- Kültür-Sanat
- 15.05.2025 16:11
İzmir’de terk edilmiş köy olarak bilinen ve sadece yedi kişinin yaşadığı Lübbey Köyü’nde sergi açmaya hazırlanan ressam Keçe Ali, “Bu sergiyi köyde yaşayan yedi kişi için açacağım. Amacım terk edilmiş köylere dikkat çekmek” dedi
E. ÇAĞLA GENİŞ-ÖZEL HABER
Ressam Keçe Ali, 37 yaşında. Üniversite yıllarına kadar ailesiyle birlikte Ödemiş’te yaşadı. Lise yıllarında yeteneği öğretmeni tarafından fark edilen ve şu an İzmir’de bir okulda resim öğretmeni olarak görev yapan Keçe Ali, bir yandan da sergi çalışmalarına devam ediyor. Şimdiye kadar yurtdışı da dahil olmak üzere çok sayıda sergiye katılan Keçe Ali, bugünlerde ise farklı bir heyecan yaşıyor. Bu heyecanının sebebi 10 Şubat’ta, sadece yedi kişinin yaşadığı Lübbey Köyü’nde açacağı resim sergisi. Amacının terk edilmiş köylere dikkat çekmek olduğunu ifade eden Keçe Ali, “Binlerce yıllık tarihe sahip olan bu köyde ilk kez bir resim sergisi açmak istedim. Bu sergiyi köyde yaşayan yedi kişi için açacağım. Sergisine en fazla kişinin geldiği ressam olarak anılmayacağım. Boynumda fularım ve elimde şarap kadehim olmayacak. Sırtımda yeleğim ile karşılayacağım sizi” diyor.
EFE TORUNU RESSAM
1982 yılında Almanya’nın Stuttgart kentinde dünyaya gelen Ressam Keçe Ali, “2003 yılında Dokuz Eylül Üniversitesi Buca Eğitim Fakültesi Resim Bölümü’nden mezun oldum. Şu an bir okulda resim öğretmeni olarak çalışıyorum. 19 karma yurt içi ve yurt dışı, 10 kişisel resim sergim bulunmakta. Devlet Resim Heykel yarışması dahil toplam 11 ulusal çapta resim yarışması ödülü ve iki adet heykel proje ödülü aldım. Resimlerimde kullandığım Keçe Ali ismi; Yunan işgali sırasında milli mücadelede çarpışmış ve Bademli cephesinin kazanılmasında büyük emekler vermiş olan efe dedemin ismidir. Büyük dedemin adını eserlerimde kullanmaya başlamam hem dedeme olan hayranlığımı ifade etmekte hem de onu yad etme durumudur. Resimlerimi, genellikle kağıt ve tuval zemin üzerine karışık teknikler kullanarak oluşturmaktayım. Bugün halen çalışmalarıma İzmir ve Bozdağ’daki atölyemde devam etmekteyim” dedi.
YILLARCA ÖDEMİŞ’TE YAŞADI
Resme olan yeteneğinin lise yıllarında öğretmeni tarafından fark edildiğini dile getiren Keçe Ali, “Resim çalışmalarıma lise yıllarında çizmeye başladığım resimlerin öğretmenlerim tarafından fark edilmesinden sonra doğru yönlendirilmesi sonucu başladım. Eğitim vakfının yaptığı ve katıldığım ilk resim yarışması sonucunda birincilik ödülü alarak resim hayatına giriş yaptım. Yurt içinde ve dışında birçok karma sergide yer aldım. Mimar Sinan Güzel Sanatlar Fakültesi öğrencileri, yaşadığım yer olan Ödemiş’in Birgi beldesine 1999 yılında geldiklerinde; ben de toy bir güzel sanatlar öğrencisiydim. İlk resim ve heykel çalıştayım o oldu. O yıllarda yaptığım ilk taş yontu halen akan Birgi deresinde suyu beklemekte. Dört yıl katıldığım öğrencilik çalıştayları üniversiteden mezun olduktan sonra, İstanbul hayatımın başlamasıyla biraz durdu. Cihangir semtinde Vedat Örs ile birlikte kurduğumuz galeri de sergiler ve workshoplar yaptık” ifadelerini kullandı.
TERK EDİLMİŞ KÖYDE SERGİ
Lübbey’de bir sergi açmaya nasıl karar verdiğini anlatan Keçe Ali, şunları söyledi: “İlk kez 1998 yılında ziyaret ettiğim Lübbey köyünde o yıllarda yaşayan bir nüfus vardı. Zamanla yaşayan halkın köyden bakımsızlık nedeniyle ayrılması sonucu köy kaderine terk edildi. Yıllar içinde defalarca orada yaşayan bir kaç kişiyi ziyarete gidip geldik. Sonrasında ise o köye kendimizi o kadar ait hissetmeye başlayınca, iki katlı bir taş ev alma şansımız oldu ve artık Lübbeyliydik. Türkiye’nin birçok yerini gezme şansım oldu. Köy köy gezdim ve buna benzer bir yerleşimle daha evvel karşılaşmadım. Kaderine terk edilen yüzlerce köy bulunmakta ve insanlar tarihlerini toprağını bırakıp şehirlere göç etmekte. Sergimin birincil amacı terk edilmiş köylere dikkat çekmek. Binlerce yıllık tarihe sahip olan bu köyde ilk kez bir resim sergisi açmak olmak istedim. Bu sergiyi köyde yaşayan yedi kişi için açacağım.”