- İzmir
- 07.05.2025 23:11
İzmir Büyükşehir Belediyesi ile DİSK arasında yürütülen TİS görüşmelerinden sonuç çıkmaması ve nisan maaşlarının eksik yatması nedeniyle grev kararı asıldı. 29 Mayıs’ta grev başlayacak
SEMİ TEKTAŞ - İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin şirketlerinden olan İZENERJİ, İZELMAN ve Egeşehir’de çalışan 23 bin işçi eksik yatan maaşlar ve toplu iş sözleşmesi (TİS) görüşmelerinin tıkanması sonucu yarım gün iş bırakma kararı aldı. İşçiler grev ilan kararını İzmir Büyükşehir Belediyesi Hizmet Binasına astı. Karara göre 8 yıl sonra ilk kez Büyükşehir’de grev kararı asıldı. 28 Mayıs’ı 29 Mayıs’a bağlayan gece grev başlayacak.
DİSK İzmir İl Binası önünde toplanan işçiler sloganlarla Kültürpark içerisinde bulunan İzmir Büyükşehir Belediyesi Hizmet Binası’na yürüdü. “Mesele sadece maaş meselesi değil emeğimize ve geleceğimize sahip çıkma meselesi” diyen işçiler maaşlarının sadece 20 bin TL olarak yatırılması ve TİS görüşmelerinin tıkanması nedeniyle İşçiler Kültürpark içerisindeki belediye binasına grev ilan kararını astı. DİSK 1,2,3 ve 9 Nolu Şubeler adına konuşan 3 Nolu Şube Başkanı Serap Yılmaz, “daha önce 9 Mayıs olarak ilan ettiğimiz grev ilam asma tarihini, maaş ödemelerinde yaşanılan sıkıntılardan dolayı 7 Mayıs’a çekmiş bulunuyoruz. Toplu İş Sözleşmesi görüşmelerinde taleplerimiz hayat bulmadığı takdirde grev pankartlarımızı Belediye binalarına asarak 28 Mayıs 2025 gece saat 24:00 itibariyle grev uygulamasına başlayacağımızı kamuoyuna resmen duyuruyoruz” dedi.
‘Silkeleme’ çıkışına tepki gösteren Yılmaz, “Yıllardır AKP iktidarı tarafından uygulanan ekonomi politikaları, emeği ve emekçiyi hedef alan, hak ve hukuktan uzak bir yapıya dönüşmüştür. Kamusal hizmetler özelleştirilirken emekçilerin kazanılmış hakları sistematik olarak peyderpey budanmıştır. Sendikal örgütlenmeler ise emekçileri köleleştirme politikalarına paralel biçimde baskı altına alınmıştır. Sonuç olarak, bir zamanlar istisna olarak görülen yoksulluk ve güvencesizlik, derinleşen gelir adaletsizliği nedeniyle artık kural haline gelmiştir. Bu sürecin en büyük mağdurlarından biri de yerel yönetimlere bağlı iştiraklerde çalışan emekçiler olmuştur. Merkezi hükümetin, kendisinden olmayanlara karşı yürüttüğü "silkeleme" adı altındaki kuşatma politikalarının bir sonucu olarak, yerel yönetim emekçileri maaşlarını eksik, geç ve parça parça almaya başlamıştır” diye konuştu.
142 gündür TİS görüşmelerinin yapılmasına rağmen 20’den fazla maddede uzlaşı sağlanamadığını belirten Yılmaz, “2025 yılının ocak ayından bu yana maaş ve sosyal hak ödemelerimiz işveren tarafından sürekli olarak eksik, gecikmeli ve parça parça yatırılmaktadır. Her ay sona ermesini umut ettiğimiz bu uygulama artık kabul edilemez bir noktaya gelmiştir. Anayasa’nın 55. maddesi “ücretin emeğin karşılığı” olduğunu ve zamanında, tam olarak ödenmesini güvence altına almasına rağmen, bu madde sürekli olarak ihlal edilmektedir. Bu durum yalnızca hukuki değil, aynı zamanda insan onurunu zedeleyen ve vicdanları yaralayan bir sorundur. İşverenle yaptığımız görüşmelerde bu sürecin toparlanacağına dair defalarca söz verilmiştir. Geçtiğimiz ay İzmir Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreteri Ramazan Tezcan ile Genel-İş’e bağlı dört şube başkanı arasında gerçekleşen görüşmede, SGK ve vergi borçlarının sona erdiği ve bundan sonra maaş ödemelerinde herhangi bir aksaklık yaşanmayacağı, bizzat işveren vekili konumundaki Ramazan Tezcan tarafından dile getirilmiştir. Aynı açıklama İzmir Büyükşehir Belediye Başkanın da olduğu toplantıda Genel Sekreter Ramazan Tezcan tarafından bir kez daha 4 Şube Başkanına deklare edilmesi sonrasında, Belediye Başkanı tarafındanın da bundan sonraki aylarda maaş ödemelerinde bir aksilik yaşanmayacağının sözünü vermiştir. İzmir Büyükşehir Belediyesi’ni yöneten isimlerin, Genel-İş Sendikası’na ve on binlerce sendika üyesine bu mağduriyeti yaşatmaya hakkı olmadığını bir kez daha vurguluyoruz. Kendilerini verdikleri sözleri yerine getirmeye ve bu mağduriyetin kısa vadede nasıl giderileceğine dair açıklama yapmaya davet ediyoruz. Bir yandan işverenden kaynaklı ücret sıkıntıları yaşanırken, diğer yandan devam eden Toplu İş Sözleşmesi görüşmelerinde de tıkanma yaşanmaktadır. 17 Aralık 2024'te başlayan Toplu İş Sözleşmesi sürecinde bugün itibariyle 142 günü geride bırakmış bulunuyoruz. Görüşmelerde halen sayısı 20’den fazla olan parasal maddelerde uzlaşma sağlanamamıştır. Bu nedenle önümüzdeki günlerde yaşanabilecek mağduriyetlerin sorumluluğu biz emekçilere değil, süreci uzatan İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı ve belediye bürokratlarına ait olacaktır. Bu durumu İzmir halkının bilgisine sunuyoruz” diye konuştu.
28 Mayıs’ı 29 Mayıs’a bağlayan gece greve gideceklerini duyuran Yılmaz, “Biz emekçiler, gece gündüz demeden doğumdan ölüme, altyapıdan üstyapıya, güvenlik hizmetlerinden ulaşıma kadar her alanda İzmir halkına hizmet üreten işçileriz. Ve yalnızca hakkımız olanı talep ediyoruz. Bu talebin kentin tüm kesimleri tarafından makul karşılanacağına inanıyoruz. Çünkü bu kentin bir parçası olarak biz de ailemizin geçimini sağlamak ve çocuklarımıza iyi bir gelecek sunmak istiyoruz. Mevcut var olan ücretlerimiz emeğimizin ve alın terimizin karşılığı değildir. İZENERJİ, İZELMAN ve EGE ŞEHİR PLANLAMA şirketlerinde çalışan binlerce emekçi olarak yaşadığımız güvencesizlik ortamında sabırla çözüm bekledik. Ne yazık ki sabrımız ve sağduyulu duruşumuz bugüne dek karşılık bulmamıştır. Yukarıda açıkladığımız sebeplerden dolayı; daha önce 9 Mayıs olarak ilan ettiğimiz grev ilam asma tarihini, maaş ödemelerinde yaşanılan sıkıntılardan dolayı 7 Mayıs’a çekmiş bulunuyoruz. Toplu İş Sözleşmesi görüşmelerinde taleplerimiz hayat bulmadığı takdirde grev pankartlarımızı Belediye binalarına asarak 28 Mayıs 2025 gece saat 24:00 itibariyle grev uygulamasına başlayacağımızı kamuoyuna resmen duyuruyoruz. Bu karar anayasal hakkımızdır. Anayasa’nın 54. maddesi ile güvence altına alınan grev hakkının kullanılmasından ibarettir. Emeğin en kutsal haklarını hiçe sayanlara ve emeğimizi değersizleştirenlere karşı onurlu bir duruşumuzdur. Bilinmelidir ki biz emekçiler kavga etmek için değil, yaşamak için buradayız. Ancak yaşam hakkımız tehdit altındaysa, kavga da meşrudur. Bugün, emeğimizin değersizleştirilmesine ve haklarımızın gasp edilmesine karşı ayağa kalkıyoruz. DİSK/Genel-İş Sendikası olarak bir kez daha altını çiziyoruz: Biz bu sorunun masada çözülmesinden, iş barışı sağlanarak sona erdirilmesinden yanayız. Aksi takdirde, üretimden gelen gücümüzü kullanarak, anayasal hakkımız olan grev kararını uygulayacağız. Taleplerimiz nettir: İnsanca çalışmak ve insanca yaşayacak bir ücret istiyoruz! Toplu iş sözleşmemiz ile birlikte kazandığımız haklarımızın zamanında ödenmesini istiyoruz! Ve en önemlisi Emekçinin alın terine saygı duyulmalıdır!.. Biz emekçiler, buradan yetkililere bir kez daha sesleniyoruz: Bu sesi duymazdan gelmeyin, bu iradeyi küçümsemeyin. Her zaman emeğin en yüce değer olduğunu haykırarak; emeğimizin onuru, çocuklarımızın geleceği ve daha eşit, adil bir yaşam için adım adım greve gidiyoruz” diyerek sözlerini tamamladı.