- İzmir
- 25.08.2025 22:35
Bankaların yüksek maliyetli kredi politikaları ve Merkez Bankası’nın zorunlu karşılıkları nedeniyle KOBİ’lerin krediden sadece yüzde 1’inin yararlanabildiğini belirten Yorgancılar, düşüş olmadan faizlerin gerilemeyeceğini vurguladı
KEMAL ÖZKURT Ege Bölgesi Sanayi Odası Ağustos ayı meclis toplantısı, Meclis Başkanı H.İbrahim Gökçüoğlu idaresinde, Yönetim Kurulu Başkanı Ender Yorgancılar ve meclis üyelerinin katılımıyla gerçekleşti. Ekonomideki güncel riskleri ve sanayicinin yaşadığı zorlukları değerlendiren Yorgancılar, üretim endeksinin düşerken sanayi endeksinin yükseldiğine dikkat çekerek, “Sanayici üretmek yerine elindekini satıyor. İşsizlik verileri de tabloyu doğruluyor” dedi. KOBİ’lerin krediye erişimde büyük sıkıntı yaşadığını vurgulayan Yorgancılar, “30 milyar liralık garantiye rağmen, krediden sadece yüzde 1 yararlanabiliyor. Bankaların yüksek maliyetleri ve Merkez Bankası’nın zorunlu karşılıkları faizi yukarı çekiyor. Karşılıklar düşmedikçe kredi faizleri de gerilemez” ifadelerini kullandı.
Bankaların kredi politikalarının sanayici açısından en önemli sorunlardan biri haline geldiğini ifade eden Yorgancılar, “30 milyar liralık garanti ile KOBİ’lere kredi sağlanıyor ama bundan yalnızca yüzde 1’lik bir kesim yararlanabiliyor. Eğer oran yüzde 60’a çıksa reel bir rahatlama olur. Ne yazık ki herkesin krediye erişimi yok. Geçtiğimiz hafta İzmir’de iki banka ve İstanbul’da bir genel müdürle toplantı yaptık. Bankalar mevduatta yüzde 17,5 stopaj öderken maliyetleri 34’e çıkıyor. Bu maliyetle parayı yüzde 49-50 bandında satıyorlar. Böyle olunca biz de dahil sanayiciye kredi ulaşmıyor” diye konuştu. Merkez Bankası’nın bankalardan aldığı zorunlu karşılıkların kredi maliyetlerini doğrudan artırdığını kaydeden Yorgancılar, “Bu karşılıklar düşmedikçe faizlerin gerilemesi de mümkün değil. Bakanlık ile koordineli şekilde indirim yapılırsa faizler aşağı çekilebilir” değerlendirmesinde bulundu.
Sanayide üretim yerine stok satışının öne çıktığını vurgulayan Yorgancılar, “TOBB Başkanımız kısa çalışma ödeneğinin yeniden devreye alınması gerektiğini söyledi. İstanbul Sanayi Odası Başkanı Erdal Bahçıvan da PMI verilerini hatırlattı. ABD ile aramızda imalat sanayiinde yüzde 4’lük daralma var. Üretim endeksi düşerken sanayi endeksi yükseliyor. Bu da sanayicinin üretmekten çok elindekini satmak zorunda kaldığını ortaya koyuyor. İşsizlik rakamları da tabloyu teyit ediyor” dedi.
Kendi faiz beklentisini de paylaşan Yorgancılar, “Bugünkü politika faizi 41. Benim şahsi öngörüm, yıl sonunda faizin 33-34 bandına gerileyeceği yönünde. Bu durumda kredi faizleri de 39-40 seviyelerine iner. Karşılık oranlarının düşmesiyle sanayici de kesintiden faydalanabilir. Yılbaşından bu yana kredilerde yüzde 37’lik bir artış var, ancak bunun 43’ü bireysel kredilerden kaynaklanıyor” dedi.
Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in kur korumalı mevduat (KKM) uygulamasının sona erdiğini açıklamasını hatırlatan Yorgancılar, bu sistemin ülke ekonomisine ciddi yük getirdiğini söyledi. “KKM ile çok önemli bir bedel ödedik. Keşke daha önce bitirilmiş olsaydı. Umarım benzer hatalı uygulamalar tekrar edilmez” diye konuştu.
Çin merkezli çevrimiçi ticaret platformu TEMU’ya da dikkat çeken Yorgancılar, Türkiye’nin sanayici açısından zayıf konumuna işaret ettiğini belirterek şu ifadeleri kullandı; “TEMU’dan aldığınız bir ürünün ambalajını bile Türkiye’de bulamazsınız. Riskli bir tabloyla karşı karşıyayız. Yılda 1,5 milyon dolarlık ticaret yapıyorlar. Sanayici ayakta kalsın deniyor ama mevcut koşullar buna izin vermiyor. Faiz ve enflasyon baskısı altında üretici nasıl tutunacak, buna bakmak gerekiyor.”
Türkiye’de orman sanayisinin yetersiz olduğunda dikkat çeken Başkan Gökçüoğlu, "Ormanlarımızın yüzde 90’ından fazlası devlet mülkiyetindedir ve bu yapı özel ormancılığın gelişmesini zorlaştırmaktadır. Ancak iklim krizi ve ekonomik ihtiyaçlar göz önüne alındığında, özel sektörün sürece katılması artık kaçınılmazdır. Bu katılım; orman köylüsünü sisteme dahil eden, uzun vadeli kiralama ve sürdürülebilir kesim-dikim sözleşmeleriyle yürütülen bir modelle olmalıdır. Orman sanayisi, mobilya ve panel üretimi, ekoturizm ve karbon ekonomisi ile entegre edilerek hem ekonomik katkı sağlanmalı hem de doğa korunmalıdır. Türkiye orman politikalarında özel sektörle iş birliğine dayalı, sürdürülebilir ve teknoloji destekli bir modele geçerse; hem ormanlarımız korunur, hem kırsalda istihdam artar, hem de dışa bağımlı sanayilerimiz güç kazanır" dedi.
Kaynak : HABER MERKEZİ