Nihat Yurdakul’dan Büyükşehir’e gözdağı: “Bir dahaki gelişim farklı olacak!”
İzmir Büyükşehir Belediyesi iştiraklerinde yaşanan işten çıkarmalara tepki gösteren Belediye İş Sendikası Genel Başkanı Nihat Yurdakul, “Bir daha buraya ben geldiğimde daha farklı olacak” dedi.
HAYRİYE GÜLPERİ TİBİN İzmir Büyükşehir Belediyesi iştirakleri İZBETON, İZDOĞA ve İZENERJİ’de yaşanan işçi krizi devam ediyor. Son olarak, Belediye İş Sendikası’na bağlı olan ve işten çıkarılacağı açıklanan bin 30 işçiden 400’ü işten çıkarıldı. Yaşananlar üzerine sendika, Egemenlik Binası önünde eylem başlattı. 9 gündür devam eden eylemlere, bugün Belediye İş Genel Başkanı Nihat Yurdakul da katıldı. Burada işçilere destek olan Yurdakul, yaşananlara ilişkin açıklamasında, “Bugüne kadar başkan ve yanındakiler çok şey söyledi. Biz de bir üslup içinde derdimizi anlatmaya çalıştık ama hiçbir zaman bize yakışan tavrı bozmadım. Ama doğruları söyledik diye de kimse bizi itham etmesin. Ben doğrular yanlışlar diyorum ama yarın buraya geldiğimde daha başka konuşacağım. Benim temsil ettiğim ilçe arkadaşlarım temsilci arkadaşlarım davalarına sahip çıktığı sürece ben onları bırakmam. Bırakan namerttir” ifadelerine yer verdi.

YEREL SEÇİM ÖNCESİ SÜRECİ ANLATTI
Yurdakul, yerel seçimlere 5 gün kala imzalanan, tartışmalara ve işten çıkarmalara neden olan TİS süreciyle ilgili de konuştu. Sendikaya karşı kullanılan “fırsatçılık” sıfatını kabul etmediklerini belirten Yurdakul, süreci şöyle anlattı: “Öncelikle 31 Mart seçimlerinden 5 gün önce biz TİS imzalamışız, bu bir fırsatçılıktır. Böyle bir şey yok. Birçok yerde bunlar önümüze geldi, biz emek örgütüyüz dedik. Demokratik hakkımızı her zaman kullandık. 31 Mart seçimlerine kısa bir süre kala biz getirmedik, bunlar yasal süreler. İstenirse bu toplu sözleşme 1 haftada işveren iyi niyetli olursa 1 günde biter. Yapacağımız iş neydi ya toplu sözleşme imzalayacağız ya yetkiyi düşüreceğiz ya da greve çıkacağız. Cemil Başkan bunu duyduğunda, masa dağılmıştı o zaman, SODEMSEN yetkililerine şunu söyledi; masayı kurun bu sözleşmeyi bitirin. Bunu mensup olduğu partideki herkes biliyor. Sizin durumunuz iyi olabilir, gözümüz yok ama bizim ekmeğe ihtiyacımız var. En düşük ücret 80 bin küsürmüş. Böyle bir şey yok. Bordrolar burada. Eylülde 132 bin küsür olurmuş. Eylülde de zam var evet. TİS’te imzaladığınız zam 6 aylık enflasyon. Velev ki 80 olsa, 130’a nasıl çıkıyor ki bu? Peki şu an da 80, Eylül’de 130 diyelim, gelin bize 90 verin başkan ona imzalamayalım dedim. 42’si sizin olsun. Bunda da yoklar. Manipüle ediyorlar. Halkla bizi karşı karşıya getirmeye çalışıyorlar.”

PİSLİKTE ÇALIŞIYOR BU İNSANLAR
Yurdakul, verilen ikramiyelerin de maaş hesaplamasına dahil edildiğini belirterek şunları kaydetti: “Bizim esas hakkımız ondan da fazla ama almıyoruz, aldığımız maaş 52 – 53 bin lira. Bir gün gelecek onları da alacağız. Cemil Başkan ve yanındakiler şunu söylüyor, bunda mesai yapıyorlar. Yaptırma o zaman. Pazartesi günü çocuklarıyla dere kenarına gitsin bayramda ailesinin yanında dursun. Derede, pislikte çalışıyor bu insanlar. İkramiye alıyorlar diyor. Sayın başkanım, böyle giderse bu iş hiçbirinize yaramayacak. Üzüleceğini de bugün üzüldüğünü de biliyorum ama yanlıştan dönmek lazım. Sen en düşük maaş 80 bin lira nasıl diyorsun? Emekli maaşı kaç lira? En düşük 16 bin 500 lira. Peki bunlara ikramiye var mı var. Ben diyorum ki en düşük emekli maaşı 16 bin 500, başkan da diyor ki en düşük emekli maaşı 20 bin 500. Hangisi doğru? O 4 bin lira ikramiye kardeşim. Bizim aylık en düşük maaşımız 55 bin lira. Öğrenim parasını katıyorlar bu işe. Önemli olan maaş. Yani arkadaşlarımızın hesabına yatan para. Başkan dese ki, 80 bin lira belediyeye maaliyeti, başkana eyvallah derim. Ben de şunu söylüyorum bu vergi adaletsizliğinde en büyük yük çalışanların üzerinde zaten. Buna karşı da mücadele veriyoruz. Vergi yoluyla kesilip başkalarının cebine giden parayı biz alıyoruz gibi gösteriyorlar, böyle bir şey yok.”

BU İNSANLARDAN BİZ SORUMLUYUZ
Yaşananlardan sendikanın sorumlu tutulmasını da eleştiren Yurdakul, “Sendika baş sorumlu diyorlar, kabul ediyorum. Bu insanlardan da ailelerinden biz sorumluyuz. Haklarını savunurum, her türlü sorumluluğu da üstlenirim” dedi. Yurdakul, konuşmasına şöyle devam etti: “Diyor ki Sendika adım atmak zorunda. Bu tehditvari bir şey. Başkanın böyle konuşmaması lazım. Şahsımla ilgili de çalışanlarla ilgili de. Koca Türkiye’nin gözbebeği İzmir’i yöneten bir siyasetçi böyle konuşmamalı, yakışmıyor. Hele de sosyal demokrat bir partinin belediye başkanı, çalışandan yanayım diyen bir siyasi düşüncenin belediye başkanı bana demeli ki, sen yeterince bu insanların hakkını savunamıyorsun. Bir sosyal demokrat belediye başkanı bunu demeli. Bir belediye başkanı beni arkadaşlarımın hakkını savunuyorum diye itham edemez, etse de vız gelir bana. Yöneticiler kendi iktidarlarını düşünüyor diyor. Yani beni ya da arkadaşlarımı kastediyor. Sayın Başkan bir sorun soruşturun, atıp tutmayın. Biz gece gündüz dışarıdayız, koltuk sevdalısı da değiliz. Ben en genç dönemde bunları düşünmedim ki şimdi düşüneyim. Hep söyledim Allah bana öyle bir şey göstermesin, gösterecekse de canımı alsın.”
BAŞKAN BU İŞLERDEN BİHABER
Yurdakul, açıklamasına şöyle devam etti: “Diyor ki ben sandık kurun dedim kurmadılar. Başkan bihaber bu işten. Emeği savunan bir sendikaya bir belediye başkanı, siz emekçilerin ve çocuklarının ücretlerinden aşağıya düşürün diye sandık kurun diyor. Bunun ne demek olduğunu bilmiyor mu? Bir düşünün, sendikaya diyor ki temsil ettiğine ihanet et. Diyor ki arkadaşların aldığı ücreti düşürmek için sandık kur. Elimi kırarım o sandığı kurmam. Arkadaşlarımın hakkından geri dönmek için sandık kur diyor, elimi kırarım sandık kurmam. Dünyada var mı böyle primler diyor. Gelin iki primin adını değiştirelim biri Tugay primi diğeri okuyan primi olsun bitsin. Bunun için bu zulüm, bu haksızlık yapılır mı? Ben sayın başkana, Sayın başkan mersin Büyükşehir Belediye başkanı TBB başkanvekili seçildi. Adana mitinginde Sayın başkan şunu söyledi. CHP’li belediye başkanları çalışanların çocuklarının kendi çoğu gibi görür. Mersin’e sesleniyorum, satın İzmir büyükşehir belediye başkanı da bu kategorinin içinde mi? Sayın başkanım siz seçilmiş belediye başkanısınız, size saygılıyım ama haksızlığa karşı da sonuna kadar bu mücadeleyi veririm.”
TİS BU İŞÇİLERİN ANAYASASI
Son olarak imzalanan anlaşmadan vazgeçmeyeceklerini belirten Yurdakul, konuşmasını şöyle tamamladı: “Ben İzmir büyükşehirde çok başkanlarla çalıştım. Çakmur’dan alın da Piriştina kadar. Bu iki prim Piriştina zamanında TİS’e madde olarak girmiş. 2024’ün martında değil. Neyi bahane ediyorsun? Sayın Başkan ne belediye iş benim mülkün ne de İzmir büyükşehir sizin mülkünüz. Bu çalışanlar da sizin malınız değil. Bir basın emekçisi arkadaşıma yanlışını düzeltmek istiyorum. Sendika ile Tugay arasında yol katedilmiştir diyor. Sanırım şube başkanlarını kastetti. Öyle bir şey oldu evet, biz bir adım attık. Teklifi yapan kendisiydi ama kendi vazgeçti. Bunu herkes Ömer Eşki'ye sorabilir. Basın, kendisine gelen haberleri alıyor yayınlıyor, sendika başkanı masayı devirdi diyor. FETÖ’den kalma şeyler bunlar. Nasıl yazıyorsunuz, insanın az vicdanı sızlar. Sayın Başkan, bu insanlar için dalga geçer gibi konuşuyorsunuz. Bu insanlar dertlerini anlatmaya çalışıyorlar. Bu burada bitmeyecek, devam edecek. Bu sürecekse ben kıyamete kadar varım. Bir daha buraya ben geldiğimde daha farklı olacak. Ben bu arkadaşlarımın alın teri için özür de dilerim. Ama artık yeter, ekmek bu sayın başkan ekmek. Siz aç kalmamışsınız, nedir bilmiyorsunuz. Açlık kötü şeydir. Kimseyi açlıkla terbiye etmeye kalkmayın. Bu işi bitirelim. Şurada az bir zaman kaldı, 6 ay sonra bakanlıktan vekil gelecek orada ne söylerseniz söyleyin. O zaman kabul etmeyin, değiştirin. Şimdi ne istiyorsunuz? 1 buçuk yıl bitmiş, bu sözleşme yürürlükte ve vazgeçin diyorsunuz. Olacak iş mi? Öyle bir kapıyı açıyorsunuz ki... TİS bu işçilerin anayasası. Eğer biz bunu bir kere deldirirsek TİS özerkliği hiç kalmayacak. Biz buna alet olmayacağız.”