- İzmir
- 22.09.2025 13:01
İZBETON davasında ifade veren müteahhit Ahmet Kantek, İzmir’deki inşaat sürecinin siyasi baskılar altında yürüdüğünü belirterek, "Zamanında dinlediğim ama şimdi anladığım kadarıyla İzmir’in siyasi kıskacı arasında inşaat yapıyoruz" dedi
GÜLPERİ TİBİN - KEMAL ÖZKURT / İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin iştiraki İZBETON AŞ’ye yönelik “ihaleye fesat karıştırma” ve “nitelikli dolandırıcılık” suçlamalarıyla açılan davanın ikinci duruşmasında ifade veren müteahhit Ahmet Kantek, İzmir’in siyasi kıskacı arasında inşaat yapıyoruz" diyerek davanın siyasi yönü olduğunu savundu. Kentsel Dönüşüm Daire Başkanlığı'nın denetimleri sırasında mobbinge maruz kaldıklarını iddia eden Kantek, "Bize kolonları kırın dediler, kırdık. Literatürde böyle bir şey yok. Santim kayması olan binaları yıksak İzmir’de bina kalmaz. 200’e yakın kez beton döktüm, bir tanesinde bile kabul yoktur. Bugünlerin inşasını mı yapıyorlardı bilmiyorum. Zarar ziyan varsa bu zarar kooperatif üyelerinindir. Buna da sebep olan tek kurum Kentsel Dönüşüm Daire Başkanlığı’dır" dedi.
Siyasi bir davanın merkezine düştüğünü belirten Müteahhit Ahmet Kantek, "Emir komutada gecikenler ve kasıtlı olduğunu düşündüğüm şekilde mobbinge maruz kaldık. Kentsel Dönüşüm Daire Başkanlığı denetimleri tarafından incelemelerde baskıya maruz kaldık. Örneğin, bir önceki elektrik prizleri için yapılan boşlukla biz kalıbı betona mı, demire mi monte edeceğimizi 15 gün tartıştık. Bize kolonları kırın dediler, kırdık. Literatürde böyle bir şey yok. Yarım santim kayması olan binaları yıksak İzmir’de bina kalmaz. 200’e yakın kez beton döktüm, bir tanesinde bile kabul yoktur. Bugünlerin inşasını mı yapıyorlardı bilmiyorum. Birçok insan kilometrelerce yol gelip çalıştığı yerde durduruldu, 45 gün iş yapılmadı. Arzu Hanım’la da konuştum. Ama sonuçta ben beceriksiz müteahhit konumuna düştüm. Arzu Hanım bize yıkım olacağını söyledi. O zaman belediye başkanı olan Cemil Tugay inşaatımızı mühürledi. Ege Üniversitesi’nden mühendisler geldi ve bir gün boyunca incelemeler yaptı. Bana denildi ki binanın yıkım için konan maddelerin aslı astarı olmayan şeyler. Bir kolona sıyırma yapmak istediler. Ama sabah Ege Üniversitesi Bölüm Başkanı Özer Bey arayıp bana devam edemeyeceklerini söyledi ve kapattı. Bunlar bir takım örnekler. En sonunda her bir iftiradan kurtulamayacağımı anladım. Sözleşmeler karşılıklı olarak feshedildi. Sözü geçen gecikme var ve ben orada değildim. Benim tek muhatabım kooperatifti. Zamanında dinlediğim ama şimdi anladığım kadarıyla İzmir’in siyasi kıskacı arasında inşaat yapıyoruz. Tarafları kimdir bilmem. Beton tarihlerimi kontrol edebilirsiniz. Yapmadığım hiçbir işin hak edişini talep etmem. Ben bu işe teklif verdim, çok ısrar da etmedim. Benden özel bir şey isteyen olmadı. Bunu ima ettikleri bir konuşma da olmadı. Zarar ziyan varsa bu zarar kooperatif üyelerinindir. Buna da sebep olan tek kurum Kentsel Dönüşüm Daire Başkanlığı’dır" diye konuştu.
Üzerine atılı suçlamaları reddederek İZBETON'la bir ilişkisinin olmadığını belirten CHP Ankara İl Başkanı Ümit Erkol'un oğlu Fırat Erkol, "İddianamede belirtilen şekilde Ares Şirketinin ortağı değil çalışanıyım. Yüzde 1'lik bir hisse verdiler bana. İmza devri için çıkarken de devrettim. Bunun karşılığında da hiç bir para almadım. İlerleyen süreçte aldığımız işten zarar edeceğimizi düşündüğümüz için ayrıldık. İşin ticaretiyle ilgili bir bilgim yoktur. Şirket adına verilen bir yetkiyle sözleşmeyi imzaladım. İZBETON'la herhangi bir ilişkim yok. Üzerime atılı suçlamaları kabul etmiyorum" dedi.
Kaynak : HABER MERKEZİ