TMMOB İKK; İş cinayetleri göz göre göre geliyor

Denetimsizlik ve yaptırımsızlık nedeniyle her yıl binlerce işçinin hayatını kaybettiğini vurgulayan TMMOB İzmir Şubesi, sendikal hakların engellenmesinin ve güvencesiz çalışmanın işçileri savunmasız bıraktığını belirtti


  • Oluşturulma Tarihi : 03.03.2025 13:23
  • Güncelleme Tarihi : 03.03.2025 13:23
  • Kaynak : HABER MERKEZİ
TMMOB İKK; İş cinayetleri göz göre göre geliyor

KEMAL ÖZKURT / Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TMMOB) İzmir İl Koordinasyon Kurulu, 3 Mart İş Cinayetlerine Karşı Mücadele Günü kapsamında bir basın açıklaması düzenledi. Mimarlık Merkezi önünde bir araya gelen meslek örgütleri, iş kazaları ve işçi ölümlerine dikkat çekerek yetkilileri önlem almaya çağırdı. Basın açıklamasını okuyan TMMOB Maden Mühendisleri Odası İzmir Şubesi Yönetim Kurulu Sekreter Üyesi Kemal Çakmak, “Her yıl binlerce emekçi çalışırken hayatını kaybediyor. 23 yılda 32 binin üzerinde emekçi işyerlerinde hayatını kaybetmiştir. Denetimsizlik ve yaptırımsızlık sürdükçe iş cinayetlerini engellemek mümkün değildir. Bu durum mevcut yasal düzenlemelerin iş kazalarını ve ölümlerini önlemekteki yetersizliğinin, ülkemizde işçi sağlığı ve iş güvenliği konusunda köklü ve yapısal sorunlar olduğunun en açık göstergesidir” dedi.

23 YILDA 32 BIN İŞÇİ

2024 yılında en az bin 897 işçinin hayatını kaybettiğini belirterek yapılan uyarılara rağmen gerekli önlemlerin alınmadığını ifade eden Çakmak, "Yaşanan onca acıya, yaptığımız tüm uyarılara rağmen gerekli önlemler alınmadığı, yapılması gereken düzenlemeler yapılmadığı için aradan geçen 33 yılda on binlerce kişi, evine ekmek götürebilmek için çalıştığı işyerinde hayatını kaybetti. İşçiler için ekmek mücadelesi yaşam mücadelesine dönerken, kayıtlara geçen rakamlara göre; 2024 yılında en az 1897 işçinin, iş cinayeti nedeniyle yaşamını yitirdiği tespit edildi. Emek sömürüsünün derinleştiği; esnek, güvencesiz istihdamın yaygınlaştığı, emek örgütlerinin etkisizleştirildiği 23 yıllık AK Parti iktidarı dönemi boyunca toplu işçi ölümleri tarihin en yüksek sayılarına ulaşmış, 23 yılda 32 binin üzerinde emekçi işyerlerinde hayatını kaybetmiştir.  En son yangın faciası yaşadığımız Kartalkaya’da insanlarımız patronların daha fazla kar yapmak için önlem almadığı ve kamu otoritesinin denetim yapmayarak buna göz yumduğu için çıkan yangında hayatlarını kaybetmiştir" dedi.

İŞÇI HAKLARI ZAYIFLADI

Kanunlarla birlikte işçi haklarının zayıflatıldığını dile getiren Çakmak, “Çalışma yaşamı, 4857 sayılı İş Kanunu, 6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu, 6356 sayılı Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanunu gibi birçok yasa ile şekillendirilmiştir. Ancak bu yasalar, işçilerin haklarını korumaktan çok, işverenlerin çıkarları doğrultusunda düzenlenmiştir. Esnek ve güvencesiz çalışma, taşeronlaştırma, ödünç işçilik gibi uygulamalar yasallaştırılarak kıdem tazminatı, fazla mesai ücretleri ve sendikal haklar budanmıştır. Bu yasayla birlikte, işverenlerin işçi sağlığı ve güvenliğini sağlama yükümlülüğü, Ortak Sağlık Güvenlik Birimleri (OSGB) adı verilen şirketlere devredilmiş, bu da işçi ölümlerinin ve meslek hastalıklarının artmasına yol açmıştır. İşverenler gerekli önlemleri almadığı gibi, siyasi iktidar da iş kazalarının önlenmesi için etkili denetim yapmamış ve yükümlülüklerini yerine getirmeyen işyerlerine caydırıcı yaptırımlar uygulamamıştır. Bu durum, iş cinayetlerinin artmasına neden olmuş ve iktidarı doğrudan sorumlu hale getirmiştir” ifadelerini kullandı.

SENDİKAL HAKLAR ENGELLENİYOR

İş cinayetlerinin, iş kazalarının ve meslek hastalıklarının bu denli yaygın olmasının bir diğer nedeni de emekçilerin sendikal haklarının baskı altında tutulmasından kaynaklandığını dikkat çeken Çakmak, “Sendikal örgütlenmenin önündeki engeller tüm çalışanlar için kaldırılmadıkça işçi sağlığı ve iş güvenliği konusunda yol almak mümkün olmayacaktır. Sendikasız uzman, sendikasız işçi, örgütsüz bir çalışma yaşamı ile emekçiler tüm olumsuzluklara açık ve savunmasızdır. Bu savunmasızlığa karşı adil yargılanma, örgütlenme, insani koşullarda bir çalışma yaşamı ve işyerlerinde emekçilerin ölmeyeceği, yaralanmayacağı, sakat kalmayacağı bir düzen istiyoruz.  İş cinayetleri ve iş kazalarının büyük çoğunluğunun önlenebilir nitelikte olduğunu hepimiz biliyoruz. Bilimsel ve teknik ölçütler doğrultusunda atılacak adımlarla, göz göre göre ‘geliyorum’ diyen facialara son vermek mümkündür. Ancak bunun için önce insan hayatına ve emeğe değer veren bir yaklaşımın benimsenmesi gerekmektedir" diye konuştu.

DENETİMSİZLİK VE YAPTIRIMSIZLIK

Denetimsizlik ve yaptırımsızlık sürdükçe iş cinayetlerini engellemenin mümkün olmadığını söyleyen Kemal Çakmak, “Bu durum mevcut yasal düzenlemelerin iş kazalarını ve ölümlerini önlemekteki yetersizliğinin, ülkemizde işçi sağlığı ve iş güvenliği konusunda köklü ve yapısal sorunlar olduğunun en açık göstergesidir. Oysa ‘elverişli koşullarda çalışma hakkı’ İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’nde güvence altına alınmış bir haktır. Emeğin yüzlerce yıllık mücadelesi sonucunda benimsenen bu hak, ‘işçi sağlığı ve iş güvenliği’ adıyla tüm dünyada kabul edilen temel bir çalışma ilkesi halini almıştır" diye belirtti.

HABER MERKEZİ

Yazarımız Kim ?

HABER MERKEZİ