- İzmir
- 24.04.2025 23:24
İzmir Mülteci Dayanışma Platformu, Çeşme’de 6 mültecinin ölümüne neden olan bot faciasına ilişkin açıklama yaptı. Sağ kurtulan mültecilerin ifadelerine de yer verilen açıklamada, olumsuz hava koşulları nedeniyle yola çıkmak istemeyen mültecilerin kaçakçılar tarafından zorlandığı iddia edildi
Çeşitli nedenlerle ülkelerinden ayrılmak zorunda kalan mülteci ve göçmenler, ‘daha iyi bir gelecek’ umuduyla Avrupa’ya gidebilmek için Ege sahillerini kullanmaya devam ediyor. Önemli göç duraklarından biri konumundaki İzmir’den botlarla çıkılan umut yolculukları kimi zaman acı sonlarla bitiyor. Geçtiğimiz günlerde Çeşme’de mültecileri taşıyan bir lastik botun batması sonucu 6 mülteci yaşamını yitirdi. Yaşanan acı olay denizlerde yaşanan mülteci ölümlerini yeniden gündeme getirirken, İzmir Mülteci Dayanışma Platformu tarafından yapılan yazılı açıklamada mültecileri ‘ölüm’ yolculuğuna iten sebeplerin bir türlü oluşturulmayan göç politikaları, nefret söylemleri ve gelecek kaygısı olduğu vurgulandı. Faciadan sağ kurtulan mültecilerin ifadelerine de yer verilen açıklamada, olumsuz hava koşulları nedeniyle yola çıkmak istemeyen mülteci grubunun kaçakçılar tarafından yolculuğa zorlandığı iddia edildi.
GÖRDÜKLERİ SON ŞEY EGE’NİN SOĞUK SULARI
Bot faciasında hayatını kaybeden mülteci ve göçmenlerin, olumsuz hava koşulları nedeniyle aslında yola çıkmak istemediği belirtilen açıklamada, “13 Kasım 2023 tarihinde, sabah saatlerinde bir mülteci botunun battığı haberi geldi. Platform olarak ilk başta haberin doğru olmayabileceğini düşündük çünkü Çeşme’nin de dahil olduğu İzmir genelinde gece başlayan ve sabah saatlerinde bile şiddetle devam eden yağmur ve fırtına vardı. Bırakalım Yunan Adaları’na botla geçmeyi, yolcu taşıyan büyük feribotların bile riske girmeyip seferlerini iptal ettiği, deniz kenarında yürümenin bile mümkün olmadığı bir havada kimse canını tehlikeye atıp merdiven altı üretim botlara binmez diye düşündük. Bizim düşündüğümüzü mültecilerin paralarını alıp Sakız Adası’na götürmeyi vaat eden kaçakçılar da ‘düşünmüş’ olacak ki bot yerine küçücük bir tekne tahsis etmiş toplamda 13 kişilik bir gruba. 12 Kasım’da, saat 18.00 civarı mülteciler Basmane’den alınmış ve Alaçatı’da Kleopatra Koyu’na getirilmiş, burada yağmurun altında saatlerce bekleyen grubun havadan kaynaklı itirazlarına rağmen parayı alanlar sabaha karşı, karanlıkta tekneye bindirmiş insanları. Elbette insanların yürümekte zorlandığı bir havada açık denize sürülmüş olan tekne dalgaların etkisiyle batıyor ve maalesef 13 kişiden sadece ‘şanslı olan’ 6 kişi canını kurtarabiliyor. Diğer 6 mültecinin dünyada gördükleri son şey, Ege Denizi’nin soğuk suları oluyor. Henüz anne sütü hariç dünyadaki hiçbir şeyin tadına bakamayan 2 aylık bebek de Ege Denizi’nin tuzlu sularını ilk ve son kez ciğerlerine dolduruyor” denildi.
FIRTINADA BİLE YOLA DÜŞMELERİNE SEBEP OLUYOR
Mültecileri ‘ölüm’ yolculuğuna iten sebeplerin bir türlü oluşturulmayan göç politikaları, nefret söylemleri ve gelecek kaygısı olduğu vurgulanan açıklamada, “Bizler Çeşme Devlet Hastanesi’nde sağ kurtulanlarla irtibat kurmaya çalışırken başka bir haber geldi; 37 mülteciyi taşıyan başka bir tekne, yine sabaha karşı, Çeşme yakınında bulunan adanın kayalıklarına çarpmış ve tekne parçalanmış, neyse ki ‘şanslı’ mülteciler can kaybı olmadan adaya sığınmış ve birkaç denemeden sonra sahil güvenliğe ulaşmışlar. Çoğunluğu Afrikalı olan grubun içinde yine Filistinli gençler de vardı, istisnasız herkes üstlerinde ıslak kıyafetleri ile tir tir titriyordu. Yine bu insanların paralarını alan organizatörler itirazlara rağmen para iadesi yapmamak için tekneyi denize sürmüşler. Hastanede, acilde, morgda, sahil güvenlikte kim ile konuşsak herkesin aklında aynı öfkeli soru vardı: Bu havada denize mi gidilir? Bizler bu sorunun cevabının insan tacirlerinin para hırsından kaynaklandığını zaten biliyoruz ama yıllardır Türkiye’de bulunan bir mültecinin neden şimdi burada yarım yamalak da olsa kurduğu düzeni bırakıp tekrar yola çıkmaya çalıştığının sebebini de biliyoruz: Bir türlü oluşturulmayan göç politikaları, sermayenin mülteciler üzerinden rekor karlar elde etmesi, insan canına kıymet vermeden bir kaç oy fazla alacağım diye beyinlerindeki ırkçılık irinini medyadan boca eden politikacılar, bunun neticesinde mültecilerin her şeyin sorumlusu ilan edilmesi bu insanların burada bir gelecek tahayyülü kuramamalarına ve fırtınalı havada bile yeniden yola düşmelerine sebep oluyor. Şimdi İzmir Kimsesizler Mezarlığı’nın nüfusu 6 kişi daha arttı, kim bilir belki de anne ve bebeği koyun koyuna yatırırlar ve bir mezar yeri tasarruf edilmiş olur ve o mezara paralarını, sermayelerini gömerler” ifadelerine yer verildi.
BU İÇERİK DE İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR- Göçmenlerin kaçış dramı sürüyor