- İzmir
- 09.05.2025 17:00
İzmir’in Çernobil’indeki radyoaktif atık temizliğinin bittiği yönündeki açıklamaları değerlendiren EGEÇEP Sözcüsü Av. Arif Ali Cangı, “Bu iş yapılırken insan ve çevre sağlığına karşı ciddi anlamda suç işlendi” dedi
HAYRİYE GÜLPERİ TİBİN/ ÖZEL HABER - İzmir’in Gaziemir ilçesinde bulunan ve kamuoyunda İzmir’in Çernobil’i olarak anılan eski kurşun fabrikası alanının temizlik çalışmalarına ilişkin tartışmalar devam ediyor. Radyoaktif atıklarla dolu olan ve çevreye yüklü miktarda radyasyon yayılmasına sebebiyet veren bölgenin temizliğini, 2022 yılında Ekovar Çevre Grubu üstlendi. Temizlik çalışmalarına başlandığı sırada çeşitli tartışmalarla gündeme gelen şirket, son olarak atıkların izinsiz şekilde Torbalı’ya dökülmesiyle polemik konusu oldu. Yaşananların ardından Ekovar, geçtiğimiz günlerde bir basın toplantısı düzenledi. Toplantıya katılan şirket yetkilileri, bölgedeki temizliğin yaklaşık yüzde 92 oranında tamamlandığını, yıl sonuna kadar ise temizliğin sona erdirilmiş olmasının öngörüldüğünü açıkladı. Ege Çevre ve Kültür Platformu (EGEÇEP) Sözcüsü Av. Arif Ali Cangı, firmanın açıklamalarına ve bölgenin son durumuna ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
Söz konusu bölgenin temizlenmiş olmasından ziyade nasıl temizlendiği ve çıkarılan atıkların nerelere götürüldüğüne dikkat çeken Cangı, temizlik çalışmalarının Ekovar şirketinin insafına bırakıldığını belirtti. Cangı, konuşmasında şunları kaydetti: “Bölge temizlenmiş olabilir ama bölgenin temizlenip temizlenmediğinden çok nasıl temizlendiği, oradan çıkarılanların nerelere götürüldüğü, nereleri tehlike altına soktuğu da önemli. Biz baştan beri ‘Kaç yaparken göz çıkarmayın. Bu işi, kamuoyu denetimi de dahil sıkı denetimle yapın. Tüm teknolojik olanakları kullanın, en az zarar verilecek şekilde bu işi yapın’ dememize rağmen gizli kapaklı kapılar ardında, Çevre Şehircilik ve İl Müdürlüğü’nün hiçbir denetimi olmadan TENMAK’ın gerekli denetimi olmadan, doğrudan doğruya Ekovar şirketinin insafına bırakılan bir çalışma yapıldı. Nitekim bu çalışma sırasında kaçak yollarla kaçak yerlere dökülen atıklardan biri ortaya çıktı. Torbalı’ya döküldü atıklar. Torbalı dışında başka nerelere atıklar döküldüğüne dair elimizde bilgi yok. Başka nerelerin kirletildiğini bilmiyoruz ama bunun olduğundan da şüpheleniyoruz. Çünkü denetimsiz yapıldı bu. Kamuoyundan gizli kapaklı yapıldı. Üstelik götürülen atıklar kamyonlara taşınırken bir önlem alınmadı. Atıklar taşınırken üzerine branda dahi serilmedi.”
Cangı, temizlik çalışmalarıyla ilgili sürecin şeffaf yürütülmediğini ifade ettiği konuşmasını şöyle sürdürdü: “Radyoaktif atıklar nereye götürüldü? Nükleer atıkların Çekmece Nükleer Araştırma Enstitüsüne götürüldüğü söyleniyor ama oraya ne kadarının götürüldüğü, götürülen atıkların saklanması konusunda enstitünün yeterli olup olmadığıyla ilgili bir bilgimiz yok. Dolayısıyla zaten atıklar birbirine karıştığı için onları kırarak seyreltmek suretiyle radyoaktif atık özelliğini, sözüm ona, giderip çimento fabrikalarına götürerek, yakma yöntemi de dahil olarak çeşitli yöntemlerle bertaraf ettiler. Bunlarla ilgili yürüyen davamız var. Bu dava dosyasına da çok sayıda bilgi geldi. Bu bilgilerle söylenenleri karşılaştırdığımız zaman yapılan işin öyle pürü pak yapılmadığını görüyoruz. Eğer temiz düzgün bir iş olsaydı en başından bu işi şeffaf yürütürdü. Çalışma süreci şeffaf yürütmedi. Hiçbir soruya karşın bilgi verilmedi.”
Bölgede çalışan işçilerin sağlık durumlarına ve ne tür önlem alındığını da değinen Cangı, “Oradaki işçilerin sağlığı ne oldu, nasıl bir önlem alındı, radyoaktif atıklar taşınırken nasıl bir önlem alındı? Bu konuyla ilgili de bir belirsizlik var. Çünkü radyoaktif atıklar öyle torbaya doldurarak götürülemez. Taşınma sırasında çıkarılma sırasında orada çalışanların ona göre koruyucu giysiler giymesi gerekir” açıklamasında bulundu.
Cangı, konuşmasının devamında şu ifadeleri kullandı: “Gördüğümüz kadarıyla, orada bizim ölçümlerimize göre normalde olanın 8 bin 500 katı radyoaktif kirlilik söz konusu. Şu anda oradaki radyoaktif atıklar gitmiş olabilir ancak bu yapılan işin düzgün yapıldığı, temizliğin yapıldığı anlamına gelmiyor. Bu iş yapılırken insan ve çevre sağlığına karşı ciddi anlamda suç işlendi. Şu anda bile şirket temizlendiğini söylüyor ancak alanı denetime açmıyor. Neden çevre örgütlerini, İzmir Barosu’nu, TMMOB’u, EGEÇEP’i, kısaca baştan beri bu çalışmaları takip eden kurumları neden davet etmiyor? Neden sadece basın çağrıldı? Çünkü kendilerini aklamaya çalışıyorlar.Bu konunun incelemeleri devam edecektir. Bu temizleme çalışmalarının dışında bu atıkların geldiği yer, getiren kişilerle ilgili de mutlaka bir soruşturma yürütülmesi gerekiyor. Bu yol kapatılmazsa daha pek çok yerde radyoaktif atıkların bulunma olasılığı var.”