Soma’nın 11'inci yılında İzmir’den ses yükseldi: Hesabı sorulacak

Soma maden faciasının 11. yılında toplanan emek bileşenleri, ‘Soma’nın hesabı sorulacak’ sloganı eşliğinde hayatını kaybedenleri andı.


  • Oluşturulma Tarihi : 13.05.2025 18:53
  • Güncelleme Tarihi : 13.05.2025 18:53
  • Kaynak : HABER MERKEZİ
Soma’nın 11'inci yılında İzmir’den ses yükseldi: Hesabı sorulacak haberinin görseli

SEMİ TEKTAŞ/ 13 Mayıs 2014 tarihinde Manisa'nın Soma ilçesindeki bir kömür madeninde Türkiye tarihinin en büyük işçi faciası yaşandı. Yaşanan yangın ve patlama sonucu 301 madenci hayatını kaybetti. Bu olay, iş güvenliği ihmalleri, denetim eksiklikleri ve özelleştirme politikalarıyla ilgili ciddi tartışmalara yol açmıştı. Faciadan sonra Türkiye'nin dört bir yanında protestolar düzenlenmiş, madencilerin çalışma koşulları yeniden gündeme gelmişti.

Soma faciası, sadece bir kaza değil, aynı zamanda ihmaller zincirinin acı bir sonucu oluştu. Yaşanan facianın 11. yılında İzmir Emek ve Demokrasi Güçleri, Alsancak Türkan Saylan Kültür Merkezi önünde bir basın açıklaması gerçekleştirdi. Bileşenler adına metni okuyan İzmir Barosu Başkanı Sefa Yılmaz, “Bu dünyada gördüğünüz, kullandığınız her şey emeğin, emekçilerin ürünüdür. Emekçilerin yarattığı değerin karşılığı ölüm, kader, fıtratla izah edilemeyeceği gibi bunu kabul etmeleri de beklenemez” dedi.

ŞİRKET PATRONU APAR TOPAR TAHLİYE EDİLDİ

Soma Faciası sonrasında şirket patronunun tahliye edilmesine tepki gösteren Yılmaz, “Soma Katliamı bu ülkede azami kâr hırsının nelere mal olabileceğini gösteren en önemli örneklerinden birisidir. 301 madenci, göz göre göre, öngörülebilir ve önlenebilir bir patlamada hayatını kaybetti. Ne ocaklara düşen ateş küllendi ne de adalet sağlanabildi. Soma'da yaşanan sadece insanların eşini, babasını, kardeşini, oğlunu kaybetmesi değildi. Soma, en yakınlarını toprağa vermiş acılı insanların sokak ortasında yerlerde tekmelenmesiydi. Soma canı yanan ve tepki gösteren insanların market köşelerinde tokatlanmasıydı. Soma, her adalet istendiğinde patronların korunup kollanması, asıl sorumluların asla hesap vermemiş olmasıydı. Soma, Kömür İşletmeleri A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı Can Gürkan’ın, “Meydana gelen kazada en çok biz mağdur olduk. Bütün yatırımlarımızı güvenlik önlemlerine harcadık” diyebilmesiydi. Soma, iş güvenliğinden sorumlu olan vardiya amirleri ve şirket patronu apar topar tahliye edilirken, gece gündüz Somalı işçi ailelerinin yanında mücadele eden Av. Selçuk Kozağaçlı’nın, Av. Can Atalay’ın tutuklanmasıydı. Soma, yargılanan 28 kamu görevlisinden 16’sına 5 ay hapis, diğerlerine beraatti. Soma, bir türlü gerçekleşmeyen adalet, dinmeyen bir isyan çığlığı, zenginlerin iktidarının somut bir örneğiydi” diye konuştu.

KAZA DEĞİL CİNAYET

Yılmaz, “Soma, paranın insan canına tercih edildiği, 301 madencinin şahsında tüm toplumun ve adalet duygusunun göçük altında kaldığı, dünya tarihindeki en trajik olaylardan birisidir. Cinayettir, ihmaldir, kasttır, kapitalizmin kanlı bir örneğidir. Soma bir kaza değil; göz göre göre gelen, öngörülebilir ve önlenebilir bir iş cinayetidir. İşçi sağlığı ve işçi güvenliği, hiçbir koşulda ekonomik çıkarların, kâr hırsının ve denetimsizliğin gölgesinde bırakılmamalıdır. Soma’da yitirilen 301 işçinin ardından, benzer koşullarda çalıştırılan binlerce emekçi için hukuk, denetim ve insan yaşamına verilen değerin gerçek anlamda hayata geçirilmesi artık ertelenemez bir zorunluluktur. Her yıl yaşanan ve adına kaza denilen iş cinayetlerinin bir türlü bitmek bilmemesi bunu göstermektedir. İşçilerin ne iş güvenliğine geçim kaygısı egemenlerin umrundadır. Egemenler işçileri sefalet şartlarında yaşatmak, işyerlerinde ölüme terk edip adına ‘fıtrat’ diyerek kendilerini kurtarmaktayken işçilerin böylesi bir ölüm-kalım dayatmasına karşı demokratik ve örgütlü tepkisini göstermesi ve şartları değiştirmek için mücadele etmesi gerekmektedir.” değerlendirmesinde bulundu.

HESAP SORULACAK

Yılmaz, “Başta işçi sendikaları olmak üzere emeğiyle geçinen herkes madenlerde, inşaatlarda, fabrikalarda yaşanan ve bu azami kâr hırsı şartlarında yaşanmaya devam edecek olan güvensiz, tedbirsiz çalıştırılma şartlarının değiştirilmesi için, en başta da adına iş kazası denilen ucube durumda ölmemek için çaba göstermelidir. Hayatlarımız birilerinin para kazanma hırsına artık feda edilmemelidir. Bu dünyada gördüğünüz, kullandığınız her şey emeğin, emekçilerin ürünüdür. Emekçilerin yarattığı değerin karşılığı ölüm, kader, fıtratla izah edilemeyeceği gibi bunu kabul etmeleri de beklenemez. Bizler madenlerde, fabrikalarda alın teriyle çalışan ve yaşayan işçilerin, 301 madencinin, geride bıraktıkları ailelerinin yanında olmaya devam edeceğiz. Soma’yı, Soma’nın avukatlarını, unutmayacağız, unutturmayacağız.” diyerek sözlerini tamamladı.

Yazarımız Kim ?

HABER MERKEZİ