Bienal’in ötesi

5.Uluslararası İzmir Sanat Bienali Genel Direktörü ve Küratör Seba Uğurtan, ‘Dünya Ötesi’ temasıyla 3 Mayıs’ta başlatılan ve 6 Mayıs’ta son bulan İzmir Sanat Bianeli’ne ilişkin değerlendirmede bulundu


  • Oluşturulma Tarihi : 08.05.2019 12:08
  • Güncelleme Tarihi : 08.05.2019 12:08
  • Kaynak : HABER MERKEZİ
Bienal’in ötesi haberinin görseli

SULTAN GÜMÜŞ / ÖZEL HABER
5. Uluslararası İzmir Sanat Bienalinde konu başlığı olan ‘Dünya Ötesi’ kavramı, sanatçının kendi düşüncesinin yorumu ile ifade edildi, her sanatçı eserlerinde kişisel yorumunu ele aldı ve imgesel anlatımlar sanatçının kendi benliğinin görsel sunumu oldu. Uluslararası Bienal’in sürecine dair değerlendirmelerde bulunan 5.Uluslararası İzmir Sanat Bienali Genel Direktörü ve Küratör Seba Uğurtan, “Sanat eseri yaratmada en büyük önem, bireysel ifadeyi kullanabilme gücüdür” dedi.
5. Uluslararası İzmir Sanat Bienaline yurt dışından 4 ülke sanatçısının (Kolombiya, Rusya, Hindistan, Peru), Türkiye’den 75 sanatçının katıldığını aktaran Uğurtan, “Dünya Ötesi konusunda, ayrıca 2019 yılının Göbekli Tepe yılı olması nedeni ile Su Grubu sanatçıları 4. Altın Şehir Projesi kapsamında Göbekli Tepe’ den çıkan 32 eseri kendi tarzlarında yorumlamışlardır. Bienal sırasında bu eserlerin sergilenmesine yer verildi” diye konuştu.
95 SANATÇI, 111 ESER
Toplam 95 sanatçının 111 eserinin Bienal süresince Seba Sanat Galerisinde 3-6 Mayıs 2019 tarihlerinde sanatseverlerle buluştuğunu söyleyen Seba Uğurtan, şunları ekledi: “Prof. Dr. İsa Eliri Sanat Eğitiminin Önemi ve Gerekliliği konusunda, öğretim üyesi Hüseyin Uysal Zanaat ve Sanat konusunda konferanslar verdi. 5.Uluslararası İzmir Sanat Bienali’nde sanatçılar Dünya Ötesi başlığı ile kendi benliklerine ulaşabilme, düşünebilme, var olmayanı, olabileceği hayal edebilme, şekillendirme, yaratma, yorumlama yetisini kullandı. Ruh ve bedenin ortaklaşa sunduğu fiziksel form sanat eseri, kişisel farklılıklarını ifade etme gücü ile oluşturuldu.” Sanat eseri yaratmada en büyük önemin, bireysel ifadeyi kullanabilme gücü olduğunu kaydeden Uğurtan, “Bu güç ile sanatçı, kimliğinin yanına teknik ekibini alır, bilimsel düşünce ile imgesel düşünceye var oluş kazandırılır. Sanat ile bireysel imge görünürlük kazanmaktadır. Sanatçılar özeldir, düşünmeyi bilir, yaratmayı bilir, etrafına da düşünmeyi öğretir. Düşünen insan satranç gibi bir sonraki hamle hakkında fikir sahibi olabilir. Bireyleri eğiten sanat aktiviteleri, toplumu da düşünmeye sevk eder, bu düşünce baskıcı değildir, her bireyin kendine özgü düşünebilmesini sağlar, düşünebilen insan bireysel farklılıkların önemini bilir, saygı duyar. Sanatın ve sanatçının önemli olduğu kavramı bu nedenle güç kazanmaktadır” dedi.
“RUHU GÖRÜNÜR KILMAK”
“Günümüz koşullarında kullanılan çeşitli görsel sunumların güçlü olması ekip çalışması ile gerçekleşmeye başlamıştır” ifadelerini kullanan Seba Uğurtan, “Bilimsel ve teknik ekip çalışmaların sunumuna vurucu güç kazandırmaktadır. İfadeyi ve ruhu görünür kılmak için ekip çalışması gereklidir. Sanat bize makineleri çalıştıran bir ruhu görünür kılıyor aslında. Ruh, düşünce, ifade, sunum, sanat eseri, sanatçı ile teknik ekibin çalışmaları ile varoluş kazanır” yorumunda bulundu. Sözlerine devam eden Uğurtan, şunları ekledi: “Türkiye’de özellikle son yıllarda sanat alanında gerçekleştirilen etkinliklerin artması ve bunların bir kısmının uluslararası katılımcılarla gerçekleşiyor olması umut vericidir. Uluslararası sanat etkinlikleri, Türkiye’nin dünyaya açılan kültürel yüzünün ve gelişmişliğinin bir ifadesi olarak değerlendirilebilmekte ve bu bakımdan uluslararası sanat etkinliklerinin Türkiye’nin dünyaya tanıtılması bakımından desteklenmesi önem taşımaktadır.”
“KAVGASIZ, GÜRÜLTÜSÜZ SUNARLAR”
İki yılda bir düzenlenen etkinlikler olan Bienallerin, ülkenin sanata verdiği değerin uluslararası çapta yansımasını sağlayan önemli etkinlikler olduğunu aktaran Uğurtan, “Sanatçılar eserlerini örnek, nitelikli, kavgasız, gürültüsüz sunarlar. Olan bitene dikkat çekerler. Yanıtları da eserleridir. Sessiz çığlıktır bu, sessiz soluk almaktır, sessiz ağlamak, sessiz gülmek, görünmeyeni görünür kılmaktır. Tüm insanların, insan olmanın duyarlılığı ile sarılması, kenetlenmesi, birbirini sevmesidir. Bir nefestir, yaşatan, can veren bir nefes, sanatın ve sanatçının, insanın önemini kavratmaya çalışan nefes. Hakkın, hukukun, insan gibi yaşamayı hak bilenin gücü, sınırsız nefesidir sanatçılar. İnsan olabilmek için düşünmenin, ifade edebilme gücünün sınırsızlığına sahip olanlardır. Duyarlılık yüreklerindedir, eserlerindedir. Kendileri gezinen özgür ruhlarının ferahlığını görünür kılmak için uğraşırlar, kıymetlidirler” yorumunda bulundu.
UZUN VADELİ VE SÜREKLİ
5’incisi gerçekleştirilen Uluslararası İzmir Sanat Bienali ile İzmirlilerin sanatla buluşmasından öte, sanatla iç içe yaşamaya başlamasının hedeflendiğini kaydeden Uğurtan, “Bu nedenle uzun vadeli ve sürekli bir etkinlik olarak planlanan ‘Bienal’ olarak düzenlenmekte ve sanat izleyicisinin arttırılması, toplumun her kesiminden izleyicinin Bienale çekilebilmesi önemsenmektedir. Jüri ve bilimsel komite Bienal’e katılacak sanatçıların seçiminde bu özgür dili sunmayı başarmış, çok sayıda farklı kültürlerden, farklı ülkelerden, farklı şehirlerden değerli sanatçıları bir araya getirebilmek için büyük bir özveri ile çalışmıştır. Nihai amacımız, İzmir’i dünyaca ünlü bir sanat ve kültür şehri haline getirmektir ve sanatın birleştirici gücünün dünya barışı için ne kadar önemli bir yer tuttuğunu anlatmaktır. Bu süreçte bize cömert ve içten yardımlarını esirgemeyen tüm kurumlara sonsuz teşekkür ediyoruz” diyerek sözlerini tamamladı.