Atalarıma ve tarihime vefa borcumu ödüyorum

Hep bir parça geri planda bırakılan “Kürt edebiyatının” genç kuşak şairlerinden Pertekli, Kürtçe yazmayı bir bakıma atalarına ve tarihine bir vefa borcu olarak gördüğünü söyledi


  • Oluşturulma Tarihi : 29.12.2021 08:02
  • Güncelleme Tarihi : 29.12.2021 08:02
  • Kaynak : HABER MERKEZİ
Atalarıma ve tarihime vefa borcumu ödüyorum haberinin görseli

YUSUF ÇAĞIRTEKİN - RÖPORTAJ

Köklü Türk edebiyatının hemen yanı başında, yüzyıllardır varlığını sürdüren Kürt edebiyatı, bugün de birbirinden değerli edebi ürünlerin üretilmesiyle edebiyat dünyasına değerli katkılar sunmaya devam ediyor. Bazen siyasi nedenler bazen de toplumun okuma kültürüne uzaklaşması, bu edebiyata toplum olarak bizi uzaklaştırsa da genç kuşak şairler, edebiyatın devamını sağlayabilmek için üzerine düşen görevi yapıyor diyebiliriz. Bu isimlerden bir tanesi de son şiiri “EZ” 6 Aralık’ta Neva Edebiyat, Sanat ve Fikir Topluluğu’nda yayınlanan Buşra Pertekli. 1990’lı yılların sonunda Batman’da dünyaya gelen Pertekli, şiirlerinde insanı, insanın kendisiyle olan kavgasını ve varoluş temalarını işliyor. Hem de “Here eslê xwe we tertîbê qîyasê jê ke” (Kendi aslına dön de oradan yola çıkarak yap kıyası) sözleriyle örnek aldığı ünlü Malaye Ciziri’nin izinden giderek. Pertekli, Kürtçe yazmayı ise atalarına ve tarihine bir vefa borcu olarak görüyor.

Hep bir parça “geri planda” bırakılan Kürt edebiyatının genç kuşak şairlerinden Buşra Pertekli kimdir? Kendinizden, yaşam hikayenizden bahsedebilir misiniz?

Batman’ın Kozluk ilçesinde doğdum. Aslen Bitlis Tatvanlıyım. Necmettin Erbakan Üniversitesi Tarih bölümü mezunuyum. Üniversite yıllarımda STK’larda aktif rol aldım. Şu an için eğitim çalışmalarıma devam ediyorum. Haddime değil kendime henüz şair demiyorum. Sadece şiir yazıyorum diyebilirim. Yazmayı okumayı ve dahi düşünmeyi seven biriyim.

MOTİVASYON KAYNAĞI OLDULAR

Şiir yazmaya ne zaman başladınız? Bu alanda yeteneğiniz olduğunu nasıl keşfettiniz anlatabilir misiniz?

Yıllarıdır yazılar yazıyorum. Kürtçe şiir yazmaya yaklaşık 9 ay önce başladım. İlk yazdığım “Eşq” şiirinden sonra yazmaya devam etmeye karar verdim ve şiirlerimi okutup fikirlerini aldığım değerli insanlar oldu. Devam etmem gerektiği konusunda bana motivasyon kaynağı oldular. Kürtçe yazmaya günlük ile başlamıştım. Sonuçta kimse anlamıyordu. Yazdığım bir takım yazılar oldu tabi ama şiir yazıyor olabildiğimi fark etmem çok güzel bir duyguydu.

Şiirlerinizde ana temanızın varoluş sorgusu ve aşk olduğunu gözlemledik. Sizden dinleyelim şiirlerinizde hangi temaları işlemeyi önemsiyorsunuz? Nedenleriyle birlikte anlatabilir misiniz?

İnsanın kendiyle kavgasını ve içinde bulunduğu çıkmaz sokakları yazmayı seviyorum. Evet varoluş sorgusu işlediğim temalardan. Aslında üzerinde durduğum temel konu “insan”. İnsan duygularıyla hisleriyle yazılması gereken temel konu zannımca. Çünkü yazdığımız her şey bir bakıma insanı halleri aslında. Sonuç itibariyle “mazlum” da “zalim” de insan.

Son şiiriniz “EZ” 6 Aralık’ta Neva Edebiyat, Sanat ve Fikir Topluluğu’nda yayınlandı. “EZ” şiirine ilham olan olay var mıydı? Bu şiirin hikayesini alabilir miyiz?

Bazen bir olay bir durum hatta çok önceden anımsadığım bir hatıra üzerine gelişebiliyor konular. Ez (Ben) aslında kendime yazılmış bir şiir. Kişi bazen acziyetini, olaylar karşısında çaresizliği de yazmak istiyor.

DÜNYA BİR HİÇLİK DİYARI

EZ şiirinizin bir bölümü çok dikkatimi çekti.

Yek tê û yek diçe

Ciyê seknê nîne Evder

Çi warêki hîçe

Burada (biri gider biri gelir, üçüncü bir ihtimale yer yok) gibi bir anlam çıkıyor. Tabi bizim anladığımız. Siz bu kısımda ne anlatmak istediniz?

Birçok kişi bu kısmı merak etmişti. Biri gelir biri giderden maksat yakın zamanda benim için çok değerli insanları kaybettim. Bu kısımda dünyanın nasıl bir hiçlik diyarı olduğuna ve doğum ile ölüm arasında bir döngü oluşuna dikkat çekmek istemiştim.

Gelelim Kürt edebiyatına. Ahmed-i Xani’den Abdurrahman Şerefkendi’ye, Ferike Usiv’den Suzan Samancı’ye geniş bir yelpazede önemli sanatçıları olan bir edebiyat. Kürt edebiyatı ve edebi eserleriyle ilgili fikirleriniz nelerdir?

Küçük yaşlarda babamın bize okuttuğu ilk eser Ahmed-i Xani’nin, “Nubihara Piçukan” kitabıydı. Kürt edebiyatıyla küçük yaşlarda tanışmam çok büyük bir fırsat oldu benim için. Kürtçe gerek şair (Helbestvan) gerek yazar (Nivîskâr) bakımından oldukça zengin edebiyat çevresine sahiptir. Her biri benim için çok değerli şahsiyetler. Konuları ve dil yapıları ilk gün ki haliyle elimizde mevcut.

Sizin Kürt şairlerinden örnek aldığınız bir şair var mı? Varsa nedenleriyle birlikte anlatabilir misiniz?

Her biri benim için çok değerli. Fakat Melayê Cizîrî kendime örnek aldığım nadide insan. Çok garip bir durum ama aradan yüzyıllar geçmesine rağmen bazen hiç bilmediğim şiirlerinde kendi şiirlerimdeki temaları ve kendimi bulurum. Hatta çok benzer başlıklarla karşılaştım. Bu beni onu örnek almam gerektiği konusunda ikna eden bir durum olmuştu. Tabi Feqîyê Teyran ve Ahmed-î Xanî’nin burada ismini anmazsam haksızlık etmiş olacağım. Feqîyê Teyran ve Ahmed-î Xanî’nin eserleri dikkatleri üzerine çekmeye değer. Aşkı, sevgiyi, tasavvufu tasavvur şekilleri edebiyat camiasının görmesi gereken bir boyut.

Biraz da hedeflerinizden bahsedelim. Şiirde varmak istediğiniz hedef nedir?

Kürtçe yazmayı bir bakıma vefa borcu olarak görüyorum. Atalarıma, ecdadıma, tarihime, bıraktıkları birikime sahip çıkıp üzerine bir tuğlayı da ben koymayı hedefliyorum. Yazmaya başladığım zaman bir hedef belirlemedim. Henüz yolun çok başındayım. Tek hedefim yazmaya devam etmek ve ileriye dönük şiirlerimin bir araya geleceği bir kitap. Bununla birlikte Kürtçe üzerine hedeflerim var elbette.

Son olarak Buşra Pertekli olarak okurlarınıza vermek istediğiniz mesajlar varsa alabilir miyiz?

Yaşamak onurlu bir duruş. Her şeye rağmen umutla yaşamak gerek. Verebileceğim en güzel mesaj bu olmalı. Bir de Melaye Cizîrî’nin “Newaya Mutribu Çengê” şiirini Miço Kendeş’ten dinlemenizi tavsiye ederim.