Can yeleği kitaplar olan bir yazarın yolculuğu

Yazar Serkan Esen, aylar önce Buca’da açtığı ‘Çalıkuşu Kitap-Kafe’ ile alternatif bir alan sunuyor. Kitap alan okuyucularına ücretsiz çay-kahve ikram eden Esen, İzmir’de böyle bir projeye imza atan ilk isimlerden


  • Oluşturulma Tarihi : 05.01.2020 11:19
  • Güncelleme Tarihi : 05.01.2020 11:19
  • Kaynak : HABER MERKEZİ
Can yeleği kitaplar olan  bir yazarın yolculuğu haberinin görseli

SULTAN GÜMÜŞ / ÖZEL HABER
Dokuz Eylül Üniversitesi İşletme bölümü mezunu Serkan Esen, 15 sene boyunca perakende sektöründe yer aldı, 2017 itibariyle de ‘yazma’ serüvenine başladı. ‘Vatansever’ ve ‘Eşi Olmayan Devlet Adamı: Mustafa Kemal Atatürk’ isimli eserlere imza atan Esen, Dokuz Eylül Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi yakınlarında ‘Çalıkuşu Kitap-Kafe’ adıyla bir mekan açtı. Tarihçilerin sınırlarına girmeden, tarihe müdahale etmeden, Atatürk’ün yakın arkadaşlarının anlattığı anılarla kitaplarını oluşturan Esen, her kitabı da raflarında bulundurmuyor. Onun için önemli olan her kitabı satmak değil, değerli ve kaliteli kitapları okuyucuyla buluşturmak. Kendisini bir ‘kitap antrenörü’ olarak tanıtan Esen, ilk kitap gününü de 19 Şubat’ta gerçekleştireceklerini belirtti.



“BİR FARK YARATMAM GEREKİYORDU”
2017 yılı itibariyle yazma sürecinin başladığını ifade eden Yazar Serkan Esen, şunlara yer verdi: “İlk olarak birinci kitabım ‘Vatansever’i yazdım. Kitap 2017’nin sonlarında çıktı. Daha sonra ikinci baskı olarak profesyonel bilgilerle 2018’in başında bir kez daha çıktı ve raflarda yerini aldı. 2019 başında da ikinci kitabım ‘Eşi Olmayan Devlet Adamı: Mustafa Kemal Atatürk’ü çıkardım. Bu kitapta da Atatürk’ü yurtdışından, yabancıların gözünden tanıtmaya çalıştım ama bununla alakalı birçok kaynak olduğunu düşünürsek bir fark yaratmam gerekiyordu, o fark da Atatürk hakkında görüşlerini belirten kişileri de okurlara tanıtarak kitabı ulaştırmak. Bu aynı zamanda Afet İnan’ın bir vasiyeti niteliğindeydi. Atatürk’ün tanınmasının, yurtdışından nasıl göründüğünün bilinmesinin hepimizin bir vatandaşlık görevi olduğunu Afet İnan kendi anılarında söylüyordu. Buradan yola çıkarak aslında Atatürk’ün ne kadar büyük bir deha olduğunu anlatmaya çalıştım okurlarıma.”



“ATATÜRK’Ü ANLATMAYA ÇALIŞTIM
İlk kitabı Vatansever’in toplam 72 ayrı hikayeden oluştuğunu kaydeden Esen, “Kitaplaştırma projesi ortaya çıkmadan önce kendi okuduğum kitaplardan aldığım notlarımdı. Bu notları çocuğuma saklıyordum. Buradaki amacım da çocuğumun eğitimin dışında kalan kısmıyla Atatürk’ü tanıyor olmasıydı. Yani insan olan Atatürk’ü tanıyor olabilmesiydi. Sadece Atatürk’ü de değil, Milli Mücadeleyi ve bu ülkenin hem işgal hem de bağımsızlık hikayelerini biliyor olması gerekiyordu. O dönemi yaşayan kişilerin dilinden öğrenmesi gerekiyordu, bizim eğitim müfredatımızda olmayan kısmı buydu. Ben bunu kendi çocuğuma aktarmak için yola çıkarken daha sonra fikrimi değiştirdim ve özellikle bütün gençlere hem milli mücadeleyi hem Atatürk’ü anlatmaya çalıştım” dedi. “Bundan 3-4 sene öncesine kadar kafamda yazmak diye bir şey yoktu” cümlelerini kullanan Esen, “Ama hayatımda hep okumak vardı. Eğer bir kitap yazmak istiyorsanız önce iyi bir okuyucu olmak zorundasınız. Dolayısıyla bu kadar okuyan bir insan olduğum için hep kenarda notlarım birikti. Benim bütün derdim bu ülkenin tüm çocuklarının okuması” diye konuştu.
TARİHÇİLERİN SINIRLARINA GİRMİYOR
Birinci kuralının tarihçilerin sınırlarına girmemek gerektiğini söyleyen Esen, “Çünkü ben bir tarihçi değilim. Buradaki motivasyonum ve kendime koyduğum temel kural farklı bir pencereden, anlatılmayan Atatürk’ü bildiğim kadarıyla anlatmak. Temel mottom bu. Amacım asla ama asla bir tarihçinin sınırlarını aşıp müdahale etmek değil. Tarihin diğer bilimlere göre şöyle de bir avantajı var. Tarih sosyal bir bilim. Bir tıp ya da hukuk gibi tamamen kırmızı çizgileri olan bir bilim değil. Tarihi yapana sadık kaldığımız sürece bizim de bu konuda söyleyeceğimiz ufak tefek şeyler olabilir düşüncesindeyim” yorumunda bulundu. Romanlarında nasıl bir dil kullandığının da altını çizen Esen, “Benim temel kaynağım o dönemi yaşayan kişilerin anıları. Örnek vermek gerekirse; Atatürk’ün uşaklığını yapan Cemal Granda, Atatürk’ün 12 yıl boyunca kütüphaneciliğini yapmış olan Nuri Ulusu, bütün Milli Mücadele boyunca yanında olan Kılıç Ali ve Cevat Abbas gibi isimler benim temel kaynaklarım. Bu pencereden baktığımızda aslında dil de doğrudan ortaya çıkıyor. Dil onların dili haline geliyor. Dil, o dönemde yaşayan insanların kendi duyguları aslında. Ben bu duyguyu ortaya koymaya çalışıyorum. Ama bir dönem araştırmasına girmiyorum. Günümüzde tarih denilince akla ilk gelen isim İlber Ortaylı. İlber Hoca’nın son ‘Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ kitabı tam bir dönem kitabıdır. Atatürk’ün içinde yaşadığı dönemi de çok güzel anlatır ve her tarihçinin yapması gerektiği şeyi adeta belgelendirmiştir. Benim bunu yapmam mümkün değil” dedi.
“BAMBAŞKA YERLERE TAŞIDI”
19 Şubat’ta ilk imza gününü ve söyleşisini gerçekleştireceklerini aktaran Serkan Esen, son olarak, “Sıradan bir vatandaşım aslında. Her insan gibi benim yaşamım da bir kariyer peşinde koşmakla geçti. Bu noktada başarılı da oldum. Daha sonra bunu farklı bir noktaya taşımak istedim. Artık mesleki kariyer yerine, kitap üzerine kendi kariyerimi ve topluma olan faydamı artırmayı hedefledim, nihayetinde burayı açtım. Bir yerlere gelmek istiyorsak ve bir şeyler yapmak istiyorsak ülke olarak da, birey olarak da önce okumalıyız. Bunu bizzat yaşamış bir insanım. Benim en sıkıntılı dönemlerimde de can yeleğim kitaplar oldu. Beni psikolojik olarak da rahatlatan, beni toplum içerisinde bambaşka yerlere taşıyan şey kitaplar oldu” ifadelerini kullandı.