Sayfa Yükleniyor...
SGK muayene katkı paylarına yüzde 542 zam yapıldı. 7 TL olan muayene ücreti 45 TL’ye yükseldi. SES İzmir 2 Nolu Şube Başkanı Edge Gürkan, işçiye yüzde 30 zam yapılırken katkı paylarına yüzde 542 zam yapılmasına tepki gösterdi.
SEMİ TEKTAŞ-ÖZEL HABER - Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK), hekim ve diş hekimi muayene katkı paylarına zam yaptı. Yeni zam tarifesine göre; Sağlık Bakanlığı’na bağlı 2. basamak devlet hastanelerinde 6 TL olan katılım payı yüzde 233 artışla 20 TL’ye, Sağlık Bakanlığı’na bağlı eğitim araştırma hastaneleri ile bu hastanelere bağlı semt poliklinikleri ve şehir hastanelerinde 7 TL olan katılım payı yüzde 542 artışla 45 TL’ye, tıp fakültesi hastaneleri, diş hekimliği fakültesi hastanelerinde 8 TL olan katılım payı yüzde 462 artışla 45TL’ye, özel hastanelerde ise 15 TL olan katılım payı yüzde 233 artışla 50 TL’ye yükseltildi. Sağlık hizmetlerinin ücretsiz olması gerektiği Türkiye’de uygulanan bu zamların, sağlık sisteminin özelleştirilmesine yönelik uygulanan hamleler olduğu eleştirisi yapılıyor. Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES) Genel Merkezi tarafından yapılan açıklamada, asgari ücrete yüzde 30, kamu emekçisine yüzde 11,55 zam verildiği belirtilirken hekimler ile halkın karşı karşıya getirildiği ifade edildi. SES İzmir 2 Nolu Şube Başkanı Başak Ege Gürkan da sağlıkta piyasalaşma eleştirisinde bulunarak, “Sağlık hizmetleriyle yurttaşlarımıza açıkça paran kadar sağlık denmektedir” diye konuştu.
Katkı payları nedeniyle eczane emekçileri ile halkın karşı karşıya kalacağını dile getiren Edge Gürkan, “İyiden iyiye ekonomik dar boğazda olan, ücret zamlarının en düşük orandan verildiği, alım gücünün günden güne azaldığı, tüm toplumun barınma, sağlık beslenme vb. zorunlu ihtiyaçlarının bile neredeyse lüks sınıfına girdiği ekonomik koşullarda, her gün yeni bir vergi yüküyle karşı karşıya yaşamaya çabalarken üstüne katkı ve katılım paylarına gelen bu astronomik zamlar kabul edilebilir değildir. Hastanelere başvurularda hiçbir ücret ödemeyen yurttaşlarımız ilk reçete yazıldığında eczanede katkı ve katılım payı ile karşılaşacak olup bu eczane emekçileri ile halkımızı karşı karşıya getirecektir. Tedavi için gereken ilaca erişim için yüksek meblağlar ile karşılaşacak günden güne yoksullaşmış yurttaşlarımız bu sefer neyinden vazgeçerek ilacına ulaşacak ya da ödeme gücü olmayan yurttaşlarımız tedaviye erişemeyecek. Bunun sonucu olarak tedaviye ulaşamayan yurttaşlarımız açısından ağır ve yaşamak istemeyeceğimiz acı bedellerinin olacağı aşikardır. Kar üzerine kurulmuş böyle bir sistem sağlık değil ölüm getirir. İktidar sağlık hizmetlerinde yılardır uyguladığı politikayla cepten ödemeleri günden güne artırmıştır ancak yoksul yurttaşlarımızın artık ceplerinde ödeyecek tek kuruşu kalmamıştır. Yoksulluk tek başına kendisi bir sağlıksızlık sebebiyken yoksul halkımıza böyle bir şey reva görülemez” dedi.
Sağlık sistemindeki piyasalaşmaya tepki gösteren Edge Gürkan, “İktidar Sağlıkta Dönüşüm Programı’nın hayata geçirdiğinden bu yana özellikle sağlıkta devrim yaptıklarını, sağlık hizmetlerinde ne kadar ilerleme kaydettiğinden, sağlık hizmetlerinin sayelerinde ulaşılabilir olduğundan dem vururken elbette bizler böyle olmadığını biliyorduk ve 2000’li yılların başından bu tarafa bu dönüşüm programının sağlıkta piyasalaşmayı getireceğini ve bunun sonuçlarının da yurttaşlarımızın sağlık hizmetine erişimi açısından ağır olacağını söylüyorduk. Bugün geldiğimiz noktada iktidarın sağlıkta başarıdan kastettiğinin başvuru sayılarının yüksekliği olduğu sayın bakanın kendi ağzından ifade edilmiştir. Bu bir başarı kıstası değil aksine toplumun günden güne daha fazla hasta edildiği gerçeğinden başka bir şey değildir. Sağlık hizmetlerinde katkı ya da katılım payı olması kabul edilebilir değildir, iyiden iyiye piyasa koşullarının insafına bırakılmış sağlık hizmetleriyle yurttaşlarımıza açıkça paran kadar sağlık denmektedir. Katkı ve katılım paylarına yapılan zamlardan değil bu uygulamanın kendisinden derhal vazgeçilmelidir. Kışkırtılmış sağlık talebi iktidarın kendi eseri olup çözümü de parası olmayanın sağlık hizmeti alamaması değil gerçekten iyi organize edilmiş, odağı yurttaşlarımızın sağlığı olan ve tamamen kamu eliyle verilecek bir sağlık sistemidir” diyerek sözlerini tamamladı.
Muayene ücretlerine yapılan zamların sosyal devlet ilkesi ile bağdaşmadığının altını çizen, CHP İzmir İl Başkan Yardımcısı Asena Karcıer, “Yerel yönetimler ve basını baskıyla yönetmeye çalışan AK Parti iktidarı, bir yandan da sağlık hizmetlerini adım adım paralı hale getirmeye devam ediyor. Öyle ki, TBMM’de kabul edilen son düzenlemeyle birlikte muayene katkı paylarının kat ve kat artırılmasına neden olan bu iktidar zihniyeti, yurttaşımızın sırtına yeni bir yük daha bindirmiştir. Bugün, ekonomik krizle boğuşan milyonlarca yurttaşımız için sağlık hizmetlerine erişim zaten zorlaşmışken, bu zammın kabul edilir bir yanı olmadığı gibi sosyal devlet anlayışına da aykırıdır. Cumhuriyet Halk Partisi olarak bizler, sağlığın temel bir insan hakkı olduğuna inanıyoruz. Yurttaşın en temel ihtiyaçlarından biri olan sağlık hizmetlerine erişim, parayla ölçülemez, ölçülmemelidir. Sosyal devletin görevi, vatandaşlarını müşteri olarak görmek değil, onlara ücretsiz, nitelikli ve erişilebilir bir sağlık hizmeti sunmaktır. Hele ki, kamuoyunun ‘Yeni Doğan Çetesi’ olarak tanıdığı suç örgütünün sağlıktaki ücret açığından yararlanarak kıydığı minicik yavrularımızın acısı hala yüreğimizdeyken sağlığı ticaret alanı olarak görmeye devam etmek, aynı zamanda yurttaşı tehlikeye atmayı da sürdürmektir” dedi.
Sağlık gibi temel bir hakkın ticarileşmesinin endişe verici olduğunu dile getiren bir vatandaş, “Türkiye’de birçok sektörde maliyetler oldukça yüksek. Ancak, sağlık sektörünün bu kadar ticarileşmesi endişe verici bir durum. Vatandaşların çoğunluğu geçimini zor sağlarken, şimdi bir de tedavi olabilmek için yüksek muayene ve tedavi ücreti ödemek zorunda kalıyor. Özellikle kronik hastalığı olan ve düzenli kontroller yaptırmak zorunda olan bireyler için bu durum büyük bir yük oluşturuyor. Devlet hastanelerinde dahi ek ücretler, katkı payları ve uzun randevu süreleri hastaların sağlık hizmetlerine erişimini zorlaştırıyor. Özel hastanelerde ise ücretler giderek artarken, dar gelirli vatandaşlar için kaliteli sağlık hizmetine ulaşmak neredeyse imkânsız hale geliyor. Sağlık gibi temel bir hakkın, mali kazanç odaklı bir sektöre dönüşmesi, toplumun büyük bir kesimini mağdur ediyor. En azından barınma, yeme ve içme gibi temel ihtiyacımız olan sağlık hizmetleri ücretsiz olmalıdır” diye konuştu.
İstenilen farklar ile mutfak alışverişi yapabileceğini söyleyen başka bir vatandaş ise, “Doktor bir reçete yazıyor eczaneye gidiyoruz dünyanın parasını istiyorlar bizden. Devlet karşılamıyor mu diye soruyorum ‘Karşılıyor ama bu tutar fark olarak çıkıyor’ diyorlar eczaneden. İlacın çeşidine ve miktarına göre 100-150 farklar çıkıyor madem bu kadar para vereceğiz niye maaşımdan kesinti yapılıyor? Ücretsiz tedavi olamayacaksak maaşımı tam versinler. Kolay mı kazanılıyor bu kadar para? Devlet hastanesinde ve sağlık ocaklarında hizmet durumu zaten malum hastane randevusu zor buluyoruz güç bela doktora derdimizi anlatıyoruz tedavi için reçete yazıyor bir de üstüne para isteniyor bizden. İstenilen o farklarla mutfak alışverişi yaparım ben çocuğumun önüne fazladan bir çeşit daha yemek koyarım” ifadelerini kullandı.
HABER MERKEZİ