Kemalpaşa’nın saklı cenneti pisliğe mahkum

Kemalpaşa’nın Aşağıkızılca Mahallesi’ni çevreleyen dere; yaydığı kötü koku, sivrisinekler ve hastalıklarla yaşamları da çevrelemiş durumda!

  • Oluşturulma Tarihi : 15.05.2025 08:50
  • Güncelleme Tarihi : 15.05.2025 08:50
  • Kaynak : SULTAN GÜMÜŞ KAYA
Kemalpaşa’nın saklı cenneti pisliğe mahkum haberinin görseli

İzmir’in Kemalpaşa ilçesine bağlı Aşağıkızılca Mahallesi, ilçe merkezine 11 km uzaklıkta olmasına rağmen birçok hizmetten de mahrum! 5216 Sayılı Büyükşehir Belediye Yasası kapsamına girmeden önce belde statüsünde olan bölge, mahalleye dönüştürüldü ancak vatandaşların gözünde her anlamda halen bir köy niteliğinde. 50 yılı aşkın bir süredir mahallenin ortasından akan dere, yaklaşık 60-70 haneyi çevreliyor. Ancak mahalleyi çevreleyen sadece dere değil; yaydığı kötü koku, sivrisinekler ve hastalıklar da yaşamları çevrelemiş durumda! Birçok evin kanalizasyon atığının dereye ulaştığı Aşağıkızılca Mahallesi’nde, çocuklar başta olmak üzere tüm canlıların bedenlerinde oluşan yaralar, halk sağlığı sorununa yol açarken, bahçelerde yetişen mahsuller ise hastalık taşıma riskiyle karşı karşıya. 
Durumu tarafımıza bildiren mahalle halkı, sesini bu kez daha gür çıkarırken, şu sözler derinleşen sorunların özeti oldu: “Bu aileler yıllardır pis bir koku çekiyor. Biz unutulmaktan yorulduk artık. Bu yol değil ki yapalım, geçelim. Bu toz değil ki yıkayalım, geçsin… Buralar saklı cennet sayılır. Fakat saklı cennet pisliğe mahkum ediliyor.” 

İZSU GÖREVİNİ YAPMALI

Eğitimci Ahmet Adeka, 5216 Sayılı Büyükşehir Belediye Yasası ile köyün, mahalle statüsüne geçtiğini belirterek “Peki, neden bir mahalle gibi davranılmıyor? 2 buçuk yıldır dereye çok yakın bir yerde yaşıyorum. Dereden etkilenen 114 komşumuzdan imza topladık. Bizzat kendimiz İZSU Genel Müdürlüğü’ne götürdük. Ardından genel müdür yardımcısı düzeyinde bir yetkiliye derdimizi anlattık. İlgileneceklerini söylediler. Bir mühendis ekibi geldi, incelemelerde bulundu. Kemalpaşa Belediye Başkanı Mehmet Türkmen ve İzmir Büyükşehir Belediye Başkan Yardımcısı bir yetkiliyi gördük. Ona da derdimizi sözlü olarak ilettik. Şaşırdılar, ‘bir an önce çözmemiz gerekiyor’ dediler. Aradan kaç ay geçti hala bir eylem yok. Tekrardan yaklaşık 10 dilekçeyi İZSU’ya ilettik. Komşular bireysel olarak CİMER şikayetlerinde bulundu. CİMER şikayetinin ardından yetkililer yeniden alana geldi, inceledi. Tüm bunlara rağmen yıllardır çözüm sunulmuyor… Kurulduğu ilk yıllar balık tutulup yüzülen köyden, kanalizasyon atıklarının aktığı dereye! Şu an iyi zamanlarımız. 2 hafta sonra bu dere tamamen kuruyacak, işkencemiz o zaman başlayacak. Sadece evlerden gelen atıklar bu dereden akacak. Ayrıca dereye yalnız dere kenarındaki evlerin değil, Aşağıkızılca’nın üçte birinin kanalizasyon atıkları da akıyor. Ancak yukarıdaki evler bundan bizim kadar etkilenmiyor. Madem köy statüsünden çıkardınız, mahalle yaptınız öyleyse bir mahalleye yaraşır hizmetler sunun. Ben öğretmenim, nasıl ki zamanında okula gidip, dersime giriyorsam, bir lütuf olarak görmüyorsam İZSU da görevini yapmalı!” ifadelerine dikkat çekti. 

LAĞIM FARESİ, SIÇANLAR, YILANLAR CİRİT ATIYOR

Derenin ıslah edilmesi için belediyeye defalarca dilekçe ilettiklerini kaydeden köy sakinlerinden Gülizar Zorlu, “Ancak bir türlü dere ıslah edilmiyor, kanalizasyon sorununa çare bulunmuyor. Lağım faresi, sıçanlar, yılanlar çevremizde cirit atıyor. Derenin temizlenmesini istiyoruz. Bir vatandaş olarak en doğal hakkımız. Şu güzelim manzaranın, doğanın içerisinde bağımızda, bahçemizde oturamıyoruz. Yazın evlerimize hapsoluyoruz. Kapılarımızı, pencerelerimizi kapatmak zorunda kalıyoruz. Sinek ısırıkları vücudumuzu, psikolojimizi mahvetti. Kaşıntıdan, yaradan duramıyoruz. Her tarafımız kan içinde kalıyor. Çocuklarımın bedeninde kanlı kanlı sinek ısırıkları var. Bu sinekler hastalık da bulaştırıyor. İnsanların başına bir iş geldiği zaman mı yardıma koşacaklar? Ki bu yardım dahi değil, belediyenin zaten yapmak zorunda olduğu işler. Belediyeye şikayette bulunduğumuz zaman ‘Bir sene bize süre verin, bir sene içerisinde çözülecek’ dediler, ancak hiçbir çalışma yapılmadı. Sinek ısırıkları iltihaba yol açıyor. Yaklaşık 2 senedir daha da vahim bir hal aldı. Evim dereye çok yakın. Kokudan, pislikten en çok etkilenen vatandaşlardan biriyim. Bir an önce derenin ıslah edilmesini, kanalizasyonlara çare bulunmasını istiyorum” dedi.

 SİNEK ISIRIKLARINA BAĞLI YARALAR

8 yıldır mahallede ikamet ettiğini aktaran Birsen Adeka da “Çok güzel bir doğanın içinde yaşam sürüyoruz. Fakat ben de dahil olmak üzere tüm komşularımız ciddi alt yapı sorunları ile karşı karşıya. Öncelikle yaşadığımız yerlerde kanalizasyon hatları yok! Gerek CİMER yoluyla gerek dilekçe yoluyla gerek bizzat giderek gerekse de sosyal medya yoluyla yetkili mercilere sorunumuzu defalarca ilettik. Fakat her defasında bize olumsuz geri dönüşler yapıldı. Ya ‘müteahhidi yok’ ya ‘ödenek yok’ ya da ‘yapılacak’ denildi. Geçersiz mazeretlerle bu durum her geçen gün daha da kangrenleşti, biraz daha ötelendi. Biz bütün yıl boyunca burada çok ağır koku ve sineğe maruz kaldık. Çocuklarımızın hepsi okul çağında. Zaten okudukları okulun arka kısmında da dere yatağı bulunuyor. Keza oyun oynadıkları köy meydanından da dere geçiyor. Sağımız solumuz dere… Evde pis koku, okulda pis koku, oyun alanlarında pis koku! Yaklaşık 10 hanenin kanalizasyon borusu açık bir şekilde görünüyor, atıklar doğrudan dereye akıyor. Hem çevre hem insan hem de hayvan sağlığı ciddi bir tehdit altında. Halk olarak mücadele etmeye çalışıyoruz, kimin yetkisi var ise bir an önce el atsın istiyoruz. Bahar geldiği için, havalar ısındığı için sevinemiyoruz. Çünkü sinek ve koku yüzünden pencere, kapı açamıyoruz. Bahçemizde, çardağımızda, balkonumuzda oturamıyoruz. Bütün pencerelerde sineklik olmasına rağmen vücudumuzda bütün yaz geçmeyecek sinek ısırıklarına bağlı yaralar mevcut. Sadece ben değil, diğer komşularımız da aynı durumdan muzdarip. 2025 yılının güzel İzmir’ine hiçbir şekilde yakışmayan bir yüz karası” sözlerine dikkat çekti.

 BAĞIŞ YA DA SADAKA İSTEMİYORUZ

25 yıldır Aşağıkızılca’da ikamet eden Tekin Aygen ise şu sözleri kullandı: “25 yıldır bu sorunu dile getirmediğimiz muhtar, belediye başkanı kalmadı. Seçim zamanı önümüzde el pençe olanları şimdi göremiyoruz. Bizi buna 25 yıldır mahkum etmenin nasıl bir açıklaması olabilir? Seçim zamanı dere sorununu çözeceğini söyleyenler şu an nerede? Çok utanç verici. Biz her gün bu kokuyu, bu pisliği, bu sinekleri çekmek zorunda kalıyoruz. 25 yıldır gitmediğimiz, başvurmadığımız kurum, insan kalmadı? Faturalara vergisini yansıttıkları atık bedeli bizim çilemiz oluyor. Hangi vicdan ile görmezden gelebiliyorlar? Yılda bir kez kepçe ile gelip temizlik yapmakla sorunumuzu çözdüklerini sanıyorlar. Dereye cephesi bulunan yaklaşık 60-70 hane var. Bu aileler yıllardır pis bir koku çekiyor. Biz unutulmaktan yorulduk artık. Bu yol değil ki yapalım, geçelim. Bu toz değil ki yıkayalım, geçsin. Köyün ortasından geçen uzun bir dere. Kemalpaşa’nın en güzel ilçelerinden birindeyiz. Dört tarafımız yeşil. Buralar saklı cennet sayılır. Fakat saklı cennet pisliğe mahkum ediliyor. Şu dere nasıl reva görülür? Bir siyasetçinin sekreterini dahi görsek medet umduk, yakasına yapıştık. Aşağıkızılca’nın layık olduğu konuma gelmesini istiyorum. Biz bir bağış ya da sadaka istemiyoruz. Evimizin önünden geçen derenin ıslah edilmesini istiyoruz.” 

PANDEMİDEN KAÇIP SİVRİSİNEKLERE YAKALANDIK

5 yıldır Aşağıkızılca Mahallesi’nde ikamet eden Arzu Açar da “Pandemi dönemi Karşıyaka’dan ayrılıp Kemalpaşa’ya yerleştim. Çok güzel bir evimiz ve bahçemiz var. Fakat bu dere ve kanalizasyon yüzünden yaşam alanlarımızda oturamıyoruz. Mahallemizde çok güzel, memnunuz fakat kanalizasyon elimiz, kolumuzu bağladı. Yaz geldi mi kâbusumuz başlıyor. ‘Eyvah’ diyoruz. Bir misafir geldi mi evde ağırlamaya utanıyoruz. Pandemiden kaçıp sivrisineklere yakalandık. Böyle bir sorunun yaşandığını bilseydik köyü tercih etmezdik… Bir köpeğim var, köpeğimi kanalizasyonda bulunan bir sivrisinek türü ısırdı. O sinekten köpeğime leishmania hastalığı bulaştı. Aşısı olmasına rağmen köpeğimin vücudunda, gözünde yaralar çıkmaya başladı. Ölme noktasına geldi, çok zor kurtardık. Ve ömür boyunca da bu yaraları hafif olsa da taşıyacakmış. Veteriner, ‘bu sinek sizi ısırırsa aynı rahatsızlıklar sizde de söz konusu’ dedi. O günden beri güzelim bahçemizde oturmaya korkuyoruz. Bir derenin ıslahı bu kadar zor olmamalı. İzmir merkeze oldukça yakın Kemalpaşa’ya belediyenin bu kadar duyarsız olmaması lazım. Tüm canlıların sağlığı için yetkilileri göreve davet ediyorum” dedi.

NEREYE BAŞVURACAĞIMIZI ŞAŞIRDIK

“Koku bir yana dere taşıyor. Topraklarımıza, mahsullerimize zarar veriyor” diyen Ayten Özyüksel de “Bahçem derenin hemen dibinde. Yetiştirdiğim rokalar, domatesler hastalıklı. Yetiştirdiğimiz sebze meyveyi yemeye korkuyoruz. Ağır hasta bir eşim var, yazın bahçeye çıkarmak istesem kokudan daha çok zarar görüyor. 50 senedir bu köydeyim, 17 yaşında köye gelin geldim. Geldiğim günden beridir de dereyle uğraşıyorum. Yapılsın bir an önce. Çok mu şey istiyoruz? Gelip bakıp gidiyorlar. Herhalde bizimle dalga geçiyorlar. Nereye başvuracağımızı da şaşırdık. Son çare basın oldu” eleştirisinde bulundu. 
Derenin senelerdir pislik içinde olduğunu vurgulayan Adnan İşlekler de açıklamasına şöyle devam etti: “2000 senesinden beri burada ikamet ediyorum, o günden bu yana değişen hiçbir şey yok. Müracaatlarımıza ses verilmiyor. Koskoca belediyenin bir dere ıslahına gücü yetmiyor mu? Haziran, temmuz aylarında sivrisinekten duramıyoruz. Bahçeye diktiğimiz üründen de verim alamıyoruz. Koca şehirler kuruluyor, bir dere mi zor geldi? Makamlarından kalkıp da bir inceleme yapmaya gelsinler.”