İzmir’den İstanbul Barosu’na destek: Kararı tanımıyoruz!

İzmir Barosu, yaptığı açıklamada İstanbul Barosu yönetimin görevden uzaklaştırılmasına tepki göstererek dayanışma mesajı verdi. Barodan yapılan açıklamada kararı tanımadıklarını ifade edildi


  • Oluşturulma Tarihi : 21.03.2025 22:08
  • Güncelleme Tarihi : 21.03.2025 22:08
  • Kaynak : HABER MERKEZİ
İzmir’den İstanbul Barosu’na destek: Kararı tanımıyoruz!

SEMİ TEKTAŞ / İstanbul 1 No'lu Barosu Başkanı İbrahim Özden Kaboğlu ve Yönetim Kurulu üyelerinin görevine son verildi. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'nın hazırladığı davaname ile açılan davada, İstanbul 2. Asliye Hukuk Mahkemesi bugün yapılan duruşmada kararını açıkladı. Mahkeme, Anayasa'ya aykırılık iddialarını, tanık dinlenmesi ve Türkiye Barolar Birliği'nden görüş alınması taleplerini reddetti. Mahkeme, reddihakim talebini de ''inandırıcı delil ve emare gösterilmediği'' gerekçesiyle kabul etmedi.

Davanameyi kabul eden mahkeme, İstanbul 1 No'lu Barosu Yönetim Kurulu üyelerinin görevlerine Avukatlık Kanunu'nun 77'inci maddesinin 5'inci fıkrası gereğince son verdi. Mahkeme, kararın kesinleşmesine müteakip görevlerine son verilen yönetim kurulu üyeleri yerine Avukatlık Kanunu'ndaki usul ve esaslara göre en geç 1 ay içerisinde yenilerinin seçilmesine karar verdi.

Gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık yasal süre içerisinde mahkemenin kararı İstinaf Mahkemesi'ne taşınabilecek. Mahkemenin atıfta bulunduğu Avukatlık Kanunu'nun 77'inci maddesinin 5'inci fıkrası amaçları dışında faaliyet gösteren baroların yönetiminin görevlerine son verilebileceğini düzenliyor. İzmir Barosu yaptığı basın açıklaması İstanbul Barosu ile dayanışma çağrısında bulunurken, kararı tanımadıklarını ifade etti.

“BİZ BU KARARI TANIMLIYORUZ”

İzmir Barosu Başkan Yardımcısı Zöhre Dalkıran, İstanbul Barosuna yönelik alınan kararı tanımadıklarını belirtirken, “2020 yılında baroların güçsüzleştirilmesi için çoklu baro yasası gündeme gelmişti. O gün 81 baro başkanı Ankara'da meslektaşlarımızla birlikte bu yasayı nasıl boşa çıkardıysa biz de bugün İstanbul Barosu aleyhine verilen hukuk garabeti kararını boşa çıkaracağız. Biz bu kararı tanımlıyoruz. Çok uzun zamandır her sabah gündeme siyasi partilerin söylemleri, siyasi parti liderlerinin ortaya koyduğu politikalarla değil, açılan soruşturmalar, verilen tutuklama kararlarıyla uyanıyoruz. Bu da bize şunu gösteriyor, siyasi iktidar saraya bağımlı hale getirdiği yargı eliyle Türkiye siyasetini dizayn etmeye çalışıyor. Buna da izin vermeyeceğiz. İstanbul Barosu yönetimi bugün dünyada emsali olmayan bir yargılama ve kararla siyasi sebeplerle siyasallaşmış yargı tarafından görevinden alınmıştır” diye konuştu.

“HAK VE HUKUK TANIMAYAN ZİHNİYET”

Dalkıran, “İstanbul Barosu muhalif olduğu için görevinden alınmıştır. İstanbul Barosu avukatlık yasası kapsamında görevini yaptığı için görevinden alınmıştır. İstanbul Barosu insan haklarını savunduğu için görevinden alınmıştır. İstanbul Barosu bir simgedir. Yönetiminin görevden alınması savunmayı susturma isteğidir. Baroları yok etme hedefinin göstergesidir. Yargının nasıl iktidardan talimat aldığının apaçık örneği olmuştur. Polis ordusu eşliğinde duruşma yapan, saatlerce odasına girip çıkmayan, her türlü kuralını ihlal eden bir hâkim tarafından verilen bu karar, ülkede hukukun tabutuna son çivinin çakılmasıdır. Geçtik muhalefeti sadece mevcut hukuka uygun bir yönetim isteyen parti, dernek, sendika ve bireye dahi tahammülü olmayan iktidar sopa haline getirdiği yargı ve polis eliyle ülkeyi, insanları sessiz bir yığın haline getirmek, bu sayede içinde bulunduğu yönetilmeme krizini aşarak koltuğunu korumak istemektedir. Yoksulluk, baskı, faşizm şartlarında yaşam mücadelesi veren bu ülkenin işçileri, emekçileri, aydınları, demokratları, devrimcileri artık bu şekilde yönetilmek istememekte. Ülkenin halinden de anlaşılacağı üzere iktidar da aslında bu ülkeyi artık yönetememektedir. Kendi sarayının konforunu sağlamak için tüm halkı esir almaya çalışmaktadır. Hak ve hukuk tanımayan zihniyet ülkeyi orta çağ karanlığına döndürmüştür. Bunun karşılığında iktidar tepki dahi görmek istememekte halkın en demokratik haklarını da yasak veya şiddet yoluyla bastırmaya çalışmaktadır. Artık ülkede hukuk namına hiçbir şey kalmamıştır. Bir İBB Başkanı hukuksuzluğun en büyük örneğidir” diyerek sözlerini tamamladı.

Yazarımız Kim ?

HABER MERKEZİ