Sayfa Yükleniyor...
İzmirli binlerce kişi sokak hayvanlarının uyutulmasını protesto etmek için Cumhuriyet Meydanı’ndan Gündoğdu Meydanı’na yürüdü.
Türkiye’de hükümetin sokak hayvanları konusunda Hayvanları Koruma Kanunu’nda değişikliğe hazırlanması tartışmalara neden oldu. Hazırlanmakta olan yasa teklifinde, sokak köpeklerinin toplanıp barınaklara götürülmesi ve belirli bir süre için sahiplenilmemeleri durumunda uyutulmalarının öngörüldüğü öne sürülüyor.
Önümüzdeki günlerde Meclis’e gelmesi beklenen teklife, muhalefet partileri ve hayvan hakları savunucuları tepki gösteriyor. AK Parti’nin sahiplendirilmeyen sokak hayvanlarının uyutulacağını ön gören yasa tasarısı tartışmaları sürerken, İzmir’de yasaya karşı miting düzenlendi. DEM Parti İzmir Milletvekili İbrahim Akın, İzmir Barosu ile İzmirli Yaşam Hakları Savunucuları, Cumhuriyet Meydanı’ndan Gündoğdu Meydanı’na kadar yürüdü. Grup yürüyüşten sonra basın açıklaması gerçekleştirdi. İzmirli Yaşam Hakları Savunucuları adına metni okuyan Pınar Alpasil, “Tüm köpeklerin hapsedilmesi, sahiplenilmeyen köpeklerin öldürülmesi, bir hukuk devletinde asla meşru bir uygulama olarak gösterilemez” dedi.
Türkiye'nin birçok kentinde yasaya karşı ses yükseltildiğini söyleyen Alpasil, “Bugün; Cumhurbaşkanlığı, AK Parti, iktidarın küçük ortakları olan gerici siyasi partiler ve Tarım Bakanlığı tarafından öne sürülen “Tecrit ve katliam odaklı” yasa tasarısına karşı, sokakta yaşayan köpekleri, yani mahalle sakinlerimizi savunmak için buradayız, tek bedeniz. Ötenazi, uyutma, doğal yaşam alanı, Avrupa modeli” gibi yumuşatılmış ifadeler ile sokakta yaşayan köpeklerin ömür boyu hapsedilmesine ve öldürülmesine yönelik “etik dışı ve kanun dışı” uygulamaları protesto etmek, hayvanların yalnız olmadığını haykırmak için buradayız. Yüzyıllardır köpeklerle paylaştığımız bu sokaklarda, dostlarımızın yanındayız! Şu anda eşzamanlı olarak İstanbul ile birlikte Gaziantep, Eskişehir, Ereğli, Fethiye, Adana, Yalova, Uşak, Muğla, Mersin, Sivas, Muğla, Denizli, Ayvalık, Datça, Van, Aydın ve Antalya’da hayvan hakları savunucuları, tasarının geri çekilmesi için eylemleriyle toplumsal direnişin sesini ülke çapında yükseltiyor. AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Ömer Çelik’in gazetecilerle paylaştığı bilgiye göre; bahsi geçen düzenleme önümüzdeki birkaç hafta içinde, komisyon toplantıları sonrası oylanmak ve yasalaşmak üzere meclise sunulacak!” diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın geçtiğimiz günlerde ‘Hiç kimse bizim merhametimizi sorgulamasın, ders vermeye kalkmasın. Sokakta yaşayan köpekleri barınaklarda toplayacağız, hayvan severlerin hepsini sahiplenmesi halinde ‘Sonraki adıma (öldürmeye) gerek kalmayacak’ sözlerine tepki gösteren Alpasil, “Biz merhamet değil adalet istiyoruz. Tüm köpeklerin hapsedilmesi, sahiplenilmeyen köpeklerin öldürülmesi, bir hukuk devletinde asla meşru bir uygulama olarak gösterilemez. Bu merhamet anlayışına da, adalet anlayışına da sığmaz. Türkiye’de yıllardır sokakta yaşayan hayvanları yaşatmak için elini taşın altına asla koymayan devletin ve yerel yönetimlerin yapmadıklarını zaten hayvan severler ve hayvan hakkı savunucuları kısıtlı imkanlarıyla yapmaya çalışıyor. Biz elimizi taşın altına yıllardır koyuyoruz. Şimdi de barınaklara hapsedecekleri köpekleri zaten evleri ağzına kadar dolu olan hayvan severlerin kurtarmasını bekliyorlar. Bizler hayvanları kısırlaştırabilmek için uğraşıyoruz, aç kalmamaları için uğraşıyoruz. Devlet ne yapıyor, belediyelerin bütçelerini hayvanlara ayırmamasını adeta teşvik edercesine belediyeleri denetlemiyor. Köpeklerin sayısının bu kadar fazla olmasının nedeni bizler değiliz; 20 yıldır kısırlaştırma yapmayan, bakımevi kurmayan, denetlenmeyen belediyelerdir. Bu iktidarın hayvan düşmanı politikalarının bir sonucudur" diye konuştu.
“Artık yeter” diyen Alpasil, sokak hayvanları için taleplerini şöyle sıraladı;
“Hayvanlarla birlikte içine çekildiğimiz nefret örgütlenmesi yeni değil. 2000’li yılların ortalarından bu yana sokakta yaşayan hayvanları toplamak, hapsetmek ve öldürmek için hep aynı tehditle karşı karşıya bırakılıyoruz. Yıllardır ismini hak etmeyen 5199 sayılı Hayvanları Koruma Kanunu’nun “Kısırlaştır, aşılat, yerinde yaşat” ilkesini temel alan 6. Maddesini delmek isteyen Tarım ve Orman Bakanlığı’yla ve iktidar partisiyle -tabiri caizse- “daimi bir mücadele içindeyiz”. Hayvanları ve haklarını korumakla yükümlü olanlar, bizzat onları yok etmeye ve suç işlemeye devam ediyor! Halkın oylarıyla seçilmiş vekiller, bizzat bizi kutuplaştırmaya ve halkın hassas dengelerini bozmaya devam ediyor! Toplumsal huzura ve barışa zarar veren bu suni gündemleri ise; taraflı medya kuruluşlarını, yandaş gazetecileri ve parayla tutulmuş trol çetelerini devreye sokarak yapıyorlar. Bireysel silahlanmayı hedefleyen, provokasyon ve dezenformasyonla köpekleri ve yaşam savunucularını canavarlaştıran ama bir türlü kapatılmayan sözde dernekler de, adeta sözcülük yapıyor. Yetkililer, Türkiye’de ekonomik, sosyal ve kültürel başka hiçbir “hayati”, hatta “ölümcül” sorun yokmuş gibi, kendi sorumsuzluklarını, suçlarını, ihlal ve ihmallerini örtmek için hayvanları ve hayvan hakkı savunucularını hedefe koyuyorlar.”
Alpasil, “20 yıldır kanunda yer alan yükümlülüklerini yerine getirmeyen, yani hayvanları kısırlaştırmayan, besleme, bakım ve rehabilitasyonlarını yapmayan, onları başka ilçelere, ormanlara, çöplüklere atan ve popülasyonun artmasına sebep olan belediyelerin suçunu köpeklere atamazsınız. Hissiz birer eşyaymış gibi, hayvanların kataloglardan, internetten, merdiven altından yasal ve yasadışı üretimine, satışına ve ticaretine izin verip hayvan terk etme fiillerine caydırıcı cezalar getirmeyen yasa yapıcıların sorumluluğunu köpeklere yıkamazsınız. Barınaktan hayvan sahiplendirme bilincini aşılamayan, hayvanlarla beraber yaşamanın yükümlülükleri konusunda sistemli bir şekilde farkındalık ve eğitim çalışmaları yapmayan yerel ve merkezi yönetimlerin yükünü köpeklere atamazsınız. Halihazırda yasalara aykırı şekilde işleyen dev “toplama merkezlerinin” ihalelerine ve inşaatlarına halkın vergileriyle binlerce dolar harcayan ve bu tesisleri “ölüm kampları” şeklinde kullanan belediye başkanlarının rant hırslarını köpeklerden çıkaramazsınız. Geçici bakımevlerinde ve toplamalar sırasında hayvanlara yönelik şiddet ve işkence fiillerinde bulunan belediye çalışanlarının, veteriner hekimlerin ve emri veren belediye başkanlarının “soruşturma engeline takılmadan yargılanmasına” engel olan iktidarın ve siyasi partilerin ellerindeki kanı köpeklere bulayamazsınız. Hayvana zulmedenlere “yatarı olmayan, ertelenebilen, iyi hal indirimi uygulanan ve para cezasına çevrilebilen” caydırıcılıktan uzak göstermelik hapis cezalarını, “devrim gibi yasal düzenleme” güzellemesiyle sunan vekilleri, katilleri aramıza salan cezasızlık sistemini köpeklere karşı kullanamazsınız” diye konuştu.
YEREL YÖNETİM ELEŞTİRİSİ
Alpasil, “Belediyelere bakımevi açma zorunluluğu getirilecek” deniyor. Sanki yeni bir şeymiş gibi halka yutturulmaya çalışılıyor. Bu tasarı medyada, sanki hayvanları koruma kanunu’nun ilgili maddesi 2004’ten beri, hatta kanunun güncellendiği 2021’den beri yokmuş gibi aldatıcı bir söylemle yer alıyor. 2021 yılındaki yasa değişikliğiyle nüfüsu 75 binin üzerinde olan belediyelere bakımevi kurma zorunluluğu getirildi. Türkiye’de 1389 belediyenin sadece 254’ünün hayvan bakım evi var. Birçok Belediye’de Veteriner İşleri Müdürlükleri dahi yok. Varolanların da çoğu görevini yapmıyor, kısırlaştırma ve rehabilitasyon hizmeti vermedikleri yetmezmiş gibi, köpekleri dağ başlarına, ormanlara, çöplüklere atarak köpek nüfüsunun artmasına, açlıktan travmatize olmalarına ve gruplaşmalarına neden oluyorlar. Yasanın 20 yıldır uygulanmadığı gerçeği gizlenerek, köpekler canavarlaştırılarak, toplumun kutuplaştırılması kabul edilemez. Bizler “elit kesim” değiliz, halkız, köpekleri mahallelerimizde yaşatmaya çalışa insanlarız. Herkes için adil, yaşanabilir bir dünya isteyenleriz, yüzyıllardır olduğu gibi bugün de sokak hayvanlarıyla birlikte yaşamak isteyenleriz, Barınaklarda yıllardır açlıktan, pislikten, bakımsızlıktan yaşamını kaybeden binlerce köpeğin hesabını soranlarız. Bizler, yasa uygulansın, etkili kısırlaştırma yapılsın, sokaklar herkes için güvenli hale gelsin isteyenleriz” değerlendirmesinde bulundu.
AKLINIZDAN GEÇİRMEYİN!
Alpasil, “Bu bir güvenlik sorunu değil, yaşam hakkı meselesidir. Devlet kimseyi öldürmeden ve hapsetmeden, sokakları güvenli hale getirmek sorundadır. Yapmanız gerekenlerin hiçbirini yapmayıp hayvanları hedef gösteremezsiniz! Yok etmeye çalıştığınız milyonların hak ve adalet anlayışı, beraber yaşamayı nesilden nesile aktarmaya devam eden kültürel kodlarımız buna izin vermeyecek. Sokaktaki dostlarımızı öldürmeyi hedefleyen tecrit ve katliam tasarısı meclisten geri çekilene kadar sokaklarda olacağız. Etik, bilimsel ve yaşam hakkından taraf olan tek çözüm kısırlaştırmak, aşılamak, yerinde yaşatmak, üretim ve satışı yasaklamaktır. Sokakta yaşayan her canlıyı tek tek savunacağımızı ve dostlarımızı bu sistemin kanlı ellerine bırakmayacağımızı buradan bildiriyoruz. Sokakta yaşayan hayvanları uyutma adı altında katledecek ve barınak adı altındaki ölüm kamplarına hapsedecek bu yasa tasarısını aklınızdan bile geçirmeyin!” diyerek sözlerini tamamladı
BERKAY ERDEN