Sayfa Yükleniyor...
İzmir Barosu ‘17 Mayıs Homofobi, Bifobi, Transfobi, İnterfobi Karşıtı Gün’de LGBTİ+ bireylerin uğradığı nefret söylemine karşı basın açıklaması düzenledi
SEMİ TEKTAŞ- İzmir Barosu ‘17 Mayıs Homofobi, Bifobi, Transfobi, İnterfobi Karşıtı Gün’ LGBTİ+ bireylere yönelik yapılan nefret söylemine karşı basın açıklaması gerçekleştirdi. İzmir Barosu önünde yapılan eylemde LGBTİ+ bireylerinin uğradığı ayrımcılık ve şiddete dikkat çekmek amacıyla ‘Nefrete İnat, Yaşasın Hayat’ sloganları atıldı. İzmir Baro Başkanı Sefa Yılmaz’ın da katıldığı basın açıklamasında metni okuyan Mesut Bilicitürk, “Nefret söylemleri değişmese de mücadelemiz nefret son bulana kadar güçlenerek devam edecek” ifadesini kullandı.
17 Mayıs'ı Homofobi, Bifobi, Transfobi, İnterfobi Karşıtı gün olarak dünyada kutlandığını belirten Bilicitürk, LGBTİ+ bireylere yönelik nefret bitmeyene kadar mücadele edeceklerini ifade etti.
Bilicitürk, “Bugün burada insan hakları için bir aradayız. Homofobi, bifobi, transfobi ve interfobi; kısacası LGBTİ+’ların maruz bırakıldıkları her türlü ayrımcılık ve şiddete dikkat çekmek ve buna son verilmesi adına mücadelemizi göstermek için bir aradayız. Dünya Sağlık Örgütü, eşcinselliği 17 Mayıs 1990'da hastalık sınıflandırmasından çıkarmış ve 17 Mayıs Günü, tüm dünyada homofobi, bifobi, transfobi ve interfobi karşıtı gün olarak kutlanmaya başlanmıştır. Ve yarın 17 Mayıs. Nefret söylemleri değişmese de mücadelemiz nefret son bulana kadar güçlenerek devam edecek. Toplum tarafından yeteri kadar önyargı ve nefret üretilmezmiş gibi bir de siyasi otoriteler tarafından dilde ve eylemde sürekli olarak hedef gösterilen LGBTİ+’lar, bildiğimiz gibi hayatın her noktasında, herkesin eşit bir şekilde yararlandırılması gereken haklarından sistematik olarak mahrum bırakılmaktadır. Yaşam hakları ihlal edilmekte, ifade özgürlüklerinin üzerine devletin sopası inmekte, en basit tedavilere bile erişirken zorluklar çıkarılmakta; yaşama, eğitim ve çalışma haklarından da mahrum edilerek toplumsal hayata karışma ve kendilerini var etme hakları iyiden iyiye yok sayılarak tüm bu hakları sistematik olarak ihlal edilmektedir” diye konuştu.
LGBTİ+ bireylerin hayatın her alanından şiddete maruz bırakıldığını söyleyen Bilicitürk, “Bizler biliyoruz ki babaları tarafından öldürülen geyler, yakılarak öldürülen translar, rızaları dışında cinsiyet atama ameliyatlarına maruz bırakılan interseksler ve daha nicesinin yaşadığı hak ihlallerinin temel gerekçesi, fobik sistemdir. Devlet eliyle üretilen ve devletin en küçük birimlerine kadar yayılan bu fobik tutum ve şiddet, LGBTİ+’ların yaşam haklarını ellerinden almakta veya almasa dahi yaşamlarını çekilmez kılmaktadır. Son dönemde iyice artan baskılar ile birlikte, LGBTİ+’ların, var oluşlarını simgelemek için kullandıkları bayraklar ve hatta birden çok rengin rastgele yan yana gelmesi dahi kriminalize edilmeye başlanmıştır. Aile, iş, okul, sokak vb. tüm ortamlarda halihazırda şiddete maruz bırakılan LGBTİ+’lar, kolluğun korunmasından yararlandırılmadığı gibi kolluktan da çok kez direkt olarak saldırı ve şiddet görmektedirler. Her seferinde dile getirdiğimiz üzere insan hakları herkes içindir ve haklardan yararlandırılma hususunda ayrım gözetilemez. Sözde eşitliği savunduğunu iddia edenlerin LGBTİ+’ların varlığını dahi tanımamaları karşısında, LGBTİ+’ların insan haklarını savunmaya devam edeceğimizi, kimseyi arkada bırakmayan bir insan hakları savunusu yürüteceğimizi tekrar ve tekrar dile getiriyor ve yüksek sesle haykırıyoruz: Nefrete İnat, Yaşasın Hayat!” diyerek sözlerini tamamladı.
HABER MERKEZİ