Sorunlu komşu evden çıkarılabilir

Toplu yaşamın düzenini bozan komşuların belirli hukuki süreçlerin ardından evinden tahliye ettirilebileceğini belirten Avukat Kaan Kara, dava açma hakkının sadece maliklere ait olmadığını söyledi


  • Oluşturulma Tarihi : 28.02.2025 09:08
  • Güncelleme Tarihi : 28.02.2025 09:08
  • Kaynak : BERKAY ERDEN
Sorunlu komşu evden çıkarılabilir

Özellikle apartman ve site gibi toplu yaşam alanlarında insanların toplu yaşam kurallarına uymaması nedeniyle komşular arası yaşanan sorunlar gün yüzüne çıkıyor. Toplu yaşamı düzenleyen kanunların, düzeni bozan kişilere karşı hukuki yaptırımda bulunma hakkı tanıdığını belirten Avukat Kaan Kara, bu yaptırımların komşuyu evden çıkarma ve evin zorunlu satışına kadar gidebildiğini söyledi. Sorun yaratan komşuya dava açma hakkının kiracı ve ortakçı gibi sıfatlara sahip kişilere de tanındığını aktaran Kara, komşu olmak için bitişiklik şartı aranmadığını da dile getirdi.

KANUN HER İKİ TARAFIN DA HAKKINI KORUYOR

Medeni kanunun insanların mülkiyet hakkını korurken, bir yandan da hukuki sınırlar koyduğunu belirten Kara, komşular arasında çıkan uyuşmazlıkların önlenmesi için Kat Mülkiyeti Kanunu’nu işaret ederek, “Toplu yaşam alanlarında, özellikle apartman ve sitelerde bir arada yaşayan bireylerin komşularıyla uyum içinde yaşamaları son derece önemli olsa da, bu tür yerleşim yerlerinde bazen komşular arasında uyuşmazlıklar yaşanabilir. Kat Mülkiyeti Kanunu (KMK), bu tür uyuşmazlıkları önlemek amacıyla belirli kurallar koymuştur. Komşuluk, belli bir yöredeki taşınmazlarda oturanlar veya o yörede işyeri olanlar ya da birbirine yakın taşınmazlardan yararlananlar arasındaki ilişkiyi tanımlayan bir kavramdır. Türk Medeni Kanunu'nun 683’üncü maddesinde ‘Bir şeye malik olan kimse, hukuk düzeninin sınırları içinde o şey üzerinde dilediği gibi kullanma, yararlanma ve tasarrufta bulunma yetkisine sahiptir’ hükmü ile malikin mülkiyet hakkını hukuksal sınırlar içinde kullanabileceğini düzenlemiştir” şeklinde konuştu.

KOMŞULUKTA YAKINLIK ŞARTI ARANMIYOR

Komşuluk hukukunda faydalanmak için taşınmazların bitişik olması gerekmediği bilgisini paylaşan Kara, davaya söz konusu eylemin etki sınırları içinde yer alan herkesin komşu sayıldığını belirterek, “Komşu sayılmak için taşınmazların birbirine bitişik olması koşul değildir. Komşuluğu belirlerken taşınmazların birbirlerine yakınlığı uzaklığı önemli olmayıp, taşınmazlardan birindeki taşkın eylemin etkilerinin ulaşabileceği alan içinde bulunan taşınmazların tümü ‘komşu’ olarak yasanın tanıdığı haklardan yararlanabilirler. Yargıtay’ın bir kararında belirtildiği gibi, bir taşınmazın uzaklığı ne olursa olsun öteki taşınmazın kullanılmasından ileri gelen taşkınlık ve zararın etki alanı içine girdiği durumlarda tarafların komşu sayılmaları gerekir” ifadelerini kullandı.

EN YAYGIN KONU: GÜRÜLTÜ

Komşular arasında ortaya çıkan sorunlarda en yaygın konunun gürültü olduğunu söyleyen Kara, kanuna göre gürültünün bir hak ihlali sayıldığını belirterek, “Genellikle komşular arasında en sık karşılaşılan sorunların başında gürültü yapılması gelmektedir. Gürültü, Kat Mülkiyeti Kanunu’nun 18. ve 19. maddelerine göre, diğer kat maliklerinin haklarını ihlal eden bir davranış olarak kabul edilir. Geç saatlerde, fazla ses yapmak, çevreyi ve komşuları rahatsız etmek; vakitsizce gürültülü tadilatlar yapmak; maçlarda özellikle ev içerisinde bağırarak konuşmak ve tezahüratlar etmek komşular arasındaki ilişkiyi olumsuz etkileyen faktörlerin başında gelmektedir” dedi.

APARTMAN BOŞLUKLARINA EŞYA KONULAMAZ

Site ve apartmanlarda bağımsız bölümler dışında kalan alanların herkesin ortak malı olduğunu belirten Kara, bu alanları kimsenin kendi keyfine göre kullanmayacağını dile getirdi. Apartman boşluklarında kişisel eşya barındırılamayacağının altını çizen Kara, “Apartman ve site gibi yerlerde ortak kullanım alanları tüm kat maliklerinin ortak malıdır. Bu alanların amacı dışında kullanılması, diğer kat maliklerinin haklarını ihlal eder. Mesela ortak alanların en başında apartmandaki dairelerin önü, yani apartman boşluğu gelmektedir. Apartman boşluklarına kişisel eşyalar koyarak işgal etmek diğer komşuların hakkını da zedelemektedir. Ya da otoparkları depolama alanına çevirmek de buna örnek verilebilir” ifadelerini aktardı.

KLİMA BİLE TAKILIRKEN İZİN ALINMALI

İnsanların dairelerinde tadilat yapabileceğini ancak bu tadilatın komşuları etkilememesi gerektiğini belirten Kara, klima montajı için ise komşulardan izin alınması gerektiğini belirtti. İzin alınmadan dış cepheye takılan klima motorlarının mahkeme kararıyla söktürülebildiğini dile getiren Kara, “Bağımsız bölüm sahipleri, kendi dairelerinde tadilat yapabilirler ancak bu tadilatın diğer maliklerin haklarını ihlal etmemesi gerekir. Özellikle binanın dış görünümünde veya taşıyıcı sistemlerinde yapılacak değişiklikler için diğer kat maliklerinin izni gereklidir. Mesela yazın sıcaklarda klima kullanımı İzmir’de yoğun bir şekilde olmaktadır. Klima motoru apartman dışına takılmadan önce diğer kat maliklerinden montaj için izin alınmalıdır. Aksi takdirde mahkeme kararıyla ilgili montaj söktürülüp oluşan hasar ve değişikliğin onarımı istenebilir. Ya da cam balkon montajları da buna örnek verilebilir. Apartmanların dış görüntüsünü bozacak, tek tipliliğe aykırı bir görüntü verecek değişikliklerde tüm maliklerin onayı gerekmektedir. ‘Burası benim evim kimse karışamaz’ mantığı toplu yaşam alanlarında diğer oturanların hakkını zedelemektedir” diye konuştu.

ÖNCE İHTAR SONRA DAVA

Komşular arası sorunların çözümünde resmi kanalların kullanılması gerektiğini dile getiren Kara, sorun yaratan kişiye öncelikle ihtar çekilmesi gerektiğini belirtti. İhtarnamede belirtilen sürede cevap alınamaması durumunda dava açma hakkı doğduğunu aktaran Kara, “Öncelikle komşular arasındaki ilgili problemlerin hukuki çözümünde yapılacak ilk iş ihtar çekip bu durumu resmi bir dille ifade etmektir. Kat Mülkiyeti Kanunu’nun 18’inci maddesi kapsamında, bir komşunun diğerine veya apartman yönetimine yazılı olarak ihtarname göndermesi mümkündür. İhtarname, ihlalin durdurulması ve benzer davranışların tekrarlanmaması amacı taşır. Eğer ihtarnameye olumlu ya da olumsuz cevap alınamamışsa ve karşı tarafa verilen süre dolduysa, taraflara dava açma hakkı doğmaktadır. Kat Mülkiyeti Kanunu’na aykırı davranışlar nedeniyle rahatsızlık duyan kat malikleri, sulh hukuk mahkemesine başvurarak komşularına karşı dava açabilirler. Mahkeme, duruma göre mülk sahibini ihlali durdurmaya veya zararları tazmin etmeye mahkum edebilir” şeklinde konuştu.

SORUN YARATAN TAHLİYE EDİLEBİLİR

Sorunun ciddi boyutlara ulaşması durumunda kanunun sorun çıkartan kiracıyı veya maliki mülkten çıkarma seçeneği sunduğu dile getiren Kara, bu noktaya gelemden önce hukuken bazı aşamalardan geçilmesi gerektiğini belirterek, “İşin mahiyeti gerçekten ciddi boyutlarda ise mahkeme olayın durumuna ve vahametine göre mülk sahibinin mülkünden çıkarılmasını veya mülkün zorunlu olarak satışını öngörebilir. KMK’nın 25’inci maddesi, kat maliklerinin veya kiracıların, diğer kat maliklerinin haklarına sürekli ve ciddi şekilde zarar vermesi durumunda, mahkeme kararı ile mülkün satılabileceğini belirtir. Bu durum, genellikle çok ciddi ihlallerde uygulanır. Örneğin, bağımsız bölüm malikinin ya da kiracının, diğer komşulara maddi veya manevi ciddi zararlar vermesi, sürekli olarak huzuru bozması veya ortak alanlara ya da diğer mülklere zarar vermesi gibi durumlarda, diğer kat malikleri mahkemeye başvurarak bu kişilerin mülkten çıkarılmasını ve mülkün zorunlu satışını talep edebilirler. Bu sürecin işlemesi için kat malikleri, öncelikle diğer kat maliklerine veya kiracıya yazılı uyarılarda bulunur ve sorunun düzelmesini talep eder. Eğer uyarılara rağmen sorun devam ederse, Sulh Hukuk Mahkemesi’ne başvurarak mülk sahibinin tahliyesini ve mülkün satışını talep edebilirler. Bu süreç, Kat Mülkiyeti Kanunu’nun getirdiği en ciddi yaptırımlardan biridir” ifadelerini aktardı.

DAVA YENİ HAK SAHİBİNE DEVREDER

Dava açma hakkına sahip olmak için malik olma şartı bulunmadığının altını çizen Kara, kiracı ve ortakçı sıfatını taşıyanların da komşularına dava açabileceğini söyledi. Açıklamasında dava sürerken bir taşınmazın el değiştirmesi durumunda ortaya çıkacak durumdan da bahseden Kara, açıklamalarını şu sözler ile bitirdi: “Önemle belirtmek gerekir ki, şikayet ve dava hakkı sadece malike ait değildir. Kiracıların da bu hakkı vardır. Bu açıklamayla birlikte şu sonuca varabiliriz; komşuluk hukukundan kaynaklanan davaları, sadece malikler değil, kiracı ve ortakçı gibi sıfatlarla taşınmazı kullananlar da açabilirler. Ayrıca şu detayı da vermek gerekir, eğer ki yeni bir ev satın alınıyor; fakat önceden bu yerde diğer komşularla problemler yaşanmış ve dava yoluna gidilmiş ise ve bu davalar devam ederken taşınmaz el değiştirmişse, yeni malik veya yeni hak sahibi davayı kaldığı yerden sürdürebilir.”

BERKAY ERDEN

Yazarımız Kim ?

BERKAY ERDEN