- İzmir
- 19.04.2025 12:43
İzmir Sürdürülebilir Kentsel Ulaşım Planı’nın proje kapanış etkinliğinde açıklamalarda bulunan İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Dr. Cemil Tugay, “Bizim için çok çok önemli gördüğümüz bir hedef de nötr şehir olma sözümüz. İzmir’i 2030’a kadar karbon nötr yapacağız diye bir söz verdik. Ama bu sadece belediyenin yapabileceği bir şey değil” dedi.
HAYRİYE GÜLPERİ TİBİN / Türkiye – Avrupa Birliği mali iş birliği çerçevesinde hazırlanan İzmir Sürdürülebilir Kentsel Ulaşım Planı’nın (Skup İzmir) kapanış töreni düzenlendi. Program, İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Dr. Tugay, İzmir Büyükşehir Belediye Meclisi Başkanvekili Altan İnanç, Menderes Belediye Başkanı İlkay Çiçek, Gaziemir Belediye Başkanı Ünal Işık, Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı, AB ve Dış İlişkiler Genel Müdürlüğü AB Yatırımları Dairesi Başkanı IPA Direktörü Tijen İğci ve AB Türkiye Delegasyonu Başkan Yardımcısı Jurgis Vilcinskas’ın da katılımlarıyla gerçekleştirildi. Etkinlikte ilk olarak açıklama gerçekleştiren İğci, “SKUP İzmir, Bakanlığımızın Ulaştırma Sektörel Operasyonel Programı altında tamamlanan üçüncü SKUP Projesi olma özelliğini taşıyor. Ancak bu projeyi diğerlerinden ayıran çok özel bir yönü var: SKUP İzmir, bizim bir metropol ölçeğinde tamamladığımız ilk sürdürülebilir kentsel ulaşım planı projemiz. Bu başarı, sadece İzmir için değil, Türkiye’nin tüm şehirleri için bir ilham kaynağı, bir yol haritası niteliği taşıyor. İzmir’in bu öncü rolü, sürdürülebilir, insan odaklı ve çevre dostu ulaşım sistemlerinin Türkiye genelinde yaygınlaşması için güçlü bir mesaj veriyor” dedi.
İğci, konuşmasının devamında şunları kaydetti: “Projemizin toplam bütçesi 2 milyon 941 bin Euro olarak belirlenmişti. 21 Haziran 2022’de 24 ayda bitmesi planlanan projemiz sonrasında 9 ay uzatma alarak 33 ayda tamamlanabildi. Projenin yürütülmesi döneminde tabi ki bazı zorluklar yaşadık ancak AB Delegasyonu, İzmir Büyükşehir Belediyesi ve Bakanlığımızın ortak akılla ve ortak amaç doğrultusunda hareket etmesi sayesinde bu güçlükleri aşmayı başardık. SKUP İzmir, sadece bir plan değil, aynı zamanda bir vizyonun somutlaşmış halidir. Bu proje, İzmir’in daha yaşanabilir, daha erişilebilir ve daha çevre dostu bir kent olma yolundaki kararlılığını ortaya koyuyor. Bakanlık olarak, böylesine anlamlı bir projenin paydaşı olmaktan büyük bir onur duyuyoruz. SKUP İzmir, yalnızca bugünün ihtiyaçlarına yanıt vermekle kalmıyor; aynı zamanda 2050’ye kadar uzanan bir hareketlilik vizyonu sunarak geleceği de şekillendiriyor.”
Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı’nın hayata geçirdiği diğer projelere de değinen İğci, “Bakanlığımız, aynı zamanda mega projelerle Türkiye’nin çehresini değiştiriyor. Marmaray, Yavuz Sultan Selim Köprüsü, İstanbul Havalimanı, Osmangazi Köprüsü ve 1915 Çanakkale Köprüsü gibi projeler, sadece altyapı yatırımları değil, aynı zamanda milletimizin refahına ve ülkemizin kalkınmasına hizmet eden eserlerdir. Bu projeler, Türkiye’yi küresel bir lojistik üssü haline getirirken, şehirlerimizin sürdürülebilir gelişimine de katkı sağlıyor. Bakanlığımızın bu vizyoner yaklaşımı, SKUP İzmir gibi yerel ölçekte hayata geçen projelerle bütünleştiğinde, ortaya muazzam bir sinerji çıkıyor” açıklamasında bulundu.
Son olarak projeye ilişkin açıklamalarda bulunan İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Cemil Tugay, “Göreve başladığından beri yakında takip ettiğim bir çalışmaydı bu proje. Biliyorsunuz konuşmalarda nezaketle İzmir’in ne kadar önemli bir şehir olduğuna değindi katılımcılarımız. Ben de bu şehrin misyonlarını, geçmişten bugüne gelen değerlerinin İzmirli için ne anlama geldiğini biliyorum” ifadelerini kullandı. Tugay, açıklamasına şöyle devam etti: “Sadece ben değil benimle görev yapan tüm arkadaşlarımız kentimizin çevre dostu iklim dostu, sağlıklı yaşam şartlarının devamı konusunda istekli ve bilinçli. İzmir’in bu güçlü kimliği daha önce de vardı bugün de gelişerek devam ediyor. O nedenle dirençli bir kent, sağlıklı bir kent hepimiz için çok önemli. İzmir sadece İzmir’de yaşayanlar için değil ziyaretçileri için de çok değerli bir yer. İzmir’i Türkiye’nin batıya açılan yarısı olarak görüyoruz. Dünyanın büyük ülkelerinin bankalarının büyükelçiliklerinin olduğu sosyal yaşamın zengin olduğu bir kent olma özelliğini varlığını sürdüren bir şehir. Gülü özellikleri olan bir şehir. Biz protesto yapıldığını görünce seviniyoruz. Çünkü arkadaşlarımız aslında itiraz edebiliyoruz. Onlarla ilgili de bir sıkıntımız yok, bir yanlış anlaşılma olduğunu görüyoruz ve bu konuda iletişime geçilecek.”
İzmir’de kentleşmenin hızla büyüdüğüne ve bu durumun da ulaşım sorununa neden olduğuna değinen Tugay, kent merkezinde çok büyük bir nüfusun bulunduğunu vurguladı. Tugay, şöyle devam etti: “Kentleşmenin hızla büyümesi nedeniyle İzmir’de ulaşım sorunu yaşıyoruz. Oldukça yoğun bir nüfus var kent merkezinde. Bu beraberinde ulaşımı toplu ulaşımı planlama anlamında zor hale getiriyor. Ama tüm zor şartlara rağmen, özellikle toplu ulaşım çerçevesinde çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Bugün sürdürülebilir kentsel ulaşım planını finalize ediyoruz. Orada bize hedef olarak gösterilenleri uygulamak elbette en önemli görevlerimizden olacak. Bunları en kısa sürede hayata geçirmek istiyoruz. İzmir’de bunları hemen yakın zamanda gerçekleştireceğimiz hedefler olarak koyacağız. Amacımız mümkünse çok daha uzun bir süreyi planlamak olacak. Yarın öbür gün ulaşım da neler olacak bilemiyoruz, uçan arabalarla da karşılaşabiliriz. O yüzden gelişmeleri de takip etmek gerek. Şu gün hem temiz havayı sağlamalı hem sağlıklı ulaşımı insanlara sağlamalıyız. Bunu sağlayabileceğimizi ve bu konuda önemli bir mesafe alındığını söyleyebilirim. İnsanlar, sağlıklı koşullarda bir şehir istiyor.”
Tugay, karbon nötr çalışmalarına da değindi konuşmasında bakanlıklara ve ilgili kuruluşlara da destek çağrısında bulundu. Bunun tek başına belediyenin yapabileceği bir şey olmadığının altını çizen Tugay, açıklamasını şöyle noktaladı: “Bizim için çok çok önemli gördüğümüz bir hedef de nötr şehir olma sözümüz. İzmir’i 2030’a kadar karbon nötr yapacağız diye bir sözümüz var. Ama bu sadece belediyenin yapabileceği bir şey değil. İzmir’den aslında bunun beklenmediğinin de farkındayım. Biz ve arkadaşlarımız bu hedefte çalışacağız. Bunun için öncelikle kendi şehrimizdeki tüm kurumların, insanların bu hedefe inanmasını sağlayacağız. Pek çok kurumun taahhütte imzası var ama sanayicilerimiz, STK’lar, üreticilerden başlayarak bu anlayışı özellikle bu sene İzmir’e yayacağız. Burada iki katkıyı bekliyoruz. Başta Ulaştırma Bakanlığı’mız olmak üzere bakanlıklarımızın desteğini bekliyoruz. Onların katkısı olmadan bunu gerçekleştirmek zor. Bir diğeri de Avrupa Birliği, AB’nin de katkılarını bekliyoruz. Hep birlikte bunu başarıyoruz. Ben şehrin başkanı olarak 2029’a kadar görevde olacağım. Bu yolda çok çalışacağıma ve bu onurlu görevi yerine getirerek ilham verebileceğimiz için çalışacağıma söz veriyorum. Türkiye’de şu anda bu etiketi almış tek şehir İzmir. Bu da bizi ayrıca sorumlu hale getiriyor. Bu bir final değil başlangıç. Pazartesi’den itibaren bu konuda oluşturacağımız çalışma gruplarıyla en kısa zamanda hayata geçirebileceğimiz eylemler için çalışmaya başlayacağız. Diğer taraftan bu anlayışı, kent içi ulaşımda çevreci anlayışları benimseyen bir halk, bir şehir olması için de üzerimize düşeni yapacağız. Ben bu planın hazırlanmasında destekleri içi Ulaştırma Bakanlığı’na, AB Türkiye Delegasyonuna, mesai arkadaşlarımıza, katılımcı arkadaşlara ve kurumlara çok teşekkür ediyorum. Şehrimiz için hayırlı olsun. Sağlık bir şehir için hep birlikte çalışmaya devam edeceğiz.”