İzmir Barosu’ndan İsrail’e tepki: Hukuk ve vicdan yok sayılıyor

İzmir Barosu, Gazze’ye insani yardım götüren Madleen gemisinin İsrail tarafından uluslararası sularda durdurulmasını uluslararası hukukun ve insanlık vicdanının ihlali olarak değerlendirdi

  • Oluşturulma Tarihi : 11.06.2025 11:05
  • Güncelleme Tarihi : 11.06.2025 11:05
  • Kaynak : MERVE AĞRIÇ
İzmir Barosu’ndan İsrail’e tepki: Hukuk ve vicdan yok sayılıyor haberinin görseli

İzmir Barosu, Gazze’ye insani yardım götürmek üzere yola çıkan ‘Madleen’ gemisinin uluslararası sularda İsrail güçleri tarafından durdurulmasına ilişkin açıklama yaptı. Açıklamada, yardım gemisine yönelik müdahalenin uluslararası hukukun temel ilkelerinin ihlali olduğu vurgulanarak, “Bu sadece hukukun değil, insanlık vicdanının da yok sayılmasıdır” denildi. Olayın denizlerdeki seyir serbestisinin değil, emperyalist gücün pervasızlığının bir göstergesi olduğunun ifade edilen açıklamada, Gazze’ye yönelik ablukayla birlikte insani yardım girişimlerinin engellenmesinin sivil halkın yaşam hakkını doğrudan tehdit ettiği belirtildi. Gözaltına alınan aktivistlerin kişisel özgürlük ve güvenlik haklarının ihlal edildiğine dikkat çeken İzmir Barosu, yaşananların uluslararası hukuka aykırı olduğunu belirtti. 

ULUSLARARASI HUKUKUN TEMEL İLKESİNİN İHLALİDİR

Gazze'ye yardım götürmek için yola çıkan Madleen gemisinin uluslararası sularda İsrail güçleri tarafından durdurulmasının sadece hukukun değil, insanlık vicdanının da yok sayılması olduğunun ifade edildiği açıklamada, “Madleen gemisinin durdurulması denizlerdeki seyir serbestisini değil, emperyalist gücün pervasızlığını göstermektedir. Yaşananlar egemenlerin kuralsızlığını ve insanlığın ortak mirası olan denizleri dahi kendi çıkarları için bir sömürü alanına çevirme cüretini açıkça ortaya koymaktadır. Uluslararası deniz hukuku, tüm gemilerin uluslararası sularda barışçıl amaçlarla seyir serbestisi hakkını güvence altına almaktadır. Madleen gemisi, insani yardım taşıyan sivil bir gemi olarak bu hakkın korunması gereken bir örnektir ve bu hakka yapılan müdahale, uluslararası hukukun temel bir ilkesinin ihlalidir” diye aktarıldı. 

YAŞAM HAKKINI DOĞRUDAN TEHDİT ETMEKTE


İsrail’in, Gazze’yi açık hava hapishanesine çevirme politikasının sürdürdüğünün belirtildiği açıklamada, “Gazze'deki halkın içinde bulunduğu felaket, kapitalist sistemin yarattığı eşitsizliğin ve emperyalist politikaların doğrudan sonucudur. Uluslararası insancıl hukuk, zor durumdaki halklara insani yardımın engellenemezliğini emretmektedir. Ancak İsrail rejimi bu ilkeyi hiçe sayarak, Gazze'yi bir açık hava hapishanesine çevirme politikasını sürdürmektedir. Gazze'deki insani durum göz önüne alındığında, İsrail'in ablukayı bahane ederek insani yardım girişimlerini engellemesi, sivil halkın yaşam hakkını ve sağlığını doğrudan tehdit etmektedir” ifadelerine yer verildi. 

GÜVENLİK HAKLARININ İHLALİ SÖZ KONUSU

Açıklamanın devamında ise şu sözlere yer verildi: “Uluslararası hukukun çiğnenmesinin yanı sıra gemideki aktivistlerin kişisel özgürlük ve güvenlik haklarının ihlali de söz konusudur. Bu kişilerin gözaltı koşulları, avukatlarıyla görüşme ve adil yargılanma hakları uluslararası denetim altında olmalıdır. Ayrıca aktivistlerin bu insani yardım eylemi aynı zamanda bir protesto ve farkındalık yaratma çabası olup, bu barışçıl eylemin engellenmesi, ifade ve toplanma özgürlüklerinin kısıtlanması anlamına gelmektedir. Madlen gemisinin Aşdod Limanı'na zorla çekilmesi ve direnişçi aktivistlerin sınır dışı edilme girişimleri, bu hukuk tanımaz zorbalığın bir parçasıdır. Ne var ki insanlık bu karanlık ve barbarlık dönemini de geride bırakacaktır. Halkların birliği ve dayanışması emperyalist zor mekanizmasını yenilgiye uğratacaktır.”