Tokat’ın yazmacılık geleneği İzmir’de yaşatılıyor

Tokat’a özgü, geleneksel ahşap baskı tekniğiyle icra edilen yazmacılık sanatı, İzmir’de yeniden hayat buluyor. Zamanla unutulmaya yüz tutan bu el sanatı, “Somut Olmayan Kültürel Miras Taşıyıcısı” unvanına sahip usta Emel Ardahanlı’nın (68) çabalarıyla yeni kuşaklara aktarılıyor

  • Oluşturulma Tarihi : 21.07.2025 10:31
  • Güncelleme Tarihi : 21.07.2025 10:31
  • Kaynak : DHA
Tokat’ın yazmacılık geleneği İzmir’de yaşatılıyor haberinin görseli

Tokatlı bir ailenin gelini olan Ardahanlı, gençliğinde eşinin memleketine yaptığı ziyaretler sırasında Tokat yazmacılığıyla tanıştı. Bu sanata duyduğu ilgi, onu yıllar sonra farklı bir yola yönlendirdi. 1997 yılında bankacılık mesleğinden emekli olduktan sonra, Tokatlı usta Atıf Arpacıoğlu’ndan yazmacılık eğitimi alarak bu geleneksel sanatı öğrenmeye başladı.

Şimdi İzmir’de faaliyetlerini sürdüren Ardahanlı, açtığı atölyelerle yeni yazmacılar yetiştiriyor. Hem eğitim vererek hem de farkındalık oluşturarak Tokat yazmacılığını yaşatmayı amaçlayan Ardahanlı, geçmişten gelen bu zengin mirasın geleceğe taşınmasına öncülük ediyor.

25 YILDIR EL BASKI SANATI YAPIYOR

Eşinin Tokatlı olmasının kendisini el baskı sanatına yönlendirdiğini aktaran Ardahanlı, "Tokat'la bağımız hiç bitmedi. Aile büyüklerimiz orada yaşıyorlar. Her gittiğimizde kendimi yazmacılar hanında bulurdum. Baskının sesleri, boyanın kokusu beni çekerdi. Atıf Arpacıoğlu ustamı orada buldum. Tokat yazmacılığıyla 40-45 yıl önce tanıştım" dedi. 25 yıldır el baskı sanatını yaptığını söyleyen Ardahanlı, "Geçmişte kumaş boyama dersi veriyordum ama yetmemeye başlamıştı. Kumaşları toplayıp hafta sonu Tokat'a gidip baskısını yapıp, öğrencilerime boyatıyordum. Sonra ustama 'git, gel çok zor oluyor, sen bu işi bana öğret' dedim. 2000 yılından bugüne devam ettiriyorum" ifadelerini kullandı.

"YIKADIKÇA RENTİ PARLAR"

Tokat yazmacılığının geleneksel şekilde yapılması gerektiğini vurgulayan Ardahanlı, "Günümüzde Tokat yazmacılığını kalıp ve kumaş boyası alıp, süngerle boyayı kalıba sürüp kumaşa basmak sanıyorlar. Her işin bir Çin malı var. Kalıplarımız ıhlamur ağacından el oymasıyla yapılıyor, makinadan çıkma değil. Boyalar da kök boya, kendimiz hazırlıyoruz. Ben her sene 3-4 sefer Tokat'a gidip ustamın atölyesinde boyaları hazırlarım, öğrencilerime de o boyaları veririm. Kumaş kök boyayı olduğu gibi emer, dokunduğunuzda boyanın katını hissetmezsiniz. Baskıya geçmeden ve sonrasında kumaşta yapılması gereken işlemler var. Onları da doğru yaparsanız o kumaş artık sizinle, hatta sizden sonra da yaşar. Yıkadıkça rengi parlar. Çakma dediğim kumaşın üstünde boya kat bırakır, zamanla da rengi solar" diye konuştu.

"ÇOK KEYİFLİ BİR KÜLTÜR GEZİSİ OLUYOR"

Ahşap kalıp oyma ve baskının Osmanlı'dan gelen 700 yıllık bir sanat olduğunu aktaran Ardahanlı, "Tokat'ta yazmacılar hanında bu işi yapan 12 usta var. Bu işe ilk başlarken amacım Tokat'ta kaybolmaya yüz tutacak bu sanatı yeniden canlandırmaktı, başardığıma da inanıyorum. Bu konuda hem Tokat Belediyesi hem Tokat Valiliği ve Kültür Müdürlüğü tarafından çalışmalarıma verilmiş bir teşekkür var, Tokat için kültür elçisi seçildim. İzmir'de eğitimlerime kasım ayında başlıyorum, mayıs ayında bitiriyorum. Mayıs ayında öğrencilerimi toplayıp işin ana vatanına Tokat'a götürüyorum. Orada ustalarla birkaç gün çalışıyoruz, çok keyifli bir kültür gezisi oluyor" dedi.

"İŞİN KOLAYINA KAÇMAYALIM"

Tokat yazmacılığını öğrendiği Arpacıoğlu ailesinin dört kuşaktır yazmacılık yaptığını söyleyen Ardahanlı, "Sebati usta Atıf, Ahmet ve Osman'ın babalarıydı. Arpacıoğlu yazma beni de dördüncü kuşak kabul etti ve tescillendirdi. Ben ustalardan el aldım. Bundan daha büyük onur ve gurur olmaz. Ben de ustalardan aldığım eli başka ustalara veriyorum, yaşatmaya çalışıyorum. Gençlerin bu işe önem vermesi, bir yerden tutup sahiplenmesi en büyük arzum. Ama ne olur işin gelenekselini yapalım, çakmasına yönelip işin kolayına kaçmayalım" dedi.