yaşam alanlarına göre çok daha fazla etkilenmekte ve yıllarca olumsuz tepkilerini oluşturmaktadır. İzmir Körfezi giderek artan bu yükü, körfeze bu bakışla kaldıramamaktadır. Artık sadece belirli mevsimlerde görülen kirlilik olayları her ay görülmektedir. Bu ne doğaldır, ne de doğa olayıdır. Bunun sorumlusu ne küresel ısınma, ne de kuraklıktır. İzmir Körfezi, onlarca yıl önce insanların önlem almama etkisiyle acımasızca kirletildi. Körfeze yerleşmek çok güzel ama toplumsal eksikliğimiz olan alt yapıya hiç değer vermeyip, üst yapıya önem vermek, körfezin çevresini devasa taş vb. yapılarla doldurmak, körfezi kıyısız bırakmak, körfezin kendini kendini temizleyecek kıyı özelliğini yok etmek en büyük hatadır” bilgisini paylaştı.

erol kesici

İÇ KÖFREZDE BALIK ÖLÜMLERİ!

İç körfezde yaşanan kirliliğin üzücü olduğunu kaydeden Kesici, “Kirlilik yaz - kış demeden denizin yüzüne yansımış. Ülkenin önemli üniversitelerinin adı kullanılarak yapılan ‘körfez kirli değil’ beyanatlarının üzerinden 24 saat geçmeden iç körfezde balık ölümleriyle karşılaştık. Gerçekten çok üzücü. Daha sonrasında alınan su örneklerinde yaşanan çekişme ise ayrı bir zorlu süreç… Kurumların su analizleriyle ilgili iddiaları ise uçurum! Örneğin, mikrobiyolojik kirlilikle ilgili kolibasili ( dışkı) değerlerinden biri 100 ( çok iyi değer) derken, bir diğer araştırma 1000 üzerinde ( çok kötü) bir değeri savunmakta. Kolibasili, bakteriyolojik risk taşır. Suda hastalık oluşturan, virüs, bakteri, portoza vb. parazitleri içerir ve çok tehlikelidir… Diğer bir analiz ise sudaki amonyak miktarıyla ilgili olup aralarındaki fark 17-19 kat farklı! Sulardaki azotlu organik maddelerin artışı körfezde yeşil, mavi-yeşil alglerin aşırı artışını ve körfezde olduğu gibi bilinen indikatör türlerin yoğunluğunun nedenidir. Körfezde adeta ekosistem çökmesi sonucu bu algleri yiyecek fauna (hayvan) kaybı yaşanıyor. Öte yandan, dip çamurunda meydana gelen depolanma, körfezin yılın büyük bir kısmında sürekli renk değiştirmesine neden oluyor” sözlerine dikkat çekti.

BİYOLOJİK BİR OLAY DEĞİL

“İzmir Körfezi çok yoğun insan kaynaklı kirliliğin etkisindeyken bu tür kirlilikler zaman kaybıdır” diyen Kesici, “Sorun herkesin sorunudur. Tek başına belediyelere, siyasetçilere bırakılıp kavga edilecek bir sorun değildir. Körfezde konusunda yerel yönetimler, siyasetçiler, bakanlıklar, tüm insanlar sorumlu olup, ‘gerçek’ veriler ve bilimin ışığında hep birlikte hareket etmeli. ‘Körfezde sorun yok’ demek bilime aykırıdır ve geleceğe kötü bir mirastır. İzmir Körfezi'nde sıklıkla meydana gelen durum doğal, biyolojik bir olay değildir. Körfezi hiç kirlenmeyecek bir yapı olarak görüp atık deşarj alanı olarak kullanmak, gelip geçici önlemler almanın bir neticesidir. Bu tür istenmeyen kirlilik oluşumları meydana geldikten sonra değil, oluşmadan önce önlenmeli” uyarısında bulundu.

BU HABER DE DİKKATİNİZİ ÇEKEBİLİR: Denizanaları Foça’yı istila etti: Binlerce denizanası kıyıya vurdu

Haber Merkezi