Sayfa Yükleniyor...
BTA, Köy Enstitülerinin 77nci kuruluş yıl dönümünde bir köy enstitüsü oyunu olan Sütlü Keçinin Oğlağı Olamayan Biri; Mamıdefendi ile seyircisinin karşısına çıktı
ONURHAN ALPAGUT
Hayrettin Filizin yazıp yönettiği ve köy seyirlik tekniğiyle sahnelenen oyun; yayınlandığı 1940lı yılların sonunda, tüm Türkiyede büyük tartışmalara yol açan Bizim Köy/Köy Öğretmeninin Notları kitabının yazarı Mahmut Makal ve kitabın toplum üstünde yarattığı bomba etkisini gülünç bir dille anlatıyor. Çeşitli şiirlerle bezenmiş oyun, tarihimizdeki cehalet ve karanlığın boğaz boğaza geldiği günlerdeki bir kapışmayı capcanlı anlatmasıyla da seyirciden tam not aldı.
18 yaşında bir çocuk bir kitap yazmaktadır. Kitaba serin Anadolu gecelerini bir de canını katmaktadır. Bin senelerin yokluğunu, yoksulluğunu Anadoluda, kara bahtı, kem talihli 18 yaşında bir çocuk kitap yazmaktadır. Bin bir yalanı, cini mollayı Türkiyenin görmemek için gözünü kapattığı büyük bir olayı... diye başlayan oyun, bir yandan güldürürken, diğer yandan yakın tarihimize ışık tutuyor.
YEDİ KÖY ENSTİTÜSÜ OYUNU
Hayrettin Filiz, kendisinin yazıp yönettiği Mamıdefendi adlı oyunun ülkemizde sahnelenen 7nci Köy Enstitüsü oyunu olduğunu kaydederek, 2003 yılından bu yana konu üstünde araştırma ve anmalar yapıyorum. Kaleme aldığım ilk köy enstitüsü oyunu Yıldızlara Bakmak 2015 senesinde BTAda sahnelendi. Sergilenen Köy Enstitülüleri oyunlarının seyirci üzerinde muhteşem bir etki bıraktığını görünce şöyle bir söz verdim: Her biri farklı 5 enstitü temalı oyun hazırlama sözü. Bu sözüme bağlı kalarak BTAda sırasıyla Yıldızlara Bakmak, Güneşli Günlere Dair, Kazboğan, Delikanlı / Tonguç Baba ve Kır Çiçekleri ve son olarak da Hafız adıyla 5 enstitü oyununu seyirciyle buluşturdum. Tamamını kendimin yazdığı oyunlar; ülkemizde bugüne kadar yazılmış ilk ve tek enstitü temalı oyunlar olarak tarihe geçmiştir. Bu oyunlardan başka, Mehmet Başaranın 1979da, Orhan Kemal Roman Ödülü kazanmış Memetçik Memet adlı çalışmasını da oyunlaştırdım . Son olarak, 2016 yılında yazdığım Sütlü Keçinin Oğlağı Olamayan Biri; Mamıdefendi adlı oyunla, enstitü konulu tiyatro oyunlarının sayısını yediye çıkarttım diye konuştu.
DİKKAT ÇEKTİ
Oyun, gerek kitabın ve gerekse Makala yapılan haksızlıkların tümünü bir araya getirmiş bir karakterle seyircinin karşısına çıkıyor. Örneğin, oyunda Orhan Veliden, Bedri Rahmiye, Fakir Baykurttan, dönemin Niğde Valisi İbrahim Tevfik Kutlara kadar birçok tanığın görüşleri santim santim işlenip, yeni bir anlatım biçimi oluşturulmuş. Kara cehaletin karşısında herkesin aynı acıyı çektiğini ancak aydınların bu zamanlarda daha duyarlı ve daha cesur olmaları gerektiğine dair, birçok şairden derlenmiş şiir destekleri de oyuna bambaşka bir hava katmış.
ÜLKE SINIRLARINI AŞTI
Mamıdefendi adlı oyunu neden sahnelerine taşıdıklarını sorduğumuz BTAnın kurucusu Hayrettin Filiz, kısa bir hikaye anlatarak yanıtladı: Makalın kitabı yayımlandığında, olağanüstü bir etki yaratır. Kısa süre sonra yapılacak 1950 seçimlerinde DP, CHPye karşı yürüttüğü propagandada yoğun bir biçimde kullanır bu kitabı ve ardından iktidara gelir. Belki de DPnin iktidara gelmesinde Makalın Bizim Köy kitabının da faydası olmuştur. Ancak, çok geçmeden, Mahmut Makal, komünist olmakla suçlanıp, DP iktidarından baskı görmeye başlar. Bu kez de iktidar kaybetmiştir; Bizim Köyün etkisini ülkede azaltmaya çabalayan DPliler, bunu başaramadığı gibi, kitabın ülke sınırlarını aşmasını ve uluslararası bir ses getirmesini de engelleyemez. Bu kitabın yurt dışı yansımalarına en iyi örneklerden birini, bir başka Köy Enstitüsü mezunu, yazar Sami Gürelin anılarında görürüz. Bir anısında şöyle anlatır Gürel; Bizim Köyün fırtınası dünyanın ilgisini çektiği günlerde, bulunduğu uçak zorunlu bir nedenle Bakırköy Havaalanına inen Ernest Hemingway, kendisini ziyarete gelen gazetecilere Mahmut Makalı sorar ve görüşmek ister. Ancak kısıtlı zaman nedeniyle bu görüşme gerçekleşmez.
BTADAN ARMAĞAN
Oyunu izleyen seyircileri etkileyen bir başka nedense, sanki bu oyun için Mahmut Makalla özel bir söyleşi yapılmış hissi veren barkovizyon görüntüleri. Oyunda üç kez; girişte, ilk bölüm sonunda ve finalde gösterilen filmlerde, Mahmut Makalın kendisi, kitabı Bizim Köyü ve bu kitabın yayımlanma sürecinde neler yaşadığını tüm ayrıntılarıyla anlatıyor. Okuduğu İvriz Köy Enstitüsüne gidişi, oraya hangi hava ve yol koşullarında gittiği, ailesinin tepkileri, Bizim Köyü nasıl şartlar altında ve neden kaleme aldığı tüm açıklığıyla seyircinin görüşüne sunuluyor. Hayrettin Filizin hazırladığı bu filmlerde Mahmut Makalın ülke eğitim sisteminin nasıl olması gerektiği konusundaki görüşleri, kendi ağzından ve etraflıca aktarılıyor. Ayrıca oyunun sonunda BTAnın hazırlamış olduğu bir armağan film de seyircide duygusal anların yaşanmasına neden oldu.
85 DAKİKALIK BİR OYUN
Oyun, iki tablodan oluşuyor ve yaklaşık 85 dakika. Son derece basit, son derece sıradan görünen ama oyunun sonunda eğitimde sorunların nasıl giderileceğine dair bir fikir bombardımanı altında kalan seyirciye, Makalın ağzından söylenen son söz, tüm oyunu ve BTAnın tutumunu özetliyor gibi;
Nedem, kambur felek benim payıma da öğretmenliği vermiş. O orada ağlarken, sen gülemezsin diye öğretmiş. Bir çare bulunsun gayrı Anadolunun gözünün yaşına. Bir parmak da bal sürülsün bu masalı yazan Keloğlanın başına.
MAHMUT MAKAL KİMDİR?
Bilindiği gibi, Mahmut Makal, Köy Enstitüsü mezunu bir yazarımızdır. Henüz 18 yaşındayken öğretmen olarak atandığı ilk görev yeri olan Niğdenin Nurgöz Köyünde tutmaya başladığı köye ait notları, ertesi yıl atandığı Çardak Köyünde de sürdürür. Yaklaşık 70 parça kısa yazıdan oluşan bu notları Varlık dergisinden Yaşar Nabiye gönderen Makal neredeyse, bir buçuk yıla yakın bir sürede, parça parça yayımlanan bu yazılarının toplanıp kitaba dönüştüğünü aylar sonra fark edecektir. Ocak 1950de bu notlar Bizim Köy adıyla basılır. İlk baskısını Ocak ayında yapan kitap, ikinci baskısını bir ay sonra, Şubat 1950de, üçüncü baskısını Martta ve dördüncü baskısını da Nisan 1950de yaparak ülkemiz kitap tarihinde eşine az rastlanır bir başarı elde eder. Kitabın girişinde yer alan Yaşar Nabinin sesleniş yazısında yazdığı not, kitabın etkisini göstermesi adına son derece dikkat çekicidir.
Haber Merkezi