Advertisement

İzmir mavilikten payını alamıyor

İzmir’in denizcilikte dünya çapında bir merkez olma potansiyeline sahip olduğunu belirten İZDENİZ Marina Yatırım ve İşletme Danışmanı Bezirgan, küçük ama işlevsel yatırımlarla denizcilik alanında büyük bir atılım yapılabileceğini söyledi

  • Oluşturulma Tarihi : 09.07.2025 09:19
  • Güncelleme Tarihi : 09.07.2025 09:19
  • Kaynak : HABER MERKEZİ
İzmir mavilikten payını alamıyor haberinin görseli

KEMAL ÖZKURT – ÖZEL HABER - İzmir, doğal liman yapısı, elverişli iklimi ve çevresindeki turizm destinasyonlarıyla denizcilik açısından büyük bir potansiyele sahip. Ancak şehir, tarihsel ve coğrafi avantajlarına rağmen denizle yeterince bütünleşememiş durumda. Körfezin iç kesimlerinden Çeşme ve Foça gibi önemli rotalara kadar uzanan geniş kıyı şeridi, amatör ve profesyonel denizcilik faaliyetleri için büyük fırsatlar sunsa da, gerekli altyapı eksiklikleri nedeniyle bu potansiyel tam anlamıyla kullanılamıyor. Bu olumsuz tabloyu değiştirmenin mümkün olduğunu belirten İZDENİZ Marina Yatırım ve İşletme Danışmanı Ali Erkan Bezirgan, doğru yatırımlar ve planlama ile İzmir’in denizcilik açısından Türkiye’nin örnek kentlerinden biri olabileceğini söyledi. İzmir’in şehir içi marina potansiyelinin oldukça yüksek olduğunu vurgulayan Bezirgan, “İzmir’in Monaco gibi bir merkez olmaması için hiçbir engel yok. Marina için otel ya da restoran şart değil; su, elektrik ve mürettebat alanı yeterli” diyerek, küçük ama işlevsel yatırımlarla denizcilik alanında büyük bir atılım yapılabileceğini belirtti.

bezirgan

DENİZİ YETERİ KADAR KULLANMIYORUZ

İzmir’in denizcilik potansiyelinin tam kapasiteyle kullanılmadığını belirten Bezirgan, “Denizcilik Türkiye’de ciddi bir istihdam alanı yaratıyor. Özellikle mavi tur gibi önemli bir turizm kalemi olmasına rağmen, bu turlarda kullanılan teknelerin güvenle yanaşabileceği, kumanya yükleyip yolcu alabileceği yeterli alan yok. İzmir ise şehir içi marina potansiyeli yüksek bir kent. Havaalanından inip tekneye geçiş mümkün, çevrede Foça, Çeşme, Alaçatı gibi destinasyonlar ve Efes, Selçuk gibi tarihi bölgeler var. Ancak temel altyapı eksik. Yıllardır tamamlanamayan Ilıca Yat Limanı ve değerlendirilemeyen Yassıca Ada bunun örneği. İzmir’in Monaco gibi bir merkez olmaması için hiçbir engel yok. Marina için otel ya da restoran şart değil; su, elektrik ve mürettebat alanı yeterli. En küçük limanlarda bile duty free varken, İzmir Limanı’nda yok. Oysa uluslararası mürettebatlı ticari gemiler buraya geliyor. Bu da denizcilikteki potansiyelin yeterince değerlendirilemediğini gösteriyor” diye belirtti. 

liman

BASİT AMA İŞLEVSEL

İzmir Körfezi’nde amatör denizciliğe uygun yanaşma alanlarının eksikliğine dikkat çeken Bezirgan, “İzmir gibi bir liman kentinde en büyük eksiklerden biri, amatör denizciler için uygun tekne bağlama alanlarının yetersizliği. Marina yatırımı yerine, 180-200 teknelik kapasiteye sahip, su, elektrik, tuvalet ve duş gibi temel ihtiyaçları karşılayan semt tipi küçük yanaşma alanları yeterli olur. Bu doğrultuda İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin talimatıyla İZDENİZ, Bostanlı’dan İnciraltı’na kadar uzanan kıyı şeridinde fizibilite çalışması başlattı. Burada söz konusu olan büyük ve ticari bir marina değil; çünkü körfez kıyısında zaten restoranlar, kafeler ve marketler gibi altyapılar mevcut. Asıl ihtiyaç, vatandaşların teknelerini güvenli şekilde bağlayabilecekleri, denize rahatça ulaşabilecekleri basit ama işlevsel alanların oluşturulması. Bu sağlandığında İzmir, amatör denizcilik alanında önemli bir açığı kapatmış olacak” dedi.

liman

İÇ TURİZME CİDDİ KATKILARI OLUR

Denizlerin iyi kullanılması halinde iç turizme önemli katkılar sağlanacağını vurgulayan Bezirgan, “Eskiden İstanbul’dan Hopa, İskenderun ve İzmir’e düzenli deniz seferleri vardı, ancak bugün deniz yolculuğu unutuldu. Oysa deniz seyahati, uçak korkusu olanlar veya karayolu trafiğinden kaçınanlar için konforlu bir alternatif sunuyor. Akşam bindiğiniz gemide yemek yiyip kabinde uyuyarak sabah varış noktasına ulaşabilirsiniz. Araç taşıma ve ekonomik ‘pullman’ koltuk seçenekleri de mevcut. Yunan adalarında bu sistem başarılı; örneğin Rodos’tan kalkan gemiler sabah Atina’da oluyor. Türkiye’de de benzer turistik rotalar oluşturulabilir. İzmir’den İskenderun veya İstanbul’a yapılacak seferler nostaljiyi canlandırır, iç turizme katkı sağlar. Bu tür projeler maliyetli olduğundan devlet desteği şart, ancak doğru planlama ile deniz yolculuğu yeniden tercih edilen bir ulaşım biçimi olabilir” diye belirtti.

liman

KÖRFEZİ DENİZCİLER KİRLETMİYOR

İzmir Körfezi’ni denizcilerin değil, karadan gelen atıkların kirlettiğini belirten Bezirgan, “Körfeze 20’den fazla dere akıyor. Örneğin Bayraklı’daki kötü koku, Buca’daki tabakhane atıklarından kaynaklanıyordu. Körfezin temizlenmesi için bu derelerin ıslahı şart. Pandemide akıntı azaldığında Körfez kendi rengini yeniden kazandı. Ayrıca denizcilerle ilgili yanlış algı var; küçük teknelerde sintine oluşmaz, sadece gri su çıkar. Avrupa’da tuvalet suyuna ceza verilmezken, kimyasal içeren duş ve bulaşık suyuna ceza uygulanır. Önemli olan, denizi gerçek anlamda kirleten kaynaklara odaklanmak” şeklinde konuştu.

liman

DENİZCİLİK BAKANLIĞI KURULMALI

Denizciliğin hızlı gelişimi için Denizcilik Bakanlığı’na ihtiyaç olduğunu sözlerine ekleyen Bezirgan, “Pandemide tekne ve karavana ilgisi patladı; insanlar doğayla baş başa kalmanın tadını aldı. Göcek ve Fethiye gibi koylar teknelerle dolup taşıyor, yer bulmak zor. Tekne bağlama yerleri artırılmazsa sorun tüm Türkiye’de büyür. Karadeniz’de çok sayıda balıkçı barınağı olmasına rağmen deniz turizmi gelişmiyor çünkü bu alanlar Tarım ve Orman Bakanlığı’na bağlı. Yat limanı kurmak için 12 bakanlık ve birçok genel müdürlükten izin gerekiyor. Bu nedenle acilen Denizcilik Bakanlığı kurulmalı. Denizcilik sadece yat bağlama değil; çekek yerleri, gemi sökümü, doğal ve çiftlik balıkçılığı gibi birçok sektörü kapsıyor. Türkiye’nin ayrıca bir kıyı master planına ihtiyacı var” dedi. 

Kaynak : HABER MERKEZİ