Sayfa Yükleniyor...
Kent Konseyi Başkanlığı için adaylığını ortaya koyan isimlerden biri olan Nüsret Doğan Albayrak, başkan seçilmesi halinde yatay bir örgütlenme anlayışı ortaya koyarak, yaratıcılığın özgürlükle güçleneceğini belirtti
İLKSES TV’de yayınlanan Kentin Sesi programında Gönül Morsünbül’ün konuğu olan İzmir Kent Konseyi Başkan Adayı Nüsret Doğan Albayrak, 16 Şubat’ta yapılacak başkanlık seçimi öncesinde önemli açıklamalarda bulundu. Seçim süreci hakkında ve seçilmesi halinde yapacaklarını aktaran Albayrak, İzmir’de aldığı görevler nedeniyle İzmir’i çok iyi bildiğini belirtti. Başkan seçilmesi halinde yatay bir örgütlenme oluşturacağının altını çizen Albayrak, Kent Konseyi’nin ilkelerinin yazıya dökülmesi, yeni meclisler oluşturulması gibi projelerinin olduğundan bahsetti. Seçimlerde vesayet anlayışının doğru bulmadığını ve özgürlüğün yaratıcılığı geliştirdiğini belirten Albayrak, İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Dr. Cemil Tugay’ın da olgun bir Kent Konseyi istiyor olacağını ifade etti.
İzmir’de birçok kurum ve kuruluşta görev yaptığı için İzmir’i çok iyi bildiğini aktaran Albayrak, adaylık kararında bu deneyimlerinin etkili olduğunu söyledi. Kurulan ilk kent konseyinde yer almasının yanı sıra mevcut kent konseyinde de görevli olduğunu aktaran Albayrak, “Makine Mühendisi olarak kamuda çalıştım, Devlet Su İşleri 2. Bölge Müdürlüğü’nde görev yaptım. Yani İzmir’in su havzasını ve İzmir’i iyi bilenlerden biriyim. Makine Mühendisi Oda Başkanlığı yaptım. Burada kongre merkezi eksikliğini görerek Tepe Kule Kongre Merkezi’ni kazandırdık. Çağdaş Eğitim ve Köy Enstitü Derneği’nin hem kurucularındanım hem de başkanıyım. 2009-2014 yılları arasında il genel meclisi üyeliği yaptım. Oradan da belediyeye geçtim. Hem imar hem de enerji komisyonlarının yöneticisiydim. Kent Konseyleri’nde de Konak’ta kurulan ilk konseyde yürütme kurulunda yer aldım. O zamanlar bilmiyordum tabi kent konseyi nedir? Benzerleri vardı ama belediyeler yasasının ilgili maddesi çıktıktan sonra ilk kurulan konseydik. Birçok konuyu algılamaya çalıştık. O zamanlar belediye meclis üyeleri kent konseylerinde yer alabiliyordu daha sonra farklılıklar ortaya çıktı. Kent konseylerinden meclis üyeleri çıkartıldı ve bu 15 senede bugünlere geldi. Ama yeterli mi yetersiz daha ileri gidilmesi lazım. Ben şu anda da kent konseyinin yürütme kurulu üyesiyim. Mevcut durumu ve geleceği de iyi bilen birisiyim. Birçok derneğin başkanlığını yaptım. Enerji konularında çalışmalar yaptım. İzmir’de dokunmadığım alan çok az kaldı. Birçok basın kuruluşunda köşe yazarlığı yaptım. Şu anda da Kent Konseyinin Başkanvekili olduğumdan başkanlığı en iyi yapacak isimlerden biri olduğumu düşündüğüm için aday oldum. Seçilirsek başarılı çalışmalar yapacağız, elimizde inanılmaz bir birikim var” dedi.
Kent Konseyi’nin hiyerarşi olmadan çalışacağını aktaran Albayrak, yatay bir örgütlenme anlayışının ortaya koyulacağını belirtti. İlçe kent konseyleriyle birlikte çalışmalar yürüteceklerini de aktaran Albayrak, “Burada önemli olan İzmir’deki diğer kent konseyleri. Mevzuat ilçelerdeki kent konseylerinde kendi içinde kurulması ve çalışması şeklinde düzenlenmiş. Biz İzmir kent konseyi olarak diğerlerinin ne üstünde ne altındayız. Önümüzdeki süreçte ilçe kent konseyleriyle hiyerarşi olmadan çalışacağız. Yönetim anlayışı önemli. Kent Konseyleri yönetmeliği özellikle batılı bazı ülkelerde halkın hem bireysel hem örgütsel olarak kendini ifade edeceği bir ortam yaratabilmek. Bu ortamın oluşması için örgütsel yapının yatay ve yaygın olması lazım. Yatay bir örgütlenme anlayışı ortaya koyacağız. Hiyerarşik bir anlayışı ortaya koymayacağız. Yani kent konseyinin paydaşları birbiriyle eşit durumdalar sadece görevsel farklar var. Burada asıl amaç koordinasyonu yapmak. Yaratıcılık özgürlükle özdeştir ne kadar özgür bırakırsanız o kadar yaratıcı olursunuz. Biz o yüzden üretim odaklı kent konseyi diyoruz. Görüşlerimizin hepsi yaşama geçmeyebilir, mevzuat gereği bizim sunduğumuz öneriler belediye meclisinde görüşülüyor. Buradan olumlu veya olumsuz bir yanıt çıkabilir. Olumsuz da olsa burada bir önerinin olduğu bilinir ve bir gün hayata geçebilir. Bunu böyle bilmek lazım” diye konuştu.
İzmir’in eğitim konusunda önemli bir konuma sahip olduğunu aktaran Albayrak, bu konuda çalışacaklarını belirtti. Başkanlık için adaylığını ortaya koyan kişilerle pek fazla konuşma fırsatı olmadığından da bahseden Albayrak, “Fon kaynaklı çok fazla projemiz var. Bunların hayata geçmesi için uğraşacağız. Eğitim projeleri çok önemli. İzmir eğitime en yatkın illerden biridir. Bundan 20-25 yıl önce İzmir’deki öğrenciler tüm sınavlarda dereceye girerdi. Biz bu yapının öne çıkmasını istiyoruz. Burada duyarlılığın toplumsal olarak öne çıkması gerekiyor. Burada bir önerimiz var: İzmir Eğitim Bayramı kavramını oluşturmak istiyoruz. 1 Kasım Harf Bayramı’na denk gelen 3-4 gün sürecek çeşitli panellerin, kitap fuarlarının, spor faaliyetlerinin, kentin içinden çıkacak konserlerin gerçekleştireceği bir ortam yaratmak istiyoruz. Tabi biz icracı yapı değiliz. Bunu belediyemizin yapması gerekiyor. Bunu İzmir’e kazandıracağız. İzmir demokrasiye bağlı, baskıyı, vesayeti, kabul etmeyen bir kent. İzmir’i böyle görmeniz lazım. İzmir’i özümsemeniz için İzmir’de çalışıyor ve yaşıyor olmanız lazım. İzmir’i sevmeniz lazım. Diğer adaylar çok değerli arkadaşlar, özel olarak bir görüşme fırsatı olmadı ama kendileri ile bazı ortamlarda birlikte olduk. Kent Konseyi’nin dışında olan, hiç içinde yer almamış bir adayımız var. Onunla pek konuşma fırsatımız olmadı ancak diğer aday yine kent konseyinin içinde onla konuşma fırsatımız oldu genç bir arkadaşımız ama İzmir’in sorunlarına ilişkin özel bir görüşmemiz olmadı” şeklinde konuştu.
Kent Konseyi seçimlerinin vesayet altında yapılmasını doğru bulmadığını aktaran Albayrak, Başkan Tugay’ın da olgun bir kent konseyi istediğini belirterek; “Seçilenler nasıl seçiliyorlarsa o seçimim yapısını yönetime yansıtırlar. Bu nedenle vesayet ile seçimi doğru bulmuyoruz. Türkiye’de bu çok yaygınlaştı. Vesayet ile gelenler özgür bir yönetim anlayışı oluşturamaz, adil olamazlar. Cemil Tugay Başkanı’mız bu konuda herhangi bir taraflı bir yaklaşımı olmadı. İnanıyorum ki Cemil Başkan da vesayeti bir kent konseyi olsun istemez. Cemil Başkan son derece olgun bir kent konseyi yönetiminin olmasını isteyecektir. Kendisiyle ayaküstü birkaç kez görüştüm ancak bu konulara giremedik. Belediye meclis üyeleri kendinden kent konseyine müdahale hakkı görüyorsa bu çok yanlış. O kişilerin demokratlıklarından şüphe etmek lazım. Geçmişte bunlar oldu. Bundan herkes zarar görür. Dünyanın tüm gelişmiş üyelerinde bu ayıplanır” dedi.
Kent Konseyi’nin daha özgür bir ortamda çalışması için etik ilkelerin ve değerlerin yazılı olarak ortaya konulması gerektiğini söyleyen Albayrak, bu değerlerin herkesin katılımı ile ortaya konulmasının doğru olacağını belirtti. Konseyin güncel konularda da etkin rol alması gerektiğini dile getiren Albayrak, “Etik ilkeler ve değerler yönergesi çıkartalım mı diye görüşeceğiz. Kent Konseyi’nin kendi değerlerinin, olması gereken ilkelerinin yazılı hale dökülmesi. Bizim bunalır yazılı hale getirmemiz lazım. Böyle bir metne ihtiyaç var. Bunu tek başına ortaya koymamız yanlış. Herkesin katılacağı bir ortamda hazırlanmalı. İzmirliler duyarlı bir toplum. Kent Konseyi çalışmalarında da etkin olmak istiyorlar. Katılın birlikte yönetelim diye sloganımız var ama çok güzel. Ama insanlar nasıl katılacağını bilmiyor. Bu sorumluluk da Kent Konseyi’ne düşer. Biz Kent Konseyi’ni tanınır hale getireceğiz, iletişimi daha kolay hale getireceğiz. Bunun için dijital platformlar var. Yapay zeka var, diğer iletişim araçları var. Türkiye’de henüz olmayan teknolojiler de var ancak insanlarla birebir iletişim kurmakta önemli. Bunun için faal olmanız lazım. Vatandaşın sorunların dinleyen bunları ilgili yere iletebilen ve bunun takibini yapabilmeniz önemli. Yani Kent Konseyi’nin bir hafızası olması lazım, süreklilik burada çok önemli. O yüzden diyoruz ki Kent Konseyi’nin içinden gelen kişilerin Kent Konseyi’ne daha faydalı olacağını düşünüyoruz. Biz demokrasi kurultayı yapacağız ve burada STK’ların demokraside ne kadar etkili olduğunu öne çıkaracağız. 2 senede bir yapılacak ve senede 1 miting yapacağız. Bunlar dışında örneğin engelliler ile ilgili onların hayatını zorlaştıran kararlar var ÖTV gibi araç alımı gibi güncel konular var bu konularda güncel meselelerde duyarlı olmamız lazım. Eğitim konusunda örneğin sendikaların, derneklerin yanında olmamız gerekiyor. Mevcut projelerimiz, güncel konulara göre yeni projelerimiz ve ortak çalışma alanlarımız olmalı. Bunlar yapılırken herkesle barışık olmanız gerekiyor olabildiği ölçüde” ifadelerini aktardı.
Kent Konseyi’nin belediye ve halk arasında çift yönlü bir köprü olduğunu aktaran Albayrak, halkın katılımın daha yoğun bir şekilde sağlanması amacıyla telefon uygulamasının hayata geçirileceğini belirtti. Konsey’in daha etkin çalışması için yeni meclisler de oluşturulacağını aktaran Albayrak sözlerini şu şekilde tamamladı: “Biz istişare kuruluşuyuz, belediyeler icra kuruluşu. Biz halkla belediye arasında köprüyüz. Belediye için bulunmaz nimetiz bu anlamda. Belediye her öneriyi hayata geçirecek diye bir durum yok konun neden olamayacağı konusunda biz bu konuda konun halka anlatılmasında belediyeye yine yardımcı olacağız. Basın ilişkileri konusunda da çalışmalar yapıyoruz. Kent Konseyi uygulamasının telefonlarda yer almasını sağlayacağız. Bu uygulamada görüşlerin alınacağı anketlerin düzenleneceği ortamlar düzenleyeceğiz. Kabul edilirse birkaç tane daha meclis kuracağız iklim ve afet gibi bunun yanında bir tarım meclisi kurulma talebi var. Bir diğeri ise muhtarlar meclisi. Bu meclislerin toplanma zorunluluğu var. Herhangi bir karar almasalar bile bir araya gelip iletişim kurmaları önemli bir şey. Bütçe çalışma grubu oluşturacağız şeffaflık açısından. Bir de danışmanlar kurulunu oluşturacağız. Bu kurulda seçimler katılmayan ama sözü geçen kişiler ve kuruluşlar var. Bu kurul bunlardan oluşacak ve bizi bir nevi denetleyecek ve onlardan olumlu olumsuz geri dönüşler alacağız. Ve bu kişiler bizim adımıza lobi çalışması yapacak. Bütçe konusunda titiz olmak çok önemli. O Cemil Tugay’ın, o benim bütçem değil. O bana emanet bir bütçe. Onu en iyi şekilde kullanmak zorundayız. Bu hassasiyeti herkesin göstermesi lazım. Avusturya’da bakan istifa etti, 400 dolar için. Bu bütçe etik değerlerimizin bir parçası. Biz bu hassasiyet içerisinde belediyeden kaynak talep edeceğiz. Bizim bütçe yönetimimiz başkalarına örnek olacak.”
BERKAY ERDEN