- İzmir
- 13.10.2025 22:59
Savcı mütalaasını açıkladı: Tutuklama halinin devamı talebi!
Kooperatif davasının ikinci duruşmasında savcı mütalaası açıklandı. Savcılık makamı, aralarında İzmir Büyükşehir Belediyesi eski Başkanı Tunç Soyer ve CHP İzmir İl Başkanı Şenol Aslanoğlu’nun da aralarında bulunduğu tutuklu sanıkların tutukluluğunun devamını istedi.
- Oluşturulma Tarihi :
- Güncelleme Tarihi :
- Kaynak : HABER MERKEZİ

GÜLPERİ TİBİN - MERVE AĞRIÇ / İzmir Büyükşehir Belediyesi iştiraklerinden İZBETON A.Ş.’ye yönelik düzenlenen ve kamuoyunda kooperatif davası olarak da bilinen davanın ikinci duruşması görülüyor. İzmir Büyükşehir Belediyesi eski Başkanı Tunç Soyer, CHP İzmir İl Başkanı Şenol Aslanoğlu ve İZBETON eski Genel Müdürü Heval Savaş Kaya’nın da aralarında bulunduğu sanıkların yargılandığı davanın ikinci duruşmasında savcı mütalaasını açıkladı.
AYŞE ARZU ÖZÇELİK HAKKINDA ZORLA GETİRME TALEBİ
Savcı mütalaasında İzmir Büyükşehir Belediyesi Kentsel Dönüşüm Daire İşleri Başkanı Ayşe Arzu Özçelik’in zorla getirilmesi talebi başkanlık makamına sunuldu.
TUTUKLULUK HALİNİN DEVAMI
Ayrıca mütalaada İzmir Büyükşehir Belediyesi eski Başkanı Tunç Soyer, CHP İzmir İl Başkanın Şenol Aslanoğlu, İZBETON eski Genel Müdürü Heval Savaş Kaya, İzmir Büyükşehir Belediyesi eski Genel Sekreteri Barış Karcı’nın da aralarında bulunduğu tutukluların, tutukluluk hallerinin devamı talep edildi.
Mütalaada, “Kuvvetli suç şüphesi bulunan soruşturma aşamasında tespit edilen bilirkişi raporu danıştay ve sayıştay raporu müşteki kararı anayasanın sanıkların sosyoekonomik seviyeleri, konumları itibariyle delilleri etkileme ihtimali, dosya kapsamında yok edilen etkileme ihtimalleri bilirkişi raporlarıyla, Mevcut gelir durumu itibariyle barış karcı, Heval Savaş Kaya, Tunç Soyer, Cihangir Lübiç ve Şenol Aslanoğlu’nun tutukluluk hallerinin devamına (…)” ifadelerine yer verildi.
KARCI: ALEYHİME BİR TESPİTTE BULUNULMAMIŞ
İzmir Büyükşehir Belediyesi Eski Genel Sekreteri Barış Karcı, “İddianamede sorumluluğumdan bahsedilen 2 konu var. Bilirkişi raporunda da hukuka uygun olduğu belirtilen bir karar. Diğer konu da genel müdür ve yardımcılarına verilen konu ile ilgili. Şirket sözleşmesinin 12. Ana maddesine göre belirtilen karar ile Türk Ticaret Kanunu’nunda ve şirket ana sözleşmesinin 12. Maddesine yer alan bir yönergeden bahsediyoruz. 1 Kasım 2014 tarihinde Ticaret Sicil Gazetesi’nde yayımlanan İzbeton sicil yönergesinden bahsediyoruz. Tek tutuklu bürokrat yönetim kurulu üyesi benim. 15 yönetim kurulu üyesi var. Yönetim kurulu kararına 9 kişi imza atmışız yine tek tutuklu yargılanan bürokrat benim. Ben bunu anlamıyorum. Diğer arkadaşımız da tutuksuz yargılanıyor. Ben eğer yaptığım bürokratik görevlerden ötürü yargılanıyor olsaydım danıştay kabul etmezdi. Bu nedenle ben bürokrat olarak değil yönetim kurulu üyesi olarak karşınızdayım. Danıştay kararlarında aleyhime bir tespitte bulunulmamış. İş ve işlemlerde şifai dahi olsa dahilim yöneliminde bir işleyiş yok. Herhangi bir kooperatif sözleşmesinde imzam da yok. Menfaat sağlamadığım da iddianame de tespit edilmiş. Yönetici olarak her zaman ilk kaygım her zaman kanun ve mevzuata uygun olması olmuştur. Toplantılara katıldım, atılan imzalara da yapılanlara da hep sahip çıkmaya çalıştım. Milyarlık bütçeler yöneten bir yönetici oldum. Nisan 2025’te de İzbeton yöneticiliğini bıraktım. 2 kızımla ilgileneyim derken gözaltına alındım. 105 gündür özgürlüğümden ve ailemden uzağım hem de hiç işlemediğim bir suçtan ötürü. Bulunduğum durum nedeniyle ücretim de kesiliyor. Bunları da değerlendirerek tutuksuz yargılanmak istiyorum ve beraatimi talep ediyorum” dedi.
LÜBİÇ: HATA YAPMIŞIZ ÖZÜR DİLERİZ
Savunmasını gerçekleştiren sanık İş insanı Cihangir Lübiç, “Bize 4-5 tane arsa sundular. Biz burayı seçtik. B Blok sadece bize ait. ‘Satış yaptılar’ diyorlar satış yapmadık. Kooperatif başkanı olarak sadece üye kaydettik. Anlamak istemiyorlar ya da benim dilim artık dönmüyor. Barış ve Halil Bey aynı şeyleri söyledi. Cumhuriyet Başsavcımız ‘deliller toplanmış ve tutanak altına alınmış’ diyor. Evet toplanmış. Ben kooperatif başkanıyım, biri üye biri yardımcı. Dellleri karartmadan söz ediliyor. Evrakları gönderdik zaten. Delilleri karartmam için vergi dairesi ve çevre il müdürlüğü sistemine girmem lazım. Yüklüyorlar ve o şekilde kalıyor. Mağdur diyorlar ayrılmak istemiyoruz diyorlar. Bu arsalara katma değer katmadık mı hiç? Oradaki arsayı para olarak satın alabilecek bir güç var mı? 300 üye ile 600 tane daire yapıyoruz. İzmir aşığı bir insanım burada açılış konuşmam da tekrarladım ben buraya taşın altına elimi değil gönlümü koydum. Orada bir ev 8 milyon TL. Zarar var evet biz de mağduruz. Dolar o gün 11-12 TL idi. Şu an 40 TL. Bunlar hiç mi düşünülmüyor? 8 milyonluk bir ev alacağız diyebilirler. İzmir’in çevresini değiştirelim dedik hata yapmışız özür dileriz. Beni isteseniz İzmir’in dışına kovsanız dahi gitmem. Gidecek bir yerim yok nereye kaçacağım. En ağır cezayı verin evden çıkmayayım ancak önümde bir bilgisayar açık olsun şirketi yöneteyim.” diye aktardı.
KAYA: İFADEMİZİ ALIN DEDİK ALMADILAR
Heval Savaş Kaya, “Dosyada menfaat elde etmedim. Bu konuda herkes hem fikir. İddianame ‘kamu zararı var’ diyor. Ancak biz bugün bununla ilgili hiçbir şey konuşmadık. İddianamede hiç olmayan herkesin kendince mağdur olduğunu dinledik. Hem fikirlik ve birliktelik yok. Kamu zararını konuşacaksak onu konuşalım. Kooperatiftekilerin mağduriyetini konuşacaksak o bu davanın konusu değil. Bugün bu saate kadar neyi dinledik ne yaşadık anlamadım. Zararları var mı yok mu tartışmıyorum. İddianamede böyle bir şey yok. Sözleşme feshedilmemiş, teminatlar bozulmamış anlamıyorum nasıl aynı şeyleri tekrar ediyoruz. İnanılmaz. Tapuların hepsi belediyenin üzerinde duruyor. Dosyada iddia edilen neyse onu cevaplayalım. İzbeton’un ihale yapması gerekiyor mu gerekmiyor mu? Ben artık bunları bırakıyorum. Mevzuatı tekrar tekrar hatırlatmak benim işim değil. İhaleyi yapmam için para lazım burada para yok mal var. Yasanın bize verdiği şeyi yapıyoruz. İmza meselesi yine konuşuluyor inanılmaz. İddianamede kapatılmış bir konu. Müteahhitlik belgesine ihtiyacımız da yok bu sözleşmeyi yapmamız için. İnşaatların gecikmesi temel mevzu. Açıkladık sözleşme yaptığımızda Büyükşehir belediyesi ile olan şeylerle ilgili tekrara girmiyorum. Türkiye’de bırakın kamuyu hiçbir özel sektörde bile inşaat zamanında tamamlanmıyor. Selçuk’a doğru gittiğinizde TOKİ’ler var. Defalarca ertelediler. Şehir hastanesi için de aynısı oldu. Dolandırıcılık yapıldı mı diyeceğiz? Kamudan ihale alan kim işini zamanına yapmış ki? Bunlar dolandırıcılık olamaz. Yaptığımız yanımıza kâr kalacak. Eğer bir emsal oluşursa hiç kimseye iş yaptıramayız. Bu emsaller bir hukuk haline gelir. Daha önce söyledik tüm bilançolar alanında uzman. Yoldan geçene genel kırıkları ibra ettirmedik. İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin Tunç Soyer gittikten sonra verdiği belgeleri savcılık iddia etti. Orada ne yazıyorsa o. Bizim sanıkları etkileme ihtimalimiz yok. 1 kişi bile adımı söylemedi. Biz nasıl bir şebekeyiz nasıl bir dolandırıcılık yapıyoruz? Bu kadar adam toplandık 2 emekli insanın parasının peşine mi düştük? Biz nasıl bir şebekeyiz? Birinin bunlara cevap vermesi lazım. Buradan çıkar çıkmaz 475 tane mağdurun peşine düşüp onları etkilemeye mi çalışacağız? Alelacele oluşturulmuş bir savcılık İddianamesi o kadar zorlama ki varsayımla ne zaman bir suç oluşmuş? Sosyoekonomik durumumuza göre kaçma ihtimalimiz var denildi. İşimizin gücümüzün iyi olması da bir problem demek ki. Defalarca savcılığa gittik ifademizi alın dedik almadılar. Soruşturmadan haberimiz vardı. İzbeton’un kapısından zaten geçemiyoruz bize düşmanlar. Neyi etkileyeceğiz? Tahliyemi talep ediyorum. Uygun göreceğiniz adli kontrol şartı ile de tahliyemi talep ediyorum.” sözlerine yer verdi.
Kaynak : HABER MERKEZİ