Çer çöpten sanat yaratıyor!

Her türlü eski eşyayı dönüştürerek ya da tamir ederek yeniden tüketilir hale getiren Çer Çöp Sanat Atölyesi sahibi Özkan Kemaneci ile buluştuk. Tüketim toplumuna karşı olan Kemaneci, doğanın bize sunduklarından kolayca vazgeçmemiz gerektiğini söyledi


  • Oluşturulma Tarihi : 03.04.2016 07:02
  • Güncelleme Tarihi : 03.04.2016 07:02
  • Kaynak : HABER MERKEZİ
Çer çöpten sanat yaratıyor! haberinin görseli

TANER UYANIKER

Bu haftaki haberimiz için ‘Çer Çöp Sanat Atölyesi’nin kapısını çaldım. Nisan ayının ilk günüyle birlikte bize sıcak yüzünü gösteren güneşten korunmak için, küçük bir çay bahçesinde Özkan Kemaneci ile buluştuk. Demli çaylar eşliğinde güzel bir sohbete koyulduk. Sohbette öğrendik ki bir yıldır faaliyette olan atölye bize işe yaramaz dediğimiz ürünlerin hala yaşadıklarını öğretiyor. “Eskidi” diye attığımız malzemelerimizin bir ustanın elinde ne hale geldiğini, gelebildiğini bu atölyede gördük. Alsancak’ın sessiz semtlerinin birinde kurulan bu atölye, her gün kıyıya köşeye atılan eski eşyalara yeniden hayat veriyor. Kemaneci, yıllarca turizm sektöründe teknik koordinatör olarak çalışmış ama gönlünün bir yanında da bu işi saklamış. İş yerinde yapılan haksızlıklara daha fazla sesiz kalamayarak işten ayrılıp yıllarca gönlünde yatan işine koyulmuş. Ve bugün ortaya muazzam sanat ürünlerinin çıkmasını sağlamış.

“EVİMİZE GELEN İLK ÇAMAŞIR MAKİNASINI MERAKIMDAN BOZDUM”

Özkan Kemaneci ile ilk önce bu işe nasıl ilgi duyduğunu konuştuk. Kemaneci, “Çocukluğumdan beri elektriğe mekaniğe çok ciddi anlamda merakım var. Öğrenciyken her yıl farklı bir sektörde çalıştım. Bir yıl motorcuda, bir yıl demir doğramacı da çalıştım. Öğrenciyken yaz aylarımı bu şekilde değerlendirdim ve çok fazla şey kendime kattım. Daha sonra soğutma sitemlerini çözdüm. Bu konuda yapamayacağım hiçbir şey yoktur. Evimize gelen ilk çamaşır makinası bizim için çok lükstü. Burmalı bir makinaydı, onu merakımda bozmuştum. Bu nasıl çalışıyor diye kurcalarken bozuldu. Bu ilgim hayatım boyunca da devam etti ve bir gün, bu kadar sisteme karşısın ve elinde bir şeyler geliyor neden kendi yolunu çizmiyorsun diye düşündüm. Bazı şeyler yapmalısın ve insanlar yaptığın şeylerden etkilenmeli. Etki aynı zamanda tepkiyi doğuruyor. Ve bu işe başladım. Yaptığım işle hayata bakış felsefemi bağdaştırdım” dedi.

Çalıştığı işten ayrılıp bu işe koyulmasına değinen Kemaneci şunları söyledi: “Turizm sektöründe teknik koordinatörlük yapıyordum. Aynı zamanda personelle ilgileniyordum. Bazı olumsuzluklar beni kötü yönde etkilemeye başladı.  Mobbing uygulamaları, yapılan haksızlıklar, adaletsizlikler beni etkiledi. Felsefi anlamda böyle şeylere çok fazla dikkat ettiğim için rahatsızlık duymaya başladım. İstesek de, istemesek de, o zihniyet de olmasak da, o makinanın bir çarkı gibi olmaya başladık. İnsan ilişkileriniz güçlü olsa da, insanlar sizi tanıyor olsalar da akşam yatağa yattığınız zaman huzurlu olmuyorsunuz, uyuyamıyorsunuz. Patronla da bu konu hakkında tartıştım ve tazminatımı almadan işten ayrıldım. 12 yıllık iş hayatım böylece sona erdi.”

ATÖLYE ALSANCAK’TA

İşten ayrıldıktan sonra ilk olarak Bornova’nın Gökdere Köyü’ne yerleştiğini belirten Kemaneci, orada atölyesini açtığını söyledi. Orada tecrübe kazandığını ifade eden Kemaneci, “Buradan,  İstanbul’a, Mersin’e, Antalya’ya hatta Almanya’ya bile ürünler sattım. Sonra arkadaşlarım asosyalleştiğimi söyleyerek benim Alsancak’a taşınmamı istediler. Gittiğim Felsefeciler Derneği vardı oraya gidemiyordum, bisiklet organizasyonlarına katılamıyordum. Bende bunları düşünüp arkadaşlarımın da ısrarıyla buraya geldim. İlk geldiğimde evimde sipariş usulü çalışıyordum.  Evin yan tarafını tutup orasını atölye haline getirdim. Burada çalışmalarımı yapmaya başladım ve mahallede bu konuda bana yardımcı oldu. Burası semt olarak çok sakin bir yer.  Çok sessiz, düşünmek ve üretmek için çok fazla zamanım oluyor. İnsanları da çok naif insanlar” ifadelerini kullandı.

SOSYAL PROJELER İÇİNDE YER ALAN BİR ATÖLYE

Alsancak’ta kendi işi için çok fazla materyalin bulunduğunu belirten Kemaneci, “İnsanlarımız bazı eşyalarının değerini bilmiyor. Üretmek yerine tüketmeyi, bozulan bir malzemeyi tamir etmek yerine onu atmayı tercih ediyorlar. Yenisini almak onlar için daha cazip geliyor. Tabi bu durum eski İzmir için geçerli değil çünkü oranın insanları fakir ve ellerindeki ürünü sonuna kadar tüketiyorlar. Alsancak’ta sokaklara çıkıp çok ciddi materyaller buluyorum. Bunun yanında çevrem çok geniş.  Arkadaşlarım tüketim toplumuna karşı olduğumu bildikleri için telefon edip ‘Özkan elimizde şu var’ diyebiliyorlar. Facebook’taki sayfa dostlarımız da ciddi anlamda destek oluyorlar” dedi.

 “ÖĞRENCİLER DAHA FAZLA İLGİ GÖSTERİYOR”

Üretime başladıktan beri çevresinden ve vatandaşlardan destek aldığını belirten Kemaneci,  ürünlerini ise çok değişik kesimlerden kişilerin aldığını söyledi. Kemaneci konuşmasını şöyle sürdürdü: “Genelde ürünlerimizi öğrenciler alıyor. Onların hayata bakış açıları daha farklı oluyor. Birde sıradanlıktan sıkılmış durumdalar. Büyüdükleri evle kendi kurdukları evin aynı olmasını istemiyorlar illaki bir farklılık, bir marjinallik oluşsun istiyorlar. Böyle kendilerini daha huzurlu ve daha özgür görüyorlar. Arıyorlar ‘Sayfanızda bir obje gördük ne kadar’ diyorlar. ‘Ben öğrenciyim bana pahalı geldi’ diyorlar genelde bizde onlara yardımcı olmaya çalışıyoruz. Bir kişi aradı ‘Üniversitem bitiyor buraya yerleşeceğim ailemden ekonomik bir destek almıyorum yeni bir işe girdim’ dedi. Ona yardımcı olduk. Çok cüzri rakamlarla onun evini dayadık döşedik. Çok zengin kesimlerden de arayanlar var.  İzmir’in en köklü ailelerinden birisi devamlı müşterimdir. Müşterilerim içinde entelektüel kesim daha fazla. Bu kişiler sanata ve sanatçıya çok fazla değer veriyor. Ama ben kendimi sanatçı olarak değil zanaatkar olarak görüyorum.”

“TÜKETİME KARŞIYIM”

Tüketime karşı olduğunu belirten Kemaneci, insanların üretken olmamasından dert yandı. Kemaneci, “Şu an dünyanın geldiği nokta, tüketim toplumu olmasından kaynaklandı. Bunu biraz durdurmamız lazım. Bu konuda insanlarda bilinç oluşturabiliriz. Aynı zamanda yaptığımız iş, çevre bilinci de oluşturuyor. Çünkü biz çeri çöpü topluyoruz. Çöpe atılan herhangi bir nesne geri dönüşüme girecek. Örneğin; metal doğaya karbondioksit salımı bırakacak. Keza plastik geri dönüşüme girdiği zaman kırıma giriyor. Kırımdan çıkan su özellikle İzmir’de toprağa salınıyor. Su çürüyor üretkenliğini yitiriyor. Bu yüzden ben eskileri tekrardan revize edip, biraz modernizasyon katıp, biraz da sanatla zanaatı karıştırıp insanlara geri sunuyorum. Başarılı da olduk. Kuruluşumuzdan bugüne iyi bir yere geldik. Çok güzel tepkiler aldık. Endüstriyel tasarım bölümünden öğrenciler bizi arıyor ‘Atölyenizde sizinle bir süre çalışabilir miyiz’ diyorlar. Bu konuda da biraz seçici davranıyorum. Olaya maddi olarak mı yaklaşıyorlar diye bakıyorum. Bunu sevdiği için mi, doğaya saygı duyduğu için mi, sanata saygı duyduğu için mi, yoksa olaya ekonomik bağlamda mı yaklaşıyor? diye bakıyorum” dedi.

Her türlü ürünü aldıklarını söyleyen Kemaneci, ilgi çeken ürünlerinden de bahsetti. Kemaneci, “Eski bir ağaç gövdesini çalışma masası yapmıştık o çok fazla ilgi gördü. Büyük bir dosya dolabı yaptık paletlerden. Su borularından yaptığımız lambalar, sandalyeler, sehpalar da müşterilerimizden ilgi görüyor. Lambaları genelde erkekler tercih ediyor. Endüstriyel objeleri nesneleri erkekler daha çok beğeniyor. Daha çok eskitme durumundaki şeyleri de kadınlar daha çok beğeniyor” diye konuştu.

“ÇEVRE BİLİNCİNİ DE YARATMAYA ÇALIŞIYORUZ”

Bir film şirketinden teklif geldiğini ifade eden Kemaneci, “Çevre bilinci oluşturacak bir belgesel çekilecek onun içinde bizim atölye olarak yer almamızı istedi. Bunun dışında Türkiye’de ve dünyada tanınmış holdinglerin sponsor olduğu projede denizden çöp çıkartılacak. Bu projenin içinde bende yer alacağım. Bu çöplerden yapabildiklerimizi anında plajda halkın arasında çeşitli objelere çevireceğiz. Yapamadıklarımızı hafta içi atölyemizde üreterek bir sonraki hafta sahilde sergileyeceğiz. 4 haftalık bir periyot olacak. Sonrasında sponsor olan marketlerin Show roomlarında sergilenecek bunlar. Amaç burada çevre bilinci oluşturmaktır. Bu projenin içersinde öğrencilerde olacak onlara da bir şeyler katmış olacağız” ifadelerini kullandı.

Çer Çöp Atölyesi isminin nasıl oluştuğundan bahseden Kemaneci şunları belirtti: “Bu işi yapmaya karar verdim. Her şeyi oluşturdum. Buna isim koymaya geldi. Marangozlukta yapıyorum, demir doğrama da yapıyoruz, seramikte yapıyorum. Sanayi bağlamında her şey atölyemde toplanıyor. Facebook’ta kendi özel hesabımda atölyenin adını ne koyalım diye bir anket yaptım. Sevdiğim bir dostum ‘Sen madem çeri çöpü toplayacaksın bunlarla uğraşacaksın, bunları dönüştüreceksin o zaman bunun adı Çer Çöp Atölyesi olsun’ dedi. Böylelikle isim oluştu.”

Aynı zamanda sosyal sorumluluk bilincinde de çalışmalar yürüttüklerini ifade eden Kemaneci, “Bunu sosyal medyadan çok fazla yaymadım. Eskilerin ‘Sağ elinin verdiğini sol elinin bilmemeli’ dediği gibi bizde bu mantığı güttük. Arkadaşlarımla bir araya geldik ve sosyal proje kapsamında ne yapabiliriz diye düşündük. İzmir öğrenci bazında çok kozmopolitik bir yapıda ve çok fazla öğrenci var.  Anadolu’nun her yerinden öğrenciler geliyor ve tabi ki de hepsinin ekonomik durumu aynı değil. İnsanların attığı atıl malzemelerde çamaşır makinası, buzdolabı gibi ev eşyaları çıkıyor. Çamaşır makinasının tamir için parasal ihtiyacını arkadaşlarımızla aramızda karşılıyoruz. Çevremize haber salıyoruz buna kimin ihtiyacı var diye öğrenmeye çalışıyoruz. Tabi bunun reklamını yapmadan gerçekleştiriyoruz. Herhangi bir ihtiyaç sahibine veriyoruz.  Bu tabi ki de sadece öğrenci olmuyor ihtiyacı olan ailelerde olabiliyor. Bu kişilere böyle bir yardımda bulunuyoruz. Çer Çöp’te bir anlamda bunun için kuruldu” diye konuştu.

İlginizi Çekebilir...

İbrahim Maalouf İzmir’de sahne alacak 
  • Kültür-Sanat
  • 13.05.2025 16:19
İbrahim Maalouf İzmir’de sahne alacak 
Kabul Ediyorum
İlkses Gazetesi olarak sistemimizde sadece sizin izinleriniz doğrultusunda bilgilerinizi kullanıyoruz. Detaylı Bilgi cookie script