- Kültür-Sanat
- 09.06.2025 15:48
Geleneksel Türk müziğinin en büyük bestekarları arasında gösterilen Tanburi Ali Efendinin besteleri, ses sanatçısı ve araştırmacı yazar Ümit Yazıcı tarafından bir kitapta toplandı. Yazıcı, Yaklaşık 8 yıllık bir çabayla Tanburi Ali Efendinin topladığım eserlerini bir araya getirdim dedi
Geleneksel Türk müziğinin en büyük bestekarları arasında gösterilen ancak yaşamı hakkında çok az bilgi bulunan Tanburi Ali Efendinin bilinen 100e yakın bestesi İzmir Devlet Türk Dünyası Dans ve Müzik Topluluğu ses sanatçısı ve araştırmacı Ümit Yazıcının 8 yıllık çabası sonucu bir araya getirildi. Midilli Adasında doğan ve genç yaşta İstanbula giderek dönemin ustalarından dini eğitiminin yanında musiki dersleri alan Tanburi Ali Efendi, müzik alanındaki yeteneği, sesinin güzelliği ile dini konulardaki bilgisiyle sarayda müezzinliğe daha sonra Kudüs Payesi verilerek ikinci imamlığa getirildi. 23 yıl bu makamda kalan Ali Efendi, 1885 yılında İzmire yerleşip, kentte müzik çevresinin oluşması için çalışmalar yapıp öğrenci yetiştirdi. Bestelerinin çoğunu da burada yaptı.
TÜM ESERLERİ BİR ARADA
İzmir Devlet Türk Dünyası Dans ve Müzik Topluluğu ses sanatçısı ve araştırmacı Ümit Yazıcı, İzmirde Musiki Günleri adı altında bir konser serisine başladıklarını, bu seri dahilinde 19. yüzyılın en önemli Klasik Türk Müziği bestekarlarından Tanburi Ali Efendinin de farklı kaynaklardan günümüze ulaşan eserlerini seslendirdiklerini söyledi. Yazıcı, daha sonra Dokuz Eylül Üniversitesinin verdiği destekle sanatçının eserlerini yazılı bir kaynakta kayıt altında tutmak için harekete geçtiklerini anlatarak, bu sürede klasik Türk müziğinin en büyük bestekarlarından olmasına rağmen hakkında çok fazla bilgi olmayan Tanburi Ali Efendinin hayatını araştırmaya başladığını belirtti. Sanatçı hakkında yazılan tez çalışmalarından ve bazı müzik mecmualarından yararlandığını, ikinci ya da üçüncü kuşak öğrencileriyle görüştüğünü vurgulayan Yazıcı, ortaya çıkan Tanburi Ali Efendi adlı kitabında sanatçının hayatını anlattığını, günümüze ulaşan 100e yakın eserini bir araya getirdiğini ve Ali Efendi hakkında bazı Osmanlıca belgelere yer verdiğini ifade etti. Sanatçının nota bilmediği halde 100den fazla bestesi olduğuna işaret eden Yazıcı, Büyük bir müzik dehasına sahip olan Tanburi Ali Efendinin önemli bölümü Suzi-Dil makamındaki besteleri, kendisi gibi tanbur sanatçısı oğlu Aziz Mahmud Bey tarafından notaya dökülmüştür. Daha sonra derlenen bu eserlerin bir kısmı İstanbul Aksaraydaki bir yangında yok oldu. Bu eserlerin bazısı günümüze kadar ulaşmıştır dedi. Bütün bestekarların en büyük arzusunun unutulmaması olduğunu dile getiren Yazıcı, Sanatçının dönemindeki edep anlayışı farklıydı. Eserlerin bir arada toplanması mümkün değildi. Aldıkları edep ile sanatçılarda Bu benim eserimdir, herkes çalsın, söylesin anlayışı yoktu. Tanburi Ali Efendinin öğrencisi Rakım Elkutlu, yıllarca hocasının eserlerini bir araya getirmek için çabaladı. Elkutlu, hocasının eserlerinin yer aldığı bir külliyatı olsun istiyordu. Ancak bunu gerçekleştiremedi. İkinci kitabımda yaklaşık 8 senelik zaman zarfında Tanburi Ali Efendinin topladığım eserlerini bir araya getirdim açıklamasında bulundu.
AVRUPADA OLSA
Tanburi Ali Efendi gibi kültür ve sanat değerlerinin daha bilinir hale getirilmesi gerektiğini kaydeden Yazıcı, kitabı için araştırma yaparken bazı acı gerçeklerle karşılaştığını, Ali Efendi gibi bir müzik dehasının mezarının yerinin dahi unutulduğunu fark ettiğini ve bundan büyük üzüntü duyduğunu anlattı. Yazıcı, mezarın ilgisizlikten dolayı adeta kaybolduğunu, şu anda çok az sayıda kişinin bildiği mezar yerinin tescillenerek sanatçının kabrini onarmak istediklerini ifade etti. Türk musikisinin en önemli bestekarının değerinin yeterince anlaşılamadığına işaret eden Yazıcı, Bestekarımızın mezarının bilinmesini istiyoruz çünkü Tanburi Ali Efendi bizim kültür değerimiz, Türk müziğinin en büyük bestekarlarından. Avrupada bu nitelikte bir bestekar olsa elini sürdüğü yerler dahi kıymet arz ederdi diye konuştu. AA/İZMİR