- İzmir
- 26.11.2025 19:50
Öğmen'den, Büyükşehire barınak tepkisi; "8 aydır net bilgili alamadık"
İzmir Büyükşehir Belediyesi'nde sokak hayvanları için planlanan barınak projelerinin 8 aydır netleşmediğini belitten Ali Osman Öğmen, belediye bünyesindeki kopuklukları ve eksik yatırımları eleştirerek, hayvanların yaşam hakkının korunması gerektiğini vurguladı
- Oluşturulma Tarihi :
- Güncelleme Tarihi :
- Kaynak : HABER MERKEZİ
KEMAL ÖZKURT
İzmir Ticaret Odası (İZTO) Süs Bitkileri, Peyzaj ve Ev Hayvanları Komitesi Başkanı Ali Osman Öğmen, İzmir’de sokak hayvanları için planlanan barınak projelerinin hâlâ netleşmediğini belirterek eleştiride bulundu. İzmir Büyükşehir Belediyesi'nin barınak projelerinin hâlâ netleşmediğini ve belediye bünyesinde kopukluklar olduğunu söyleyen Öğmen, "Komite olarak yönetim kurulumuza ve başkanımıza gidip geliyoruz. Ancak bir şeyi ifade etmek zorundayım: Sekiz ay oldu, İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin barınakla ilgili proje ve çalışma maliyetleri hakkında hâlâ net bir bilgi alamadık. Arada kopukluklar var. Belediyenin kendi iç birimlerinde de kopukluklar var" dedi.
İNSANİ DEĞERLERİNİZ YOKSA HİÇBİR ŞEYSİNİZ
Ankara, İstanbul ve Afyon Valiliği’nin sokak hayvanlarının beslenmesinin yasaklanmasına yönelik aldığı kararı eleştiren Öğmen, "Bazen kanunlar çıkarken detaylı bir çalışma yapılmadığı için uygulamada başarıya ulaşamadığını hep beraber görüyoruz. Alkışladığımız birçok kanunun eksikliklerini daha sonra görebiliyoruz. Ama kanun çıktıktan sonraki süreçte birçok ilde sokak hayvanlarının toplanıp adeta Nazi kampı gibi barınaklarda öldürüldüğünü okudunuz, izlediniz, takip ettiniz. Bu haberler biraz da kamu kurumunun görevinde olan insanların vicdani, ahlaki ve insani değerleriyle ilgiliydi. Demek ki insanları bazen kanunla yönetemiyorsunuz. Bu yasaklarla ilgili konunun net bir şekilde açıklanması lazım. Kanun çıktı ama kanunla yönetmelik arasında bir kopukluk var. Uygulama yönetmeliği daha sonra Aralık’ta çıktı. Kanun Ağustos başında yürürlüğe girdi. Ancak kanunda bir madde var; 31 Aralık 2028’e kadar barınaklar, hayvanların doğal yaşam kampüsleri şeklinde yapılmak zorunda. Belediyeler bütçelerinin binde beşini (1000/5) bu amaçla ayırmak zorunda. Biz “Komşusu açken tok yatan bizden değildir” hadisini kabul gören insanlarız. Hangi dinden olursanız olun; isterseniz deist olun. Ama vicdanınız, ahlakınız ve insani değerleriniz yoksa bence hiçbir şeysiniz" dedi.

BÜYÜKŞEHİRİ 8 AYDIR BEKLİYORUZ
İzmir Büyükşehir Belediyesi'nin barınak projelerinin hâlâ netleşmediğini ve belediye bünyesinde kopukluklar olduğunu söyleyen Öğmen, "Büyükşehir Belediyesi’nin 2026 bütçesinin 110 milyar lira olduğu yazıldı. Binde beşi ne yapıyor? 500–550 milyon lira civarında bir rakam. Önümüzdeki dönemde yatırım yapabilecekler. Bunu neden söylüyorum? Çünkü o günden bu yana Komite olarak yönetim kurulumuza ve başkanımıza gidip geliyoruz. Ancak bir şeyi ifade etmek zorundayım: doğruya doğru, yanlışa yanlış demeliyiz. Kim yaparsa yapsın. Sekiz ay oldu, İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin barınakla ilgili proje ve çalışma maliyetleri hakkında hâlâ net bir bilgi alamadık. Arada kopukluklar var. Belediyenin kendi iç birimlerinde de kopukluklar var. Barınak kurmanın zorluğunu yerinde gördükçe daha net anladım. Arazi temini çok zor. Yer yok. Barınak kurarken su kaynaklarına, ibadethane, okul, yerleşim alanlarına mesafe gibi kriterler var. Uluslararası maddeler de mevcut. Kiraz’da şu anda bir çalışma yapılıyor. Oda olarak da Başkanımız, “Proje ve maliyet gelsin, desteğimizi verelim” dedi. Biz de aynı şekilde söylüyoruz. Projeyi ve maliyeti bekliyoruz. Gaziemir’de de bir alan tahsis edilmiş. Bu arada en iyi çalışan il Gaziemir; onu da belirtmek isterim. Hayvan Koruma Kurulu, Vali başkanlığında üç ayda bir toplanıyor. Sayın Valimiz de bu konuda destek veriyor, ilgili birimlerle çalışmalar yürütüyor" diye konuştu.
BUNU YAPANLARA CEZA KESİLMELİ
Valilik yasaklarında belirtilmesi gerekenin sadece kuru mama ve su olması gerektiğini vurgulayan Öğmen, "Zaten çoğunuz iş yerlerinizde veya geçtiğiniz yerlerde kuru mama ve su koyuyorsunuz. Çevre kirliliği yaratma noktasında yemek artıklarını kaldırıma rastgele atmak yanlış. Bunu yapanlara ceza kesilmeli. Çünkü sinek, sivrisinek ve hijyen sorunları yaratıyor. Bu apayrı bir şey. Ama bunu sokak hayvanının anlayabilmesi mümkün değil. Deprem oluyor, devletimiz IBAN gönderiyor; meselenin özü dayanışma ve yardımdır. Bu hayvanları ben yaratmadım; Tanrı’nın bir amacı var. Bir köpeğin beş yavrusundan biri K9 oluyor, biri uyuşturucu bulmada eğitiliyor, biri fabrikada bekçi oluyor, iki tanesi sokakta kalıyor. O sokaktakinin suçu ne? Bizim görevimiz onların yaşam hakkını savunmak olmalı. Masa başında çıkarılan, uygulanamayan kanunlarla onların yaşam hakkını ellerinden almak değildir diye düşünüyorum. Biz laf olsun diye kanun ve yönetmelik çıkarmamalıyız. Hele ki çıkan yönetmelikler, kanunların üzerinde olmamalı. Allah’ın dilsiz melekleri diye tarif ettiğimiz canlıların yaşam hakkını savunmak, onları susuz ve aç gördüğümüzde mama ve su vermek vicdani olan herkesin kabul edeceği bir davranıştır. Ama bu yardımı yaparken hijyen kurallarına dikkat etmek gerektiğini özellikle belirtmek istiyorum" dedi.
Kaynak : HABER MERKEZİ