Anadolu tiyatroya aç!

Yenikapı Tiyatrosu oyuncularından Mehmet Küçükgünaydın ile yaptıkları etkinliklerden, tiyatronun günümüzdeki yerine kadar birçok konuda hoş bir sohbet gerçekleştirdik


  • Oluşturulma Tarihi : 05.07.2015 07:12
  • Güncelleme Tarihi : 05.07.2015 07:12
  • Kaynak : HABER MERKEZİ
Anadolu tiyatroya aç!

TANER UYANIKER - 25 yaşında genç bir tiyatro aşığıyla buluştuk. 5 yıldır Yenikapı Tiyatro grubunda bulunan Mehmet Küçükgünaydın bu haftaki konuğumuz oldu. Eğlenceli bir sohbet gerçekleştirdiğimiz Küçükgünaydın ile tiyatroyla ilgili her şeyi konuşmaya gayret gösterdik.

Tiyatro ile tanışmanız nasıl gerçekleşti?

Tiyatro aşkı çocuklukta kuzenlerime hikaye anlatırken başladı. Daha sonra İzmir’e geldiğimde Yurt’u gördüm ve katıldım. İnsanların seni izlemesi alkışlaması hoşuma gidiyordu. Sahnede kendini daha özgür hissediyorsun. Bir de bunun üstüne insanlara bir mesaj veriyor olman çok önemliydi. Yenikapı Tiyatrosu’nun yarı zamanda sokak tiyatrosu yapması nedeniyle başka bir havaya bürüyordu yaptığımız iş.

“SOKAK TİYATROSU DAHA İÇTENDİR”

 Peki, sahne ve sokak tiyatrosu arasındaki fark nedir?

Sokak tiyatrosunda seyircinin beklemediği bir anda onunla buluşuyorsunuz. Sahne ve sokak tiyatrosu arasındaki fark sahne tiyatrosunda insanlar bilet alıp hazırlıklı olarak geliyor. Sokak tiyatrosunda insanların beklemediği bir anda örneğin; ekmek almaya çıktığında, işinden dönerken aniden sunulan bir durum. Çok hızlı bir şekilde gerçekleşir, seyirciye söyleyeceğini söyler ve kaçar. Sokak tiyatrosu sokağın sıkıcılığını yok ettiğin, onu eğlendirdiğin, ayrı bir tat kattığın aynı zamanda senin, tiyatronun ortak sözünü söyleyip ayrıldığın yerdir. Sahne tiyatrosuna gidenler bellidir. Örneğin 100 lira biletin olduğu yere gidecek kişiler bellidir. Ama sokak tiyatrosunda sokakta her türlü insanla karşılaşabilirsiniz. Bu yüzden sokak tiyatrosu çok önemlidir. İki kişi yan yana izler ama ikisi de çok farklı kişiler olabilir.

Yenikapı Tiyatrosu hakkında bilgi verecek olursanız?

Yenikapı Tiyatrosu 2005 yılında kuruldu. İlk olarak sokak tiyatrosu olarak kuruldu ama ilerleyen dönemlerde sahnenin çeşitli dallarını da denedi. Bu sene mart ayında 10. yılımızı kutladık. 10 gün sonra 2. kez Avrupa turnesine çıktık. Oradaki göçmenlere oyunumuzu sergiledik. Her yıl festivaller yapmaya çalışıyoruz. Bu yıl da yine festivallerimiz var.

Festivalleriniz hakkında bilgi alabilir miyiz?

27 Temmuz-1 Ağustos 2015 tarihleri arasında gerçekleştireceğimiz 5. Karaburun-Mordoğan Sokakta Tiyatro Festivali bunlardan birisidir. Bu festival çerçevesinde akşamları köylere gidiyoruz, köylülere oyun sergilemek bambaşka bir havaya bürüyor bizi. Bunun dışında yöre halkının katılımıyla atölyeler gerçekleştiriliyor. Müzik, resim, sinema gibi atölyeler bunlar.

Neden Karaburun-Mordoğan?

Mordoğan’a ilk gittiğimizde halkın tepkisi çok iyiydi bizde neden burada yapmıyoruz dedik. Belediye başkanıyla da görüştük ondan da destek alınca bunu gerçekleştirdik. Karaburun- Mordoğan birleşince köy sayısı da arttı. Şimdi daha geniş katılımlı bir şekilde festivallerimizi gerçekleştiriyoruz.

“‘PALTO’ OYUNU NEDENİYLE HAPİS CEZASI ALINDI”

Oyunlarınızdan bahsederseniz?

En çok sergilediğimiz oyun Gogol’un ‘Palto’ oyunudur. Hatta oyunda vicdani ret işlendiği için ve halkı askerlikten soğutma sebebiyle bir arkadaşımız 5 yıl ceza aldı. Aynı suçu işlememesi kaydıyla cezası ertelendi. Biz onun adliye çıkışında bu oyunu yine sergiledik. Hala da bu oyunu oynuyoruz en sevdiğimiz oyundur. Sahne oyunu olarak da İsyan oyununu çok sık oynuyoruz. Bir de güncellenebilir bir oyundur. Mesela Gezi’den sonra yeniden uyarlama yaptık.

Politika ile iç içesiniz…

Biz politik tiyatroyuz. Hangi tiyatrodaysan biraz değişir. Şehir tiyatrosu devlet tiyatrosu bambaşkadır. Biz politik tiyatro olduğumuz için insanlara mesaj kaygısı içinde oluyoruz. Oyunları güncellemek gerekiyor. Örneğin bir nükleer sorun gündeme geldiğinde bununla ilgili bir oyun oynamanız gerekmektedir. Yani yaşadığın ülkenin sorunlarını dile getirmen gerekmektedir. Sanat zaten muhaliftir bir de politik tiyatro olunca bunu yapman kaçınılmaz olmaktadır. 

“BASKI GÖRÜYORUZ”

Yaşadığınız zorluklar neler?

Üstümüzde baskılar olduğunu söyleyebilirim. Sokak oyunlarımızı, polisler zabıtalar durdurmak istiyor. Gerici birisi varsa onlar da engel olmaya çalışıyor. Bu durum ekibin birlikteliğiyle alakalı bir durum, sen sözünü bazen öyle bir söylersin ki onu eleştirdiğini bildiği halde o mizahi dil hoşuna gider ve buna bir tepki göstermez. Bunun dışında oyunlar ve katıldığımız eylemler nedeniyle davası olan çok fazla arkadaşımız var. Ekonomik zorluklarda yaşadığımızı söyleyebilirim.

Peki, İzmir belediyelerinin sanata, sanatçıya bakışı nasıl?

Ülkenin çoğu yerine göre İzmir’de belediyelerin sanata bakışı olumlu ve bize destek veriyorlar. Özellikle kendilerini demokrat ve aydın olarak gören belediye başkanları çok destek veriyor. Festivalleri yaptığımız her yerde belediye başkanlarının desteklerini gördük.

“ANADOLU TİYATROYA Aǔ

Türkiye’nin iç kesimlerine doğru gittikçe tiyatro oralarda nasıl?

İç Anadolu’ya gidildikçe orada tiyatro sayısının az olduğunu görüyoruz. Devletin oralara daha fazla tiyatro götürmesi gerekmektedir. Anadolu’da yaşayan insanların tiyatroya aç olduklarını söyleyebilirim. Biz en son Erzincan turnesine gittik. Müftülüğün bir konferans salonunda gerçekleştirdik ve bizim salona 650 kişi geldi oyunu izlemeye. İzmir’de bile o seyirciyi çok zor bulursunuz. Burada devlete ve sanatçılara görev düşüyor. İnsanlara daha fazla tiyatro götürülmesi gerekmektedir. Bazen insanlar sanattan anlamıyor diyorlar o zaman senin anlaşılır kılman gerekmektedir. Nasıl Nazım Hikmet’i herkes anlıyorsa sende daha anlaşılır kılabilirsin.

9. tiyatro buluşmaları hakkında bilgi verir misiniz?

3-7 Temmuz 2015 tarihleri arasında ise, 9. Türkiye Tiyatro Buluşması Bergama’da gerçekleşecektir. 400’den fazla katılımcının olduğu bir festival oluyor. Orada çadırlar kuruyoruz. Yaklaşık olarak 50 hocanın katıldığı, söyleşilerin, oyunların, atölyelerin gerçekleştiği bir festival düzenleniyor. Müzik, yaratıcı drama, beden oyunculuğu, ritim, resim, fotoğraf, sinema gibi atölyelerimiz gerçekleşiyor. Beş gün boyunca bu devam ediyor ve beş günün sonunda bunlar sergileniyor. Bu festivale çok değerli hocalarımızda katılmaktadır. Türkiye’nin önde gelen hocaları söyleşiler gerçekleştirmektedir. Bunlara yerel halkta katılıyor. Her akşam onlara da oyun sergileniyor.

Mehmet Küçükgünaydın Kimdir?

 25 yaşımdayım. Daha önce Yurt Tiyatrosu’ndaydım. İzmir’e 2009 yılında turizm bölümünü kazandığım için geldim. Çeşm’ede öğrenimimi görürken Yurt Tiyatrosu’yla tanıştım. Daha sonra Yenikapı Tiyatrosu’na geçtim. Buraya başladıktan sonra tüm hayatımı tiyatroya adadım ve 5 yıldır da Yenikapı Tiyatrosu’ndayım. Yenikapı’da 2-3 yıllık eğitimimden sonra bir dönem eğitmen olarak da çalıştım.

Tiyatro öldü mü?

Tiyatronun ölüp ölmemesi sanatçıya bağlıdır. Teknoloji hızlandıkça 3-4 dakikalık videolar izlediği için insanlara tiyatro biraz sıkıcı gelmeye başladı. Eskiden televizyon yoktu, akıllı telefon yoktu. İnsanlar vakitlerini geçirmek için sinemaya, tiyatroya geliyorlardı. Şimdi olaylar daha bireyselleştikçe tiyatroda da buna nazaran düşüş olması gerektiği düşünülüyor ama tiyatro seyircisinde o kadar bir düşüş olduğunu düşünmüyorum.  Burada görev sanatçıya da düşmektedir. Tiyatronun ölüp ölmemesi sanatçıya bağlıdır birazda. Seyirci oyuna gelmiyor mu o zaman sen seyirciye gideceksin. Sen sokağa çıkacaksın. İnsanlardan muhakkak beğeni alacaksın. İnsanlar robot değil duygusal yanları da var ve düşünmeye de ihtiyacı var. Bu ihtiyaç onu dürtüyor ve seni beğenirse sahnene geliyor. Biz ‘isyan’ adlı oyunumuzu İzmir’de 150 kez filan oynamışızdır ama hepsi kapalı gişeydi. Tiyatroda seyirciyle direk yaratılan sinerji daha anlamlı oluyor. Seyircide bunu unutmuyor.

 

 

 

 

 

 

Haber Merkezi