Sayfa Yükleniyor...
İzmir çıkışlı tiyatro kolektifi Tiyatroevinin son oyunu Çirkin 22 Mayısta İzmir Sanat Merkezinde seyirciyle buluşacak
E. ÇAĞLA GENİŞ
İspanyol kökenli Fransız yazar Michel Del Castillonun Gitar isimli romanından uyarlanan Çirkin adlı tiyatro oyunu, 2000 yılında Tiyatroevinin kuruluşunda da başı çekmiş iki isim olan Prof. Dr. Semih Çelenk ile Hamit Demir tarafından sahneye konuldu. Çelenkin kaleme alıp yönettiği oyunda Hamit Demir tek başına dev bir performans sergiliyor. İzmir Büyükşehir Belediyesinin 22Mayısta İzmir Sanat Merkezinde seyirciyle buluşturacağı oyuna girişler ücretsiz.
BİR KUKLA TİYATROSU
Bu yapımda önemli bir yeniliği, metnin biraz daha ironik algılanması ve masalsı yanının daha çok öne çıkartılması şeklinde açıklayan Semih Çelenk, Bu oyun hep tek kişilik bir oyun olarak yapıldı, algılandı. Bizim tarafımızdan da. Ama bu kez adamın kendi dünyasındaki kişileri, düşlerini, yaşanmışlıklarını kendi yaptığı kuklalarla yaşattığını düşündük. Öte yandan kukla yeniden keşfedilen ve etkili bir anlatım dili. Aslında bugün çalışmaların sonuna geldiğimizde şunu diyebilirim ki Çirkin tek kişilik bir oyun değil, bir oyuncunun ve bir manipülatörün yer aldığı, kuklaların hakim olduğu bir oyundur. Charleville Mezieres'de, "Dünya Kukla Festivalinde izlediğim oyunları düşündüğümde de Çirkinin kolaylıkla bir kukla tiyatrosu oyunu olarak nitelenebileceğini düşünüyorum. Bu noktada, kuklalarımızın yaratıcısı ve kukla rejimize de katkıları büyük olan Adem ve Şafak Dağlar arkadaşlarımıza çok teşekkür ederim. Çok anlamlı ve yaratıcı bir işbirliğiydi bizim için dedi.
KLASİK, SIRADAN ANLATILARDAN UZAK
Çelenk, oyunun seyirciyi klasik ve sıradan bir anlatıyı izlemekten uzak tutacağını belirterek, Oyunu uyarladığımız romanın adı Gitar... Bu anlamda özelde gitar ve genelde sanatın etkisini, tanrısallığını tartışan bir metin... Oyunumuzda gitarı genç arkadaşımız Mert çalıyor. Onun oyuncu ile ve oyunla kurduğu doğaçlama ilişki de bizim için çok önemli. Uyarlamada dikkat ettiğim tek nokta. Dramatik olarak bir an yaratmaktı. Anı anlatan ya da geçmişi anlatan ve oynayan oyuncunun eylemi ile anlatısı arasında senkron bozukluklarına gittik, parçalı anlar oluşturmaya çalıştık. Bunun da seyirciyi çok klasik, sıradan bir anlatıyı izlemekten uzak tutacağını düşünüyoruz ifadelerini kullandı.
Haber Merkezi