İzmir’in çöp krizine TKP’den kamucu çözüm çağrısı

Harmandalı Katı Atık Tesisi’nin kapasitesini aşmasına rağmen kullanılmaya devam etmesini eleştiren TKP, atık yönetiminde özel sektör yerine kamusal anlayışa dönülmesi gerektiğini vurguladı.

  • Oluşturulma Tarihi :
  • Güncelleme Tarihi :
  • Kaynak : BERKAY ERDEN
İzmir’in çöp krizine TKP’den kamucu çözüm çağrısı haberinin görseli

İzmir’in yıllardır kronikleşen çöp sorunu, Türkiye Komünist Partisi (TKP) İzmir İl Örgütü’nün düzenlediği basın toplantısında bir kez daha gündeme taşındı. Harmandalı Katı Atık Bertaraf Tesisi’nin kapasitesini aşmasına ve mahkeme kararıyla kapatılmasına rağmen kullanılmaya devam ettiğine dikkat çekilen toplantıda, kentin karşı karşıya olduğu çevre krizine ve çözüm önerilerine ilişkin değerlendirmeler yapıldı. İzmir Nâzım Hikmet Kültür Merkezi’nde gerçekleşen toplantıya TKP İzmir İl Başkanı Tuğçe Sezen Gedik, Çevre Mühendisi Mehmet Faruk İşgenç, Çiğli Halk Temsilcileri Meclisi (ÇHTM) Sözcüsü ve Avukat Emel Diril katıldı. Entegre Atık Yönetim Planı hakkındaki sorunları dile getiren Gedik, kamu eliyle yapılması gereken işlerin özelleştirilmesine tepki gösterirken, İşgenç ise planların ileriye döük ihtiyaçlar gözetilerek yapılması gerektiğini söyledi. Kamucu anlayış yerine özel sektöre ait biyogaz tesisinin akıbeti düşünülerek yeni bir başvuru yapıldığı yine İşgenç tarafından dile getirilirken, Diril ise ortaya atılan söylemlerin oyalama politikası olduğunu söyledi.

GEDİK: PLAN GERÇEKTEN VAR MI?

Belediyenin atık yönetimi planının kamuoyundan gizlendiğini belirten Gedik, halkın bilgi alma hakkının ihlal edildiğini söyledi. Gedik, “İzmir Büyükşehir Belediyesi, ‘İzmir İli Entegre Atık Yönetim Planı’nın 2018’de ihale edilip 2019’da dönemin Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından onaylandığını açıklamıştır. Ancak belediyenin strateji ve faaliyet raporlarında adı geçen bu plan bugüne kadar kamuoyu ile paylaşılmamıştır.

Katı atık verilerini ve çözüm önerilerini içermesi beklenen plan açıklanmadığı için, belediyenin hedeflerine ne ölçüde ulaştığı değerlendirilememektedir. Belediye, vakit kaybetmeden şu sorulara yanıt vermelidir: Bu plan gerçekten var mı? Yoksa neden hazırlanmadı, varsa neden açıklanmadı? Var olduğu durumda planın tamamı kamuoyunun erişimine açılmalıdır” söylemlerinde bulundu.

ATIK YÖNETİMİNİN ÖZELLEŞTİRİLMESİNE TEPKİ

Kamusal bir hizmetin özel sektöre devredilmesini “İzmir’in geleceğini riske atan bir adım” olarak değerlendiren Gedik, “İzmir’de atık yönetimi, geçmişten bu yana özel şirketler eliyle yürütülmektedir. ‘Entegre Atık Yönetim Planı’ da belediyenin nitelikli personeli olmasına rağmen özel firmalara hazırlatılmıştır. Belediye ayrıca, Eylül 2025’te başlamak ve Aralık 2026’ya kadar sürmek üzere 1 milyar TL’lik araç kiralama ihalesi yapmıştır. Oysa bu tür ihaleler, uzun vadede belediyeler için büyük maliyetler doğurmaktadır. Belediye kendi araç filosunu kurmalı ve bakım tesislerini güçlendirmelidir. Bugün İzmir’de ‘Atık Yönetim Sistemi’nin tüm tesisleri özel şirketlerce işletilmektedir. 2021’de açılan Güney-1 (Ödemiş) Tesisi, Biosun tarafından işletilmekte, yatırım bedelini belediye ödemesine rağmen yalnızca küçük bir kâr payı almaktadır. Kuzey (Bergama) Tesisi ile Harmandalı Tesisi ise Biotrend tarafından işletilmektedir. 2022’de belediye bu alanlardan 260 milyon TL gelir elde ederken, yaklaşık 175 milyon TL özel şirkete aktarılmıştır” dedi.

GEDİK: HARMANDALI RAHAT BIRAKILMALI

Harmandalı’nın artık kapasitesini doldurduğunu vurgulayan Gedik, “1992’den bu yana milyonlarca ton atığın depolandığı Harmandalı Düzenli Atık Depolama Alanı, artık kapasitesini aşmıştır. Kentin büyümesiyle yerleşim alanlarının ortasında kalan bölge, çevre kirliliği ve heyelan riski nedeniyle halk sağlığını tehdit etmektedir. Depolama alanına 250 metre mesafedeki konutlarda yaşayan yurttaşların can güvenliği tehlikededir. Buna rağmen belediye başkanı Cemil Tugay, ‘Acil bir durum yok, ihtiyaç olursa Harmandalı da kullanılabilir’ demiştir. Belediyenin kendi raporlarında yer alan riskleri görmezden gelmesi ve yeni depolama alanı ekleme planları kabul edilemez” ifadelerini aktardı.

GEDİK: BELEDİYENİN GERÇEKÇİ VE KAMUCU BİR ÇÖZÜMÜ YOK

Belediyenin çöp sorununa dair planlarının günü kurtarmaya dönük olduğunu ve kalıcı çözüm içermediğini söyleyen  Gedik, “İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin kamuoyuna açık bir planı yoktur. Son dönemde Menemen, Yamanlar, Kemalpaşa ve Bornova’da yeni depolama ya da yakma tesisi alanları gündeme gelmiş, ancak hiçbirinde somut ilerleme sağlanamamıştır. Kemalpaşa’daki proje, Organize Sanayi Bölgesi’nin genişlemesiyle ilgili pazarlıkların konusu haline gelmiştir. Bornova’da ise zemin yapısı ve yeraltı su kaynakları nedeniyle çöp depolaması uygun görülmemiştir. Bu durum, belediyenin plansızlığını, AKP iktidarının da onay süreçlerini siyasi pazarlık aracı olarak kullandığını göstermektedir. Her iki taraf da İzmir’i el birliğiyle çöplüğe çevirmiştir” şeklinde konuştu.

GEDİK: SÖYLEM BECERİKSİZLİĞİ GİZLİYOR

Parti olarak sundukları çözüm önerilerini de kamuoyu ile paylaşan Gedik, “Son dönemde sıkça tekrarlanan ‘çöpün siyaseti olmaz’ söylemi, sorumluluktan kaçma çabasıdır. Depremler, maden faciaları ya da sellerde olduğu gibi, bu kriz de siyasi tercihlerle ilgilidir. Atık yönetimini özel şirketlere teslim eden, kamusal çözümleri ikinci plana atan bu tercihler tamamen siyasidir. İzmir’deki çöp sorunu, uzun yılların plansızlık ve beceriksizliğinin sonucudur. Bir anda oluşmadığı gibi, bir anda çözülemeyecektir. Türkiye Komünist Partisi İzmir İl Örgütü’ne göre çözüm, kamucu bir strateji ile mümkündür. TKP’nin önerileri şöyle: Atık yönetiminde özel şirketlerin varlığına derhal son verilmelidir. Atık istatistikleri düzenli toplanmalı, kamuoyu ile paylaşılmalıdır. Büyük bölgesel tesisler yerine, birbirine entegre küçük ve orta ölçekli tesisler kurulmalıdır. Atık yönetimi yerinde ayrıştırma ile başlamalıdır. Gerektiğinde ek kapasite yaratılmalıdır” dedi.

İŞGENÇ: ÇÖP KONUSUNDA 1968’İN GERİSİNDEYİZ

İzmir’in altyapı açısından 1960’lı yıllardaki düzeyin bile gerisine düştüğünü belirten İşgenç, “Bir süredir İzmir’de sıklıkla konuştuğumuz daha uzun süre konuşacağımız bir konu için buradayız. 1968 yılında İzmir’in çöpten kompost üreten 2 adet tesisi var. Biri Halkapınar’da biri Çiğli’de o dönem nüfus az olduğu için bu tesisler o dönemin çöplerinin yüzde 90’ını işleyebilecek kapasiteye sahip. Burada oluşan kompost tarımla ilgilenenlere verilip değerlendiriliyordu ancak 2025 yılına geldiğimizde çöpleri ne yapacağını bilemeyen bir kent var. Katı atık konusunda 68’in bile gerisine düştük. Yaptıklarımız problemleri çözecek boyutta değil. İzmir’in öncü olduğu bir konu var o da düzenli katı atık depolama tesisi yapmak. Şu an Çiğli’de büyük bir AVM’nin olduğu yer eskiden çöp depo sahasıydı. Bataklık zemine çöpler doldurularak zemin oluşturulurdu. 1990 yılına gelindiğinde Hacettepe Üniversitesi’nin enstitüsü Harmandalı’da düzenli depolama faaliyeti yapılabilir diyor. O dönem orada Harmandalı Köyü var. 90 hektarlık alan 118 hektara çıkarılıyor. Bugüne geldiğimizde 25 milyon tonun üzerinde atık depolanmış durumda. Belediye yönetimi de buranın böyle devam edemeyeceğini görünce çalışmalara başlıyor. 2011’de Torbalı’da bir alan buluyor ama tepkiler ve uzaklık nedeniyle oradan vazgeçiliyor. Harmandalı’dan farklı olarak orada geri kazanım da yapılması öngörülüyordu. Daha sonra Yamanlar’da çalışmalar yapılıyor. Burası 3 ilçenin kesişim noktası ve 2 bin ton günlük alım öngörülüyordu. Yargı süreçleri sonucunda olumlu ÇED görüşü veriliyor. Tabi başkanlar değişiyor. Menderes Çakaltepe alanı düşünülüyor. Orada tarım il müdürlüğü olumsuz görüş verilince orası da kalıyor. Ödemiş Belediyesi henüz Büyükşehir'e bağlanmamışken özel sektör desteği ile orada bir çalışma yapılıyor ama büyükşehir yasası ile orada çevre ilçelerinde kullandığı bir tesis açılıyor. Kuzeyde Bergama’da da bir tesis açılıyor burada depolamanın yanında ayrıştırma da var. Burayla ilgili kapasitesi konusunda çeşitli açıklamalar var 550 ton ve 2 bin ton olarak” ifadelerini kullandı.

MANİSA İZMİR’İN ÇAMURUNU VE ÇÖPÜNÜ ALACAK

İzmir’in atık sorununun çözülmesi için Manisa’nın da konuya dahil edildiğini belirten İşgenç, “Harmandalı hakkında yerel mahkeme kararı var. Sonra Danıştay’a gidiliyor ve o da kapatılsın diyor. Orası kapatılınca diğer 2 tesisin kapasitesi yetmiyor. Öyle olunca 2 kez geçici izin veriliyor. Oranın arkasında 45 hektarlık yeni bir alan başvurusu var yani oradan vazgeçilmek istenmiyor. Yine basına yansıyana göre Naldöken’de bir tesis kurulması planlanıyor 100 hektarlık. Yakım, geri kazanım ve depolama olacak orada. Tam bu alanın ortasında 2’nci çevre yolu projesi bu alanın içinden geçiyor. Çöp krizi başlayınca Bergama’daki tesisin kapasitesinin artırılması da planlanıyor. Manisa’nın tesisine götürebilir miyiz diye düşünülüyor. 16 Ekim’de Manisa Büyükşehir Belediyesi Başkanı bir açıklama yapıyor diyor ki ‘Manisa’nın tesisleri Manisa’ya hizmet verecek” Ancak aradan 25 gün geçince yeni çıkan haberlere göre günde 2 bin 500 ton çöpün Manisa’ya gidecek. Atık Su Arıtma Tesisinde İzmir Avrupa şampiyonudur. Bu tesislerden çıkan arıtma çamuru da Manisa’ya gidiyor. 2025 yılında İzmir’in 5,6 milyon nüfusa çıkacağı öngörülüyor. Kişi başına düşen atık miktarı da artacağını düşünürsek o günkü ihtiyacın yüzde 25 üzerinde kapasitesiyle çalışmamız lazım” dedi.

SERMAYE DEĞİL, TOPLUM GÖZETİLMELİ

Mevcut tesisin arkasında 45 hektarlık alan için yapılan başvurunun özel sektörü korumak amaçlı yapıldığını belirten İşgenç, “Harmandalı kapatılınca Sayın Tugay’ın biz buraya bir daha çöp dökmeyeceğiz diye açıklaması var. Ancak şimdi hemen mevcut yerin arkasında 45 hektarlık alan için başvuru yapılıyor. Çünkü orada biyogazdan üretim yapan bir tesis var özel sektöre ait. O tesis işlesin diye değil, toplum yararına karar alan bir yönetim anlayışına ihtiyacımız var” şeklinde konuştu.

UÇUŞ GÜVENLİĞİNİ’DE RİSKE ATIYOR

Harmandalı Çöp Tesisinin yarattığı sorunların sadece çevresel sorunlar olmadığına da dikkat çeken İşgenç, “Kuş cenneti gibi adlandırılan kuşların yoğun olarak gözlemlendiği her yerde kuşlar uçuş güvenliğini tehdit eder. Günde binlerce ton çöp döküldüğü için bunların hemen üstü kapanamıyor ve yoğun bir kuş akını alıyor çöp tesisine. Oradaki askeri tesisinde gerek bu konu hakkında gerek arıtmayla alakalı görüşleri olduğunu duyuyoruz tabi ordu daha kapalı bir yapı olduğu için hani görüşleri nedir sürecin neresindelerdir biz bilemiyoruz” dedi.

DİRİL: OYALAMA POLİTİKASI VAR

Yetkililerin süreç boyunca halkı yanlış bilgilendirip krizi bilinçli şekilde uzattığını öne süren Diril, “Dünde bugün de Harmandalı’da çöp kamyonu konvoyu var. Biz orada Türkiye Halk Temsilcileri Meclisi olarak bir çalışma yürütüyoruz. Halka yalan bilgi vererek bir oyalama politikası olduğunu düşünüyoruz. Ülkemizde herhangi bir felaket yaşandığında, can kaybı olduğunda daima halkı siyasetten uzak tutmak için ‘çöpün siyaseti olmaz’ diye bir yaklaşım izleniyor. Dün tırlar sıra oldu mahallede Çiğli Belediyesi de sıraya girdi, Büyükşehir’de, hurdacılarda. Çiğli Belediyesi’ne siz başka yere dökün dediği için Büyükşehir dünkü olay yaşandı. Yani ortada Çiğli Belediyesi çöp dökümüne engel oldu diye bir durum yok. Bunun halka anlatılmasında büyük önem var. Bizim burada mücadelemiz sürecek. Burada kamucu bir düzenlemeye ihtiyaç var” diye görüşlerini aktardı.

Kaynak : BERKAY ERDEN

Okumaya Devam Et

Aşağı kaydırmaya devam edebilir veya ilgi alanınıza göre seçim yapabilirsiniz.