- Kültür-Sanat
- 19.04.2025 13:25
İzmir Halk Ozanları ve Aşıklar Derneği Başkanı Celal Bulut (Celal Hoca) ile aşıklar ve aşıkların bilinmeyen sorunları hakkında güzel bir söyleşi gerçekleştirdik
TANER UYANIKER
Günümüzde aşıklara yeterince ilgi gösterilmese de bu güzel geleneği yaşatmaya çalışan ozanlarımız bulunuyor. İzmirde bu geleneği devam ettiren İzmir Halk Ozanları ve Aşıklar Derneğine konuk olduk. Yaklaşık 20 ozanın bulunduğu dernekte Başkan Celal Bulut aşıklık hakkında bilgi verdi. Özellikle vatandaşların ilgisizliğinden yakınan Celal Hoca bu kültürün devam etmesi için herkesin taşın altına elini koyması gerektiğini söyledi. Belediyelere bu konuda önemli görevler düştüğünü belirten Cella Hoca daha fazla destek istedi.
1949 Kars doğumlu olan Bulut aynı zamanda emekli bir öğretmen. Asıl aşıklığına 1970 yılında ustasıyla gittiği köyde bir kıza aşık olarak başladığını belirten Bulut, Bir gün ustamla köyün birine düğüne gittik. O zamanlar kızın babası başlık keserdi şu şu alınacak ikide aşık gelecek derdi. Ustam bana sazını verdi o zamanlar usta olmamıştım. Aldım sazı çalarken köy odasının içinde yer kalmadığı için dışardan camdan genç kızların bize baktığını gördüm. Orada bir güzel kız gördüm. Aşık oldum ona. Ona o zaman öyle güzel şarkılar söyledim ki benim ustam işte sen aşıklığın ilk adımını attın dedi. Ama ben aşık olduğum kızı alamadım. Annemi babamı gönderdim ama kızın sözünü başkasına kesmişler dedi.
AŞIKLIK KÜLTÜRÜNÜ TANITMAK İSTİYORUZ
2000 yılından bu yana dernekte başkanlık görevini yürüttüğünü belirten Bulut, Burada aşıklık kültürünü tanıtmak ve yaşatmak için elimizden gelen her şeyi yapmaya çalışıyoruz. Bu kültürü genç kuşaklara aktarmak için çok fazla çalışmalarımız oldu. 16 yıldır bu derneğin başkanıyım. 80e yakın konser tertip ettik. En son Buca Eğitim Fakültesi konferans salonunda aşık ve çırak atışması yaptık. Belediyelerimize gidip onlarla anlaşıyoruz. Yaz konserleri veriyoruz. Pazar yerlerinde stant kuruyorlar. Bu stantlara biz aşıklar 15e yakın kişi gidiyoruz ve aşıklık geleneğini halka gösteriyoruz. Bu gelenekte Azerbaycandan, Karsa, Erzuruma oradan İç Anadoluya geçmiştir. Bizim derneğimizde de 20ye yakın aşık vardır. Bunlarda Doğu Anadoludan, Sivas yörelerinden İzmire geldiler. Bizde burada bu geleneği sürdürüyoruz diye konuştu.
Bu senenin yaz konserlerini de hazırladıklarını ifade eden Bulut, Bu kültür bu gelenek yerel yönetimlerin üzerine kalmıştır. Onlar destek olmazsa bu gelenek ve kültür yok olacaktır. Eskiden aşıklarımız köy kahvelerinde çalarlardı. O zamanlarda televizyon yoktu. İnsanlar aşıkları dinlemek için can atarlardı. Aşıklık ileri safhadaydı. Aşıkların dinleyicisi olduğu sürece aşıklar daha çok çoşarlar ve yeni yeni şiirler yazarlar dedi.
AŞIKLARIN HİKAYELERİ 20 GÜN DEVAM EDERDİ
Aşıklara eskisi kadar ilgi olmadığını belirten Bulut, İnsanlar aşıkları ayağına bekliyor. Biz gidiyoruz şuraya geldik gelin bizi dinleyin diyoruz. Kahvelerde aşıkları dinleme halk hikayelerini anlatma diye bir şey kalmadı. Meddahlar halk hikayeleri anlatırlardı. Onlardan sonra aşıklar bu görevi devraldı. Bu hikayeler günlerce uzardı. Bir hikaye bazen 20 gün devam ederdi. Bu hikayeyi takip etmek için insanlar erkenden gelir yer kapardı kahvehanelerde. Şimdi bu gelenek kalmadı şeklinde konuştu.
Aşıkların tanıtımı için televizyonun önemli bir yer tuttuğunu ifade eden Bulut, İzmir televizyonlarının kendilerine yeterince destek vermediklerini söyledi. Bulut, Aşıklar televizyon programlarına çıkıp insanlara hitap edebiliyor. Ama İzmirde biz bunu yapamıyoruz. İzmirin televizyonlarının türkü formatları yok. Bizlere değer verenler sadece İstanbulda var. Bizde her şeyi cebimizden karşılayarak oraya gidiyoruz. Eskiden İzmir TV vardı. Onlar sazı sözü çok severlerdi ve bizi her ay çıkartırlardı. Şimdikilerin kanalında türkü yok dedi.
TOPLU İĞNELİ ATIŞMA!
Geçen yıl terör nedeniyle konserlerinin bazılarının ertelendiğini belirten Bulut şunları söyledi: Geçen yıl 7 tane yaz konseri vardı. 3ü terör eylemlerinden ötürü yapılamadı. Belediyeler bu etkinlikleri kaldırdı. Bizimde elimizde saza gitmedi. Şimdi yine program aldık yaz için. Allah huzur versin bir problem çıkmasın diyoruz. Bize dokunmayan yılan bin yaşasın diye bir atasözü vardır. Artık o geçersiz kalmıştır. O yılan hepimize dokunuyor. Biz bütün yıl boyunca çalışıyor ve hazırlanıyoruz. Tam çıkacağımız gün böyle bir şey oluyor ve erteleniyor. Bu yılan gelip bize de dokunuyor. Bu hepimizin sorunudur. Allah memleketimize huzur versin. Barış getirsin. Barış barış diyoruz ama barışı da destekleyen yok. Bu ülkede beğenmediğimiz ne var? Ben Kürdüm diğeri Laz bir başkası Türk paylaşamadığımız neyimiz var? Çanakkalede Sarıkamışta biz omuz omuza şehit düşmedik mi? Erzurum Sivas kongrelerini beraber yapmadık mı? Bu vatanı birlikte kurmadık mı? Bu insanlara ne oluyor bilmiyorum. İnşallah bu huzursuzluk biter devletimize huzur ve barış gelir diyoruz ve bizde sazımıza çalmaya devam ederiz.
Televizyon ve radyonun çıkması ile aşıklara olan ilginin azaldığını belirten Bulut, Vatandaşlar evinde bunları izleyip dinleyebiliyor. İnternette aşık Celal Hoca yazdığında ben çıkıyorum. Orada izliyorlar zaten beni. Buna rağmen aşıklara karşı özel ilgisi olan kişiler var. Bu kişiler en çok dudak değmez diye atışmalarımıza ilgi gösteriyor. Dik pozisyonda bir iğne yerleştirip doğaçlama olarak, içinde b, f, p, m, v harfleri bulunmayan sözcükler kullanarak hem çalıp hem de atışırız. Kültür Bakanlığı evde çocuklar bizim yaptıklarımızı tekrarlar diye toplu iğneyi kaldırdı. Şimdi bunu kürdanlarla yapıyoruz. Çok zor bir daldır bunu aşıklar dışında kimse yapamaz. Aşıklar, ozanlar ve şairler dağdaki suyun kaynağıdır. O kaynaktan su nasıl çıkıyor ve her yere yayılıyorsa aşıkların da sözü kaynaktır her yere yayılır ifadelerini kullandı.
DESTEK BEKLİYORUZ
Kültür Bakanlığı tarafından aşıkları anlatan kitap basıldığını belirten Bulut, Benimde burada bir halk hikayem vardır. Söylemez Hanım hikayesi diye. Bakanlık bize emeğimizin karşılığını vermedi. Bu hikayeyi verdikten sonra telif hakkı vereceğiz dediler. Banka hesap numarasını istediler. Bizde bize emeğimizin karşılığını verecekler sandık. Ama gele gele 50 lira para geldi dedi.
Bulundukları binaya 600 lira kira verdiklerini belirten Bulut, Büyükşehir Belediyesinden şikâyetçiyiz. Ama diğer belediyeler bizim isteklerimizi karşılıyor. Gidip konuşuyoruz bize salonlarını açıyorlar diye konuştu. Biz bu geleneği kültürü sürdürmek için destek istiyoruz diyen Bulut, Eskiye nazaran ozanlar yetişmiyor. Eskiden bizim 3-4 çırağımız olurdu şimdi çırak bulamıyoruz. Bizim yaptığımız programlar genelde usta ve çırak atışması. Bir usta bir çırak zor götürdük. Çırakta ustanın yanında 3-4 yıl kalacak ki öğrensin ifadelerini kullandı.
Gelemem
Boşuna bekleme, yârim yolumu,
Sazlı tarla sürülmeden gelemem.
Yeşile bezenmiş bizim dağlara,
Kara duman, bürünmeden gelemem.
Kalkmaktadır bu dağların dumanı,
Açmaktadır tabiatın çimeni,
Yine geldi yaylaların zamanı,
Koyun kuzu, bürünmeden gelemem.
Celal Hoca sular gibi çağlarım,
Gurbet elde baba kara bağlarım,
Senin için yârim her gün ağlarım,
Gözüm yaşı kurumadan gelemem.
Yaylalar
Her zaman dumandır başınız dağlar,
Gelip sizi görsün el yaylaları,
Yağmur yağar çiğdem çiçek açılır,
Birden bire basar sel yaylaları,
Yaz gelende yamaçların süslenir,
Dertli çoban köpeğine seslenir,
Koyun, kuzu, arı, bal yaylaları,
Yoğurdu kaymağı, bal yaylaları.
Celal Hoca orda çıkar duaya,
Artık kavuşur temiz havaya.
Güz gelende herkes iner ovaya,
Her yanı doldurur kül yaylaları.