Telli; "Gram altın kısıtlaması hem sektörü hem de vatandaşı mağdur ediyor"

İZTO Meclis üyesi Halil Telli, altın alım satımına getirilen kısıtlamaların sektörde krize yol açtığını ve vatandaşı da mağdur ettiğini belirterek çözümün yasaklarda değil ekonomik güvenin sağlanmasında olduğunu vurguladı

  • Oluşturulma Tarihi :
  • Güncelleme Tarihi :
  • Kaynak : HABER MERKEZİ
Telli; "Gram altın kısıtlaması hem sektörü hem de vatandaşı mağdur ediyor" haberinin görseli

KEMAL ÖZKURT

İzmir Ticaret Odası (İZTO) 22. Mücevher, Saat ve Hediyelik Eşya Grubu Meslek Komitesi Üyesi Halil Telli, Hazine ve Maliye Bakanlığı'nın 5 Kasım'da yürürlüğe koyduğu, yurt içinde basılı 1 gram 22 ayar altınların alım ve satımını yasaklayan kararını eleştirerek sektörde büyük bir krize yol açtığını söyledi. İZTO Kasım ayı olağan Meclis toplantısında konuşan Telli, kararın hem sektörün yapısına hem de halkın temel yatırım hakkına aykırı olduğunu belirterek, çözümün yasaklarda değil, ekonomik güvenin tesis edilmesinde yattığını vurguladı.

TEK ADRES DARPHANE OLAMAZ

Telli, kararın gerekçesi olarak gösterilen cari açığı düşürme ve piyasayı disiplin etme hedeflerini anladıklarını ancak seçilen yöntemin hem yanlış hem de uygulanmasının imkânsız olduğunu dile getirdi. Dünya genelinde altının 8 ayardan 24 ayara kadar belirlenmiş ayar kriterleri olduğunu hatırlatan Telli, altının ayarı ve gramı doğru olduğu sürece, özellikle en çok alınıp satılan kesit olan 22 ayar altının alım satımının yasaklanamayacağını savundu. Yasağın ardından 1 gram altını satmak için tek adresin İstanbul’daki Darphane olarak gösterilmesini eleştiren Telli, 86 milyon vatandaşın Muş’tan, Kars’tan 5 bin 500 TL değerindeki 1 gram altını satmak için İstanbul’a gitmesinin ne mantıklı ne de uygulanabilir olduğunu belirtti. Kuyumcuların müşteriye "Ben bunu almayacağım, git Darphane'ye sat" deme lüksü olmadığını söyledi. Kuyumcuların işinin her türlü hurda, kırık dökük, ayarı belli olmayan altını ramat yaparak, saflaştırarak, hatta insanların ağzındaki altın dişi sökerek bile ekonomiye kazandırmak olduğunu vurgulayan Telli, yıllarca yasal olarak satılan gram altının alımının yasaklanmasının çok yanlış olduğunu, bu kararın mahkemeye taşınması durumunda hukuka aykırı görüleceğini ve hatta insan haklarına aykırı bir durum teşkil ettiğini iddia etti.

SEKTÖR KAN KAYBEDİYOR

Telli, sadece gram altın yasağının değil, ithalata konulan kısıtlamaların da Türkiye'nin küresel mücevherat sektöründeki konumuna büyük zarar verdiğini aktardı. İthalata konulan kotalar nedeniyle, Türk kuyumcularının uluslararası piyasadan aldıkları altın maliyetinin, kilo bazında piyasa fiyatının 5 bin  ila 12 bin dolar üzerinde olduğunu açıkladı. Bu yüksek maliyetin, yaklaşık 20 yıldır emek verilerek oluşturulan ve 7 milyar dolarlık ihracat yapan Türk kuyumculuk sektörünün rekabet gücünü sıfırladığını söyledi. Telli, ihracatçıların montanlı sipariş geldiğinde korkar hale geldiğini, küçük gramajlı işlerde ise ancak tolere edebildiklerini ifade etti.

YASTIK ALTI HAZİNEYE DÖNÜŞMELİ

Halil Telli, cari açık sorununu besleyen asıl kaynağın yasaklar ve kısıtlamalar değil, halkın geleceğe ve ekonomiye olan güvensizliği olduğunu net bir şekilde ifade etti. Vatandaşın altına yatırım yapmasının doğru bir davranış olduğunu ancak bunu harcamayıp yastık altına götürmesinin tek sebebinin bankalara güvenmemesi olduğunu savundu. İnsanların, mevduat geliri elde etmek yerine risk alarak altını evde tutmasının ana nedeninin bu güven sorunu olduğunu belirtti. Telli, yastık altında olduğu tahmin edilen 4 bin 500 ton altının ekonomiye kazandırılması gerektiğini, bunun çözümünün kısıtlamalarla değil, güvenin tesis edilmesiyle olacağını vurguladı. Telli, bu kısır döngü çözülmediği sürece ithalata kota koymanın veya alımı yasaklamanın insanları altından vazgeçirmeyeceğini, sadece ihracatçının maliyetini artıracağını ve ülkeye zarar vereceğini sözlerine ekledi.

Kaynak : HABER MERKEZİ

Okumaya Devam Et

Aşağı kaydırmaya devam edebilir veya ilgi alanınıza göre seçim yapabilirsiniz.