- Kültür-Sanat
- 06.05.2025 11:56
Arjantinli bağımsız tiyatro topluluğu Mandragora Circo, ‘Dünya bizim evimiz’ mottosuyla Amerika, Avrupa, Asya ve Afrika kıtaları boyunca hikayelerini sahneye taşıyarak 8 yıldır seyircilerle buluşuyor
E. ÇAĞLA GENİŞ
Marianna Silva ile Juan Cruz Bracamont, Arjantin’de bir workshopta tanıştı. İkisi de tiyatro ile ilgileniyor; hatta müzik, sirk ve tiyatro tekniğini birleştirip sahneye taşımak istiyorlardı. Kısa süre içerisinde kendi oyunlarını yazıp ülkelerinde sahneye çıkan ikili, farklı türde sanatsal ifadelerin bir araya gelmesiyle oluşan gösterilerini ülke sınırları dışına taşımaya karar verdi. ‘Dünya bizim evimiz’ mottosuyla Amerika, Avrupa, Asya ve Afrika kıtaları boyunca 48’den fazla ülkeyi gezerek oyunlarını sahneleyen topluluk, yaklaşık 8 yıldır yollarda. Geçtiğimiz aylarda Türkiye’ye gelerek İzmir’de de sahne alan ikili, eve dönmeyi henüz düşünmüyor.
TESADÜFEN TANIŞTILAR
Müzisyen bir ailede büyüdüğünü ve tiyatro grubunu kurmadan önce kendi kendine besteler yaptığını anlatan Juan Cruz Bracamont, “Marianne Silva ile 1999 yılında bir sirk workshopunda tanıştık ve sonrasında birlikte çalışmaya başladık. Müzik, sirk ve tiyatro tekniğini sahneye taşıma hayali ikimizde de vardı. Bu üçünü birleştirip bir şeyler üretmeye karar verdik. Oyunumuzda içinde sözsüz bir hikaye anlatıyoruz. Bu sayede nereye gidersek gidelim anlatmak istediğimiz duygunun herkes tarafından anlaşılacağını görüyoruz. Önceleri yalnızca Arjantin’de gösteriler yapıyorduk ama hayalimizde hep bu oyunla dünyayı dolaşmak vardı. Elbette bu tek başımıza karar verebileceğimiz bir şey değildi. Bolivya’dan gösteri için davet aldık. Zaten sınır komşumuzdu çok önemli bir festivaldi. O yüzden gitmeye karar verdik. 8 yıllık turne yolculuğumuz Bolivya ile başladı” dedi.
ORMANDA GÖSTERİ YAPTIK
Uzun yıllar tiyatro ile uğraşan Marianna Silva ise, ilk çıktıkları turnenin 8 yıllık bir yolculuğa dönüşeceğini asla düşünmediklerini ifade ederek, “Bolivya’ya giderken aklımızda 8 yıllık bir yolculuğa çıkacağımız kesinlikle yoktu. Bolivya’dan sonra önce Güney Amerika’dan davetler gelmeye başladı. Daha sonra Amerika’nın genelinden… Sonra Avrupa ülkelerinden festival davetleri aldık. Ardından Afrika, Hindistan… Ama tüm bu seyahatler hiçbir zaman planlı bir şekilde olmadı. Festivallerde yer aldıkça tanınırlığımız daha da arttı. Gittiğimiz her ülkede bu gösteri onlar için yeni bir şeydi. Şehrin ortasındaki kocaman sahnelerde de köy sahnelerinde de gösteri yaptık. Daha önce hiç tiyatro izlememiş insanlar tarafından da izlendik. Her zaman izleyenlerin tepkisi çok güzeldi. Bolca alkış aldık. Peru’da 16 saat kanoyla yolculuk yapıp bir ormanın içinde gösteri yaptık. Yalnızca oradaki yerli halk tarafından izlenmiştik. Aynı gösteriyi Amerika’da da yapıyoruz ama tepki hep aynı oluyor” ifadelerini kullandı.
UYANDIKLARINDA AYI İLE KARŞILAŞTILAR
Gösteri için gittikleri ülkelerde ilginç deneyimler yaşadıklarından bahseden Mariana Silva, Kanada’da başlarından geçen bir anıyı şöyle anlattı: “Her turnede çok eğlenceli anlar yaşıyoruz. Amerika’yı karavan tarzı arabalar ile geziyorduk. Kanada’ya gittiğimizde arabada uyuduk. Park alanında kimsenin olmadığı bir yerde sabah uyandığımızda bir şey arabayı sallıyordu. O an camı açıp büyük bir ayı gördük. Parkta yine beklerken otostopa çıktık. Biri durdu sohbet ederken, ‘Sizi gazetede gördüm bizim için burada oynayın’ dedi. Bir anda arabadan inip yol üstündeki bir parkta oyun oynamaya başladık. Her yere davet üzerine gidiyoruz. Bölgenin durumuna göre trenle uçakla ya da otobüsle gidiyoruz. Türkiye’ye ilk gelişimiz. Buradan Çin’e uçacağız. Büyük bir çocuk tiyatrosu için gideceğiz.”