8 kadın ‘İsimsiz’ için bir arada

Aphrodisias Sanat Merkezi'nde yoğun bir katılım ile geçtiğimiz hafta açılan ve 8 farklı ilden kadını 7'nci kez buluşturan "İsimsiz" adlı sergide tanıştığım grup üyelerinden Aydınlı Nadire Günday ve Marmaris’ten Şiir Dürüst ile siz okurlarımız için bir röportaj gerçekleştirdik


  • Oluşturulma Tarihi : 16.01.2017 08:43
  • Güncelleme Tarihi : 16.01.2017 08:43
  • Kaynak : HABER MERKEZİ
8 kadın ‘İsimsiz’ için bir arada haberinin görseli

ONURHAN ALPAGUT/ÖZEL RÖPORTAJ

Aphrodisias Sanat Merkezi'nde yoğun bir katılımla açılışı gerçekleştirilen ve 8 farklı ilden kadını buluşturan "İsimsiz" adlı sergi İzmirli sanatseverlerden tam not aldı.

Sergide tanışıp sohbet etme fırsatı elde ettiğim Aydın'dan Nadire Günday ve Marmaris’ten Şiir Dürüst ile röportaj yapma fırsatı da elde ettim. Siz okurlarımız için hazırladığımız bu röportajımızda sergi hakkında sizlerde bir fikir sahibi olma olanağı elde edeceksiniz.

Biraz bize kendinizden ve gurubunuzdan söz eder misiniz?

N.G: Aydınlıyım. On senedir fotoğraf ile ilgileniyorum. Vergi memuru olarak devlet dairesinde halen daha görev yapmaktayım. İşten kalan zamanlarımda sürekli fotoğraf ile ilgilenirim. Bugüne kadar yoğun bir biçimde fotoğrafın içinde yer aldım. Bireysel ve karma sergilerim oldu. Bazı yayınlarda yer aldım. Gurubumuzdaki tüm fotoğrafçı arkadaşlarımızın kendilerine ait meslekleri var. Yani 8 farklı kadın, meslek gurubu ve il… Kadınlar ile ilgili çalışma yapma konusuna gelince… Gittiğim bir sergiden çok etkilenmiştim. Bu durum bana bir şeyler yapma konusunda bir ışık vermişti. Ancak sayı olarak kaç kişi olacağımızdan herhangi bir fikrim yoktu. Ortak bir çalışma düşüncesiyle önce İstanbul'da arkadaşım olan Zehra Çöplü ile görüştüm. Onunla beraber bu çalışmaya adım attık. İki kişi başladığımız yolda sekiz kişi devam ettik. İlk sergimizi 8 denkliği ile 8 Mart tarihinde gerçekleştirdik. Değişik illerden kadınlar bir ortak paydada buluştuk. Her pazartesi online toplantılar yaptık. Herkes düşüncelerini bize aktarıyordu. Uzun bir süre ön çalışmalarımızı yaptık. İzmir'de gerçekleştirdiğimiz sergi 7'nci sergimiz.

Kendi adınıza fotoğraf ile tanışmanız nasıl gerçekleşti?

N.G: Fotoğrafla tanışmadan önce çok sayıda hobi denedim. Fotoğraf benim için bir hobi arayışıydı. Bunu net bir biçimde ifade edebilirim. Fotoğraf makinesini alayım fotoğraf çekeyim mantığı ile başladığım sonra profesyonelleştiğim bir alan oldu. Fotoğraf makinesi benim için yanımdan ayırmadığım bir ekipman halini aldı. Hayata bakarken de vizörden bakar gibi bakmaya başladım. Bu işe profesyonel bir makine ile başladım. Değişik kurslara gittim. Araştırmalar vesaire derken bu işi öğrendim. Kendi çabalarım ile de ilerletmeye çalıştım. Sonrasında tek bir fotoğraf üzerine olmayıp, proje türü çalışmalara yöneldim. Çalışmalarımı yarışmalara gönderdim. Sami Güner Fotoğrafçılık Yarışması’nda kupamı da aldım. Bu noktadan sonra tek bir fotoğraf üretmek değil de bir konuyu anlatan fotoğraflar üretmeye karar verdim.

Ş.D: Bu guruba Marmaris'ten katıldım. Gurupta olmaktan gurur duyuyorum. Benim fotoğrafa başlamam diğer guruptaki arkadaşlarımızdan biraz farklı… Çünkü babam fotoğraf sanatçısıydı. Evimizde sürekli fotoğraf çekilen bir ortam ve karanlık odamız bulunurdu. 12 yaşımda babam bana ilk fotoğraf makinemi aldı. Profesyonel olmasa bile amatörce sürekli yanımda taşıdım. Fotoğraf benim için daha çok gezmek, yeni yerler görmek, yeni insanlar ile tanışmak, hayatı belgelemek, dünyaya farklı göz ile bakmak için bir araç… Fotoğraf çekmeyi seviyorum ve makinem sürekli yanımda. Yeni insanlar ve kültürler ile tanışıyorum.

Fotoğraf çekmek size ne gibi bir anlam ifade ediyor?

N.G: Tanıklık etmek… Bir şeyleri görüyor, tanıyor ve tanıklık ediyorsunuz. Bilmediğiniz şeylerin manasını öğreniyor, yapılışını görüyorsunuz. Fotoğraflıyorsunuz. Bu anlamda fotoğraf benim için çok değerli. Görmediğim, bilmediğim kültürleri tanıma ve bilme imkanı sağlıyor. Fotoğraf iletişimin olmadığı bir mecrada var olamaz. Benim tarzım insanlar ile birebir fotoğraf çekmek. Fotoğrafın dışında yaşamlarını belgelediğim insanlar ile diyalogumda devam etti. Birçok dost edindim. Elde edilen sadece bir fotoğraf karesi hiçbir zaman olmadı.

Ş.D: Kadraj'dan baktığım zaman gözüken objenin dışında onun bir alt yapısı olduğunu görüyorsunuz. Kişiler ve hayatları var. Ben makro fotoğrafçılığı seviyorum. Dokular ile ilgileniyorum. Fotoğraf birçok şeyi tanımanızı sağlıyor. Gerek insanlar gerekse doğa anlamında… Fotoğraf her şeyi içerisinde barındırıyor.

Fotoğraf çekerken neleri göz önünde bulunduruyorsunuz?

N.G: Fotoğraf çekmek için bir yere gidiyorum. Özellikle seçtiğim ve çekmek istediğim bir yer… Durum böyle olunca oradaki işi ve duyguyu vurgulamak istiyorum. Genel görüntüden ziyade o insanların içerisine girip, onların yaşamlarını yansıtmak istiyorum.

Bu bağlamda doğru anı nasıl yakalıyorsunuz veya nasıl karar veriyorsunuz?

N.G: Oraya defalarca gitmiş oluyorsunuz. Bir kez giderek, şunu yakaladım diyemiyorsunuz. Konu özel ise oradaki bulunan insanlar ile defalarca konuşup, diyalog kurup, onların içerisinde yaşamanız gerekiyor. İşte o an doğru anı yakalamış oluyorsunuz.

Biraz da "İsimsiz" den söz edelim…

N.G: Fotoğrafların hepsi kendi içerisinde bütünlük olan ‘kadın’ı anlatan fotoğraflar olacaktı. Kadın, hayatın her alanında… Farklı yerlerden kadının içerisinde olduğu fotoğraflar çektik. Hepimizin farklı tarzları var. Fotoğrafların bazıları belgesel bazıları değil. Kurgusal fotoğraflarda yer alıyor. Kendi çektiğim fotoğraflar, tamamen kurgusal, tiyatro çalışmaları… Amacım; kadının toplumda her türlü rolü olduğunu anlatmak. Diğer arkadaşlarımda, çektikleri fotoğraflarda yansımalar ile hayata hem içerden hem dışarıdan hayata bakış, kadına şiddet, Anadolu'nun kadınları gibi temaları kullandı. Böylelikle her 5'li fotoğraf gurubu kendi içerisinde bir grupsal bütünlük sağladı.

Sizce sergi amacına ulaştı mı, farkındalık yarattığınızı düşünüyor musunuz?

N.G: Toplumumuzda farkındalık yaratılmak istenirse her konuda yaratabiliriz. Önemli olan etrafımızın farkına varabilmek. Toplum olarak birçok şeyin farkına varabiliyoruz. Ama bir kısım hala etrafa kör gözlerle bakıyor. Bu sergimizin 7'nci ayağı. Bundan sonra devam edeceğini düşünüyorum. Burada tek bir sergi yok. Sekiz farklı sergi var. Hepimizin tarzı farklı. Bence amacına ulaştı. Bir sergiye gelip, sekiz sergi seyredip dışarı çıkıp, bize güzel duygularından bahsetti. Toplumca bir araya gelemezken, sekiz farklı şehirden birbirini tanımayan sadece sergi vasıtasıyla diyalog kuran sekiz kadını bir araya getirdiyseniz zaten amacınıza ulaşmışsınızdır.

8 kişi olmaya nasıl karar verdiniz? Gurubun kurulma aşaması nasıl gerçekleşti?

N.G: Zehra Çöplü ile başladığımız bu yolda kimler olabilir düşüncesi, bize isimler üzerinde fikir sahibi olma olanağı getirdi. Kendi aramızda tartıştık, öneriler aldık. Uzun süren bir karar süreci oldu.

Fotoğraf, konusunda nasıl bir tarza sahipsiniz?

N.G: Tarzım daha çok belgesele yatkın. Bu tarzı daha çok benimsemiş durumdayım. Sergideki eserlerim ne kadar kurgusal olsa da içerisinde insan olan fotoğrafları seviyorum.

Ş.D: Ben, daha çok detay fotoğrafları, makro fotoğraflar çekmeyi seviyorum. Fakat içerisinde insan olmayan fotoğraf bana uzak geldiği için çektiklerim arasında daha çok insan yer alıyor.

Grup olarak ne tür projeleriniz var?

N.G: Bunu devam ettirmeyi düşünüyoruz. Farklı proje çalışmaları içerisine de girebiliriz. Kafamızda bir şeyler var ancak şu an netleşmiş değil.

İlginizi Çekebilir...

İzmir'de duygulara dokunan özel sergi
  • Kültür-Sanat
  • 09.05.2025 11:28
İzmir'de duygulara dokunan özel sergi
Kabul Ediyorum
İlkses Gazetesi olarak sistemimizde sadece sizin izinleriniz doğrultusunda bilgilerinizi kullanıyoruz. Detaylı Bilgi cookie script